Demet Şener; “Yerlerde Sürünerek Ağladım”

İbrahim Kutluay ile 12 yıllık evliliğini ihanet nedeniyle bitiren Demet Şener yaşadığı sancılı süreci ilk kez anlattı…

İşte o röportajdan dikkat çeken satırlar;

Sosyal medyadan görüyoruz. Sabah 8’de sporunuzu yapmış, kahvenizi içiyor oluyorsunuz.
Her sabah 7’de kalkıyorum. Gece insanı değilim. Miskin miskin yatmayı sevmiyorum.

Sağlıklı yaşam konusunda hep bu bilinçte miydiniz?

Hayır! 19 yaşında modellik yaparken kilomu korumak için bir elma, bir salatayla günü bitiriyordum. Gençken ruhen ve bedenen kendi kıymetini bilmiyor insan.

11 yıldır yoga yapıyorsunuz…

Bu üzücü süreci atlamama da yardımcı oldu yoga. İç ve dış güzellik birbirine bağlı. Ne yaşarsam yaşayayım nefret boyutunda kalmamaya özen gösteriyorum. Evet, çok kırgınım ama, “Bunda da mutlaka bir hayır var, bu da benim için bir sınav” diyorum.

Kendinizi geri çekmek sizin tercihiniz miydi?

Biraz mecburiyetten oldu. İbrahim’le ilişkimiz başladığında o Yunanistan’da oynuyordu. Ben buraya gidip gelmek yerine oradaki hayata adapte olmaya çalıştım. Türkiye’de olsaydık kendimi bu kadar geri plana çekmeyecektim. Ama çocuklarımla birebir ilgilenmek istedim.

Tevazu göstermeyeceğiniz bir konu var mı?

Anneliğim konusunda tevazu göstermem. Kimse anneliğimi ve zamanındaki eş durumumu eleştiremez. Dört dörtlük yaptım her şeyi. Her anne kendine göre en iyidir. Ama ben, benim konumumdaki bir insan olarak varımı yoğumu aileme verdim. Ne iş hayatı, ne davetler, ne de başka şey. Varsa yoksa ev ve çocuklar…

“Keşke” diyor musunuz?

Hayır! Pırıl pırıl çocuklarım var. Ama boşanmamız çekişmeli geçiyor. Zorlu bir süreç ve buna rağmen çocuklarımın ruh haliyle gurur duyuyorum. Tabii ki büyük yıkım yaşadım. Beklemediğim insandan hiç beklemediğim şeylerle karşılaştım. Bunu asla hak etmedim!

Duygusal durumunuz nasıl şu an?

Hayatımda bomba patladı. Nasıl olabilirim ki? Ekim başında davayı açalı bir yıl olacak. Kimsenin tahmin edemeyeceği kadar zor şeyler yaşadım, yaşıyorum.

Öğrenir öğrenmez davayı açtınız mı?

Evet, hiç beklemedim.

Hiç mi kulağınıza gelmemişti aldatıldığınıza dair dedikodular?

Bir iki kere geldi ama hiç beklemiyordum. Şu sıra hayatımda en rahatsız olduğum soru şu; “Hiç mi ruhun duymadı?” Evet, duymadı! Bizler ünlü insanlarız. Her dedikoduya kulak asamam. Beni evimin içi ilgilendirir. Evimin içinde de çok mutlu bir aile ve karı-koca ilişkimiz vardı. Nasıl tahmin edebilirsin ki! Hangi kadın tahmin edebilir? Tahmin etsem bu kadar şok geçirmezdim.

Bir şans daha vermeyi düşündünüz mü?

Ne şansı vereceğim? Bir anlık hata değil ki. Uzun süreli başka bir ilişki söz konusuymuş.

Çocuklar nasıl karşıladı?

Onlar da şok geçirdi. “Ne oldu, niye birden bire ayrılıyorlar?” dediler. Evde büyük bir sürtüşme olsa, “Boşanmak çocuklar için hayırlı olabilir” diyebilirdik. Ama bizim ailemiz için bu geçerli değildi. Çocukların da hayatında bomba patladı.

Siz yardıma ihtiyaç duydunuz mu?

Duydum tabii. Ara ara gidiyorum. Kolay bir süreç değil. Ama ağlak bir kadın değilim. Kendime acımam. Kendimde asla eksiklik görmem. Aldatılmak karşı tarafın karakteriyle ilgilidir. Benim bu aşamada İbrahim’den tek beklentim, bu evliliği güzellikle ve anlaşmalı olarak bitirmesi olurdu. Her şeyin bu kadar ayyuka çıkması yaralıyor.

İlk öğrendiğinizde tepkiniz ne olmuştu?

“Yok canım, daha neler!” dedim. İnanamadım. Sonuçta evinde mutlusun, gözünün içine bakan bir karın, iki şahane çocuğun var. Bir erkek daha ne ister? Vıdı vıdı yapma huyum yoktur. Evlilik hayatımda bir kere kocamın telefonunu karıştırmışlığım yoktur. Ama bunlar yetmiyormuş demek.

Bundan sonra hayattan neler bekliyorsunuz?

Çocuklarımın psikolojisi ve sağlığı iyi olsun… Dolayısıyla benim sağlığım iyi olsun. Bunlar olduktan sonra gerisi yoluna girer. Ben ne kadar iyi olursam çocuklarımı da o kadar iyi ederim. Sahip olduğum her şeye şükrediyorum.

Hâlâ aşık mısınız?

Hayır. Çok emin ve net bir şekilde söylüyorum ki hayır! Güvenin bittiği yerde ne aşkım ne de sevgim kalır. Hepsi bitti! İbrahim’den sadece bu sancılı süreci uzatmamasını beklerdim. Elimde dosyalar, mahkeme kapılarında ne işim var? Bunlara gerek var mıydı? İnsan şapkasını önüne koyup bir düşünür.

Nasıl bu kadar güçlü durabiliyorsunuz?

Güçlüyüm çünkü. Ağır şeyler yaşadım. Yerlerde sürünerek ağladığım günler oldu. Ama kalkıp, gözyaşlarımı silip çocuklarımı antrenmanlarına götürüyordum. Kesin kararımı vermiş değilim ama bu süreç bittikten sonra neler yaşadığımı tüm açıklığıyla anlatmak istiyorum. Çünkü içimde kalırsa bu beni hasta edebilir, biliyorum.

Size gelip, “Ben başkasına aşık oldum” deseydi…

Gayet olgun karşılardım. Canın sağ olsun diyecek kadar geniş gönüllü değilim ama “Güle güle” derdim. Kimse kimsenin tapulu malı değil. Bazı ilişkiler mezara kadar sürer, bazıları böyle biter.

Aşka küstünüz mü?

Hiç! Bir an evvel boşanıp yeni hayatıma başlamak istiyorum.

Kaynak: Posta

Exit mobile version