“Alev Alev Yandım, Ağlamaktan Uyuyamadım”

Deniz Seki, tahliye sonrası çıkardığı “Şükür Kavuşturana” isimli projesi ile hayranlarıyla hasret gideriyor.

BeStyle Dergisi Temmuz sayısı için ünlü fotoğrafçı Lara Sayılgan‘a birbirinden özel fotoğraflar veren Deniz Seki hayata ve özlemlerine dair birçok şeyi anlattı…

İşte o röportajın dikkat çeken kısımları;

O artık özgür bir kadın . Acıları, sevinçleri, hüsranları, yasadıkları, duyguları, aşkları, şarkıları ile gerçek bir kadın. Anlatacak çok şey biriktirdi , büyüdü biraz, belki çok acı çekti, ama daha da güçlendi. Söyleyecekleri var. Şimdi sıra bizde. Bestylemagazine olarak Deniz’ in özgürce paylaşmak istediklerini, kendi kaleminden , içinden geldiği gibi satırlara dökmesi için sadece bir araya geldik, Bodrum’da harika bir çekim gerçekleştirdik. Kelimeler yol gösterir, gerçekleri anlatır, duygulara ışık tutar. Sizin için kelimeler seçtik. Deniz Seki ‘nin kelimeleri hep aşk ,sevgi, özgürlük ve barış üzerine oldu,tıpkı kendisi gibi…..

Kader

Kader diye bir şey varsa, kaderin içinde keder diye de bir şey var. Hiç geriye dönüp bakmıyorum. Geçmişi dikiz aynama aldım… Hepimiz anı yaşarken yarınlarımıza bakmalıyız belki de…

Aşk

Aşk masallar boyu aşk tarihler boyu aşk. Ben yapamam aşkın tarifini. Ancak şarkılar yazarım aşka dair. Bir yandan falakaya yatırır aşk bir yandan bulutların üzerinden uçuran aşk… Benim şuanda yaşadığım aşkımın tarifi Faruk’um ile yaşadığım aşk misali şarkılarımda gizli.

Annelik

Annelik hasretim günden güne büyüyor… Dünyanın tüm çocuklarını kucaklamak istiyorum mesela… Biliyorum anneliğin yeniden doğmak olduğunu. Biliyorum hormonlarımın, iliklerimin, kadınlığımın çoktan hazır olduğunu. Bu mucizeyi Allah ‘ın bana hayırlısı ile yaşatmasını diliyorum.

Duygu

Cennet ve Cehennem ikisini de yaşadım. Alev alev yandım. Bitmeyen çığlıklarla alkışlandım. Ağlamaktan uyuyamadığım gecelerim de oldu uyandığımda başucumda beni bekleyen taze çiçeklerle süslenmiş kahvaltım da oldu…

Kıymet

Neyin kıymetini bilemedim ben kendimi en çok yaraladığım soru. Şarkımda diyorum ya ” Bu neyin bedeli böyle? Yanmadan, yanmadan sönmüyor insan” diye. Günlerce tüm kutsal kitaplarda cevap aradım başı boş sorularıma!

Özgürlük

Şimdi yüzüme krem sürüp, güzel elbiseler giyiyorum ama. Vapura binip denizin köpüğüne gözyaşımı akıtmak daha kıymetli benim için. Ayağımda ışıltılı ayakkabım var ama stüdyoya girip şarkılarımı avaz avaz haykırabilmek gerçek özgürlük.

İlişki

Özgürlüğüme adım attığımdan beri hayatı gözlemliyorum ve herkesin elindeki telefona bağlı yaşadığını merak ediyorum. Herkes telefona bağımlı yaşıyor birbirini unutmuş halde. Gökyüzünü unuttu mu insanlar. Seni seviyorum kelimesinin o yüce anlamı bir kırmızı emoji kalbe haps olmuş. Dağ bayır sosyal medya hisler tuşlara yenik düşmüş maalesef. Ben böyle yaşamayacağım hayatı. Sadece ses kayıt cihazımın “rec” “play” tuşlarını biliyorum. Şarja bağlı olmayacak hayatım. Melodiler, müzik, şarkılarım var benim.

Gökyüzü

Gökyüzüne bakmak en büyük aşk… Doğa tabiat en büyük aşk. Rabbimin bize verdiği nimetler en kıymetlisi. Sevgi çok kıymetli, saygı çok kıymetli !

Yine Özgürlük

Özgürlük gibisi yok. Özgürlüğün ne demek olduğunu o kadar iyi anladım ki. Çünkü normal hayatın içinde, elinin altında her şey varken elindekinin kıymetini anlamıyorsun. Küçücük bir şey seni o kadar mutlu ediyor ki… Kocaman dertlere dağ gibi duruyorsun. Oysa elinin altında her şey varken sen hiçbir şeyden memnun olmuyorsun ve küçücük şeyleri kendine dert ediyorsun.

Teşekkür

Ben teşekkür ediyorum Allah’a. “Sabır” kelimesinin önemini bana yaşattığı ve öğrettiği için. En yakın arkadaşım oldu “sabır” benim.

Exit mobile version