Müzikonair Cem Karaca’nın Eşi İlkim Karaca’dan Çok Özel Açıklamalar!.. | Müzikonair
MüzikMüzik HaberÖzel

Cem Karaca’nın Eşi İlkim Karaca’dan Çok Özel Açıklamalar!..

Ülkemizden çıkan en önemli müzisyenlerden Muhtar Cem Karaca’nın hepimizin hayatına bir şekilde bir dokunmuşluğu vardır… Gülhane’deki “Ceviz Ağacı”yla ya da her döneme uyarlanabilecek “Namus Belası”yla, hadi bunlar olmadı “Tamirci Çırağı”yla…

Cem Karaca’nın eşi İlkim Karaca’ya rahmetli eşi hakkında sorulan bütün soruları tüm içtenliğiyle ve açık sözlülüğüyle cevaplayan, “Cem Karaca” gibi bir efsane hakkındaki doğru bilgileri bizimle paylaşan İlkim Karaca’ya teşekkürlerimizi bir borç bilir, ömrü boyunca böyle “orijinal” kalmasını dileriz!…

İşte İlkim Karaca’yla rahmetli eşi Usta Cem Karaca üzerine yaptığımız röportaj;

SEFARAD GRUBUNUN MÜZİĞİNİ VE İSMİNİ ÇOK BEĞENDİ!

Cem Karaca’nın Robert Koleji’nde okuduğu sıralarda Elvis Presley hayranı olduğunu, ülkemize gelen Trash Metal grubu Overkill’in konserine gittiğini ve beraber çalıştığı müzisyenleri biliyoruz. Peki, 2000’lerde son çıkan sanatçılardan kimleri beğenirdi, var mıydı takdir ettiği ışık gördüğü, belki de beraber çalışmak istediği isimler?

Sefarad grubunun CD’sinin reklamını gördüğü zaman, benden grubun albümünü satın almamı rica etti. Birlikte dinledik, grubun müziğini ve ismini çok beğendiğini söyledi. “Ülkemiz muhteşem alaşımlardan oluşuyor.” dedi.

 

Cem Karaca’nın anısına yapılmış albümler hakkında ne düşünüyorsunuz? 2005’te “Mutlaka Yavrum” ve bu sene de “Merhaba Gençler” yayınlandı. Bu albümleri beğendiniz mi? Cem Karaca’nın şarkılarını kimler daha güzel yorumlamış sizce? Beğendiğiniz ve beğenmediğiniz yorumlar hangileri oldu? Sizin aklınıza gelen ancak albümde bulunmayan isimler var mı? Ek olarak Cem Karaca bu albümleri dinleseydi o ne düşünürdü, hangi cover’ları beğenir, hangilerini beğenmezdi?

Cem Karaca; kendisini “Türk bir Rock ozanı” olarak tarif ederdi. Onun ardından, aziz hatırası için gerçekleştirilen albüm projeleri için çok teşekkür ederim, emeği geçen herkese! Elbette, böylesine anlamlı, vefa dolu albümlerde her sanatçı, şarkı söylemek ister. Yeter ki sanatçılara ulaşılabilsin, haberdar edilebilsinler. Bazı sanatçılar, kendi plak şirketleri kuralları sebebiyle bu albümlerde yer alamadıkları zaman, üzülüyorlar.  Bana rastladıklarında bu duygularını dile getiriyorlar. Ben de diyorum ki; “Allah’ın dediği olur, bu hayatta her şey nasip!”

Bence; Erkin Koray, MFÖ, Bora Gencer, Ayla Algan, Hümeyra, Üç Hürel, Salim Dündar, Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Tarkan, Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan, Gülriz Sururi, Erol Evgin, Deniz Bakırcıoğlu isimlerinden şarkılarının yorumlanmasını isterdi. Çok şükür hayattalar, müzik dünyamızda müzikle ve teatral yorumlarla yaşıyorlar. Cem Karaca; yürekten söylenen her şarkıyı hemen hissederdi. Beğenisini yüzünde bir tebessümle ifade ederdi, hem de göz kırparak… Sonra sözle ifade ederdi beğenisini. Ben, şimdi onun fikrini söylemeyeyim, bence! Tahminim, bende saklı kalsın. Belki yanılıyorumdur, belki diyorum ama…

 

CEM KARACA’YI FIRAT TANIŞ OYNASIN İSTERİM

Cem Karaca hakkında yazılan kitaplar, hazırlanan belgeseller var bir dolu. İnternete “Cem Karaca” yazdığımızda karşımıza milyonlarca sayfa çıkıyor. Sizce de Cem Karaca’nın hayatını anlatan bir film çekilmesi gerekmez mi? Var mı böyle bir proje? Böyle bir proje hayata geçecek olsa “Cem Karaca”yı kimin oynamasını istersiniz?

Cem Karaca, bana hayatını anlattı… Yapılan programlarda; ne yazık ki, çok miktarda yanlış veya eksik bilgiye rastlıyorum. Bir sanatçıyı gerçekleriyle, doğru bilgilerle, tarihe anlatmak gerektiğine inanıyorum. Objektif olmak gerekiyor. “Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi, başkasına yapma!” gerçeğini uygulamak gerektiğine inanıyorum. Ve öğrendim ki; “herkes, her zaman, her yerde ve her durumda kendisi gibi davranıyor”. Yanlış, eksik, yalan, asılsız haberler herkes için, yapay bir şekilde oluşturuluyor, ne yazık ki…

Cem Karaca’nın hayatını anlatan bir film çekilse çok güzel olur elbette. Fırat Tanış’ın oynamasını isterdim. Hem müzisyen hem tiyatro sanatçısı Fırat Tanış’a çok yakıştırırdım… O da oynamayı istese, ne güzel olur.

 

CEM’DEN ÖNCE, CEM’DEN SONRA – (C.Ö – C.S)…

Cem Karaca’yla tanışmadan önce hakkında ne düşünürdünüz? Tanıştıktan sonra ne düşünmeye başladınız? Cem Karaca’nın sizin hayatınıza etkileri nasıl oldu? Yani Cem’den öncesi ve sonrası diye düşünürseniz hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?

Cem’le tanışmadan önce onun çok iyi bir tiyatro sanatçısı olduğunu düşünürdüm. Sesi ve güzel Türkçe konuşmasıyla, bilgi birikimiyle… Cem’le tanıştıktan sonra, onun bir ozan olduğunu anladım. Çok yetenekli bir insan olduğunu gördüm. Onu çok beğendim. Bizi tanıştıran; Haslet Soyöz idi. Benim ilk şiir kitabım “Sevsevil”in kapağını hazırlamıştı. Cem’in de “Cemaz’ül Evvel” adlı albümünün kapağını hazırlamıştı. Meğer ortak tanıdığımız bir arkadaşımızmış. Birbirimizden haberdar oluşumuz ise Cem Vakfı’nın gecesinde oldu.

Cem’den önce; müzik, şiir, edebiyat, radyo hayatım vardı.

Cem’den sonra; müzik, şiir, edebiyat, radyo, tv hayatım devam etti. Çok tanınan, bilinen bir ismim oldu.

Cem’in kahırlarına tanıklık ettim.

Cem’in son nefesini alıp, veremeyişine tanıklık ettim.

Cem’in son bestelerine, yazdığı şiirlere, bana yazdırdığı mektuplara, fakslara tanıklık ettim.

Şaşırdığım ve öğrendiğim çok şey oldu.

 

Eş olarak nasıldı? Kıskançlıkları olur muydu size karşı? Hayatınıza karışır mıydı?

Eş olarak; benim için mükemmeldi. Demokrat, konuşkan, sadakat dolu, neşeli, çocuksu, esprili, çok iyi bir insandı.

Başlangıçta bazı kıskançlıklar yapıyordu, sonraları vazgeçti bu davranışından. Birlikte yaşadığımız bir hayatımız vardı. Yuvamız vardı. Biz, “biz”dik.

 

Sevdiğiniz ve sevmediğiniz huyları nelerdi?

Her halini beğeniyordum.

 

Cem Karaca’yla klasik bir gününüz nasıl geçiyordu?

Sohbet, müzik dinleme, ev düzenleme, alışveriş, kıyafet seçimi, yemek yapmak, konsere gitmek, uyumak-uyanmak. Ve bir sabah o uyanamadı, gitti… Hayat çok garip!

 

Beraberken “keşke şunu da yapsaydık…” diye düşündüğünüz şeyler var mı?

Keşke, bir CD’sini veya bir resmini veya bir fotoğrafımızı imzalatsaymışım kendim için… İnsan zannediyor ki; günler hep birlikte, hep güzel geçecek… Ölüm; hiç aklına gelmiyor insanın.

 

Bize anlatabileceğiniz beraber yaşadığınız çok şaşırtıcı ya da komik bir olay var mı?

Evde veya sahnede giydiği her şeyin renk uyumu içinde olmasını isterdim. O da bu huyuma alışmıştı. Zaman zaman renk uyumu konusunda komik anlar yaşıyorduk.

 

ÖLÜNCE BİZ DE İYİ ADAM OLURUZ!

Dikkat ettiğim bir nokta var; özellikle internette hakkında yapılan yorumlar 2004’teki vefatından önce ve sonra olarak bir farklılık gösteriyor. Yani hayattayken hakkında yapılan yorumların bazıları oldukça olumsuzken ölümünden sonra neredeyse tek bir olumsuz yorum bile yok. Sizce neden? Bu hep böyle mi olmalı, yani bir insanın değerinin anlaşılması için illa onu kaybetmemiz mi gerekiyor?

Orhan Veli Kanık diyor ki; “Ölünce, biz de iyi adam oluruz!”. Sanırım yeryüzünde yaşarken; tüm iyi ve güzel insanları, öldükten sonra, gerçekten öldükten sonra; değerlerini anlamaya çabalıyorlar… Çok hazin!

 

Cem Karaca, onu sevmeyenler hakkında ne düşünürdü?

Yine de “Merhaba” derdi. Sevilmediğini bile bile… Herkes için iyi düşünürdü. Sevgi dolu bir insandı.

 

Bir konserinde “İn aşağıya papaz” diye bağıran bir seyirciye “Getir de ananı vaftiz edeyim o zaman” diyerek tam anlamıyla taşı gediğine koymuştur. Size ve çevresine karşı da böyle hazırcevap bir insan mıydı?

Bana bu örneği anlatmamıştı, muhtemelen önemsememiştir. Gerçekten hazırcevap bir insandı. Bana ve herkese karşı böyleydi. “Taş altında kalırım, laf altında kalmam!” derdi.

 

CEM KARACA, KLASİK BİR ERKEKTİ

Şarkıları hep enlerde, en romantik, en protest… Hayatı da böylesine uç noktalarda mı yaşardı?

Hayatı uç noktalarda yaşamazdı; hayallerinde uç noktalarda yaşardı. Klasik bir erkekti. Kitap okumayı çok severdi. Romantikti.

 

“Beni siz delirttiniz” şarkısında dediği gibi gerçekten delirmiş olma ihtimali nedir? Delilik ve dahilik arasındaki o çizgide neredeydi?

Bence; çok akıllıydı, zekiydi, nüktedandı, vefalıydı. Gerçek bir sanatçıydı ama önce insandı. Bu çizgide dahiliğe daha yakındı bence.

 

İlham bir anda mı gelirdi, yoksa bir şekilde kapanır ve üzerine çalışır mıydı?

İlham, Cem Karaca’ya birdenbire gelirdi.

 

Bir röportajınızda Cem Karaca’nın yaşadığı olayları anlatmaktan zevk aldığını duyduk sizden. En çok hangi anılarını anlatırdı?

Çocukluğunu, askerliğini, şarkılarının hikayelerini, anne ve babasını, konser anekdotlarını, Türkiye sevdasını anlatmayı çok severdi.

 

CEM KARACA’NIN ŞAPKA KOLEKSİYONU

Şapka koleksiyonu dışında başka koleksiyonları var mıydı? Nerede şu anda şapkaları, sizde mi?

Şapka, tespih, gömlek ve fular koleksiyonu vardı.

Cem gideli 14 yıl oldu. Önceleri müze-ev yapabilmek için çok uğraştım, yapamadım. Ben de bir ölümlü olduğum bilinciyle bazen hediye ettim; gerekli olan zamanlarda ve buna değdiğine inandığım insanlara. Onlar da sevindiler. Ben de inanıyorum ki; her şey yaşarken bizimle değerli ve önemli.

Keşke; devletimiz gerçek sanatçılara gereken değeri verse, yaşarken ve onlar yaşamadıkları zaman bile…

 

CEM KARACA VE BARIŞ MANÇO KARDEŞ Mİ?

Bir dönem magazin gündemi Cem Karaca ve Barış Manço’nun kardeş olup olmadıklarına dair bir söylentiyle çalkandı. Bu süreçte size bu soru yöneltildiğinde sizin de konuyu doğrular nitelikte bir açıklamanız oldu. O günden sonra bu konuyla ilgili herhangi bir gelişme yaşandı mı?

Keşke; onlar yaşarken onlara her soruyu sorsalar. Ve onların cevaplarını hiç değiştirmeden yazsalar. Objektif olsalar…

Ben; bana anlatılanı söyledim. Cem’in askerlik arkadaşı İbrahim Hızlı, açıklamıştı medyaya. Gerçeği sadece yaşayanlar bilir. Bizim bilebilmek için bir isteğimiz, merakımız yok. Benim hiç olmadı, üstünde durmadım.

 

Türkiye’nin gidişatı hakkında ne düşünüyordu?

Bakırköy CHP’ye kayıtlı bir sanatçıydı. Ülkesini çok severdi.

2004, 8 Şubat sabahı çok sevdiği yuvamızdan, İstanbul’dan, Türkiye’den ayrıldı gitti. İnşallah cennettedir. Huzur içinde uyuyordur.

Herkesin ona bir teşekkür ve bir özür borcu vardır diye düşünüyorum. Bütün iyi ve güzel insanlara, bütün gerçek sanatçılara olduğumuz gibi…

 

CEM KARACA’NIN FETHULLAH GÜLEN SEMPATİSİ

Gelelim Fethullan Gülen’e olan sempatisine. Sizce hayatta olsaydı bu konu yüzünden başı ağrır mıydı?

Ben, kendi adıma şaşırdığım bir şeyi söylemek isterim.

Cem Karaca’yı mezardan çıkartan Cem’in üçüncü eşi ve oğlu için herkes susarken, o sırada herkes miras kavgası var sanıyordu, medya Cem’in oğluna açtığı davaları yazmıyordu. Ne yazık ki benim iddiam, benim iftiram gibi yazıyorlardı, nedense… ve herkes beni yalnızlaştırıyordu.

Cem Karaca, referandum zamanı, “Mezardan çıkıp oy kullanın!” demişti, iktidar lehine…

Ben çok şaşırmıştım. Kim, ne zaman isterse konuşabilirmiş demek ki…

Cem yalnızdı, ben de yalnızım…

 

CEM KARACA VE SİYASET?

Siyasete atılmayı hiç düşünmedi mi?

Siyaset; Cem’i hiç düşünmedi. Cem de siyaseti eserleriyle gerçekleştirdi.

Bir teklif alsaydı da kabul etmezdi. Ömrünün son 7 yılına tanıklık ettim. Mazide yaşadıklarından öğrendikleriyle; siyasetin içinde olmayacağını söylemişti bana.

 

İLKİM KARACA, “O SES TÜRKİYE”DE…

Sizin de sesinizin ne kadar güzel olduğunu “O Ses Türkiye” programıyla öğrendik. Hiç beraber düet yapma gibi bir fikriniz, projeniz olmuş muydu Cem Bey’le.

Çok teşekkür ederim, övgünüze… “O Ses Türkiye” programında; ortamı, ses düzenini, jüri üyelerini çok beğeniyordum. Konservatuvarda  feyz aldığım Yalçın Tura hocamın bestesini söylemek istedim o sahnede. Seha Okuş’tan dinlemiştim ilk. Müjdat Gezen’in halasıdır, Seha Okuş Hanımefendi. Türkan Şoray’ın oynadığı filmde beni çok etkilemişti. Söyledim, mutlu oldum. Acun Ilıcalı ve arkadaşları beni çok saygıyla sevgiyle karşıladılar, çok mutlu oldum. Çok güzel bir hatıram.

Cem’le birlikte sahneye çıktı, yuvamızda söyledik beraber, komşularımız bile hala hatırlatırlar bana; “Ne güzel şarkılar, türküler söylerdiniz” diye… Hayatta olsaydı, düet yapardık… muhakkak…

“Ölüm Allah’ın emri, ayrılık olmasaydı…”

Cem Karaca – Merhaba Gençler 2018 (Albüm Teaser)

 

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu