Usta sanatçı Bülent Ersoy, ses sanatçısı ve yazar Onur Akay’a verdiği röportajında “Benzemez Kimse Bize” isimli programda beraber sunuculuk yaptığı Mustafa Keser ile aralarındaki tartışmadan bahsetti.
1 Liralık Davaya Layık
Bülent Ersoy, Onur Akay’ın “Neden Mustafa Keser’e 1 liralık tazminat davası açtınız?” diye sorduğunda Bülent Ersoy şu ifadeleri kullandı:
“Bu adamın söyledikleri son derece abesle iştigal. Beyan ettiğim halde hala daha konuşabilmek tavrında bulunabiliyor. Bu yaşanılanlar güzel mi? Bunlar çok yanlış şeyler. Bir sanatkarın bir sanatkara bu kadar saldırışı. O Keser bence gömüldü. Terbiye kurallarını çiğneyişiyle o gömüldü. O istediği kadar artık konuşsun. Ben bundan sonra hiçbir şekilde ona cevap vermem. Çünkü zaten kendisini efendim, bir şahsiyet olarak kabul etmiyorum. Benim anladığım manada derli toplu bir kişilik olarak kabul etmiyorum ve onun içindir ki zaten fazla konuşmaya da gerek yok. Hayatımdaki bir insana yapılacak en büyük hakareti içeren, bir liralık bir dava açtım kendisine. O bir liralık davaya layık.”
Bülent Ersoy sözlerine “Polat Yağcı her şeye şahit. Orada herkes gördü, duydu ve benim acı acı gülüşüme şahit. Ondan sonra da Polat Bey’e dedim ki, biz bir arada olamayız. Çünkü terbiye kurallarını epey bir zorlayan tavra sahip bu bey. Ben yapamam… Ama ne yazık ki imzalar atılmış olduktan sonra büyük cezai şartlar vardı.” ifadeleriyle devam etti.
Arkamda Tef Çalıyordu
Bülent Ersoy, Onur Akay’ın “Mustafa Keser ile geçmişte çalıştınız mı?” sorusuna ise “Benim arkamda tef çalıyordu İzmir Fuarı’nda.” cümleleriyle yanıt verdi.
Bülent Ersoy Konservatuvar Yerine Usta Çırak İlişkisini Seçti
Onur Akay’ın Bülent Ersoy’a yönelttiği müzik eğitimi soruları üzerine Bülent Ersoy şu ifadelerle müzik hayatındaki eğitiminden bahsetti:
“İnci Çayırlı da dahil olmak üzere konservatuvar okumadı. İnci Hanım Allah rahmet eylesin, Emin Ongan Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde okudu. Emin Bey’in talebesiydi. Ben Rıdvan Aytan’ın talebesiyim. Efendim çok büyük bir repertuvar hocasıydı.”
“Usta çırak ilişkisi çok önemlidir. Mesela Alaeddin Yavaşça derdi ki, “Ben Zeki Arif Ataergin’in talebesiyim ve Zeki Arif’ten birinci ağızdan bunları geçtim. Bunun burası bu şekilde okunacak. Nota ayrı ama kendisi böyle okurdu, onun için böyle okuyacaksınız.” derdi. Efendim, illa ki musikide bilinçli olmak, dolu olmak, efendim donanımlı olmak için, konservatuvar şart değildir. Zeki Müren de konservatuvar okumadı.”
Kaynak: Onur Akay Medya