ZAMAN Yazarı Ali Pektaş köşesinde, müzik dünyasında yaşanan darboğazı kaleme aldı…
İŞTE O YAZI!..
Müzik sektörü bir süredir sıkıntılı günler yaşıyor. Birçok yapımcı, ileriye dönük planlama yapamıyor. Bu da önümüzdeki günlerde hem işin mutfağındaki müzisyenlerin zorluklar yaşayacağı hem de birçok yapımın erteleneceği anlamına geliyor.
Geçen hafta ülkemizin en önemli müzik yapımcılarından birini ziyaret ettim. Aynı zamanda dağıtım ve organizasyon işleri ile de uğraşıyor. Müzik piyasasının mevcut halini sordum. Bir sordum bin ah işittim. Öncelikle bana yaklaşık altı aydır çeklerin dönmediğini söyledi. Ülkede aslında büyük bir ekonomik kriz olduğundan bahsetti ve ekledi: “Önümüzü göremiyoruz ve uzun vadeli planlamalar yapamıyoruz. Albümleri çok az basmamıza rağmen çok az satıyor. Yatırdığımız para geri dönmüyor. Dijitalden de beklediğimizden çok az gelir geliyor.” Birçok albüm projesini ertelemişler. Bu problemin aslında müzik sektörü de dahil neredeyse tüm sektörlerde olduğunu anlattı. Yani aslında ortada bir pek de dillendirilmeyen ekonomik kriz olduğunu ve bundan tüm iş çevrelerinin etkilendiğini dile getirdi. Aynı zamanda organizasyon işleri de yapan dostum, terör olayları sebebiyle iptal edilen konserler yüzünden de büyük zarar ettiklerini anlattı.
Aslında bunu birçok yapımcı dillendiriyordu ama ilk kez sektörün önemli isimlerinden birinden duyunca durumun vahametini daha iyi anladım. Eğer durum böyle giderse önümüzdeki dönemde pek az yapımcı yeni albüm için yatırım yapacak demektir. Bırakın noname isimleri, popüler isimlerin albümleri bile ertelenebilir. Bu koşullarda dijital üretimde bile sıkıntılar yaşanacak, bir kelebek etkisi oluşacaktır. Örneğin bir şarkının kayıt, mix ve mastering işlemleri için onlarca kişinin çalıştığını biliyorum. Stüdyo müzisyenleri, ses teknisyenleri, ses mühendisleri vs. birçok ismin bundan etkileneceği aşikâr. Sadece stüdyo değil elbette söz yazarı, besteci gibi müzik üreticileri de bundan nasibini alacaktır. Zaten çok komik telif alan bu isimler yeni şarkılarını da satamaz hale gelecektir.
Bir felaket tellallığı yapmak istemiyorum ama maalesef durum böyle. İptal edilen konserler sebebiyle zaten zor günler yaşayan müzik sektörü, bir de bu ekonomik krizle baş etmek zorunda. Eğer böyle giderse yeni ve güçlü yapımları sadece birkaç müzik şirketi üretebilir. Onlar da ne kadar dayanabilir bilmiyorum. Burada tek çıkış yolu sponsor desteği. Ama sponsorlar da aynı ekonomik durumla karşı karşıyaysa yapılacak çok da fazla bir şey yok.
‘Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda’ mahkemelik
AKP’nin uzun yıllardır seçim çalışmaları için kullandığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanken birçok kez seslendirdiği ‘Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda’ şarkısı mahkemelik oldu. Geçtiğimiz hafta Habertürk gazetesinde yayınlanan habere göre olay şöyle gelişti: Besteci Selçuk Maner, “Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” eserinin AKP tarafından 12 yıldır seçim çalışmaları ve propagandalarda kullanıldığını, ancak söz yazarı ile yapılan telif anlaşmasının kendisiyle yapılmadığını öne sürerek dava açtı. Partiden 12 yıl için 1 milyon lira izinsiz kullanım bedeli istendi. Davada bilirkişi, 11 yıl için 990 bin TL ödenmesi gerektiğini bildirince taraflar itiraz etti. Mahkeme ek rapor hazırlaması için sendikacı Deniz Evren Gügüş’ü bilirkişi olarak atadı. “Sendikacılar bize karşı” diyerek Gügüş’e itiraz eden AKP avukatı Ali Özkaya, üçüncü bilirkişi olarak atanan MESAM Yönetim Kurulu üyesi Ali Haydar Timisi’ye de “Aleyhimize tweet atmış” diyerek karşı çıktı. Mahkeme, dosyaya bu kez Serdar Erbaşı’yı atadı. Dava, bilirkişi raporunun mahkemeye ulaşmaması gerekçesiyle ertelendi. Bu dava ülkemizdeki telif hakları konusunda önemli bir yerde duruyor. Lakin bu kadar beklenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu gibi durumlarda en başında gerekli uyarılar yapılıp izinsiz kullanımların önüne geçilmeli. Yine de hak talebinin zamanaşımı olmaz.
Yazının tamamını okumak için BURAYA TIKLAYIN!..
