Karnaval.com’un Borusan Klasik radyosunda program yapan Gaye Çağlayan ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik…
İŞTE O RÖPORTAJ!..
Farkli bir tarzda radyo programi yapmayi hic dusundunuz mu?
Düşünmedim…Çünkü çok geniş bir müzik mirasının içinde hareket ettiğim için yaptığım her programın tarzı zaten farklı oluyor.Klasik müzik arşivi insanı yoğun ve taze tutar.Yoksa aynı şeyleri sürekli çalmak bıkkınlık verebilir hem kendim hem dinleyiciler açısından… Önemli olan her dinleyicinin radyo programından kendi kişisel mesajını almasıdır.
Birlikte radyo programi yapmak istediginiz bir radyocu var mi?
Yok! yok ama iki değerli sanatçı arkadaşımla, piyanist Burçin Büke ve gitarcı Cem Küçümen ile birlikte radyo programı yapıyorum… İkisi de çok iyi müzisyen ,çaldıkları enstrümanlarda olağanüstü derecede başarılılar.Burçin Büke Türkiye’nin en iyi piyanistlerinden ama içinde sanki bir radyocu saklanmış,Cem Küçümen de öyle ikisi de mikrofon başında sahnedeki kadar başarılı.Onlarla program ortaklığım çok çekici. Burçin Büke ve Cem Küçümen ile çalışmayı gerçekten çok seviyorum…
Yaptiginiz meslekte hangi noktadasiniz sizce? Ve bu meslegi yapmayi dusunenlere ne onerirsiniz basarinin yolu nerden gecer?
Bilmem? Sene olarak üst sınırda heyecan olarak başladığım yerdeyim sanırım …Ustalaştıkça çıraklığa dönüyor insan.Bu meslekte başarının yolu çok ama çok çalışmaktan geçer…32 yıldır mikrofon başındayım ama hala ilk günkü heyecanı yaşıyorum her gün yeni bir şey öğreniyorum…Radyoda hayal gücünün sınırı yok,radyo bir hayal dünyası. Kendi yolunuzu çizip, kendi yolunuzda ilerlemenizi gerektiriyor.
Eğer ideal bir radyocu yetiştirmem gerekse, öncelikle onları kaşif ruhlu,yaratıcı,çalışkan,mükemmelliyetçi yapardım. Sanatın tüm dallarına ilgi duymalarını yaptıkları işten çok büyük keyif almalarını sağlardım.Geçmiş,yaşadığımız çağ ve gelecekle entelektüel açıdan ilgilenmelerini de… daha yolun başındayken kendilerini birer yıldız radyocu olarak görme tutkularını da engellerdim…
Sizinde severek dinlediginiz bir radyo programcisi var mi?
Herkesin emeğine saygı duyuyorum, yapılan işleri takip ediyorum.Ancak şu iyi veya şu kötü diye yorum yapmak istemiyorum.
Programiniza konuk almayi cok istediqiniz ama alamadiginiz bir unlu isim oldu mu?
Olmadı.Ünlü derken? Klasik müzik dünyasının ünlü isimlerinden söz ediyorum.İster yabancı olsun ister bizden klasik müzikçiler sanatlarıyla kendi kimliklerini harmanlamış olağanüstü insanlardır.Dünya çapında isim yapmış olsalar bile ünlü kaprisi yapmazlar. Aksine çok mütevazı davranırlar,radyoyu da çok severler,radyo programlarına çok değer verirler.
Programiniza aldiginiz konuklardan hic sizi zor durumda birakan oldumu?
Hayır…dersimi çok iyi çalışırım ben:))
Hic tv programi yapmayi dusundunuz mu?
Düşündüm ve yaptım da :)) Bir zamanlar kültür ve sanat ağırlıklı yayın yapan TRT2 vardı yaşamımızda. İşte bu kanalda üç yıl boyunca Müzik-Magazin isimli bir program hazırlayıp sundum.18 Mart 2010 tarihinde ne yazık ki TRT 2 kanalı kapandı onun yerine TRT Haber kanalı açıldı.Böyle bir kanalın olmaması büyük bir eksiklik bence…
Radyoculugun zorluklari var mi ? Varsa neler?
Ben de kendime bu soruyu sık sık soruyorum.İlk aklıma gelenler; sorumluluk,sabır ve özveri… Sorumluluk yükler bu meslek insanın omuzlarına. Sanatçı-hayran ilişkisinden daha zor açıklanabilir samimi bir ilişki vardır dinleyiciniz ile aranızda.Radyocu olmak çok gizemli,çok katmanlı bir meslek ve daha keşfedilecek çok şey var…
Son olarak MüzikOnair hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
MüzikOnair ekibi olarak sizi,radyo adına yaptığınız çalışmalardan dolayı kutluyorum.Müzik haberleri yanında radyo ve radyoculardan haber almak işte bu çok önemli.Radyo dünyası ve yayıncılıkla ilgili birçok bilgiyi bünyesinde toplayan MüzikoOnair çok daha ileri noktalara gelecektir.
