“Daha Önceki İşlerimde Çok Kandırıldım”

Çıkardığı ‘Sinsirella’ şarkısı ile son günlerde büyük beğeni toplayan Aylin Coşkun, röportaj verdi.

Aylin Coşkun, müzik kariyerinden yakın dostu Hande Yener’le ilişkisine, kurduğu hastaneye kadar birçok konuda samimi açıklamalarda bulundu…

‘Sinsirella’ parçası ile listelere hızlı bir giriş yaptınız…

‘Sinsirella’, 14 yıl sonra bu kadar yükseğe taşıyabildiğim ilk şarkım. Bu şarkıyı bulabilmek için senelerce uğraştım. ‘Sinsirella’, herkesin birbirine kullandığı bir tabirdi ama şarkısı yapılmamıştı. Ersay Üner şarkıyı beni düşünerek yapmış. Ama Sinsirella olan ben değilim, ben Sindirella’yım.

‘Sinsirella’yı seslendirirken neler hissettiniz?

Zaten özelimde de atarlı giderli bir kadınım. Hiçbir zaman ezik bir tip olamadım. Şarkının; camiaya çok uyduğunu düşündüm çünkü hepimiz kamera önünde Sindirella’yız ama özümüze döndüğümüzde, herkesin içinde o ‘Sinsirella’lık çat diye çıkıyor. Şarkıyı çok hissederek okudum.

ONLAR DÖNEM ARKADAŞI

Şarkının listelerde elde ettiği başarı sonrasında bazı kesimler tarafından hedef tahtasına çıkarıldınız…

Bu, insanların karakterinin oturmaması, yerlerini, koltuklarını bulamamasıyla ilgili. Onların koltukları yok, isimleri var; bu yüzden her zaman yandaş olmak zorundalar. Bunu dostlukla karıştırmayalım; dönem arkadaşlığı diyelim. Bu piyasada dönem arkadaşlıkları var, dostluk yok. Benim ve Hande Yener’in haricinde, birbirine kazık atmayacak iki kişi yoktur. Herkes birbiriyle küs. Listelere bakıp hepsi dönüp dönüp birbirine yandaş oluyor. Kimse, bir başkasının rızkını elinden alamaz, aldığını zanneder. O yüzden hiçbirimiz, birbirimize rakip değiliz. Hiç kimsenin rakibi yok. Herkes tek başına kendi dalında zirvede.

14 yıldır bu işin içindesiniz. Neden bu kadar geç kaldınız?

Bu soruya çok dürüst cevap vereceğim. Ben 14 yıl hep paranın peşinde koştum, ‘Nasıl daha çok nasıl para kazanırım?’ diye düşündüm. Şan-şöhret umurumda olmadı. Fakat çok para kazanıp kendi yolumu bulduğumda “Aylin sen bu işi seviyorsun ama niye doğru yönetemiyorsun?” diye sordum kendi kendime çünkü şarkı söylemek, benim vitrinin önündeki işim.

Bu süre içinde aynı zamanda bir iş kadını olduğunuzu söyleyebiliriz o zaman…

Benim hastanem var. Ses, ışık, kamera gibi prodüksiyon işine de girdim; bir sürü ortaklıklarım var. Arka planda yaptığım o kadar çok işim var ki… Ben bunlarla uğraşmaktan çok yoruldum. Sonra kendi denklemimi kurduğumda, bir Aylin Coşkun markası olduğunu hatırladım. Siz ‘Sinsirella’yı şimdi duyuyorsunuz ama ben buna dört-beş yıldır hazırlanıyorum. Üç günde şarkı bulup iki günde çıkarmıyorum.

Bundan sonra yeni düşmanlar edinmekten korkuyor musunuz?

Hayır, korkmuyorum, kimseyi düşman görmüyorum. İt ürür, kervan yürür. Su akar, yolunu bulur. Düşman yok, zafer var.

Sektörel olarak baktığımızda; birden fazla ünlü isim ve şarkı, kısıtlı mecralar, belli listeler var. Bu işte paranın gücü ne kadar?

Bence ne kadar paran olursa olsun, doğru işi yapmazsan o para çöpe gider. Ben bundan önce de işlerime para harcadım ama olmadı. Niye? Şişirildim. Egomla oynandı, kandırıldım. Bana beste satan bütün arkadaşlar, “Aylin, 1 milyon satıyoruz, listelere giriyoruz!” dediler ama hiç öyle olmadı. Sonra ben karar vermeye başladım. Hakimiyeti kendi elime alınca, bu iş doğruya gitti. Para sadece araç.

Başka yatırımlarınızın olması sanatçı olarak elinizi daha mı güçlü tutuyor?

Tabii ki. Ben kamera önünde şarkıcı olarak görülüyorum ama arkadaki sıfatlarım başka. Yanımda çalışan yüzlerce insan var şu anda. Hayat sadece şarkı söylemekten ibaret değil. Hayat, insanlara finans gücü, evlerine ekmek götürmelerini sağlamaktan ibaret. Sahnede de bunu yapıyorsun işte. Bir sahneye çıkıyorsun, yaptığın işle o gün en az 150 kişiye ekmek yediriyorsun. Yıllardır bunu söylüyorum; orada çiçekçisinden garsonuna kadar herkes ekmek parası kazanıyor. Yaptığım işi sadece şarkı okumak gibi görenlere ‘Aptal’ derim ben.

YATIRIMLARIM ÜLKEMDE

Diğer ticari girişimlerinizle ülke ekonomisine de katkıda bulunuyorsunuz…

Evet, elimden geldiğince ülkeye ekonomik anlamda katkıda bulunmaya çalışıyorum. Her şeyden önce yatırımlarımı Türkiye’de yapıyorum. Benim yurt dışı projelerim de var fakat yatırımlarımın yaklaşık yüzde 80’i Türkiye’de. Devamlı iş kurmaya çalışıyorum, yeni işler deniyorum. Bu, benim için ülkeme yapabileceğim bir hizmettir.

Gündemi takip ediyor musunuz?

Takip ediyorum ama ben biraz aptal sarışın olmayı seviyorum. Mesela haber seyretmem, ağlıyorum çünkü. Sokakta dayak yiyen bir kadını, tekmelenen bir hayvanı gördüğümde savaş çıkarmak istiyorum. Bunları görmek istemediğim için de aptal sarışın olmayı seviyorum.

Kendinizi geliştirmek adına hem ruhen, hem fiziksel olarak neler yaparsınız?

Önceden ata binerdim, düşünce bıraktım. Çok uzak, kimsenin gitmediği yerlere gitmeyi, zamanımı oralarda doğanın içinde ve mümkünse kitap okuyarak geçirmeyi seviyorum. Ama maalesef son iki yıldır ticari yaşantımdan dolayı elime kitap alamadım. Arada bir film seyrederim. Bol masaj yaptırırım; tek terapim bu. Yalnızlığı çok severim; çok insan sevmem. Ruhumu dinliyorum. ‘Aylin bugün ne yaptı, neden mutlu, onu ne çok üzdü? Bugün Allah için ne yaptı?’ gibi soruları kendime çok sorarım.

HANDE’YLE EVDE LİSELİ KIZLAR GİBİYİZ

Yakın dostunuz Hande Yener için yapabileceğiniz en uç şeyi söyler misiniz?

Ona böbreğimi, dalağımı bile veririm, hiç düşünmem! O kadar seviyorum ben onu. Kardeşim gibi. Ben onu sadece sahnedeyken Hande Yener olarak görüyorum. Biz evde otururken o Hande, ben Aylin… Sıfatlarımızı, kimliklerimizi, egolarımızı ve her şeyi dışarıda bırakıyoruz. Hande’nin benden, benim de ondan daha büyük bir tarafımız yok. Orada o kadar eşitiz ki, o yüzden kardeşiz. Ben gidiyorum onun pijamasını giyiyorum, o geliyor benim pijamamı giyiyor. Lise kızları gibiyiz.

BU KLİBİ STARLAR BİLE ÇEKEMEZ!

‘Sinsirella’ için çektiğiniz klibin bütçesi de çok yüksek sanırım…

Bugüne kadar Türkiye’deki bütün starlar dahil hiçbirinin yapamadığı, yapamayacağı bir klip. Yıllardır paranın peşinde koştum, buldum, şimdi çatır çatır harçıyorum. Ama ben işimden kazandığımı, işime yatıran bir kadınım. Ben iş kadınıyım. Kendi markama kalite katıyorum. Klibimi bile kendi YouTube kanalımdan yayınladım. Türkiye’de hiç yapılmamış bir çalışma yaptım, kimsenin de bunun üzerine çıkabileceğini düşünmüyorum.

Kaynak: Günaydın

Exit mobile version