Müzikonair 24 Haziran Seçimlerinde Radyolar Sınıfta mı Kaldı? | Müzikonair
Köşe Yazıları

24 Haziran Seçimlerinde Radyolar Sınıfta mı Kaldı?

Yürümeyi ve etrafı gözlemlemeyi seven bir tipim. Yürürken, bir yandan düşünüyorum bir yandan insanları seyrediyorum. Gençlerin nerdeyse tamamının elinde bir cep telefonu bir de kulaklık. Nedeyse herkes bir şeyler dinliyor, bazen üşenmeden çaktırmadan bakıyorum, “ne dinliyor bunlar” diye. Gördüğüm tabloya alışık olduğum için fazla da şaşırmıyorum. Nerdeyse herkes müzik dinliyor ve bu müziği dijital müzik platformlarından dinliyor. iTunes, Spotify ise en başta olan platformlar. Müzik dinleme alışkanlıkları artık nerdeyse tamamen dijitale kaydı geyiğinin çok doğru olduğunu bir tek bu deneyimimde değil her olayda yaşıyor ve görüyorum.
İnsanlar müziği seviyor ve radyolar bunu vermeye devam ediyor, ama bir şeyi kimse hesaplamıyor. İnsanlar, özellikle gençler müziği genelde mobil platformlardan dinliyor, ama radyolar ısrarla ilk ve tek element olarak müziği sunuyor. Programcılık adına hiçbir şey yapmıyorlar. Öylesine bir algı yarattılar ki radyolar, bir program yaparken ben bile “aman çok mu konuştum” diye ürküyorum ve susmak zorunda hissediyorum kendimi.
Radyoların üzerinde kurumsal anlamda da ölü toprağı serilmiş durumda. İçerik ile ilgili ellerine geçen fırsatları da değerlendirmiyorlar. Mesela F.B. seçimleri, Dünya Kupası maçları ve 24 Haziran seçimleri. Hepsi de bir içerik sunma ve toplumun ilgisini çekmek adına birer fırsat. Ama tık yok.
24 Haziran seçimleri ile ilgili radyoların yaptıkları içeriklere bakıyorum, pek çok radyo kanalı apolitik takılmak istiyor. Hemen hemen hiç biri siyasete girmedi, toplumun en önemli gündem maddesi olan seçimleri televizyon çok iyi kullandı. Bu ezberi bozan birkaç radyo oldu tabii ki ama genel anlamda radyoların bu ilgisiz tavrı beni çok şaşırttı.
Milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve yanlarındakilerin kapılarında yatıp kalkan ve avanta peşinde koşan bazı radyocuların suskunluğu ise dikkatimi çekti. Acaba olası bir iktidar değişikliğinde Millet ittifakına nasıl yanaşırım diye mi düşünüyorlar ve destekledikleri siyasi ideolojiyi tek mi ettiler, yoksa aniden bir “tarafsız” olma hevesine mi tutuldular. Siyaset ve medyanın yan yana olduğu dönemlerde, medyanın ne kadar nankör olduğunun tipik bir örneği oldu bu bence.
Neyse, biz dönelim konumuza;
24 Haziran seçimleri ile ilgili toplumun nabzını tarafsızca tutan ve bu konuyu gündeme getiren radyolar oldu elbet. Bu radyolar milletvekillerini, cumhurbaşkanı adaylarını ağırladılar ve halkın bu konudaki ilgisine içerik arz ettiler.
Tek tek inceledim radyoları. Hatta ilgi alanıma girdiği için dinledim. Diğerlerine göre ayrışmayı başaran radyolar hakkında notlar tuttum. Bu seçimlerde diğer radyolara göre daha iyi bir içerik sunan radyolar şunlar oldu:
Best Fm – 24 Haziran seçimleri ile ilgili sundukları içerikle ciddi anlamda en başarılı radyo oldu. Çok iyi konuklar aldılar ve gündemin şekillenmesine katkıda bulundular. F.B. başkanlık seçimlerinde de çok iyi bir içerik sundu. Sunduğu içeriklerden yayılan haberler ertesi gün sosyal medya ve geleneksel medyada haber kaynağı olarak kullanıldı.
CRI TÜRK – En çok siyasi figürü yayına çıkartan radyo oldu. Babamın malı değil, kendi çalıştığım radyo diye yazmıyorum ama 24 Haziran seçimlerini hem nitel hem de nicel anlamda en çok işleyen radyo oldu. Her partilinin sesini rahatça duyurduğu bir mecra oldu.
Number One: Her seçimde uyguladığı “….. Gençlerle buluşturuyor” türündeki programları bu yılda yaptılar. Meral Şener ve Muharrem İnce’yi konuk aldılar. Kanalın eski havası olmasa da bu seçimde de bir gayret gösterdi.
YÖN Radyo: Bu yıl önceki yıllara göre daha tarafsız ve düzeyli bir muhalefet yaptı, çok sayıda konuk ağırladılar ve bu seçimlerde dikkatleri çekti.
RS Fm: 24 Haziran seçimlerini en “muhalif” biçimde izleyen – takip eden radyo oldu. Sabah ve akşam saatlerinde gerçekleştirdiği haber programlarından haber içeriğini zenginleştirdi. Partilerden HDP’ye söz hakkı sunan tek radyo oldu. Gazete manşetlerinden haberleri sunarken bile ilk gazete olarak “BirGün” gazetesini ikinci olarak “Cumhuriyet” gazetesinin manşetine yer verdi. Diğer gazete okuyan radyo ve televizyon kanalları ilk ana akım gazetelerin manşetleri ile söze başlarken onlar farklı bir hedef kitleye oynadılar.

Bu radyoların dışında Show Radyo özel yayında bir Cumhurbaşkanı adayını konuk olarak ağırladı. Kral bir dönemler siyasetle anılan ve bu alanda çok etkili işler yapan bir radyo ve gruptu. Ama bu sene eski havasından çok uzak kaldı. Birde ne alaka anlamadım ama Kral ve yönetimi birden bir “tarafsızız” havasına girdi. Bunu kimse yemiyor. Çünkü sokaktaki kedi bile Kral ve yönetiminin siyasi görüşünü biliyor, bu marka ile bütünleşmiş durumda, Halk TV ne kadar tarafsızsa Kral’da o kadar tarafsız olabilir. Markaların yıllar boyunca oluşturduğu imajı değiştirmek imkansızdır. Kral’ın bu tutumunu ben seçim öncesi samimi bulmadım.
Alem Fm, bir zamanlar Best Fm ile “en iyi konuşan” radyo konusunda yarışırdı, şimdi Best Fm ona fark attı. Bu seçimlerde de sınıfta kaldı. Turkuvaz Grubu A Haber ve radyosu ile saldırdı ama müzik & eğlence radyosu Radyo Turkuvaz ile seçim adına bir varlık gösteremedi. Geriye kalan ulusal radyolar ise müzik yayını yaparak “biz müzik yayıncısıyız hiçbir parti ile ilgili haber vermeyiz, hiçbir partiyi konuk almayız” moduna girdiler. Özetle 24 Haziran seçimleri radyolar adına biraz vasat geçiyor diyebilirim. Kalan iki buçuk haftada bir şey değişir mi? Hiç sanmam. Yukarıdaki radyolar 24 Haziran seçimlerini programlarında işlemeye son güne kadar devam eder, bunlara ek olarak en fazla Kral “tarafsızlık” prensibinden vazgeçer ve cumhurbaşkanını konuk olarak ağırlar başka da bir şey değişmez.
Peki radyoların bu pasifliği halkın dikkatini çekmiyor mu?
Siyasetçilerin dikkatini çekmiyor mu?
Reklamverenin dikkatini çekmiyor mu?
Elbette çekiyor, halk radyoyu “boş boş müzik çalan” bir kutu olarak görüyor ve “bana ne kardeşim ben müziğimi kendim seçerim” diyor ve sallamıyor, siyasetçiler radyoyu zaten unuttu, umurlarında değil, reklam veren de daha fazla ilgi yoğunluğu yaşayan televizyona ve dijitale yöneliyor. Sonrada sektör ağlıyor “radyo bitiyor” diye.

Doç.Dr.Michael Kuyucu | MüzikOnair

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu