Müzikonair Atilla Volga: Rock Müzik Sancılı Bir Süreç Yaşıyor | Müzikonair
RöportajlarSanatçı Röportajı

Atilla Volga: Rock Müzik Sancılı Bir Süreç Yaşıyor

Başarılı müzisyen Atilla Volga ile müzik kariyeri ve yaşam öyküsü üzerine kısa bir sohbet ettik.

1-Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz Atilla Volga kimdir?

21 Haziran 1989 İstanbul doğumluyum. Doğma büyüme İstanbulluyum. Üniversiteyi de bu şehirde okudum. Sesi ve tabiat olaylarını çocukluğumdan beri merak ettiğim ve doğayı anlamlandırmaya yönelik karşı konulmaz bir arzum olduğundan ilk olarak fizik bölümünü bitirdim. Atilla Volga kimdir… Her şeyden önce bir müzikle yaşayan ve onunla nefes alıp veren bir müzik tutkunudur.

2-Rock müzik ile ilk nasıl tanıştınız kendinize örnek aldığınız rock sanatçıları var mıdır?

Rock müzik ile tanışıklığıma dair kesin bir tarih vermem mümkün değil. Annem karnında ben varken operalara müzikallere konserlere gidermiş. Anne karnında tanışmış oluyorum o halde.

En başta kuşkusuz Beatles sonra Soundgarden, Queen, Metallica, Megadeth, Muse, Opeth, Ratm ilk nefeste aklıma gelenler. Türk gruplardan ise Athena, Şebnem ferah, mor ve ötesi, manga, yüksek sadakat, Hayko Cepkin, Pentagram, Duman ve maalesef dağılsa da Türk rock tarihinde bir efsane olarak hep kalacak olan Kurban grubu başarılı bulup sevdiğim gruplar arasında…

3-Hem Fizik hem sosyoloji mezunu olduğunuzu söylediniz. Ayrıca “Müzik Fiziği” ile de ilgilisiniz. Bize bunu biraz anlatabilir misiniz sizin müziğinize ne gibi katkıları oldu?

Müzik çok boyutlu bir hikaye. Ses dalgalarının bizim beynimizde algılanışı müzikal sürecin son raddesi, oysa iş o raddeye gelene dek ses dalgasının yaşadığı bir macera var. Bu maceraya vakıf olmak elbette müzik yapan kişilere müziğe bir yere kadar hükmetme gücü verirken bir yandan da onlara çok boyutlu bir evrenin kapılarını açıyor.

4-Rock müzik sizce ülkemizde hak ettiği ilgiyi görüyor mu? Sizin gözünüzden dinlemek isteriz?

Türkiye özelinde ve son 5 yılı kapsayacak şekilde cevaplayacak olursam, pek sayılmaz. Daha güzel günleri olmuştu. Ama Rock müzik inişleri çıkışları olan atıl kalmayan bir yapı. Rock müzik de bu anlamda sancılı bir süreç yaşıyor, maalesef üzerinde bir sisli arabesk hava dolaşıyor rock müziğin. Ama eminim silkinerek bu arabesk ambargosunu kıracak. Rock ölmez, küllerinden doğar

5-Askerliğinizi Anıtkabir’de, İngilizce, Türkçe ve İşaret Dili Rehberi olarak tamamlamışsınız. Normal hayatınızda da işaret dili rehberliğine devam ediyor musunuz?

Hayır, o bir projeydi aslında. Ben işitme engellilerin, Ulu Önder Atatürk’ü ve Kurtuluş savaşını maalesef çok sığ bilgilerle öğrendiğini fark etmiştim. Ulusal değerlerimizi öğrenmeleri adına bir proje hazırlayıp kitaplaştırdım ve kabul görünce bana da görev ve sorumluluk verildi o zamanki Anıtkabir komutanları Yarbay Kasım Mehmet Teke ve merhum Albay Ahmet Nurtan tarafından. Işıklar içinde uyusun… Bu yetki ve sorumluluk çerçevesinde silah arkadaşlarıma işitme engelli ziyaretçilere işaret diliyle Anıtkabir müze gezisi yaptıracak kadar işaret dili ve tarih eğitimi verdim

6-Müzik yolculuğunuz nasıl başladı mutlaka bir hikayesi vardır kısaca öğrenebilir miyiz sizden?

Çocuk yaşlarda ailemin aldığı org ile müzik yolundaki ilk adımlarıma başlamış oldum.

7-Biraz da son tekliniz “Diken” ile ilgili konuşalım. Nasıl bir süreç yaşandı bu şarkınızın oluşumunda ve nasıl geri dönüşler aldınız?

Uzun soluklu Kadın erkek ilişkilerinde çok başarılı olduğumu söyleyemem. Diken’de yine başarısız bir süreç sonrası yazıldı. Kötü süreçler ve bitişler hepimizin ruhunda diken izleri bırakmıyor mu :) Geri dönüşler konusu ise, Diken konserlerde epey beğenilen ve hit olarak görülen parçalarımdan biri ama akustik olarak yayınladığım haline dijital platform dönüşleri belli bir müddet sonra daha bir net belli olur diye tahmin ediyorum, parça henüz potansiyelini gerçekleştirip geniş kitlelere ulaşmadı

8-Müzikal anlamda bundan sonraki hedefleriniz nedir acaba ?

Dinleyicilerime en düşük modda olduklarında bile pozitif enerji vermek yegane hedefim olmuştur müziğimi yaparken. Biz konser vermeyi ve seyirciyle enerji alışverişini çok seven bir ekibiz. Sahneleri, evimde bir oda olarak görüyorum ve benimsiyorum. Dolayısıyla bizim için doğru etkinliklerde yer alıp seyirciyle canlı etkileşime devam edeceğiz. Bir diğer hedefim ise müzikal kazançlarımla ayırt etmeksizin tüm hayvan türlerini kabul edecek teşekkülde bir hayvan bakımevi açmak. Böylece müziğim insanlara ruhsal bir şifa olurken hayvanlar için fiziksel bir şifa kaynağı olacak ve döngü tamamlanacak.

9-Artık neredeyse akıllı telefonları elimizden bırakamayacak hale geldik. Sizin Sosyal medya ile aranız nasıl?

Sosyal medyayı seviyorum çünkü bize hemen herkesle kolay iletişim kurmayı sağlıyor. Müzikal geri bildirimleri çok kolay toplayabiliyorum. Siz de benim gibi, insanların her türden fikirlerini ve yorumlarını duymayı seven biriyseniz sosyal medya keyifli bir mecra olabiliyor. Pozitif iletişimi seven ve bundan beslenen bir doğam var bu yüzden sosyal medyayı dozunda olmak üzere kullanmayı oldukça seviyorum.

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu