Atalay Erol Yazdı: Gülşen’den Lolipop’lu Manisfesto!

Gülşen’in yerleşik sektör kurallarını & adetlerini itinayla çiğneyerek; kendi geliştirdiği ve uyguladığı doğrularla varoluşunu sürdürmesi, gücüne güç katması; bazı sanatçı arkadaşlarını ve sektörün çeşitli kademelerinde çalışanları fazlasıyla rahatsız etti.

Gülşen’in yerleşik sektör kurallarını & adetlerini itinayla çiğneyerek; kendi geliştirdiği ve uyguladığı doğrularla varoluşunu sürdürmesi, gücüne güç katması; bazı sanatçı arkadaşlarını ve sektörün çeşitli kademelerinde çalışanları fazlasıyla rahatsız etti.

Zira, Türk müzik endüstrisi bu kadar az konuşan, hemen hemen hiç röportaj vermeyen, kamera delisi olmayan, sadece işine odaklı bir sanatçıya pek alışık değildi.

 

Onun polemiklere asla müdahil olmayıp, uzatılan her mikrofona absürt demeçler vermemesi, kendi kabuğunda yaşaması ve haklı olarak kendini özel bir yere konumlandırması elbette magazin basınını ve diğer sanatçı arkadaşlarını rahatsız ediyordu.

 

Genel olarak  ne özel hayatı, ne evladı, ne de sanatçı arkadaşlarıyla girdiği polemiklerle basına malzeme olmayı tercih etmeyen Gülşen’den nasıl yararlanırız, nasıl aşağı çekeriz kaygısı ve telaşı öne çıktı.

Bu histen yola çıkılarak da kıyafetleri odak noktası haline getirildi.

Yani bir şekilde bahane & malzeme türetilmiş oldu.

 

Pandemi yasaklarının rafa kaldırılması ile sahnelerine tam gaz devam eden Gülşen’in özenli kostüm tercihlerini, ilham verici gustosunu es geçip, halkın daha fazla ilgi göstereceklerini bildikleri, kolaylıkla prim kasacakları ‘’çıplaklık’’ olgusuna vurgu yapmaya, buradan beslenmeye başladılar.

 

Kaldı ki Gülşen, 2021 yılı içinde hedef gösterilip eleştirildiği sahne kostümlerinin çok daha cesurlarını, kariyerinin çeşitli aşamalarında gerek videolarında gerekse sahnelerinde defalarca tercih etmiş bir yorumcuydu.

Özetle mevzu bayat hem yanlıştı.

Ama iklim değişmiş gibiydi, atmosfer başkaydı, kafalar ısrarla  geriye gidiyordu değil mi?

Olsun!

Gülşen de hiç boş durmadı. Bu ilkel ve köhne eylemleri, inatçı duruşu ile geri püskürttü. Anlayabilene çok güzel dersler verdi.

 

En hür & cesur haliyle, içinden geldiği gibi davranmayı sürdürdü. Bu süreçteki konuları tek tek yazmanın bir gereği yok! Yaşandı bitti saygısızca!

 

En nihayetinde sosyal medya kullanıcılarının linçleyecek bir kurbana, magazin yorumcularının reytinge, rakiplerinin ise; Gülşen’in kan kaybetmesine ihtiyaçları vardı.

Bizim de; cesarete, rafine zevk sahibi, açık zihinli sanatçılara!

 

Gün sonunda Gülşen, her türlü itibarsızlaştırma eylemine maruz kalıp, magazin masalarında hunharca yargılanmasına rağmen, sergilediği asil duruşla güçlendi, gözümüzde daha da güzelleşti.

 

Gülşen’in özgürlüğüne sımsıkı tutunan tavrı, dayatılmaya & benimsetilmeye çalışılana karşı koyarak, bazı çevrelerce ‘’sevimsiz’’ bulunma ve ‘’dışlanma’’ pahasına hep kendi olmayı seçmesi çok değerli bir mücadele örneğiydi.

Bu dik duruşun ve tepkinin önemi gerçekten tartışmaya kapalı.

 

Ahlak, edep, örnek olma gibi sahte bahanelerle yapılan psikolojik operasyonların altında neyin ve hangi hissin saklı olduğunu biz çok iyi biliyoruz.

Onun hiç basitleşmeden, ‘ben’’ demeden, saldırmadan, saldırılara onların seviyesinden cevap vermeden kat ettiği yola büyük saygı duyuyoruz.

 

Bir sanatçıdan, Gülşen’den bağımsız herhangi bir insanın kendine yakıştırıp, uygun görerek kullandığı saçı, başı, stili, özetle herhangi bir tercihi sadece kendisini bağlar. Diğerlerini ilgilendirmez, ilgilendirmemeli de!

 

Kişinin kendi tasarrufunda olan bir konuya & duruma karşı negatif bir his geliştiriyorsanız; bu noktada ‘’bana hitap etmedi’’, ‘’benim zevkime uygun değil’’ ‘’ben tercih etmem’’ ‘’beğenmedim’’ deme hakkınız elbette var.

Ama eleştiri adı altında birinin namusuna, karakterine, ailesine hakaret etmek; gayet çiğ ve kabul edilemez bir tutum.

Her şeyden öte saygısızlık. Keşke sosyal yaşamın temelini oluşturan ‘’saygı’’ kavramını hayatlarınıza entegre edebilseniz!

Ve yine dilerseniz, sevmeme & istememe hakkınızı kullansanız.

Bu tatsız mevzu uzadıkça uzar ancak; günümüzü şenlendiren ve bahsetmemiz gereken aşırı şahane bir durum var.

Büyük bir merakla beklediğimiz, beklerken bezdiğimiz, kibar isyanlarla yolunu gözlediğimiz Gülşen, 2022 model şarkısı ‘’Lolipop’’u nihayet yayımladı.

İşte bu noktada oleyyyyy! diyoruz.

 

Gülşen’in cehalet yüklü saldırılara karşı sergilediği güçlü ve ilham verici duruşun son hamlesi ‘’Lolipop’’

Kapak görselinden, video klibine, şarkı sözlerinden aranejesine kadar, titizlikle düşünüldüğü ve emek verildiği ortada olan nefis bir iş.

 

Alem buysa kraliçe benim dercesine, heybetli!

Hür doğdum hür yaşarım dercesine, limitsiz!

Herkes kendi kaderini yaşar dercesine, farklı!

 

‘’Lolipop’’u ilk dinlediğinizde şaşkınlığa uğrama ihtimaliniz çok yüksek. Çünkü bugüne kadar ondan duymaya alışık olmadığımız tarzda bir şarkı; ancak korkmayın klasik Gülşen sihiri bu şarkıda da yüksek dozda mevcut.

Birkaç dinlemeden sonra kesinlikle müptelası oluyorsunuz.

Gülşen’in yenilikçi ruhu, kendini güncelleme konusundaki gayreti bu şarkıda ziyadesiyle başarılı sonuçlar veriyor.

Her zaman olduğu gibi ‘’Lolipop’’un da söz & müziğinde Gülşen imzası var.

Tutku seviyesi yüksek, cazibeli ve slogan özelliği taşıyan sözleri inci gibi sıralamış Gülşen!

 

‘’ Dudaklar lolipop al

Kucaklar dolusu love

İstemem altınlar pırlantalar

İsterim ooo’’

 

‘’Ben bir tek seni

Tek seni tek seni

Aşkımla ölçülemez hiçbir money

Oh mommy so yummy’’

 

Gibi ultra sexy sözler de bir tek onun dilinde böyle kaliteli yankılanabilirdi zaten. Şahane!

Ozan Çolakoğlu’nun kusursuz bir biçimde kurguladığı, şarkının enerjisini tavana vurduran trend düzenlemesi de 10/10!

Ve haterlar için üzülerek yazıyorum ki, şarkı gayet orijinal. Bahsettiğiniz, benzetmek için kırk takla attığınız o şarkıyla ile herhangi bir yakınlığı yok. Neyse! Geçelim video klibe…

 

Herkesin adeta elinde baltalarla ‘’eleştirmek’’ kendince kusur bulmak için beklediği video klibi ise her türlü övgüyü, takdiri, tebriği hak ediyor.

Videodaki başkaldırış, kendi kimliğinden taviz vermeme, kendi sınırlarını oluşturma durumu inanılmaz zevkli ve ufuk açıcı. Her karesinin ilmek ilmek işlendiği çok belli.

Gülşen’in ucuzluğa ve zevksizliğe bir tepki olarak doğduğunu bu klip üzerinden bile söyleyebiliriz. Cillop!

Belli ki Gülşen, kariyerinde yeni bir döneme giriyor, yeni bir sayfa açıyor.

Ve ‘’Lolipop’’, Gülşen’in yeni döneminin ilk işi olarak görevini en iyi şekilde yerine getirip, yenileri için üst düzey bir beklenti oluşturmayı başarıyor.

İsyanın ve şarkıların hiç susmasın Gülşen!

Sendeki ışık, inatla karanlık zihinleri aydınlatmaya, ilham vermeye devam etsin.

 

 

 

 

 

Exit mobile version