Müzikonair Reklamın Doğuşu | Müzikonair
Reklam PR

Reklamın Doğuşu

“Her reklam, markanın kimliğine yapılan uzun vadeli bir yatırımdır.”

Reklam; bir ürünün, bir kuruluşun görsel ve/veya işitsel olarak hedef kitlesine aktarılmasına denir.

Araştırmalara göre reklamın ilkel tarihi M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanıyor. Kasaba tellallarının esir satarken bağırarak alıcılara ulaşma çabaları, ilk reklam örnekleri olarak kabul edilir. Bende reklamın insanların birbirleriyle iletişim kurmasıyla başladığını düşünüyorum.

Peki, nasıl doğdu reklamcılık? İnsanlığın var olduğu zamandan itibaren başlayan, insanların tek başına ihtiyaçlarını giderememesi, mutlaka başkaları ile iletişim içinde olmasına ihtiyaç duyması reklamcılığın ortaya çıkmasının en önemli nedenidir.

Ticari reklamcılık ise, gerçek anlamda gazetelerin yaygınlaşması ile ortaya çıkmıştır. Bir reklam tarihçisi olan F.Presbrey‘e göre, ilk gazete reklamı, bir kitabın yayınlanmasıyla ilgili olarak 1625 de yapılmıştır. Günümüzde de kullanılan gazete reklamı ilkeleri Amerikan reklamcılığının kurucusu sayılan Benjamin Franklin tarafından, kendi yayımladığı gazetesinde 1730’ lu yıllarda geliştirilmiştir.

Bugünkü anlamda gazete reklamları, 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarında ortaya çıktı. Reklamcılık 1920 yılı civarlarında radyonun, 1950 yılı civarlarında da televizyonun yaygınlaşmasıyla canlanmıştır.

1938’den sonra gazete satışlarının artması ve gazetenin iyice yerleşmesi, reklamcılığın canlanmasına yol açtı. 1940’lı yıllar Türk reklamcılığı için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bu gelişmede 2. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru ülke ekonomisinin, göreceli de olsa kendini toparlaması önemli rol oynadı.

Bu ortamı değerlendiren ileri görüşlü girişimcilerden biri de 1919’da İstanbul’da doğan, 1936’da Saint Joseph Lisesi’ni bitiren ve 1939’da Paris’e giderek gazetecilik okuyan Eli Acıman‘dı. Acıman, Mario Began ve Şen Şapka (bugünkü adıyla Vakko) firmasının sahibiVitali Hakko 500’er lira sermaye koyarak ortak oldular ve 1944 yılında Faal Reklam Acentesi‘ni kurdular. Ancak ilerleyen dönemdeHakko, Şen Şapka’daki işlerinin yoğunluğunu gerekçe göstererek, Mario Began da Amerika’ya gideceği için ortaklıktan ayrıldılar.

Eli Acıman 1946′ da Vehbi Koç‘la tanıştı ve Koç-Ankara, Koç-Fermeneciler, Koç-Beyoğlu, Koç-Lastik şubeleriyle faaliyette bulunan Koç Şirketi’nin reklam işlerini almayı başardı. Böylece umduğundan da geniş bir iş olanağına kavuştu. Dönemin en büyük reklam verenlerinden Necip Akar‘da (Gripin, Puro) Faal Acentesi‘nin müşterileri arasına girdi. O günlerin en dikkat çekici ilanlarından biri Puro Sabunları için hazırlanan ilandı. Puro‘nun, “Yüzünüz çamaşır değildir” sloganı uzun yıllar dillerde dolaştı.

Günden güne gelişen firma, 1957’de Eli Acıman, Afif Erdemir ve grafiker Nesim Natan‘ın 50’şer bir lira sermaye koyarak, eşit koşullarla ortak olduğu bir şirkete dönüştürüldü. Ajansın adı artık Faal Ajans‘tı. Sloganı ise “Gayemiz, satışlarınızı artırmaktır!“

Türkiye’ye reklamın gelmesi ve gelişmesinde şüphesiz reklam verenlerin payı çok büyüktür.

Reklamın yararına inanmış ve bu alanda yatırım yapmış merhum Necip Akar (Gripinci Necip) ve merhum Vitali Hakko bunların başında gelmekteydi. Reklam Ajanslarıyla çalışarak ve onların yön verdikleri mecraları kullanarak dönemlerinin en önemli markaları oldular.

Türkiye de ilk radyo reklamları 1951’de başladı. 1962 yılında çıkarılan bir kararnameyle devlet radyolarında şirketlerin hazırladığı reklam programlarının yayını için özel reklam kuşakları ayrıldı. 1969’da da radyo reklamlarında “cıngıl” adı verilen reklam müzikleri kullanılmaya başlandı. İlk televizyon reklamlarıysa 1972 de başladı. Günümüzde reklamcılık artık hemen hemen her alan değerlendirilerek icra ediliyor. Gazete, radyo, televizyon, billboardlar vs. ile birlikte özellikle internetin de yaygınlaşmasıyla reklamlar artık hayatımızın bir parçası haline geldi.

Kaynak : piyero.com

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu