Müzikonair Can Göksel: ‘Giydiği Bol Tişört Yüzünden Darp Edilenler Oldu’ | Müzikonair
MüzikMüzik HaberÖzel

Can Göksel: ‘Giydiği Bol Tişört Yüzünden Darp Edilenler Oldu’

Rap müziğin önemli temsilcilerinden Can Göksel, Müzik Onair’dan Mehmet Çelik ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdi. Can Göksel, rap müziğin bugünkü durumunu ve yakında çıkacak yeni projeleri hakkında konuştu.

İşte o röportaj;

1-Bizim için müziği tanımlar mısın?
Bence müzik evrensel bir dildir. Irkçılık, sınır, savaş tanımaksızın insanları birleştiren nadir unsurlardan biridir ve alternatiftir. Her şeye açıktır. Gelişime, gerilemeye ve ifadeye ruh haline göre değişkenlik gösteren cansız neslenelerin oluşturduğu duygu biçimidir.

2-Köklü bir müzik eğitimi gördün. Birçok entstruman çalabiliyorsun. Seni rap müziğe yönlendiren şey neydi?
Açıkçası müzik okulu okuduğum dönemde okulda bir rap grubu vardı. Hırsları ve istekleri gündelik hayata da yansımıştı artık. Sınavlarımız olurdu. Bu sınavlar bildiğimiz yazılı değil. Enstruman ve müziksel işitme ağırlıklı aktif sınavlardı. Heyetteki hocaların hiç affı olmazdı. Biz de bu sebepten dolayı büyük bir hırsla ders odalarında vakit geçirip, sınavı vermeye çalışırdık. Bir gün boş bir oda ararken bu müzik grubundaki arkadaşların bulunduğu odaya girmiştim onlar ders yerine laptoptan beat yapıyorlardı.

Bir yandan da söz yazmaya çalışıyorlardı. Açıkçası o an hayran duydum çünkü herkesin öneme aldıkları sisteme yapmış oldukları iş ile karşı geliyorlardı. Pek önemsemiyorlardı. Hedefleri kendi özgün müziklerini insanlara dinletebilmekti ve işin çok entresan tarafı bu zamana kadar dijital ortamda müzik yapan birilerine de rastlamamıştım. Bunun öncesinde de rap müzik zaten dinliyordum ama yapmak o zamana kadar pek aklımdan geçmemişti. Biraz bilgi aldıktan sonra odadan dışarı çıktım. ‘Neden olmasın ben de kendi düşüncelerimi insanlara duyurabilirim’ dedim. O dönem de pop piyasasının ateşli olduğu dönemlerdi müzikal anlamda bir değer vardı evet ama sözlerin içi boştu profesyonel olan müzikleriydi sanatçıları değil.
Rap kültürünün kökü protesti sisteme karşı ifade özgürlüğüydü düşünceleri tüm açıklığıyla dile getirmek ve kitlelere ”ben bu düşünceye sahibim” diyebilmekti bu yanından etkilendiğim için kuzenim Astro ile yapma kararı aldık.

3- Peki şimdi biraz zamanı ileriye alıp aktif rap müzik dönemlerine gidelim o zaman popiler olmayan trap tarzını 2012-2013 yıllarında yapmaktaydın bu bir rastlantımıydı yoksa öngörmek miydi?
Açıkçası Apollon mahlasını kullandığım dönemde ben zaman ilerledikten sonra rap müziğin alternatif dallarına önem verdim. Niyetim farklı temalar ile farklı projeler ortaya sunmaktı. Trap yaptım evet ama bu benim Trap Mc olduğum anlamına gelmiyordu o dönemlerde birçok farklı tarz denedim ama üstünde durduğum tarz dubstep oldu. Hatta dubstep altyapılı bir albümüm dahi vardı o dönemde. Kulağıma hitap eden işleri yayınladım ve o zamanlarda görülen ilgileden de memnun kaldım.

4- 3 yıl üretkenliğin durduğu bir dönem var bu dönemde ne yaptın?
Evet doğru 3 yıl sanırım hiç şarkı yayınlamadım ilk senesinde askerlik görevimi tamamladım döndüğümde de bir müzik şirketinin produktörlüğünü üstlenmiştim güzel para kazanıyordum. Bu arada şarkı üretmiştim ancak yayınlama düşüncesi o dönemde pek mantıklı gelmemişti ve 2018’in son aylarında kendi ismim ile şarkı yayınlamaya başladım.

5- Sence Trap müzik mi Oldscholl tarzları mı?
Güzel bir konuya değindik bu konuyu detaylıca anlatmak isterim bana kalırsa trap gerçek rap değil. Oldscholl gerçek rap diyen kişileri mağara adamına teknoloji vermek benzetmesini uyguluyorum. Nedeni de şu müzik evrensel derken alternatif anlamıda çıkıyor ortaya. Dünya müzik piyasaları sürekli kendini güncellemekte. Çeşitli kapsamlı prodüksyonlar oluşturmakta. Türkiye’deki rap müziğin evrimleşmesini kabullenmeme durumu olması da gayet normal. Ancak çok geç bile kaldık burada özü unutmamayı da dipnot etmem gerekir. Oldscholl rapçiler
çok iyi bilirler ki bu müzik buralara gelene kadar yapılan fedakarlıklar bilinmiyor.

Ceza, Killa Hakan, Fuat, Sansar Salvo gibi ve ismini sayamadığım bir çok Old MC’ler rap müziği Türkiye’ye kabullendirme ile bir ömür harcadılar ve bu iş şuanda sosyal ağ ile olmadı sokaklarda tanıttılar. Mahalle baskısı diye adlandırıyorum ben bunu.

Giydiğin bol tişört, pantolon, küpe vb. aksesuarlar yüzünden darp edilen hor görülen MC’ler ve dinleyiciler oldu. Bu sebepten ötürü birkaç şirketin yüksek bütçelerle getirdiği insanlara benzemez bu insanlar. Müzikal açıdan şuanki konumu beğeniyorum. Yetenekli insanların ayakta durduğu bir piyasa söz konusu (bazı şişirilmiş yüksel prodüksiyonlu MC’ler hariç) Rap müziğin Türkiye’de başı çektiği bu günü görmek onur verici.

6- Şarkılarında genelde hangi konuları ele alıyorsun?
Trap müziğin sıçramasıyla birlikte malesef gerçek hayatlarında olmayan toplumda kendilerine herhangi bir yer edinememiş ve ‘göze daha fazla nasıl girerim’ endişesinde olan MC’lerin olmayan arabaları ve kadınları, gayet normal bir hayata sahip. Ancak şarkılarında getto olduğunu vurgulayan şiddet içerikli laflarına karşın bir özeleştiri tarzında temalar uyguluyorum tabi bu altyapılara, ruh haline göre değişkenlik gösteriyor.

7- Altyapılarında son zamanda çok ilgi görüyor bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
Açıkçası bu konuda genel anlamda müzikte bir iddiam yok. Kendimce elimden geleni yapıyorum. Arkadaşlarım ve çevrem talep ettiği zaman elimden geleni bir şekilde onların zevklerine göre dizayn etmeye çalışıyorum. Kendim kadar başkasının da başarısına ortak olmak bana mutluluk veriyor. Benim garip takıntılarım yok. Elimden gelen herkese destek veriyorum.

8- Yakında çıkartacağın bir solo projen var mı?
Tabiki evet tarihi kesin vermemek ile birlikte ‘Sativa’ isimli bir solo çalışmam olacak. Teması toplum tarafından rap müzik dalı ile ilgilenen kişilere oluşturdukları ön yargıları anlatan ‘evet gerçekten bu değilim ama madem istediğiniz karakterin bu olmasını istiyorsunuz pekala yapmasamda kabul ediyorum” niteliğinde sitemkar ama güzel bir proje en uygun zamanı bekliyorum, Güzel yerlerde değerlendirmek için çabalıyorum yakında yayında olur.

9- Müzikte kendini ileride ne şekilde görüyorsun?
Açıkçası işlerin nasıl yürüyeceğini kestiremiyorum. Çok iyi de olabilir çok kötü de. Bunu zamanla göreceğiz benim bir iddiam yok sadece yaptığım işleri insanlara sunmak keyif veriyor.

10- Son olarak Müzik Onair takipçilerine ne demek istersin?
Öncelikle keyifli bir roportaj oldu. Bunun için ekibe teşekkür ederim. Herkese önce sağlık sonrasında müzikle kalmalarını dilerim. Unutmayın, müzik sadece magazinel bir olay değildir.

Röportaj: Can Göksel | Müzik Onair

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu