“Bakkal Müziği Yapanların Arasında Direniyorum”

Konservatuvarda klasik batı müziği eğitimi alan Tuğba Yurt, sektörü değerlendirdiği bir röportaj verdi.

“Bakkal müziği yapanların arasında direniyorum. Müzikle alakası olmayanların ortalıkta olmasını kabullenemiyorum” diyen Tuğba Yurt’un çok konuşulacak o röportajı…

Başarı basamaklarını bir bir tırmanan Tuğba Yurt, Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda klasik batı müziği eğitimi almış ve yedi seneye yakın Bursa Devlet Senfoni Orkestrası’nda viyola çalmış. Akademik ve müzisyenlik bilgisinin yanı sıra güçlü, Allah vergisi bir sesi var. Başarılı şarkıcı Yurt ile kariyer yolculuğunu ve hakkında merak edilenleri konuştuk…

Levent Sevinç imzalı ‘Ağır Yaralı’ şarkısıyla çıkış yaptınız. Şimdi de ‘İnceden İnceden’le devam ediyorsunuz… Nasıl gidiyor müzik yolculuğunuz?

Her şarkımı severek ve inanarak çıkarttım ama ‘İnceden İnceden’ aldı başını gitti, ekstra keyifliyim.
Bu kadar hızlı sürede dikkat çekeceğini beklemiyordum ama ilk ayımızda listelere girdik.

SEZEN AKSU’YA BENZETİLMEK GURUR VERİR

Kariyer yolculuğunuzda agresif bir ilerleyişinizin olduğunu düşünüyorum. Bu keskinlik, karakterinizin yansıması mı?

Aslında çok politik bir insan sayılmam. Biraz netimdir ve benim için ya siyah ya da beyaz vardır. Müzik sektörüne kendimi sevdirmek için politik davranmayı sevmiyorum. O yüzden keskin duruyor olabilirim. Sırf işime yarayacak diye birilerine yalakalık yapmaktansa kendi ayaklarımın üzerinde dururum.

Sizin için ‘Küçük Sezen Aksu olmaya çalışıyor’ demişler. Siz de sesinizi Aksu’ya benzetiyor musunuz?

Sanırım o dişlerimden kaynaklanıyor, ‘s’ ve ‘t’ harflerine biraz fazla basıyorum. Muhtemelen o yüzden benzetiliyor. Sezen Aksu’dan Bendeniz’e, Aşkın Nur Yengi’den Sertab Erener’e kadar 90’lı yılların önemli şarkıcılarını çok dinlerim, hatta sahnemde onların şarkılarından da okuyorum. İster istemez yorum etkileniyordur ama onlara benzemeliyim gibi bir çabam yok.

Birine benzetilmek sizi rahatsız ediyor mu?

Böyle isimlere benzetilmek rahatsız etmiyor. Çünkü hepsi sanatında çok iyi yerlere gelmiş isimler. Sezen Aksu, pop müziğin kraliçesi ve ona benzetilmekten onur duyarım ama dört senedir kendi tarzımı oluşturmaya çalışıyorum.

 

YÜKSELİŞ EVRESİNDEYİM

Sevgilinizin; bu sektörden olup olmaması sizin için önemli mi?

Bir şey hissetmem, aşık olmam, sevmem ve karşı taraftan da o değeri hissetmem gerekir. Tabii ki meslektaşım da olabilir çünkü kolay bir iş yapmıyoruz ve benimle aynı kaderi yaşadığı için beni daha iyi anlayabileceğini düşünüyorum ama şu an aile olayım, evleneyim gibi bir düşüncem hiç yok. Daha yükseliş evresindeyiz ve yapacak çok şey var.

Bursa Devlet Senfoni Orkestrası’nda viyola çalmışsınız. Sizi kendi konserinizde enstrüman çalarken de görebilecek miyiz?

Çevremdeki herkes, ‘Niye böyle bir şey yapmıyorsun?’ diye soruyor ama üç-dört yıldır viyolayı elime almadım. İster istemez hakimiyeti kaybediyorsunuz ama belki birkaç pratikle sahnede bir performans sergileyebilirim. Biraz daha şarkılarım biriktiğinde; Sertab Erener’in Oda Müziği konsepti gibi bir proje düşüncem var.

Ortalıkta ‘Bakkal müziği’ diye tabir edilen pek çok iş varken, nota bilen popçu olmanın ayrıcalığını hissediyor musunuz?

Çok fena, oralara hiç girmeyelim. Onların arasında direniyorum. Hem kendi müzikalitemden ödün vermeden, hem de geniş kitlelere hitap edebilmek için günümüz pop müziğine uygun bir tarz yapıyorum. Zaten şu an bütün kadın ve erkek solistlerin sesleri aynı, çünkü seslerinin üzerinde çok fazla oynama var. Hatta daha fazla konsere gitmek için popüler kültüre hizmet eden çok basit şarkılar yapıyorlar ama ben onlardan olmak istemedim. Çünkü ben günü kurtarmak için değil, kalıcı olmak için bu işe girdim. Müzikle alakası olmayan insanların ortalıkta konuşuyor olmasını kabullenemiyorum ve onların eline ipleri verenlere de kızıyorum.

BU CAMİADA DOSTUM YOK

Başınızı omzuna dayayıp da dertleşebildiğiniz birileri var mı?

Kapalı kutuyumdur. İnce detaylara kadar kendimi anlatabileceğim dostum varsa da, o bu camiadan değildir. Ama yine de kendi içimde bazı sırlarımın kalmasından yanayım. Bu camiadakileri çok samimi görmüyorum. Özellikle sosyal medyada birbirini destekmiş gibi görünenler çok gerçek gelmiyor. Eğer çok büyük bir sıkıntım varsa, bunu paylaşabileceğim ailemdir.

 

MİNYON OLMAK SAHNEDE AVANTAJLI

“Dünya starları kısa boylu olur” demişsiniz…

Evet, minyon bir fizikle sahnede olmak bence avantaj. Türkiye’ye baktığımızda da bütün dev sesler öyle değil mi? Aslında bu açıklamayı bir TV programında espriyle yapmıştım ama sonrasında bütün uzun boylular bana saldırdı.

Kaynak: Sabah

Exit mobile version