Müzikonair Demet Akalın; “Dünya Starları Kalitesinde Yaşıyorum” | Müzikonair
MüzikMüzik Haber

Demet Akalın; “Dünya Starları Kalitesinde Yaşıyorum”

Sevilen şarkıcı Demet Akalın, Meme Vakfı’na adına 5 bin TL bağışlanması şartı ile röportaj verdi.

BW Türkiye İş Kadını dergisi için Esin Övet’in sorularına cevap veren Demet Akalın, iş kadını yönünü anlattı.

İşte o dikkat çeken röportaj;

Başarılı iş kadınları dergisi BW Türkiye’nin ilk sayısı! Müthiş ve ben de bu sayıda başarılı bir iş kadınıyla röportaj yapıyorum. Aşk meşk değil, magazin değil; sadece iş konuşacaktık. Bu röportajı yapmam için aradıklarında “evet” dedim. Çünkü ne olursa olsun kendi ayakları üzerinde duran, çalışan, çabalayan kadının her zaman yanındayım. Röportaj yaptığımız kişi adına MEVA’ya (Meme Vakfı) bağış yapılacaktı. O kişi aslında bir magazin figürü ama tırnakları ile kazıyarak bir yere geldi. Dolayısıyla o bir iş kadını.

Demet Hanım, başarılı iş kadınları dergisinin ilk sayısı ve bu röportaj için, sizin adınıza MEVA’ya beş bin lira tutarında bağış yapıldı.
Ne güzel, çok teşekkür ederim. Harika bir teklifti, çok kıymetli.

O zaman bu konuyla başlayayım. Malum çok önemli bir konu ve kadınlar bunu çok ihmal ediyor…
Hem de nasıl. En yakın arkadaşlarımdan biri şu an meme kanseri tedavisi görüyor, onun yanında olmaya çalışıyorum. Çok kötü bir travma. Allah’tan sonuçlar temiz ama kontrolleri ihmal etmemek lazım. Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor. Önceki gün, en küçük yengemin de meme kanseri olduğunu öğrendim, ona da moral vermeye çalışıyorum. Erken teşhis olduğu için, içim rahatladı. Bu konuda kadınların duyarlı olması gerekir.

Kadınlar sizce neden ihmal ediyor?
Korkuyorlar, bende çıkarsa ne yaparım, diyorlar. Ama bunu yapmamalılar. Erken teşhis çok önemli.

Kontrollerinizi her sene yaptırıyor musunuz?
Evet, yakın çevremde olunca daha da hassas oldum. Bu işin temeli moral ama korkmamak da lazım.

Kontrol ihmal edilmemeli ki sağlıklı çalışma hayatı da devam etsin. Peki, şimdi patron Demet Akalın’ı konuşalım.
Hadi konuşalım. İlk kez sadece iş hayatına yönelik konuşacağım. Benim için de değişik olacak.

“GAZİNO KÜLTÜRÜNDEN GELDİĞİM İÇİN ÖNCE DÜKKANI DÜŞÜNÜRÜM”

Nasıl bir patron Demet Akalın?
Esin, aslında bu tamamen başarı ile orantılı bir şey. Başarılı oldukça daha çok insana ulaşmak, daha çok çalışan yönetmek, ayrı ayrı kontrol etmek, çılgınlık gibi ama çok güzel. Yazın başlattığım playback konserleri var. İnsanlar buna çok kızıyor ama amacım masrafı yarı yarıya düşürmek ve daha çok yere gidebilmek. Benim sahne şovumu, dansçılarımı stüdyo kalitesinde Erzurum’daki de İstanbul’daki de izlemeli; bir halk konserinde de bir gece kulübünde de aynı kalitede olmalı.

Öbür türlü çok masraflı oluyor.
Geçenlerde Britney Spears’ın bir konser videosunu izledim. Kadın aynı kostümden üç tane yaptırmış, bunları giyerek başka başka mekanlarda konser yapmış; terli terli çıkartıyor onu, sonra öbürünü giyiyor, hop başka mekana.Aynı gece Las Vegas’ta üç yerde konser veriyor. Tamam böyle olmamalı. Ama o durumda kaç kişi para kazanıyor biliyor musun? Mekan, mekanın çalışanları, sanatçının yanında çalışanlar… Ben de artık bunu iki senedir yapıyorum. Klavyecimi alıyorum, küçük bir orkestra…

Normal orkestra kaç kişi?
13 kişi.

Bu tarz bir şeyde kaç kişi gidiyorsunuz?
Dört kişi. Böyle olunca masraflar yarı yarıya fark ediyor.

Öbür türlü gitseniz belki sizi sahneye çıkarmak isteyen çıkartamayacak.
Evet, kendimi düşündüğüm için yapmıyorum, gazino kültüründen geldiğim için önce dükkanı düşünürüm. Ben her zaman kazandığımı paylaşmadan yanayım.

Fabrikası olan bir kişi gibi düşünüp fabrikayı ayakta tutmaya çalışıyorsunuz…
Evet, ama her şeye de maddi açıdan bakmıyorum, manevi tarafıyla da bakıyorum. Bendeki en eski eleman on seneliktir, beş seneliktir. Bazıları “İnsanların enerjisini sadece iki sene kullanabilirim, daima yeni insanlarla çalışmak isterim” der. Ben buna katılmıyorum. Çünkü bir insan, bir insana on sene emek veriyorsa bir on sene daha emek verebilir.

“ŞARKIYA VERİLEN PARAYA ASLA ACIMAM”

Ekibiniz ile büyüyorsunuz?
Benim kaşımdan, gözümden; her şeyden anlarlar. Kutlamalarımda, bayramlarda hep onlar var. Büyük bir aile olduk. Onlarla birlikte “Demet Akalın” ismine hizmet ediyoruz. Buna ben de ediyorum. Ben de bu isme ihanet edemiyorum, onu fazla kullanamıyorum. Yeni çıkan bazı insanlar benim adımla manşet oluyorlar, Demet Akalın ismi size kapı açıyorsa tabii ki o ismi kullanın ama kör gözüne parmağım yaptıkları zaman benim canım sıkılıyor.

Ticari hayatta rakipler vardır.
Muhakkak. Hele ki bizim sektörde. Ayakta kalanlar ve kalacaklar zaten belli.

Sahne için en çok şarkıya mı, aranjeye mi, stüdyoya mı para harcıyorsunuz?
Şarkıya. Şarkıya verilen paraya asla acımam.

Söz yazarını da ihya ediyorsunuz ama…
Düşünsene, senin için yapılmış bir şarkı. Bana “Başkasına gidecekti ama…” diye başlayan şarkıyı asla dinlemem. Aklım kalacaksa kalacak zaten.

En çok parayı hangi şarkıya verdiniz?
Asla patlamayan şarkıma.

“SAHNE, BENİM İÇİN EYVALLAHTIR”

Hangisi?
Ayıp olacak ama, Erdem Kınay’ın “Şerefime Namusuma” şarkısı. Ona deli bir para verdim, güzel bir şarkıydı ama olmadı, devirmedi. Belli bir kesim çok sevdi ama “Türkan” gibi dillere dolanmadı. ‘Türkan’a çok daha komik bir rakam vermiştim. Böyle güvendiğim bir şarkı değildi ama patladı.

Sahne için ödediğiniz hangi paraya acırsınız?
Hiçbirine. Sahne benim için eyvallahtır. Gazino kültüründen geldiğim için son bir geceyi dükkâna çalışırım. Şeflerden, valelere kadar her sene, dükkâna bir güzelliğim olur.

“ELİM, ÖNCE AİLEMİN VE AKRABALARIMIN ÜSTÜNDE. ONDAN SONRA BAŞKALARI GELİYOR”

“Paylaştıkça çoğalırım” düşüncesine inananlardansınız…
Aynen çok inanırım. Benim uğurlu birkaç yerim, birkaç insanım var. Bana geri dönüşü harika olur. Ben öyle tatmin oluyorum. Bu Kuran’da da yazıyor. İlk önce akrabana, eşine, dostuna; sonra yardıma muhtaç insanlara yardım edeceksin diye. Bunu hiçbir zaman göz ardı etmiyorum. Elim, önce ailemin ve akrabalarımın üstünde, ondan sonra başkaları geliyor.

Yardım edecek kişilere nasıl ulaşıyorsunuz?
Haberlerde görüyorum, o an içimden geliyor hemen arayıp buluyorum. Bazen inanmıyorlar. Sosyal medyada “Kumar borcum var, o var, şu var…” diye yazıyorlar, onlara olmaz. Birisi istediği için değil ben istediğim için yardım etmek, kalpten yapmak, bana daha doğru ve samimi geliyor.

Kadın çalışmalı mı?
Tabii ki. Ben iki hafta oturayım bana fenalık geliyor.

Her şartta mı?
İnsanların kendi tercihi ama ben çalışmaktan yanayım. Ben bir hafta sonu çalışmayayım, evde oturayım, bana titreme gelir. Her zaman çalışmak taraftarıyım, çalışmak çok kutsal.

Kadın sizce hangi işte başarılı olamaz?
Kadının istedikten sonra yapamayacağı bir iş yok. Kadınların her zaman daha pratik zekalı olduğunu düşünüyorum. Ama eşitlik dersen, kendi eşimden yola çıkarak söylüyorum, beni koruması için onun yanında değil, her zaman bir adım arkasında durmayı tercih ederim. O bir güç olarak önümde dursun ama benim de yapamayacağım şey yok, bunu da bilirim.

Sanat dünyasında en başarılı iş kadını kim?
Seda Sayan. Seda ablanın; bırak kadınları, hiçbir erkek eline su dökemez. O bu konularda inanılmaz. Ajda Pekkan da öyle. Kendisi çok şarkı olayında değil ama televizyon ve reklam mecrasını çok iyi kullandığını düşündüğüm Hadise var. Hepimiz güzel yerlere güzel işler yapıyoruz, güzel paralar kazanıyoruz ve sevdiğimiz işi yapıyoruz.

Şarkı söylemeseydiniz, ticaretle uğraşsaydınız…
Şöyle anlatayım: Okul yıllarında hep parayla alakalı şeyleri benim üzerime yıkarlardı, artık güvenilirliğimden mi bilmem; tebeşir parası toplanacak, herkes bende toplansın isterdi. O zamanlar “Pop yıldızı olacaksın ve çok güzel paralar kazanacaksın” deseler inanmazdım. Büyük ihtimalle normal bir evlilik yapıp dükkân açardım.

Modellik aklınızda yok muydu?
Okulda “Fiziğin güzel, neden mankenlik yapmıyorsun?” derlerdi. Ben o kadar pısırık, o kadar pısırıktım ki kafamı kaldıramazdım. Kızlar biliyorsun formayı mini yaparlar, ben normal olan formayı uzatırdım, aman anneme laf, söz gitmesin diye. O yüzden de mankenlik işini anneme söylemeye başladılar. Annem üzerinden mankenlik kursuna yazıldım.

Kazandığınız ilk para modellikten mi?
Evet, Mini Cooper defilesine çıkmıştım. 50 lira gibi bir para kazanmıştım.

Modellikten önce okul tatillerinde çalıştınız mı?
Evet. Su sattım, balon sattım. Ortaokuldayken böyle şeyler yapıyordum. İlk kazandığım parayı saklamış, sonra anneme vermiştim. Defilede bana Jean takım hediye etmişlerdi. Onlarla yatıyordum, inanamamıştım. Zaten beni bir kız arkadaşım götürmüştü. “Bu kızcağız da gelsin” dediklerinde “Ben mi?” diye şaşırmıştım; nasıl yürüyeceğim, nasıl yapacağım… Oradan başlayıp buralara gelmek; binlerin, bazen milyonların karşısında olmak, o kadar albümler yapıp hayal bile edemediğim çok sevdiğim bir işi yapıyor olmak inanılmaz.

Tutumlu musunuz? Cimri mi?
Bazen tutumluyum, bazen cimriyim.

Dolar mı, Euro mu?
Dolar.

Pırlanta mı altın mı?
Pırlanta.

Parayı nereye yatırıyorsunuz?
Benim ticarete kafam çok basmaz, ama yapacak olsam ileride kesinlikle yemek üzerine bir şeyler yapardım.

Restoran mı?
İşletme, restoran. Yemek ile ilgili bir şey. Şu an öyle bir düşüncem yok. O yüzden aldığımı gayrimenkule yatırıyorum.

Çok gayrimenkulünüz var mı?
Yazlıklarım var. İstanbul’da evlerim var.

Şimdi güzel bir eve yatırım yaptınız…
O, evladiyelik bir ev. Benden sonra kızım otursun isterim. Evin içi çok önemli. Şu anda sıkı bir para verip ev aldım ama içine de çok yatırım yapıyorum. İnşallah güzel bir ev olacak.

Kaç tektaşınız var?
Altından çok hoşlanmıyorum. O yüzden de kimisi tabloya yatırım yapar, kimisi antikaya, ben de tektaşa yapıyorum.

Kaç tektaşınız var, sorum arada kaynadı sanırım.
Var işte dört-beş tane. Yatırım için alıyorum.

Para kontrolünüz nasıldır?
İyi değilim aslında. Harcamalarım çok fazla oluyordu. Onları kısmaya başladım.

İşte burada devreye alışverişleriniz giriyor? Kıyafete çok para harcıyorsunuz…
Çok fazla… Altı-yedi ay önce bankacım aradı, “Demet Hanım artık duralım!” dedi. Ben “Ne demek ne münasebet, sen benim kocam mısın?” diye bağırıp kızdım. Telefonu kapattıktan sonra düşündüm ve kendi kendime “Demet bir dur!” dedim.

Harcamalarınızı genellikle nasıl yapıyorsunuz? Kredi kartı mı, para kartı mı, nakit mi?
Fark etmiyor; kredi kartı, nakit böyle gidiyor. İtalya seyahatlerinde inanılmaz alışveriş yapıyorum. Tabii aldıklarım kimsede olmasın, bir daha gelemem, edemem diye düşünüyorum. Onunla pişti olmayalım, bununla pişti olmayalım. Evet ama bunun sonu yok. O yüzden harcamalarımı biraz kıstım. En azından biraz daha mantıklı olmaya çalışıyorum.

Kıyafetlerinizi elinizden çıkarmaya kıyabiliyor musunuz?
Çıkarırım evet. Sahne kıyafetlerimi elden çıkaracağım şimdi. Ama çok taşlılar; öyle kuzene, yeğene verilecek şeyler de değiller. Onları internette bir siteye satıp oradan elde edilecek geliri bir yere bağışlayabilirim. Şu anda böyle planlıyorum.

Ayakkabılarınızın sayısını biliyor musunuz?
Bilmiyorum ama çok fazla. Bunu ukalalık olarak söylemiyorum ama ayakkabı ve çanta konusunda beni kimse durduramaz. Bu iyi bir şey değil biliyorum, o kadar sponsorumuz olduğu halde yine alıyorum.

Kıyafet, çanta ve ayakkabı yatırımı ile kaç ev alırdınız?
O kadar iddialı konuşmayacağım ama bunlara sıkı paralar harcıyorum.

“BEN BU İSMİMLE AMERİKA’DA DOĞSAYDIM VE İNGİLİZCE ŞARKILAR SÖYLESEYDİM, DURUM ÇOK FARKLI OLURDU”

Dünya starlarının kazandığı paralarla bizim starlarımızın kazandığı paralar çok farklı…
Onların kazandığı paralar korkunç. Ben bu ismimle Amerika’da doğsaydım ve İngilizce şarkılar söyleseydim, durum çok farklı olurdu. Ben Türkiye’de yaşamaktan ve Türk star olmaktan çok mutluyum, tabii ki paralar asla kıyaslanamaz ama onların kalitesinde yaşıyoruz. Allah gördüğümüzden geri koymasın.

Konserlerde pahalı bir sanatçı mısınız, indirim yapar mısınız sahne için?
“Demet Akalın” ismine ne inebiliyorsun ne çıkabiliyorsun. Yerler olarak da fiyat olarak da.

Pahalı bir sanatçı mısınız?
Çok pahalı değilim ama çok ucuz da değilim. Masrafım çok.

Evlilikte hesaplarınız ayrı mı?
Ayrı.

Okan Bey onu alma, bunu yapma diye karışır mı?
Yok, karışmaz.

Hiç harçlık alıyor musunuz Okan Bey’den?
Hayır, bayramdan seyrana 200 lirasını görürsem o kadar. O, ev giderlerini karşılar.

Hira’nın ne olmasını istersiniz; başarılı bir iş kadını mı olsun yoksa sanatla mı ilgilensin?
Şu an balerin olmak istiyor, müziğe de çok yatkın. Kulağı çok iyi, çok zeki. Durup dinlemesi sonra laflarımı yüzüme yapıştırması çok enteresan. İki aydır dili çözüldü. Bana “Bugün seni üzmedim değil mi anneciğim?” diyor, hemen arkasından “E bugün bir İstinye Park’a gideriz artık!” diye ekliyor.

Alışverişte her şeyi istiyor mu?
Allah’tan bilinçli. Ben bilinçsiz olsam da, o bilinçli. Oyuncakçıya girdiğimiz zaman “Anne, bu var mı?” diye soruyor. Ben “Var” dediğim zaman “Alma o zaman!” diyor bırakıyor.

Para bilgisi başladı mı?
Evet, bizim kızlara Ramazan’da bereket parası, harçlık veriyorum. “Anne bana?” deyince verdim, aldı parayı kumbaraya attı. “Kumbarada para biriktir, sonra bana hediye alırsın.” dedim. “No, anne, babama kolye alacağım.” dedi.

Hira yurtdışında eğitim almak isterse?
Ne güzel olur. Bal damlıyor ağzından. İnşallah ama evlat hasretiyle yanıp kavrulmak istemem.

Sahneye kaç yaşına kadar devam edeceksiniz?
Sahnede ölmek isterim. Sahne için limitim yok. Bendeki bu kulak, burun titremesi ve duygu bitmezse sahnede ölmeyi tercih ederim. 60’ımda, 70’imde bırakayım diye bir düşüncem yok.

Kaynak: BW Türkiye

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu