Site icon Müzikonair

Best FM’in Sahibi Emrah Hattat Televizyon Kanalı Açacağını Açıkladı!..

Best FM’in sahibi Emrah Hattat’tan radyo ve radyoculuk üzerine Medya Haber’e özel daha önce hiç duymadığınız bomba açıklamalar…

Türkiye’nin ilk özel radyo radyonun biri olan Best FM, 5 Şubat 1993 tarihinde Ajda Pekkan’ın “Kimler geldi, kimler geçti” şarkısıyla yayın hayatına başladı. O günden bugüne 23 koca yıl geçmiş ve biz hala Besf FM dinliyoruz.

Başarı çizgisini hep daha yukarı taşıyan Best FM’in arkasında cesur yürekli bir radyo aşığı var. 20 yaşında kurduğu radyo şimdi tam 23 yaşında. Emrah Hattat’tan söz ediyoruz. Medyahaber.com röportaj yazarı Tuğba Civan Emrah Hatttat’la radyoculuğun her yönünü konuştu.

Tuğba Civan: Türkiye’nin ilk özel radyolarından birisi Best FM. O günlerden bugüne, çok şey değişti, çok radyo kapandı, çok radyo isim değiştirdi; ama Best FM hala aynı, hala çok başarılı. Nedir bunun sırrı?

RADYOCULUĞU RADYOCULAR YAPMADI

Emrah Hattat: Bizim en büyük avantajımız bir medya grubunun içinde bulunmamak. Bir gazetenin ya da bir televizyonun parçası değiliz. Türkiye’de radyoculuğunun önünü bu medya grupları kesti. ‘Hadi birde radyomuz olsun’ diye medya grupları radyo kurdu. Radyoyu bir hedef olarak görmediler, grubumuzun içinde birde radyo ya da radyolar olsun dediler. Üstüne o radyoların başına çok basiretli adamlar getirmediler, radyodan gelen geliri pek önemsemediler. Biz 23 senedir işimizin başındayız. Ben burayı kurduğum zaman 20 yaşındaydım. Ben de çocuktum. Şimdi 43 yaşındayım. 23 senelik bir tecrübe oldu bu. İşinin başında olup da bir şeyler yapmak, görmek, hissetmek çok önemli. Ofiste otur, ayda bir rapor al, bu ay işler çok iyi, oh oh maşallah vesaire demekle olmaz bu işler. Maalesef dediğim gibi radyoculuğu, radyocular yapmadı bu ülkede.

Best FM dönem dönem değişimler yaşasa da adeta bir yıldızlar karması gibi. Bu kadar başarılı ismi nasıl bir arada tutabildiniz mi?

CEM DAVRAN BÜYÜK HATAYDI

Radyo televizyon gibi değil. İnsanlar birbirleriyle arkadaş, bu eskiden de böyleydi. Şimdi özellikle bizim aradığımız insanlar, radyocu olmalı. Mesela Beyazıd Öztürk (Beyaz) gerçekten radyocuydu. Çünkü radyoculuktan gelmeydi. Gökhan Özen, Ferhat Göçer, Ümit Besen, Emrah, Ozon Orhon, Hüsnü Şenlendirici ve bunun gibi bir sürü isim radyoda program yaptılar. Onları biz radyocu olarak görmedik, istek alıp şarkılarını söylediler. Bu da bizim yarattığımız bir konsepti. Onun dışında Beyaz gibi programcıların biz hep radyocu olmasını istiyoruz. Mesela biz zamanında kötü bir tecrübe yaşadık, Ruhsar dizisini çekerken Cem Davran’a gel radyo programı yap dedik. O zaman çok popülerdi. Ama radyo ayrı bir dünya, o tecrübeyi de o zaman yaşadık, hata olduğunu anladık. Aslında onda da hata yoktu, telefonla bağlanan dinleyiciler o zaman oynadığı diziyle ilgili tüyolar öğrenmeye çalışıyordu. Buda onu zor durumda bırakıyordu.

Best FM ilk günden beri konuşan bir radyo. Bu böyle mi devam edecek?

Aslında o bizim kanayan yaramaz. Neden kanayan yaramız? Şimdiki jenerasyon da konuşan ama kendini yetiştiren adam bulamıyoruz. Bu noktada gerçekten çok zorlanıyoruz. Konuşan adamın okuması gerekiyor. Bilgi sahibi olması gerekiyor. Çok çalışması gerekiyor. Şimdikiler kolaya alışmışlar. Armut piş ağzıma düş hesabı. Biz gerçekten çok zorlanıyoruz. Bizim konuşan programcılarımız Cem Arslan, Serdar Gökalp, Yasemin Şefik… Sürekli toplantı halindeyiz. Neler yapabiliriz, neler yapamayız. Bir de bizim çok önem verdiğimiz yayın ilkelerimiz var. Mesela ben, ilk günden beri diyorum ki; bir bayan bir taksiye bindiği zaman, bayan da taksi şoförü de rahatsız olmadan Best FM dinleyebilmeli. Bu bizim önceliğimiz. Bunu başardığımıza inanıyorum. Tabi bazen bu 23 sene zarfında istediğimiz veya istemediğimiz şeyler oldu ama genel olarak o yoldan çıkmamaya özen gösterdik. Ama dediğiniz gibi ilerde beş on sene sonra arkadaşlarımız emekli olduktan sonra, konuşan radyocu kimi bulacağız bende bilmiyorum.

Başka radyolardan birilerini almayı değil de kendimiz adam yetiştirmeyi çok seviyoruz. Mesela biz bundan 11 sene önce Cem Arslan’ı buraya transfer ettik. Serdar Gökalp mesela en çok dinlenen programcılardan bir tanesi. Sıfırdan burada yetişti. Hafta sonu yayınlarıyla başladı. Hafta sonu yayınlarından önce konuşmuyordu. Mikser de duruyordu. Ufak ufak yayınlar verdik. Anonslara başladı. Hafta sonu şov programlarına başladı. Hafta içine aldık. Ama inanın şuan birkaç senedir yetiştirebildiğimiz birileri yok.

Herkes çok şey söyler ama ben sizden duymak istiyorum. Best FM’i diğer radyolardan ayıran fark nedir?

Şimdi bizim haber programlarımız olsun, şov programlarımız olsun, bizde hep halka bir mesaj var. Halkın sorunlarını çözme var. Sosyal projelerde yer alıyoruz. Mesela programcılarımızın otobüse, metrobüse, metroya, toplu taşıma araçlarını kullanmayı çok önemsiyoruz. Bizim programcılarımız gidip Nişantaşı’nda da anlatır yayınlarını ama bir şey ifade etmez dinleyiciye, duyarlıyız. Ülkede yaşanan olaylara anında reaksiyon, ya da ilk biz reaksiyon gösteriyoruz. Ve bunu halk benimsemiş durumda. Dinleyicinin biz bunun en doğrusunu Best FM’den dinleriz dediğini biliyoruz.

Peki ya siz Best FM’i dinliyor musunuz?

KENDİ RADYOMU DİNLEMİYORUM!

Aslında o kadar kötü bir iş yapıyorum ki… Arabamda şarkı dinlemeyi çok severim. Ama artık bunu iş olarak yaptığımız için, keyifle oturayım, arkama yaslanayım, bugün Serdar’ı dinleyeyim, Cem’i veya Yasemin’i dinleyeyim diyemiyorsunuz. Reklam mı geç girdi, fazla mı konuştu, onu mu söyledi bunu mu söyledi diye dikkatli dinleyemiyorsunuz. Sizlerin radyo dinlediği gibi dinleyemiyorum. Sizin mesela internet sayfasına girdiğim zaman ben habere bakıyorum. Ama siz sağı solu düzgün mü yapılmış, cümle düzgün mü yazılmış onlara bakıyorsunuz. Ayrıca şu söylemek isterim. Ben konuşan radyo sevmiyorum aslında, şaka değil. Mesela bizim ikinci radyomuz var Baba Radyo. Onu keyifle dinliyorum. Konuşmaya tahammülü olan bir adam değilim. Normalde de çok fazla konuşmam. Çok fazla konuşulan ortam da bulunmam.

Kendi kurduğunuz radyo, üstelik ilk özel radyolardan birisi. Radyoculuğun büyük sükse yaptığı dönemlerde radyoculuk yapma imkanınız varken hiç yayına çıkmadınız, program yapmadınız. Bunun özel bir nedeni var mı? Ya da gelecekte radyoda bir program yapmayı hiç mi düşünmüyorsunuz?

RADYOCULAR NORMAL İNSANLAR DEĞİLLER

Yok hiç düşünmedim. O başka bir beceri. Radyo sahibi olmak, radyo programı yapmakla aynı şey değil. Düşünebiliyor musunuz; bir mikrofon açıyorsunuz, yanınızda kimse olmadan, 2 saat boyunca her gün konuşuyorsunuz. O da çok akıl kârı bir iş değil baktığınızda. Ben yayıncı arkadaşlarıma ‘siz normal insanlar değilsiniz’ diyorum. Ayrıca radyo sahibinin program yapmasını da çok etik bulmuyorum.

Radyo formatında hiç değişikliğe gitmeyi düşündünüz mü?

RADYO YAŞAYAN BİR ORGANİZMA GİBİ

Türkiye’de 10 sene önce müzik radyoları türedi. Güzel müzik yaptılar. Sadece müzik çaldılar ve bu tuttu. Araştırmalarda da tuttuğunu görünce insanlar, hem maliyet düşük, sadece iki üç şarkıda bir anons yapıyorsun, güzel cıngıllar yapıyorsunuz ve güzel şarkılar çalıyorsunuz. Düşünebiliyor musunuz? Sizi hiç rahatsız eden yok, RTÜK yok, şunu söylediğinde başının belaya girmesi yok, programcı maliyeti yok, çok güzel iş, ama insanlar şunu unuttu. Sadece müzik dinlemek isteyen insanlar için artık mp3 diye bir şey var. Radyodan 1000 tane şarkı dinliyorsa, elindeki cihaza 5000 tane yükleyebiliyor. Yüklemek de bedava oradan dinler. Ama radyo mesaj vermeli. Haber verecek. Yaşayan bir organizma radyo.

Arzu Çağlan’la uzun süre birlikte çalıştınız. Ama sorunlu bir şekilde ayrıldınız. Best FM için ‘yayıncılarının fikirlerini engelliyor gibi’ bir imaj oluştu. Bir hayli gündem oldu bu konu. Arzu Çağlan olayını bir de sizden dinlesek. Ne oldu da böyle oldu?

Şimdi şöyle bir şey söyleyeyim. Türk insanının yapısını malum hepimiz biliyoruz. Şimdi herkes sizi kendinden görmek istiyor. Yani hangi görüşten olursa olsun kendinden görmek istiyor. Arzu Çağlan, Türkiye’de gelmiş geçmiş en iyi bayan programcıdır. Bu tartışmasızdır. Saat 10’da başlayacak olan yayınına 7’de gelir, her gün okur. Olaylara çok değişik açılardan bakar ve yayını yapar. Radyoculuk adına gerçekten büyük kayıptır diye düşünüyorum Arzu için.

BERKİN ELVAN TOPRAĞA VERİLİRKEN ARZU ÇAĞLAN FAL BAKTIRIYORDU

Biliyorsunuz Gezi olayları oldu. Bu olaylardan enteresan şekilde etkilenen insanlar oldu. Ben bunlara virüs kaptı diyorum. Arzu normalde magazinin de içinde olduğu, çok sosyal programlar yapardı. Arzu’nun programı bir anda haber programına ve muhalefete dönmeye başladı. Bizim 20 senedir Arzu ile yaptığımız iş bu değildi ki. Ben Arzu’dan “Senin bundan sonra formatın vatan, millet, sakarya… Hükümeti eleştir” diye bir şey mi söyledim. Hükümeti de eleştireceksen, yanlış yapılanı da konuşacaksan, bunun için benim haber programlarım var. Habercilerim var. Eleştiren programcılarımız da var. Berkin Elvan olayı yaşandı. Çocuk rahmetli oldu. Arzu, Türkiye Cumhuriyeti başbakanına hakaret etti, edemez. Benim radyomda hiç kimseye hakaret edilemez. Hele birde ülkenin başbakanına hiçbir şekilde hakaret edilemez, dil uzatılamaz. Yani siz başbakanı seversiniz, sevmezsiniz, oy vermişsinizdir, vermemişsinizdir, hiç ilgilendirmez. Oradaki kişi değildir önemli olan, oradaki başbakan adıdır. Ayrıca burada bizim radyodaki haber merkezi dahil birçok arkadaşımız Berkin Elvan’ın cenazesine katıldığında, Arzu burada fal baktırıyordu. Yani bizde bunları biliyoruz, yaşadığımızı biliyoruz. Hani derler ya, içi beni dışı seni yakar diye. Ben dedim ki o zaman sakın olaki ağzını açıp birşey söyleme. Programını yap, sakın hakaret etme dedim. Onun programının tarzı bu değil diye ben dememişim gibi, hakaretlerin çok fazla dozunu artırarak yayın yaptı. Ondan sonra kendisiyle vedalaşmak zorunda kaldık. Dediğim gibi hiç kimse bu radyodan kimseye hakaret edemez.

SKANDAL TAKSİM HABERİNE AÇIKLAMA

Geçen hafta başımıza geldi. Haber spikerimiz, Taksim’de bomba patladı diye haber okudu geçen cuma. Birileri buna söylemiş, buda internetten bakmış, bundan 4-5 sene önce bomba patlamıştı 10-12 kişi yaralanmıştı. Onu çıkarmış, son dakika diye girmiş kendi kendine ki bizim talimatımız var. Haber müdürüne ve bize haber vermeden son dakika girilemez. Kıyamet koptu ortalık birbirine girdi. Düşünebiliyor musunuz, sizin kardeşiniz o sırada Taksim’de, o polisin anası, babası radyo dinliyor, siz radyo dinliyorsunuz kardeşiniz Taksim’de… Benim böyle bir şey yaşatmaya hakkım var mı kimseye?

Radyo araştırmaları konusunda ne düşünüyorsunuz? Doğruluğuna inanıyor musunuz?

Araştırmalara elbette ki inanıyorum. Bu araştırmaların bizlere çok faydası var. Neye göre düşük çıkıyorsun neye göre yüksek çıkıyorsun, onları artık biz okumaya başladık. Reklam veren de bunu okumaya başladı. Ben önemsiyorum bu araştırmaları. Tabi ki çok eksik var. Ama bir yerden de başlamak lazım. Hiçbir şey Allah’ın hikmeti değil ki bir araştırmayı çıkarsın en mükemmeli olsun, öyle bir şey yok. Sistemi tartışılır, yapılan şekli tartışılır ayrı ama doğru olduğunu düşünüyorum ben araştırmaların.

Best FM ile ilgili zaman zaman medyada olumsuz haberlerin arka arkaya çıkmasıyla ilgili neler düşünüyorsunuz?

Bir şey soracağım; hep Best FM’le ilgili çıkıyor değil mi? Ne mutlu bize ki ‘meyve veren ağaç taşlanır’ diyebiliriz. Demek bir şeyler yapıyoruz. Bir şey yapmasak sadece müzik çalsak, ne diyecekler. Sosyal medyanın da hareketlenmesi bu tarz haberlerde de etkili oldu. Mesela siz bile şuanda bir internet sitesinde çalışıyorsunuz. Çok haber kirliliği oluyor. Çok fazla haber girme şansınız oluyor. Mesela arkadaşlara artık diyorum ki, kendinizi son dakika haberini Best FM verir diye şartlamayın. Son dakika diye bir şey yok. Mesela siz kendi internet sitenizde bir haber giriyorsunuz. Mesela ben o an sizin sitenizde görmedim, atıyorum x site sizin sitenizden gördü, sizden 15 dakika sonra yayınladı, bende 15 dakika sonra x siteyi açtım, okudum. Artık o kadar çok haberi her yerden alıyorsunuz ki. Mesela ulusal televizyonların o kadar masraf edip akşamları haber verdiğine inanamıyorum.

İNTERNETTEN YAYIN YAPACAK 4 KANAL VE 1 RADYO AÇIYORUZ

Bu arada daha önce kimse ile paylaşmadığımız bir projeyi de ilk sizinle paylaşmak istiyorum. Dijital platformda 4 televizyon kanalı ve yeni bir radyo açıyoruz. Çağa ayak uydurmak gerekiyor. Biz de bunun gereklerini yerine getirmek adına ciddi adımlar atıyoruz.

2011 genel seçimlerinde AK Parti’den milletvekili aday adayı oldunuz, ancak aday gösterilmediniz. Neden tekrar aday adayı olmayı düşünmediniz?

Artık düşünmüyorum. O zaman çocuklarım daha büyümemişti. Çocuklara o kadar çok zaman ayırmam gerekmiyordu. Ama artık ikiz kızlarım var. Onlara daha çok zaman ayırmam gerekiyor. Onların büyüdüğünü görmek istiyorum. Siyaset çok zaman alan bir iş. Milletvekili veya bakan arkadaşlarımın ne kadar çok zaman harcadıklarını görüyorum. Ben önceki iktidarları da biliyorum. Bunlar başka. Gerçekten acayip çalışıyorlar.

Aday gösterilmemeniz siyasi fikrinizi etkiledi mi?

Hayır etkilemedi. Fikirlerim de değişmedi. Dikkat ederseniz ben kendi radyomda kendi siyasi fikrimi dayatmadım hiçbir zaman. O benim kendi düşüncem, kendi fikrim, kendi hayatım. Best FM topluma mal olmuş bir radyo. Herkesin sesine kulak vermemiz gerekiyor. Ben eşime bile sormam sen kime oy veriyorsun diye. Herhangi bir telkinde de bulunmam. Evde bu hiç konuşulmaz bile.

Röportajın tamamını okumak için BURAYA TIKLAYIN!..

Kaynak : Medya Haber

Exit mobile version