Müzikonair Bir Medya Politizasyon Hikayesi | Müzikonair
Köşe Yazıları

Bir Medya Politizasyon Hikayesi

Birkaç yıl önce Show Radyo ile Radyo Viva’yı satın alarak radyo piyasasına iddialı bir giriş yapan Satış Ofisi adlı şirket son dönemlerde gerçekleştirdiği stratejik hatalar yüzünden zor günler geçiriyor. Yapısında Planet TV grubunu da bulunduran şirket, TRT’nin reklam ihalesini almış ve TRT Kurumunun tüm reklam satışlarından sorumlu olmuştu. TRT’nin reklam ajanslığını üstlenen şirket kazancı ile radyo piyasasına yatırım yapmak istedi ve Show Radyo ile Radyo Viva’yı satın aldı.
Grup, bir yandan TRT’nin işlerini yaparken diğer yandan da muhalif yayınlar yaparak tepki toplayan bir içerik stratejisi geliştirdi. Bu içerik yönetimi o kadar büyük sıkıntılar yarattı ki kutuplaşan toplumun psikolojik olarak daha da gerilmesine neden oldu. Derken, şirket TRT ‘nin reklam ihalesini kaybetti ve elindeki en büyük gelir kaynağından oldu. Bu süreçten sonra şirket önce Radyo Viva’da sonrada Show Radyo’da kan kaybetti.

Maaş ödeyememeye başladı, Cem Ceminay, Muzo, Hop Dedik Ayhan, Zeki Kayhan, Nihat Sırdar gibi popüler isimleri teker teker kaybetmeye başladı. Maaş ödeyemediği için şirket işten ayrılanların tazminatlarını da ödemekte zorluklar yaşadı. Bunun üzerine pek çok programcı ve medya emekçisi mahkemeye başvurdu ve alacaklarını mahkeme yoluyla alabildi. Daha sonra Planet TV, Sony Grubuna satıldı. Sony kanalları kendi markasına uyarladı. Kriz bitecek derken bitmedi ve radyo kanallarının satışa çıkartıldığı duyuruldu. Radyo endüstrisi biraz sıkıntılı olduğu için önce pek bir alıcı çıkmadı. Kısa bir süre önce, iki radyoyu 17,5 milyon dolar karşılığı satın alan Sevin Ergun’un radyo kanallarını 28 yaşındaki Kocaelili bir iş adamı olan Bilal Şirin’e sattığı duyuruldu. Show Radyo ve Radyo Viva’nın çalışanları bu haberi duyunca çok sevindi, en azından alamadıkları maaş ve diğer alacaklarını alabilme umudu doğmuştu. Gel zaman git zaman bu iki radyoda bir şey değişmedi. Show Radyo ve Radyo Viva’nın ne eski ne de yeni sahibi bu radyo emekçilerinin parasını ödeme konusunda bir icraatta bulunmadı.

Tam bu sırada astronomik bir fiyat karşılığında Show Radyo’nun Okan Bayülgen’i işe aldığı duyuruldu. Şirketin bu davranışı kamuoyunda tepki ile karşılandı. Okan Bayülgen, yakın geçmişte 2016 yılında Türkiye’nin efsane dizisi “Diriliş Ertuğrul” ile ilgili Altın Kelebek Ödül Töreninde ki davranışı toplumsal bir infilak yaşatmıştı. Konu o kadar büyümüştü ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da bu konu ile ilgili bir açıklamasında Okan Bayülgen’e bir göndermede bulunmuştu. Okan, Altın Kelebek ödül töreninde ödül kazanan, Türk tarihini altın harflerle anlatan Diriliş dizisinin ödülü verildiği sırada ya çok büyük bir “pot kırmış” ya da kendi “ideolojik duygularına yenilerek” istenmedik bir davranışta bulunmuştu.

Diriliş Ertuğrul’a Yapılan Saygısızlık Hala Unutulmadı
Diriliş Ertuğrul’un yapımcısı Mehmet Bozdağ, ödül töreninde selamlama ve teşekkür konuşmasının engellendiğini iddia ederek, ödülü iade ettiğini açıklamıştı. Yapımcı yaptığı açıklamada “Ödül töreni sırasında Diriliş Ertuğrul Dizisi Yapımcısı ve Senaristi olarak bizlere ödül veren siz izleyicilerimizi selamlama ve teşekkür konuşması yapmam engellenmiştir. Her ödül alan kişiye konuşma hakkı verilirken, bizlerin bu hakkımızı kullanmamızın engellenmesini manidar buluyorum. Bu engellenmenin haklı başarımız ve siz izleyicilerimize yapılan bir nezaketsizlik olduğuna inanarak ödül törenini protesto ederek Diriliş Ertuğrul Dizisi Yapımcı ve Senaristi olarak haklı olarak aldığımız ödülü kuliste geri iade ettim.” Diyerek konuyu açıklamış ayrıca o gecenin sunucusu Okan Bayülgen’in “Diriliş Ertuğrul” dizisini küçük düşüren davranışlarda bulunduğunu “Programın sunucusu Okan Bayülgen’in özür yerine Türkiye ve dünyada bu kadar ilgi gören ve siz değerli izleyicilerimizin takdirini kazanan dizimizi hiç izlemediğini söyleyerek alaycı bir konuşma yapması ve bundan sonra izleyeceğini belirtmesini de nezaketten uzak bir davranış olarak değerlendiriyorum. Bütün dünyanın farkında olduğu ve konuştuğu bir dizinin yeni farkına varması Bayülgen’in kendi ayıbıdır. Mümkünse dizimizi izlemesin.

Kendisinin dizimizden alacağı hiçbir kıymet değeri olamayacağını konuşması bizlere göstermiştir.” Sözleri ile kamuoyuna açıklamıştı. Yaşanan bu olay o dönem çok ciddi bir tepki almış, Okan Bayülgen ve “Diriliş Ertuğrul” dizisi sosyal medyada TT olmuş ve en önemlisi toplumsal kutuplaşmanın alevlenmesine neden olmuştu. Akşam Gazetesinin genel yayın yönetmeni değerli gazeteci Murat Kelkitlioğlu sosyal medya hesabından attığı iletide “Kanalizasyon artığı Okan Bayülgen’e edecek laf bulamıyorum! Ödül gecesinin ‘altın soytarı’ ödülü onun!” demişti.
Olay o kadar büyümüştü ki Doğan Grubu o dönem yaşanan kamuoyu baskısından dolayı Okan Bayülgen’in başlayacak olan televizyon programını kaldırmıştı. Yaşanan toplumsal infilak iki sene kadar bir süre Okan Bayülgen’in medya piyasasından uzak kalmasına neden olmuştu.

Ve Okan Bayülgen Genç Medya Patronu Bilal Şirin’le Anlaşıyor
Kısa bir süre önce Show Radyo ve Radyo Viva’nın genç patronu Okan Bayülgen’le poz vererek onu Show Radyoda işe aldığını açıkladı. Bu durum bu konuyu hatırlayan kitle üzerinde bir soğuk düş yarattı. Radyoda maaşlarını alamayanlar, astronomik bir maaş karşılığı gerçekleşen bu transferi “biz para alamıyoruz” refleksi ile tepki ile karşıladılar.
Şimdi Show Radyo ve Radyo Viva’nın parasal sıkıntıları varken, böyle bir harcamanın şirketlerin kasasını nasıl etkileyeceği konuşuluyor. Konuşulan bir diğer şey ise bu iki radyo Türkiye’de yaşanan ve benim her defasında üzüntüyle karşıladığım, bir an önce bitmesi gerektiğine inandığım “kutuplaşma”da Show Radyo ve Okan Bayülgen’in nasıl rol ile etki edeceği konusu. Show Radyo geçmişte çok başarılı bir müzik radyosuydu, politikaya hiç bulaşmazdı. Bir dönemler çok ciddi bir dinleyici ve etkisi vardı. Nihat Sırdar’ı transfer ederek biraz muhalif bir kimliğe büründü, ama Nihat Sırdar özellikle reklam ajansları ile çok iyi diyalogları olan ve çalıştığı kuruma ciddi paralar kazandıran başarılı bir radyocuydu. Şimdi Show Radyonun genç patronu aynı taktiği Okan Bayülgen ile mi yapmak istiyor? Yani muhalefet üzerinden mi reklam ajanslarını etkilemek istiyor diye düşünüyor insan.
Bunlar riskli işler, personele olan borçlarını ödeyemeyen bir radyoya siyasi anlamda kutuplaşmış bir figürü astronomik paralar karşılığı almadan önce keşke önce personelinin borçları ödenseydi. Böylesi daha şık olacaktı.

Medya Patronlarının Dikkat Etmediği Konu
Medyada kutuplaşma bugün Türkiye’nin en büyük sorunu ve bunu herkes düzeltmek için canla başla çalışıyor. Medyanın “yandaş” ya da “muhalif” olarak adlandırılması Türkiye medyasının ayıbı. Ama bunda suç birazda medya patronlarında. Çünkü yaptıkları hamlelerle hep bir kutup içine giriyor ve kendilerini o kutupta konumlandırıyorlar. Show Radyo bu hatayı bir kez yaptı ve bedelini çok ağır ödedi. Şimdi aynı stratejik hatayı bir kez daha yapmak üzere. Bir kez daha aynı hata olursa radyonun marka kimliği ve ekonomik değeri de ciddi zarar görecek. Bu iki radyonun genç patronuna bunu buradan söylemek isterim: İlerde sana “bu parayı nerden buldun” diye soracaklar, sonra “o parayı aldığın yere biat etmiyorsun” diyecekler, sonra o iki medya işletmesinin başarısızlığı yönetim zaafından dolayı tekrar edeceği için ekonomik anlamda da başarısız olacaksın. Onun için dikkatli olmakta fayda var. Bir enkaz devralırken o enkazı yaratanları incelemek, onun nedenlerini araştırmak ve ona göre hamle almak lazım.
Bu yazımdan bir sene sonra, bu tarz hamlelerin olası ekonomik ve toplumsal sonuçlarını yazarken bu günleri de hatırlatacağımdan eminim. Bu sözüm genel anlamda tüm medya patronları için.

Günümüz Türkiye’sinde medya patronlarının çok ama çok dikkatli olması lazım, bazen psikolog gibi, bazen sosyolog gibi, bazen ekonomist gibi, bazen politikacı gibi davranması ve ülke konjonktürünü iyi takip etmesi gerekiyor. Aksi halde bu kutuplaşma bitmez. Son olarak Show Radyo ve Radyo Viva’nın eski veya patronları, şu an şirket hukuki olarak her kimdeyse, personelin alacaklarını ödemelerini de rica edeceğim.

Doç.Dr.Michael Kuyucu | Müzik OnAir

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu