Müzikonair Sadettin Saran’dan Müzikonair’a Özel Açıklamalar: ‘Önceliğimiz Para Değil..’ | Müzikonair
ÖzelRadyoRöportajlarUlusal

Sadettin Saran’dan Müzikonair’a Özel Açıklamalar: ‘Önceliğimiz Para Değil..’

Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Saran Grubu Radyolarının sahibi ünlü iş insanı Sadettin Saran, Özcan Beylan’ın sorularını yanıtladı. Saran Grubu radyolarıyla ilgili ‘Para kazandırmaktan çok, önceliğimiz topluma faydalı olabilmek’ diyen Sadettin Saran, iş hayatından özel hayatına kadar merak edilen birçok soruyu Müzikonair’dan Özcan Beylan’a anlattı.

İşte o röportaj;

1-Uzun yıllar sporla uğraştınız. Radyo kurma fikri nereden aklınıza geldi?
Ben spor yaparak yetiştim. Sporla kazandım, topluma da sporla geri vermeye çalışıyorum. Spor endüstrisine içerik işiyle girdim ve grup olarak sporun her kolunda Türkiye’de ilkleri yaparak sinerjiyle büyüdük. Bunun bir ayağı da spor radyosu oldu. İlkeli, seviyeli, tarafsız, cesur bir yayıncılık anlayışı var Radyospor’un. Şimdi radyo grubunu tematik yayıncılık üzerinden Radyo Trafik ile büyütüyoruz. Radyolarımızın ticari getirisinden ziyade topluma önemli hizmetler veriyor olması bizleri bu alanda motive ediyor.

2-Radyo programı sunmak ister miydiniz? Mesela sahibi olduğunuz Radyo Spor’da bir yüzme programı? Ya da size özel bir programınız olsa ismi ne olurdu?
Her işi erbabına bırakmak lazım. Radyo programcılığı kolay iş değil. Radyospor’da amatör sporlardan bahsedildiğini duyduğumda mutlu oluyorum. Ancak açıkçası eski bir yüzücü olarak radyoda yüzme programının çok fazla dinleneceğini de düşünmüyorum.

3-Bir çok farklı sektörde hizmet veriyorsunuz. Radyo sektöründe Saran Grubu Radyolarını başarılı buluyor musunuz? Yerini nerede görüyorsunuz?
Tematik yayıncılık üzerinde duruyoruz. Bu anlamda radyolarımızı başarılı buluyoruz. Dediğim gibi, zarar da etmesinler ama para kazandırmaktan ziyade bizim için öncelik topluma faydalı olmaları.

4-Radyo Trafik’ten sonra Marmara, Ankara ve İzmir’i de açtınız. Devamı gelecek mi trafik radyolarınızın?
Niyetimiz o yönde. Radyo Trafik çok başarılı oldu. Hayatta en önemli şey sağlık ve zaman. Radyo Trafik zaman kazandırıyor hatta bazen hayat kurtarıyor. Radyo Trafik en çok gurur duyduğumuz markalarımızdan.

5-Trafik radyoları çok iyi tuttu. Bu proje nasıl oluştu? Kimin fikriydi? Nasıl şekillendi? Radyoların en çok trafikte dinlenmesinden mi yola çıktınız?
Radyoculuğun tematiğe kaydığını gördük. Elimizdeki lisans ve frekanslarla ilgili çeşitli fikirleri değerlendiriyorduk. Daha önce başarısız bir kadın radyosu deneyimimiz olmuştu. Trafiğin büyük kentlerdeki en büyük sorunlardan biri olduğunu biliyorduk. Radyonun en çok arabada dinlendiğini de biliyorduk. Trafik radyosu fikri nasıl ortaya atıldı hatırlamıyorum ama duyduğum an “tamam” dedim. Tuttuğuna göre benim fikrim olduğunu söyleyebiliriz.

6- Radyo Tatlıses, Radyo Müzik oldu ama daha sonra kapandı… Radyo Spor ise gayet dolu bir radyo… Slow Time format olarak orjinal ve kaliteli fakat istenilen dinleyici sayılarına ulaşabildi mi? Yani genel olarak radyolarınızı nasıl buluyorsunuz, bir değerlendirme alabilir miyiz sizden?
Radyolarımızın hepsini başarılı buluyoruz. Slow Time’da rating kaygımız yok. Çok kaliteli müzik çalıyor. Bizim prestij radyomuz. Çok kaliteli bir dinleyici kitlesi olduğunu da biliyoruz.

7-Hayatınız boyunca sahip olmayı çok isteyip, sahip olamadığınız bir şey ya da biri oldu mu Ayrıca Sahip olamadığınız şeyler konusunda hırs yapıp farklı yollar kullanıyor musunuz?
Üniversitelerde, liselerde gençlerle buluşuyorum. “Ben yaptım; siz de yapabilirsiniz” diyorum. Çok şükür istediğim hemen her şeyi başardım. Ancak gençlere şunu da altını çizerek söylüyorum: “Başarı görecelidir. Başarınızı ölçerken, o başarıya ulaşmak için nelerden fedakarlıkta bulunduğunuza bakarak değerlendirme yapmalısınız”

8-En büyük destekçiniz kim?
Tabii ki, ailem.

9-Bir çok insanın sahip olmak istediği hayatı yaşıyorsunuz. Çok büyük emekler vererek bu noktaya geldiniz. Peki keşke bu hayatı yaşamasaydım ‘şöyle bir hayatım olsaydı’ dediğiniz oldu mu?
Hiçbir zaman. En zor anlarımda bile olmadı.

10-Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte radyolar artık eski değerini kaybetmeye başladı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Saran Grubu Radyoları bu konuda tedbirlerini aldı mı?
Hayatlarını sürdürmeyi başaranlar en güçlüler değil, değişen şartlara adapte olabilenlerdir. Biz de yaptığımız işlerde değişen şartlara adapte olmaya odaklanıyoruz. Bugün radyoculuk da dahil her iş dijitalize oluyor. Akıllı, birbiriyle konuşabilen cihazlar hayatımızın her alanını kaplıyor. Biz de sadece radyolarımızda değil televizyonlarımızda, içerik haklarımızda, olabilecek her şeyde dijitale yöneliyoruz. Yeni mecraları, teknolojileri işlerimize entegre ediyoruz.

11-Sizin radyolarınız Türkiye’de en çok dinlenen radyolardan. Başarınızın sırrı nedir?
Sağolun teveccühünüz. Biz ekibimizle güçlüyüz. Doğru insanları, doğru yerlere koyduğunuzda, mikro management değil makro management yaptığınızda, yetki ve sorumluluk verdiğinizde ve insanların arkasında durduğunuzda başarı doğal bir süreç oluyor.

12- Ekonomik krizde bir çok şirket çalışanlarından kısarken, işten çıkarmalar, kapanma tehlikeleri yaşarken, Saran Grubu çalışanları maaşlarında zam ile karşılaştılar. Bu durumu nasıl yönettiniz? Sizi maddi açıdan zorlamadı mı? Nasıl bir vizyona sahip olduğunuzu aslında bu hareketinizle gözlemleyebiliyoruz…
Sağolun. Dediğim gibi biz ekibimizle güçlüyüz. İnsana yatırım en önemli ve değerli yatırımdır. Zor günlerde çalışanlarımıza onları düşündüğümüzü göstermek istedik. Bizim için en önemli şey aidiyet duygusu. Aidiyet varsa o kurum yıkılmaz.

13-Sizce bir şeyi başarmak için çok çalışmak ya da maddi açıdan iyi bir durumda olmak yeterli oluyor mu? Özveri şart değil mi?..
Fedakarlık olmaktan başarı olmaz. Olsa bile kalıcı olmaz.

14- Hiç müzikle ilgilendiniz mi? Şarkı söylemeyi denediniz mi?
Müzik konusunda hiç yeteneğim yok. Her tür müziği sever ve dinlerim ama söylememin kimseye faydası olmaz.

15- Kendi radyolarınız dışında dinlediğiniz, takip ettiğiniz bir radyo kanalı ya da program var mı?
Yok.

16-Kaç günde bir yüzüyorsunuz? Yüzme artık sizin hayat felsefeniz olmuş. Yeme içme gibi Bir şey sanırım değil mi?
Yüzme sporumun bir kısmı. Haftada altı gün, günde iki saat spor yapıyorum. Bazen yüzme, bazen halter, bazen boks…

17- Yüzmenin faydalarını gördünüz ve yaşıyorsunuz. Bir de röportajı okuyan okurlarımızla paylaşmak ister misiniz?
Yüzmeden ziyade sporun faydaları diyelim. Spor insana fedakarlığı, zaman yönetimini, takımdaşlığı, rekabeti, disiplini öğretir. Bunlar da hayatta başarılı olmanızı sağlayan şeyler.

18- Sosyal yaşantınızda yüzme dışında nelerle uğraşıyorsunuz ve ilgileniyorsunuz? Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sinemaya gitmeyi severim. Bunun dışında dışarıda fazla olmayı sevmem. Evimde mutluyum. Ailemle, köpeklerimle olmayı severim. Film ve dizi seyrederim, kitap okurum.

19- Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
Selamlarımı yolluyorum, başarılar diliyorum.

Röportaj : Özcan Beylan

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu