Site icon Müzikonair

Best Model Of Turkey 2021 Birincisi Bartu Dilmen Alper Ergez’e Konuştu

Merhaba Bartu Bey hoş geldiniz öncelikle sizi daha yakından tanıyabilmemiz için biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Selamlar, ben Bartu Dilmen; 24 yaşımdayım, emekli hostes bir anne ve futbol teknik direktörü bir babanın tek çocuğuyum. Küçük ayrılıklar dışında, doğma büyüme İstanbulluyum. İstanbul Üniversitesi Spor Yöneticiliği mezunuyum.

Bu sene gerçekleştirilen Best Model Yarışması’nda erkeklerde Türkiye birincisi oldunuz. Öncelikle tebrik ediyoruz. Türkiye’nin Best Modeli olmak nasıl bir duygu ve sizin için ne ifade ediyor neler söylemek istersiniz?

Öncelikle teşekkür ediyorum. Şöyle söyleyebilirim ki, kim ne derse desin ya da ne kadar alçakgönüllü olursanız olun yaşadığınız ülkede alanında tartışmasız tek prestijli yarışmayı birincilik ile bitirmek insana hayatında az kere bu yoğunlukta yaşayabileceği bir tatmin hissi yaşatıyor. Açıkçası bu yarışmaya kendime güvenerek girdim ve finallere kaldığımız da bu kendime güvenim daha da tazelendi fakat ona rağmen çokça mutlu olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim.

Best Model yarışmasına katılmaya nasıl karar verdiniz. Yarışma hazırlık sürecinden biraz bahsedebilir misiniz?

Oyunculuğa ilk adım atmaya çalıştığım zamanlar oyunculuğun ne olduğu ile ilgili en ufak bir fikrim yoktu, neden sanat kategorisine koyulduğuna bile anlam veremiyordum. Bu dönemler oyunculuğu yaşamak değil, rol yapmak sandığım zamanlardı. Tam bu zamanlar yolum psikolojik durumu klinik olarak rahatsız olan ve piyasaya girmeye çalışan bir “menajer” ile kesişti ve kendisi beni Türkiye’nin en büyük cast ajans ve yapım şirketlerinde kişisel bağlantılarını kullanarak tonla auditiona soktu fakat oyunculuğun ne olduğunu bilmeyen ben heyecan ve adrenalinden bırakın iyi oynamayı, hatta rol yapmayı bile elimin ayağımın ve sesimin titremesini bile durduramıyordum.

Kendisi yine de beni bu auditionlara sokmaya devam etti ve sonunda bu büyük cast şirketlerinde benim berbat auditionlara birikti, dolayısıyla ben artık eğitimlerimi almaya başladıktan sonra başka bir menajer abim ile çalışmaya başladığımda bana hiçbir televizyon veya sinema auditiona gelmemeye başladı. Bu dönem reklamlar çektim fakat aradan 3 sene geçmişti ve hala bana iş gelmiyordu.

Bu süreçte iyice düşünüp zaten modellik geçmişimde olduğundan Best Model’de iyi bir şansım olabileceğine kanaat getirip, yarışmada başarılı olacağıma inanıp, bu başarıyı kullanarak doğru insanlar ile tanışıp doğru işler yaparak eskiden bu alandaki tecrübesizliğimden dolayı yanlışları kapatabileceğimi düşünerek yarışmaya hazırlanmaya başladım. Yarışma hazırlıklarım daha çok düzenli spor yapma, koşular, vücudun yürürken daha zarif durabilmesi için çoğunlukla yogayı kapsayan esneme hareketlerini barındırıyordu.

Bu arada oyunculukla ilgilendiğinizi biliyoruz. Ne zamandan beri merakınız vardı ve bu alanda eğitimleriniz devam ediyor mu?

3 senedir oyunculuk ile ilgileniyorum, gerçekten insanın içindeki sancıları, duyguları ortaya koyup kendisi için bir özelliğe, avantaja çevirebileceği dolayısı ile kendini ifade edebileceği sanat dallarından sadece biri oyunculuk. Onu özel kılan şey ise performatif olması bana kalırsa, oyunculuğu hakkıyla yapabilmek insana yaşadığını hissettiriyor gerçekten henüz her anında öyle yapabildiğimi söylemem zor fakat eğitimlerim devam ediyor ve oyunculuk yapmak istediğim sürece de devam edecek çünkü sanatın sonu olmaz.

Siz mümkün olan bütün eğitimleri de alsanız piyasadaki eğer gerçek bir sanatçıysanız içinizdeki eğitim asla son bulamaz o yüzden bu işi hakkıyla yapmak isteyen insanların kesinlikle tutkuyla bağlı olması gerektiğini düşünüyorum. Diğer türlü siz çok para da kazansanız yaptığınız işten tatmin duygusunu alamazsınız, izleyici de o işi tutkuyla yapan biri o rolü alsaydı yaşayacağı duygulardan mahrum kalmış olur ne yazık ki.

Bundan sonraki süreçte oyunculuk ve modelliği birlikte mi yürütmeyi düşünüyorsunuz?

Modellik üstünde çok kafa patlatacağınız bir meslek değil, her modelin kendi havası, bir tarzı olur. Güzellikle de pek alakalı değil açıkçası model olmak. Türkiye’de ne yazık ki ‘model güzel olur’ diye bir algı var. Modellik; tamamıyla modelin yaydığı enerjinin kıyafet ile birleşip, podyumda insanlara, fotoğraf makinası karşısında objektife yansımasıdır aslında.

Siz kendinizin sırf güzel olduğunuz için model olduğunuzu düşünüyorsanız, emin olun sizden beklenen havayı asla yansıtamazsınız. Sonra yabancı modeller gelir, elinizden işlerinizi alır. Model kendini kişisel olarak geliştirmeli, kendine olan güvenini sağlam sütunlar üstüne kurmalıdır. Zamanla çürüyecek içi boş sütunların üzerine değil. Soruya gelecek olursak, modellik her zaman hayatımın bir parçası olacak çünkü dünyanın her yerinde yapabileceğim, tecrübe sahibi olduğum, kumaşımda olan bir meslek. Gerek podyumda gerek kamera karşısında kendimi gerçekten evimde gibi hissediyorum. Dolayısı ile oyunculuğu ve modelliği yan yana rahatlıkla yürütebileceğimi düşünüyorum.

Ayrıca DJ’lik geçmişinizin de olduğunu biliyoruz. Ne tarz şarkılar çalıyordunuz. Devam etmeyi düşünüyor musunuz?

Bir müzik geçmişim olduğu da doğru, evet. Eskiden daha çok house şarkılar çalıyordum, iş çıkışı rooftop bir bara gidip dinleyeceğiniz cinsten. Fakat bu tarz şarkıların çalındığı mekan sahipleri ile pek anlaşamadığımdan mekanlarda çalmayı bıraktım, fakat bu zaman çok önemli bağlantılar ve dostluklar edindim hem bu alanda hem özel olarak. Bıraktığım dönem vokalsiz daha kompleks kompozisyonları olan elektronik müziklere merak saldım. En yakın arkadaşlarımdan biri ile elektronik müzik prodüksiyonuna başladık, yavaşta olsa hala devam ediyoruz. Genellikle techno, trance, psy trance türleri son zamanlarda ilgimi çekiyor ve ilerleyen dönemde kesinlikle bu türleri doğru bir şekilde harmanlayıp ortaya güzel bir set koyup uygun bir mekanda çalmayı düşünüyoruz. Müzik benim için kendimi ifade ediş yöntemlerimden sadece biri.

Müzikle aranız nasıl? Mesela sesiniz güzel midir, ses eğitimi aldınız mı ya da almayı düşünür müsünüz?  Şarkıcılığa nasıl bakıyorsunuz? Takip ettiğiniz şarkıcılar var mı?

Müzikle aram çok samimidir diyebilirim. Üstüne kafa patlatılmış yürekten yapılmış her müziğe inanın saygım ve sevgim sonsuzdur. Zevkime hitap etmese bile anlamak için seve seve dinlerim. Sesimin güzel olduğunu pek düşünmüyorum açıkçası fakat özel olduğunu sıkça duyuyorum etrafımdan.

Şan eğitimi ilerleyen dönemlerde şarkı söylemek için olmasa bile almayı şart buluyorum. Şarkıcılık için duşta söylediğim şarkılardan ileri gideceğini sanmam diyebilirim, hiç böyle bir kariyer düşünmedim çünkü açıkçası fakat hayat bu hiç belli olmaz.

Şarkıcılardan çok prodüktörleri takip ediyorum fakat Türkiye’de şarkıcı olarak Lil Zey’ i başarılı buluyorum. Farklı bir tarzı var gerçekten özellikle sosyal medya yüzünden bu kadar “sanatçı” kirliliği olan bir dönemde aralarından sıyrılabilmesi de bunun bir kanıtı diye düşünüyorum. İnanın gerek yaşam tarzım gerek geçmişim, yaşadığım ortam dolayasıyla pek Türkçe şarkılar ile aram yok eminim keşfetmediğim veya anlayamadığım bir sürü değerli sanatçı vardır. Onların sanatını da bir gün anlayabilmek dileği ile diyerek bu cevabı noktalıyorum.

Tekrar Best Model’e dönecek olursak bu sene çeşitli iddialarla gündeme geldi. Çıkan bu iddialar hakkında son kez konuşmanızı istesek neler söylemek istersiniz? Bu iddialar sizi nasıl etkiledi. Sizce neden böyle iddialar gündeme geldi?

Her sene gündeme gelen iddialar bu sene gelmezse, hakikaten şaşıracaktım. Ne kadar hazırlıklı olsanız da bu söylemlere, işin ucu annenize dayandığında gerçekten bütün hazırlıklar boşa çıkıyor, bu durumun öfkesiyle bazı programlara çıkıp konuşup prim, takipçi kasmaya çalışan bu unsurların ve bu durumdan ekmek yemeye çalışan programların ekmeğine az da olsa biraz da siz tereyağı sürebiliyorsunuz ne yazık ki.

Bu “show business” dedikleri alandaki toyluğumdan yaptığım bir hataydı sadece, ilerde kariyerimde yaşayacağım önemli olaylardaki soğuk kanlılığımı korumam açısından benim için güzel bir deneyim oldu diyebilirim.

Kariyerinizde kendinize belirlediğiniz bir hedefiniz, hayaliniz var mı?

Anlık yaşayan bir insanım dolayısıyla bu soruya ‘Oscar’ı kazanmak’ veya ‘Prada defilesine çıkmak’ ya da ‘Boom Festival’de çalmak’ diye bir cevap vermem kendi açımdan da komik olurdu. Kariyerimde kendime belirlediğim tek hedefim doğru işlerde ve mümkün olduğunca çok çalışmak, tutku duyduğum işleri yapabilme şansına erişebilmek.

Boş zamanlarınızda neler yaparsınız bir ilgi alanınız, merakınız var mı?

Bu durum çok değişiklik gösteriyor içinden geçtiğim döneme göre. Fakat genel olarak müzik dinlemeyi, yapmayı ve çalmayı, yakın arkadaşlarımla kamp yapmayı veya şehir içi-dışı gezip tozmayı çok severim. Gece hayatının da bir parçası olduğumu söyleyebilirim elektronik müziğe olan tutkum vesilesiyle. Merakım olan her şeyi zamanla hayatımın bir parçası haline getirmiş durumdayım verdiğim cevaplardan da anlaşılabileceği gibi ama bunun dışında küçük ilgi alanlarımda var mesela flowart’lara merakım vardır evimde bir “dragon staff”ım var çevirdiğim. Amatör olarak fotoğraf çekmeyi severim. Çok nadir olsa da bazen resim çizmeye yeltenerim. Fakat hep hüsran ile sonuçlanır.

Son olarak Müzikonair okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?

Beni seven herkese ben de içten sevgilerimi gönderiyorum ve Müzikonair okuyucularına herkesin seveceği türde bir elektronik müzik türü olduğunu, arabaya her bindiklerinde aynı şarkıları dinlemek zorunda olmadıklarını hatırlatmak istiyorum. Sevgiyle kalın.

Exit mobile version