Müzikonair Murat Balcı Röportajı | Müzikonair
Köşe Yazıları

Murat Balcı Röportajı

yazar-banner-simal-envaneter

BİR İNCİ SÖZ ..

Bu hafta sizlere başarılı şiirleri, etkileyici sesi, seslendirmeleri ve yaptığı radyo, televizyon programlarıyla adından sıkça söz ettiren genç şair yazar MURAT BALCI ile yaptığımız keyifli röportajı sunacağız.

Murat Bey MüzikOnair okurlarına MURAT BALCI yı kendi ağzınızdan anlatabilir misiniz?

Öncelikle ben başarılarınızdan ötürü MüzikOnair ekibini tebrik ediyor bu hafta bana yer verdiğinizden dolayı teşekkür ediyorum.

Murat Balcı 1984 Gaziantep doğumludur. Çocukluğum ilk gençlik yıllarım Gaziantep de geçti. Çocuk yaşlardan beri hem çalıştım hem okudum. Gaziantep halkının, tüccarın, esnafın, iş hayatının içinde aldım aslında diplomalarımı. Gün geldi tekstil atölyelerinde çalıştım, gün geldi çizim atölyelerinde. Hiçbir başarı tesadüf değildir, o günlerdeki çalışmalarım beni bu noktalara getirdi. 30 yaşında olabilirim fakat tecrübelerim daha yaşlı..

‘ İkimizin de ortak noktası,
Herkes gibi değil! Biz gibiyiz.
Çünkü biz her Şubatta kar ı değil
Beyazın sıcaklığını anımsar gülümseriz.’

Klasik sorulardan devam edelim o zaman. İlk şiir yazmaya kaç yaşında, nasıl ve neden başladınız? Ailenizin tepkisi ve etkisi nasıldı? Öğretmenlerinizin, arkadaşlarınızın etki ve tepkileri nasıldı? Siz bunlara nasıl yaklaştınız, nasıl yanıtlar verdiniz? Bu yolculuğunuz nasıl devam etti? Kimlerden beslendiniz? Neler okudunuz? Bu günlere nasıl geldiniz?

Profesyonel olarak şiir yazma sürecim yirmili yaşlarım itibari ile başladım. Kelimelerin zihnimde köşe kapması ve kendi üslubumla rayına oturması çocukluk dönemlerime dayanıyor. Kendini bilen farklı bir çocuktum sanırım ben. Duygularım hep ön plandaydı her yaşımda, her adımımda. Buda beni yaşıtlarımdan farklı kılıyordu sanırım.. Bunu zamanla ailemde fark etti. Yazmam konusunda bana hep destek oldular. En büyük destekçim ve eleştirmenim annemdir. Yazdıklarımı ilk ona okurdum hevesle. Büyüdükçe yaşanmışlıklar eklendi mısralarıma.. Acılar girdi satır aralarına.. Hayat herkese adil davranmıyor maalesef. Hakkınız olanlar için bile savaşlar vermeniz gerekiyor dönem dönem.. Daha öncede söylemiştim tecrübelerim 30 dan yaşlı diye, şiirlerimde öyle..

Peki bir gün bu noktaya geleceğinizi tahmin edermiydiniz? Şu an bulunduğunuz yerden kendinizi nasıl görüyorsunuz?

Yolumuz uzun.. Bu kadar önemli ustalar varken benim kendimi bir yere varmış görmem şiire edebiyata ömrünü vermiş insanlara büyük saygısızlık olur. Beni insanların‘ Şair ‘ diye tanımlamaları bile beni çok utandırır çoğu zaman. Daha çok yanmak lazım.. Pişmek lazım.. Böyle düşünüyorum

Emin olduğum konu ise yazmayı çok sevdiğim.. Hayatın her sahnesinde, her tanışmada, her yemekte, gece olunca , güneşin doğduğu an, annemi gördüğüm zaman dudağımdan günlük konuşmalar dökülse de içimdeki kelimeler dans ediyor..

‘ Denk değildik ama denk geldik.
Oda farkında bende.
Denk gelmeyi bekliyorduk..’

Hayallerinizde ne var peki ?

Her ne kadar sevdiğim mutlu olduğum için yazsam da başarı her insanı mutlu eder.. Duygularının, emeklerinin, acılarının başka insanlar tarafından değer görmesi, okunması, yazılması, dinlenmesi, ödüllendirilmesi beni de mutlu eder, gururlandırır.. Gün gelip gençlerin benim kalemimden etkilenip yazmaya başladığını duymak güzel olur..

IMG-20141019-WA0016

Anladığımız kadarıyla eserlerinizde yaşanmışlıkların payı yüksek ? Zor bir hayatınız mı oldu , eserleriniz bu yüzden mi biraz hüzün kokuyor?

Hayatın kendisi başından sonuna kadar pek kolay sayılmaz aslında. Hamdolsun ki inançlı insanlarız bu dünyanın geçici olduğunu biliyor bu bilinçle yaşamaya gayret ediyoruz. Bizi yaradan Allaha layık olmaya çalışıyoruz. Bu bilinçte olunca yaşanan her zorluğu da karşıma çıkan sınav olarak görüyor sabrederek, şükrederek, yaradana sığınarak ve evet yazarak atlatmaya çalışıyorum. Yazmak bir yerde terapi oluyor bana. Allahla dertleşiyorum, içimi döküyorum.. Bunun edebiyattaki adı da şiir oluyor

Şiirleriniz, kaleminiz kadar sizi rakiplerinizden ayıran en önemli özelliğinizde sesiniz.. Ses renginizin güzelliği tartışılmaz. Sizde zaten bunun nimetlerinden faydalandığınızı birçok röportajınızda ifade ettiniz. Böylesine farklı ve etkileyici bir ses rengine sahip olduğunuz için siz neler hissediyorsunuz? Ne tür tepkilerle karşılaşıyorsunuz? Kendi şiirlerinize kendi sesinizle can vermek, yorumlamak nasıl bir duygu?

Yine Allaha şükrediyorum, teşekkürediyorum.. Beni böyle yarattığı için.. Farklı bir ses rengiyle ödüllendirdiği için.. Her gün bu nimete layık olarak yaşamaya çalışıyorum. Kendi sesime tesadüf eseri bir radyoda, televizyonda denk geldiğim zaman kalbim hızlı çarpmaya başlar çocuklar gibi heyecanlanırım hep. Bugün birçok büyük markanın reklam sesiyim. İnsanların reklamlardan aşina oldukları sesimle canlı olarak tanıştıkları zaman verdikleri tepkiler de beni inanılmaz mutlu ediyor. Böyle zamanlarda iyi ki diyorum..

Kendi kalemimden çıkan cümleleri seslendirmek ise tarifsiz bir duygu. Duygusuyla, cümlesiyle, sesiyle, yorumuyla baştan aşağı sensin kayıttaki. .

‘Sevdiğim,
Bir gün sana SİZ diye başlayan bir şiir yazacağım.
O kadar ki saygı duyuyorum sevgine..’

Ve bu güzel şiirler, bu huzur veren ses radyo yayınlarınızda dinleyiciyle buluşuyor.. Mikrofonla ilk ne zaman tanıştınız, Radyoculuğa nasıl başladınız?

Hayat sizi bazen kendiliğinden bir yerlere getiriyor kendinizde şaşırıp kalıyorsunuz bütün bunların nasıl olduğuna Radyoculuğa başlamamda tamamen tesadüf eseri oldu. Bir gün tesadüf eseri bir radyo stüdyosunda misafirken kendimi mikrofonun önünde metin okurken buldum. Kayıttan çıktığımda içerde beni dinleyen insanların yüz ifadeleri bu işi hep yapacağımı söylüyordu Kendimi dinleyince bende sevdim.. Nasıl sevmezdim ki hem şiirlerimin kendi sesimle dilleneceği, insanlar tarafından dinleneceği muhteşem bir dünyaya girmiştim. Ardından radyoda hayat gibi yürüdü gitti. Sayısız program, konuk, dinleyici.. Çok Şükür..

‘ Birileri olmalı hayatında arada şiirler yazdığın adına,
Duyması ya da bilmesi önemli değil!
Kulakları çınlasa bile yeter..’

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu