MüzikMüzik Haber

1000 Yıllık Notalar Nasıl Oluşturuldu?

WebTekno yazarı Yiğitcan Başkut müzik notalarının nereden geldiğini yazdı.
İşte O Yazı:
İnsanlığın tarihi boyunca önemli bir yeri olan müzik, notaların oluşturulması ve okunuşlarının ortaya çıkmasıyla adeta evrensel bir dil haline geldi. Peki notaların adları nereden geliyor?
İnsanlığın tarihi ele alındığında müziğin fazlasıyla büyük bir yeri var. Doğal yaşamın ortaya çıkardığı sesler bile doğru şekilde kullanıldığında, birer sanat eserine dönüştürülebiliyor. Buna ek olarak yüzyıllar önce, insanların duygularını ifade edebilmek için de müzik yaptığını biliyoruz.

Medeniyetlerin ortaya çıkması ve gelişmesiyle birlikte duyguların ifade ediliş biçimi de müzik de gelişti. Müzik hayatın içine o kadar işledi ki savaşlarda bile bir araç olarak kullanıldı. Günümüzde yapılan birçok araştırmadan da gördüğümüz üzere müziğin insan ruhunu etkileyebildiği biliniyor.

Evrensel olan tek dil müziktir:

Müzik, sesin şekil almış halidir. Belli bir düzene oturtularak ortaya çıktığı için aynı zamanda bir dil olarak da kabul edilir. Din, dil ve ırk farkının bir önemi olmadan her insana aynı duyguyu anlatabilir.

İnsanlığın tarihi boyunca önemli bir yeri olan müziği bir dil olarak kabul ediyorsak notalar da abecesidir. Günümüzde bazı bölgeler haricinde tüm dünyada kullanılan notaların isimleri müzik teorisyeni Guido d’Arezzo tarafından ortaya çıkarılmıştır. Müziği adeta bir dil olarak akıcı olarak okuyabilmek için bir sistem geliştiren d’Arezzo’nun yöntemine, bugün “solfej” diyoruz. Solfej, hepimizin aşina olduğu “do, re, mi, fa, sol, la, si” şeklinde okunan dizgenin adıdır.

Notalar neredeyse 1000 yıllık:

Bahsi geçen bu dizge, d’Arezzo’nun icadı olarak 1030 yılında karşımıza çıktı. d’Arezzo’nun bu dizgeyi oluşturma amacı ise bir koroya mısraları kolayca öğretebilmesiydi. Bu işlemi kolaylaştırmak isteyen d’Arezzo, Aziz Lohannes Battista ilahisindeki cümlelerin ilk hecelerini parmak uçlarına yazmıştı. İlahideki mısralar şu şekilde:

  • Ut queant laxis – (sadece senin hizmetçilerin)
  • Resonare fibris – (özgürce ilahi söyleyebilir)
  • Mira gestorum – (mucizeleri hakkında)
  • Famuli tourum – (işlerin hakkında)
  • Solve polluti – (günahlarının lekelerini sil)
  • Labii reatum – (onların dudaklarından)
  • Sancte Johannes – (Aziz John…)

(Dipçe: İlk mısrada yer alan Ut sesi okunurken uzatılamadığı için Do olarak değiştirildi.)

Guido d’Arezzo’nun geliştirdiği bu yöntem sayesinde müzik yeni bir basamağa geçiş yaptı. İlk zamanlarda yukarıdaki gibi 7 adet nota yoktu. Son mısrada yer alan Si notası Guido d’Arezzo’dan sonra dahil edildi. d’Arezzo’nun müzik dünyasına kattığı bu yönteme günümüzde “Guido’nun Eli” adı veriliyor. (Öne çıkan görselde mevcut)  Guido’nun Eli yöntemi ilk olarak Avrupa’da ardından diğer ülkelere yayıldı. Fakat günümüzde bile bu yöntemi kullanmayan ülkeler mevcut.

İspanya, Fransa, Romanya, Yunanistan, Türkiye, İtalya, Portekiz, Rusya, Moğolistan, İran, Arabistan, İsrail, Bulgaristan ve Ukrayna’da yaygın olarak kullanılan bu yöntem, geriye kalan ülkelerde yerini C, D, E, F, G, A, B dizgesine bırakmış durumda. Bu dizgenin açılımı aşağıdaki gibidir:

  • Do: C
  • Re: D
  • Mi: E
  • Fa: F
  • Sol: G
  • La: A
  • Si: B

Artık bir daha müzik dinlerken, insanlığın ürettiği en evrensel dilin geçmişini hatırlamanızı tavsiye ediyoruz :)

Kaynak: Müzik Notalarının İsimleri Nereden Geliyor?

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu