Merhaba Bay J! (Jerfi Benveniste) Müzikonair’a hoşgeldiniz. Biraz hikayenizden bahsedebilir misiniz? Bay J kimdir?
Ben müthiş biriyimdir! (Gülüyor) Hayatını radyo şovu sunmaya adamış bir toplum gönüllüsü diyorum kendime. Türkiye’de doğup büyümüş, İtalyan bir ailenin ikinci çocuğuyum. Çok uluslu bir ailede diplomatik okullar, etrafımda konuşulan sayısız yaygın lisan ve Türk kültürünün içinde büyüdüm. 3 farklı bölüm ve 9 yıl üniversite hayatının ardından bir adet müzik diplomasıyla mezun oldum. 1991’de başlayan radyo sunuculuğu maceram sanayi oturana kadar ite kaka yanında başka meslekler icra ederek devam etti…
90’lar ve 2000’lerin başına kadar 300’den fazla reklam filmi müziği ürettim. 1999 yılında ilk ciddi radyo yılım diyebilirim Number One FM’in sabah şovunu sundum. Reytinglerde yükselince Power FM transfer etti… .10 yıl çalıştım orada. 2010 yılında Doğuş Medya Grubu reddedemeyeceğim bir teklif yaparak beni bünyesine katt.ı 3 yıl Virgin Radio, 2 yıl Capital Radio’da yayın yaptım. Daha sonra 2 yıl tekrar Power FM ve 2019 nisan ayından beri Kral Pop radyonun akşam şovunu sunuyorum.
Bay J ismi nasıl doğdu?
Bay Joker olacaktı… Ümit Zileli fazla uzun buldu ‘J yeter’ dedi. ‘Olur abi’ dedim. 1993 yılından beri kullanıyorum. 1993’de RTÜK henüz kurulmamış ve radyolar kapatılmıştı. Bir telefon geldi Türkiye’ye Londra’dan yayın yapacağız pasaportunu al ve gel dediler. Hemen gittim bir yıl oradan yayın yaptım o sıralar Klas FM deyim. Gittiğim hafta yayın yönetmenimiz gazeteci Ümit Zileli ile bulduk bu ismi.
İlk olarak müzik ile ilgilendiğinizi biliyoruz. Sonrasında farklı alanlarda da sizleri izleme fırsatımız oldu. Peki müzik hayatınız nasıl başladı? Aldığınız müzik eğitimlerinden biraz bahsedebilir misiniz?
15 yaşındaydım. Babam çok yurt dışı seyahat yapardı, bir gelişinde bana bir org getirdi İtalya’dan. Uzunca bir süre ellerimi üstünden ayıramadım o kadar çok çalmışım ki müzik kursuna başladığımda aileme “Bu çocuk müzik kursumuzu kendi imkanlarıyla evde bitirmiş, özel ders aldırın” dedi. Sonra aldım. Birebir dersten çok sıkıldım. 3 müzisyen arkadaş bulup, grup kurdum. ‘Kim şarkı söyleyecek?’ dediler. ‘Ben söylerim’ dedim. 1986’dan beri profesyonel sahne şarkıcısı olarak çalışıyorum. 90’ların başında Mimar Sinan Konservatuarı Opera Solistliği bölümüne girdim ama iki yıl sonra radyoculuk için İngiltere’ye gidince yarım kaldı… Daha sonra Kaliforniya Üniversitesi UCLA’de elektronik müzik bölümünü bitirdim.
Şu an devam eden müzik çalışmalarınız var mı? Mesela şarkı çıkarmayı ya da albüm yapmayı düşünüyor musunuz? Müzik tarzınız hakkında neler söylemek istersiniz?
Artık daha seyrek sahne yapıyorum. Bar sahnesi için biraz yorgun hissediyorum. Şarkı çıkartma konusunu yıllar içinde çok düşündüm ama radyo işime o kadar odaklıyım ki başka bir şeye yer kalmıyor. Müzik, bir şarkı yazmak aranjmanını yapmak müthiş bir konsantrasyon. Bu vakti ayırabileceğime inandığım zaman belki denerim. Müzik tarzım için gelişime açık progresif pop diyebiliriz.
Radyoculuk Serüveni Tesadüf Eseri Başladı
Şimdi de radyoculuğa nasıl geçtiğinize gelelim… Sanırım 90’larda başladınız. Radyoculuk serüveninizden biraz bahsedebilir misiniz?
Tamamen tesadüf eseri başladı. Geveze ile 1991 yılında Baltalimanı’nda bir gece kulübünde şarkı söylüyorduk. Dönemin Radyo Yayıncıları Derneği Başkanı Osman Ataman bir akşam bizi dinlemeye geldi. Çıkışta bizi yakaladı. ‘Siz sahnede çok sempatiksiniz ilk özel radyoyu kuruyoruz çalışmak ister misiniz?’ diye sordu. Çok gençtik ne olursa heyecanlanıyorduk zaten evet dedik. Siyah kurdeleler takıp radyomu isterim protestoları başlayana kadar devam ettik. İlkel teknoloji. Çok ilkel. Shure SM 58 şarkıcı mikrofonlarıyla teypten teybe kasetlerden geçiş yaparak. Bizden önceki sunucunun içtiği 16 şişe biranın yanı başında … (Gülüyor)
93’te İngiltere’ye gittim Klas FM yayınlarını bir yıl boyunca oradan yaptık. Hemen heyecanlanıp, nazar etmeyin çok küçük bir maaşla kıt kanaat yaşıyorduk. Dönünce sırasıyla Klas Fm, Power Fm, Number One Fm, Virgin Radio, Capital Radio ve son 4 yıldır Kral Pop Radyo’da yayın yaptım devam ediyorum.
Yıllardır yaptığınız programlarda insanları gülerek karşılıyorsunuz. Belki o an moraliniz bozuk, keyifsiz bile olsa yine de insanları hep güldürüyorsunuz. Peki bu ruh halinizi dengede tutmayı nasıl başarıyorsunuz?
Öyle bir şey yok tutamıyorum tabii. Ama bu tip mesleklere girdiğiniz zaman hayatınızdaki gelgitleri bu işe karıştırmamayı öğreniyorsunuz yıllar içinde. Düşünsenize bir arkadaşım yayına çıkıp şey diyor:
“Sevgili dinleyiciler Bay J’nin bugün morali çok bozuk cenin pozisyonunda kanepeye kıvrıldı yayında yalelliler çalacağız”
Bugüne kadar çeşitli televizyon projelerinde de yer aldığınızı biliyoruz. Peki TV ye geçiş nasıl oldu? Ve yeni projeler var mı?
Power Fm’de kesintisiz çalıştığım 10 yıl içinde patron Cem Hakko radyo dışında hiçbir şey yapmamıza izin vermiyordu. Bir yandan Geveze de ben de o kadar popüler olduk ki etraftan salça olmaya başladılar. Reklam oyunculuğu, dublaj, dergi röportajları… Yok. Hiç birine izin vermiyordu mantığı da şuydu; radyo showmeninin büyüsü, kimsenin onu görmüyor olması, herkes kafasında canlandırmak istediği gibi canlandırıyor. Bu büyüyü bozmayın lütfen!
Maaşımız iyi, keyfimiz yerindeydi. Bunun ne kadar yanlış olduğunu kavrayamadık. 2010 yılında Doğuş Medya’ya geçince özgür kaldık. Ben anında ilk yarışma programımı sundum Star Tv’de. Hemen ardından Arjantin’de bir başka yarışma programı o bir taraftan Fox’ta yayınlanırken NTV’de aynı saatte canlı talk Show başladı. Öyle bir trafik yani. Sonra birkaç yarışma programı daha. Bir yandan dizilerde konuk oyuncu olarak oynamaya başladım. Sonra yıllar içinde 10 sinema filminde oynadım. Şu an radyo dışında tek yeni projem Bodrum Akla Kara Tiyatrosu ile Üç Kafadar isimli yeni oyunun provalarındayım yakında “sahne” deriz.
Çalıştığınız radyolarda yaptığınız programlarınızın içeriğini siz mi belirliyorsunuz?
Çok şanslıyım bugüne kadar hiçbir radyo patronu veya yayın yönetmeni işime karışmadı. Ama neden karışsın ki? Zaten hep aynı şeyi yapıyorum her gün her gün yeni bir ‘Stand Up, Comedy’ içeriğini oturarak sunuyordum. Reytinglerim de iyiydi.
Türkiye’deki Radyoculuk ve dinleyici kitlesi hakkında neler söylemek istersiniz?
Şahane. Sunucuya sadık ve sevgisini net bir şekilde belli eden harika bir dinleyici…. İlk yıllarımızda büyük çuvallarla mektup gelirdi şimdi “Instagram direk” her gün yüzlerce mesajla doluyor. İletişim kurmaları neyi nasıl yapmamız gerektiği konusunda da yönlendirici yardımcı oldu her zaman.
Üzerinde çalıştığınız dizi ya da film projeleriniz var mı?.
Şu an için yok.
Radyoculuk hayatınızda yaşadığınız unutamadığınız ilginç bir anınız var mı? Bizimle paylaşır mısınız?
Aslına bakarsanız pek yok. Sadece 90’lı yılların ortalarında “derdini söyle derman olayım” diye bir programım vardı Klas Fm’de. İnsanlar arayıp sıkıntılarını anlatıyorlar ben de onları şakalar ve telkinle mutsuzluklarından arındırmaya çalışıyordum. Bir gün biri arayıp ‘filancanın bana borcu var ne yapacağımı söyle yoksa telefonu kapatınca gidip vuracağım’ dedi. ‘Olur dedim…..Nasıl?’ dedi. ‘Git vur’ dedim. O iyileşip hayatına devam ederken sen hapiste parasız ve sevdiklerinden uzak kalırsın sen bilirsin seni tutan yok. ertesi gün korkuyla gazeteyi açtım kötü bir haber yoktu içim rahatladı.
Hiç Hoş Sohbet Değilimdir!
Çalışma hayatınızın dışında boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Mesela bir gününüzü nasıl geçiriyorsunuz?
Eşimle çok ortak yanımız var birlikte ne yapsak çok eğleniyoruz çok gülüyoruz. Arkadaşlarımızla bir araya gelip muhabbet etmekten daha fazla keyif aldığım bir şey yok sanırım. Ha şunu da ekleyeyim; hiç hoş sohbet biri değilimdir. Çok fazla konuşmam biliyorum inanması güç ama öyle ağzım fazla laf da yapmaz. Radyo benim sihirli lambam.
Son olarak Müzikonair okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?
Müzikonair radyoculuk yıllarımın neredeyse tamamında yanımdaydı. Tebrik etmek istiyorum az takdir gören bir sanayiye destek veren önemli bir site oldu her zaman. Beni sevenler altın bulsun ! Her daim sevilmelerini dilerim.
Alper Ergez | Müzikonair