20 Yıllık RaggaPedi

Hollanda’nın Rotterdam Gettosunda başlayan hayatım ve tüm hatıraları daha dün gibi aklımda.

Çok genç yaşta anlamıştım hayatımın müzikle geçeceğini ve insanlara şarkılar sunmak için yaratıldığımı. Bunu mutlaka yapmalıydım. Ama nasıl?

14 yaşıma kadar ki zaman şarkı yazmak ve kendimi keşif etmekle geçti. Okuldan kaçıp otobüs duraklarında bestelediğim şarkılarımdan oluşan hayali albümümüm sıralamasını yaptığım daha dün gibi aklımda. Okulda Öğretmenlerin, sokakta arkadaşlarımın, teneffüste okul arkadaşlarımın bana Rap yaptırdıkları yada şarkı okuttukları daha dün gibi aklımda.

Siyahi arkadaşlarım Rap yapsın diye vücudumla onlara ritim tutmam sanki daha dün gibiydi. Çalıştığım konfeksiyon atölyelerinin çalışma saatlerinde, Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses ve Orhan Gencebay dinlenirdi ama yemek aralarında, işçilerin değişik bir şeyler dinlemeleri için bana mini konser verdirtmeleri daha dün gibi aklımda.

Sanki herkes beni öne doğru iteliyordu.

14 yaşında zorla stüdyoya götürüldüğüm ve ilk şarkılarımı yaptığımız daha dün gibi aklımda. Ama bu başarabilmek çok zordu. Araf’ta olan, sıradan, dışlanmış ve herkes gibi pek şans verilmeyen bir gurbetçi çocuğuydum. Ama başarmalıydım. İnancım tam dı. Her şey futbol maceramla başladı. Umut veren bir futbolcu olarak maçtan sonra duşun altında takım arkadaşlarıma verdiğim konserler daha dün gibi aklımda. Ne olursa olsun hayatım müzikle geçecekti çünkü birileriyle konuşurken bile beynimde müzik yapıyordum. Ve o an geldi. Hollanda’dan Galatasaray seçmelerine çağırıldığım, ailemle heyecan dolu tesislere gittiğimiz ama çamurda hiç oynamadığım için hüsrana uğradığımız daha dün gibi aklımda. Ama kısmet işte biranda oluverdi.

‘’ Evet 1997 karşınızda Ragga Oktay, yeni bir tarz yeni bir dönem’’ dediğim ve aynı şekilde 1998 yılında: ‘’Derdime derman işte çokalat kız, biz asıl çokolat hastasıyız’’ dediğim dün gibi aklımda. O yıllarda Pop ve Fantazi/Arabesk müziğinden başka tarzlara şans tanınmıyordu ama tüm zorluklara rağmen sesimi duyurabilmiştim. Hem çok taklit edildim hem de hafızalara kazınan şarkılarım ve tekerlemelerim oldu. İnsanlara kendime has yorumumu ‘’siyahi müzik’’ tarzı altında, Türk motifleriyle birleştirerek şaşırttığım daha dün gibi aklımda. Ragga/Reggae/R&B gibi tarzların kendime ait yorumumla Türkçe de olabileceğine inanmıştım ama sadece benim inanmam yetmiyordu, şükürler olsun ki o yıllarda bana inanlar oldu, onlara minnettarım. Onların heyecan dolu ilk tepkileri halen daha dün gibi aklımda.

Yüzlerce konser ve çok güzel giden 4 albümden sonra başka güzel şeyler nasip oldu bana. 2002’nin başlarında tüm Türkiye’nin reklamlarda ‘’ A-on di diriti diriti ‘’ şarkımı beğenip ezberlediği ve her yerde bu şarkıyı okudukları, beni gördükleri her yerde bağırlarına bastıkları daha dün gibi aklımda. Ondan sonra sayısızca işler yaptım ve hiçbiri aklımdan bir an olsun çıkmıyor. Tanınmak yada meşhur olmak değil, iz bırakmak benim için her zaman daha önemliydi.

20ci sanat yılıma 1 yıl kala, bana bugüne kadar yaptıklarımı nasip eden Allah’a her zaman şükür ediyorum. Kısmet işte.

İyi ki, Hollanda’ya dönmeden bir gün önce, o fiyasko geçen Galatasaray seçmelerinden sonra, otobüsle eve giderken Unkapanı durağında inmişim.

Ragga Oktay | MüzikOnair

Exit mobile version