Sesi kadar mütevaziliği ve güzelliği ile de dikkatleri çeken Türk Halk Müziği’nin sevilen ismi Deniz Toprak ile Türkiye’nin en çok takip edilen müzik platformu Müzionair ‘da Şimal’le Yıldızlar Geçidi farkıyla ikinci albümü “Sarıl Bana” ve bilinmeyen yönleri hakkında keyifli bir hoş sohbet gerçekleştirdik. İşte o röportajımız,
Allah Nazarlardan Korusun Sizi ,Maşallah demeden başlamak istemiyorum röportajıma
Çok teşekkür ederim bu güzel sözleriniz için,
Güzeller Güzeli Deniz Toprak bize biraz kendinizden bahsede bilir misin?.
Kendimi bildim bileli müziğe aşık, sanatın her dalına hayran, küçücük şeylerden büyük mutluluklar çıkarmasını başarabilen, ailesine dostlarına bağlı, hiçbir ego yüksekliği olmayan, örf adetlerine saygılı ve sahip çıkan, evde ailesine karşı nasılsa dışarıda da sevenlerine karşı aynı olan biriyim… Hatta bazen menajerim bana kızar ya bu kadar mütevazi olma diye ama elimde değil benim yapım bu derim Belki de insanlar bu yüzden beni kızları, ablaları, kardeşleri gibi seviyorlar bu da beni çok mutlu ediyor. Kısaca Deniz Toprak, evinizin kızı diyebilirim.
Öncelikle müziğe nasıl başladınız?
2000 yılında profesyonel eğitim almak için özel müzik okullarında şan, nota, solfej, bağlama, repertuar ve tavır dersleri almaya başladım. O yıllarda, çeşitli “Halk Evleri” ve “Kültür Merkezlerinde” konserlerim oldu.
Müslüm Gürses, İlhan Şeşen ve Zara gibi birçok sanatçıya albüm ve konser çalışmalarında vokalistlik yaptım. Buda benim için büyük bir tecrübe oldu.
2007 yılında sevilen sanatçı Kayahan Açar’ın desteği ile “TÜRKÜMOLASI” adlı ilk profesyonel albüm çalışmasını yaptım. Rumeli’den Kerkük’e Anadolumuzun kültürel yapısını temsil eden “TÜRKÜMOLASI” DMC etiketi ile müzik marketlerde yerini aldı ve özellikle “Hazan Nedir “ türkümüz çok sevildi.
Baktığımızda çok uzun yıllardır profesyonel müzik yapıyorsunuz. ilk günden bu yana müzikal yaşamınızda nasıl bir değişiklik oldu veya müzik sizi hangi yönden değiştirdi?
Tabi insan zaman geçtikçe olgunlaşıyor, düşünceleri değişiyor, gelişiyor.
Ben özünden ayrılmadan zamana ayak uydurmaya çalışan birisiyim.
Klasik bir cümle olacak belki ama şimdiki düşüncelerime 2000’li yıllarda sahip olsaydım belki müzikal anlamda her şey bugün daha da farklı olabilirdi. Ama her şey de bir hayır var diyorum tabi ve her zaman şükür ediyorum ki; iyi ki hayatımda müzik var ve iyi ki sevenlerimin gönül teline müzikle dokunabiliyorum…
“Sarıl Bana” isimli ikinci albümünüz Uzun bir aradan sonra tüm müzik marketlerde yerini aldı .Hayırlı uğurlu olsun. bize albüm hikayenizden ve kimlerle çalıştığınızdan bahseder misiniz?
Teşekkür ederim evet, uzun bir aradan sonra “Sarıl Bana” albümü ile türkü severlere yeniden merhaba diyebilmek, yüreğimin en muhteşem duygusu oldu.
Albümümüzün müzik yönetmenliğini İsmail Derker, düzenlemelerini Mehmethan Dişbudak yaptı. Ergün Şenlendirici, Müslüm Eke, Eyüp Hamiş, Zeynel Demir, Rustam Mahmudov, Mehmet Akatay, Sendur Güzelel, İlter Kurcala, Ertan Tekin, Hasan Gözetlik, İstanbul Strings, Altuğ Öncü, Yıldan Ergüzel gibi müzik dünyasının usta müzisyenleri eşlik etti.
Neşet Ertaş, Celal Güzelses, Yıldıray Çınar, Selahattin Bölük gibi kıymetli ustaların eserlerinin bulunduğu birbirinden özel 12 türküden oluşan “Sarıl Bana” albümümle Anadolu’nun zengin geleneğine bir nefes verebildiysem ne mutlu bana…
Tarzınızı, ve tavrınızı, çizginizi hep koruyan bir sanatçı olarak tanınıyorsunuz Tarz ve tavır olarak halk müziği sanatçısı olmak zor mu?
Bana göre zor değil… Halk müziği sanatçısı olmak, türkü söylemek evet bir misyon gerektiriyor bence bu doğru, ama bu sadece geleneksel bir kalıp içine girmekle olmuyor. Bunu gönülden hissetmek, hissettirmek gerek…
Türküleri; yaşamı türkülere yakışan, samimi, alçak gönüllü, gülüşü sahte olmayan insanlar söylemeli… Bir insan için Allah’ın en büyük ihsanı iyi ahlaktır. Güzel bir yüz ya da nazlı bir davranış bile, kalp kötüyse kötü ahlakı asla gizleyemez. Ben çocukluğumdan beri güzel ahlaklı olmaya, düzgün yaşamaya özen gösterdim. İşimi yapıyorum, evime dönüyorum yemek yapıyorum, ailemle vakit geçiriyorum yani bunun için çok özel bir çabam olmuyor nasıl anlaşılmak istiyorsam öyle davranıyorum öyle yaşıyorum, böylelikle tarzım ve tavrım değişmiyor…
Halk müziği yeteri kadar tanınmıyor mu? Son yıllarda halk müziğine olan ilgi yerini ‘Ankara Havası’na mı bıraktı bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bence Halk Müziğinin hayatımızdaki yeri gerçekten çok önemlidir ve her zaman halk için yeri birinci sıradadır.
Benim dinleyici kitlemin çoğu gençlerden oluşuyor ve halk müziğine inanılmaz derecede ilgi gösteren sahip çıkan kocaman bir kesim var, onları yok sayıp birçoğu için bunlar sahip çıkmıyor diyemeyiz. Ama şöyle bir genelleme yapacak olursak mesela gençlerimizin birçoğunun türkülere ilgisi az. Bu konuda basın-medya-televizyon biraz daha duyarlı olabilir diye düşünüyorum. Kültürümüzün en önemli unsurlarından biri olan türkülerimize hak ettiği değeri vermemek saygısızlık olur.
Ankara Havalarına gelince; Sözü, müziği, icrası kötü ve müstehcen olanların dışında, asla küçümsemiyor aksine çok eğlenceli buluyorum, her düğünün, eğlencenin tüm kutlamaların olmazsa olmazı, vazgeçilmezidir, müzikal kültürümüzün bir parçasıdır Ankara Havaları… Hepsinin yeri ayrıdır tabi…
Müzik piyasasının mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Maalesef telif hakları konusunda dünyanın en geri ülkelerinden biriyiz, internet üzerinden albüm satışlarının tamamen yasallaşmaması, CD satışı yapan yerlerin azalması büyük yapımcı şirketlerin çoğunun sektörden çekilmesi üretimi engelledi. Sanatçılar albümlerini kendileri yapmaya başladı. Oysaki bu başlı başına bir ekip çalışması.
Son dönemlerde müzik kanallarının reyting kaygısıyla popüler kültüre destek vermesinin popüler müzik üzerinden oluşturulan tek çeşitliliğin kültür yozluğuna sebep olduğunu, sadece popüler kültüre hizmet edilip şov dünyası haline getirildiğini düşünüyorum.
Müziğin yanısıra aynı zamanda her hafta Kanal 7 Ekranlarında ‘Deniz Toprak’la Hafta Sonu’ programını yapıyorsunuz ..Bu kadar yoğunluk arasında kendinize ve ailenize nasıl Zaman ayırıyorsunuz ?
Aslında bu yoğun tempoda ne zaman fırsat bulsam ailemle zaman geçirmek istiyorum. Öyle dışarı çıkıp gezmeyi seven birisi değilimdir. Bütün zamanımı evde ailemle ve müzikle ilgili çalışmalarla geçiriyorum. Tabi ilk zamanlar aileden ara sıra sitem edenler oldu ama şimdi onlarda bu yoğun tempoya alıştılar ve bana hak verdiler
Sizi hiç magazin dünyasında göremiyoruz Deniz hanım özeliniz ile de hiç gündemde değilsiniz bu sizin tercihiniz mi ?
Evet. Ben magazinsel bir sanatçı olmak istemiyorum. İnsanlar beni özel hayatımla değil de türkülerimle tanısınlar istiyorum. Bence buda insanların gönlünde daha çok kalıcı oluyor. Bazen insanlar benim yüzümü tanımıyorlar ama bakıyorum telefonlarında zil sesi olarak benim türkülerimi kullanıyorlar, buda bana ayrı bir gurur veriyor. Demek ki doğru işler yapıyorum diyorum. Zaten magazinsel bir hayatımda yok, konserlerimi yapıyorum ve evime gelip ailemle zaman geçiriyorum.
Medyada yer almak başarının sırrı değil, medyada doğru yer almak başarının sırrı değil midir sizce ?
Evet çok haklısınız. Günümüzde bakıyoruz inanılmaz bir magazin kirliliği var. Herkesin özel hayatları gazetelerde, magazin programlarında. Ben her zaman doğru projelerle dinleyicilerimin karşısına çıkmak istiyorum, o yüzdende yapacağım işlerde çok seçici davranıyorum. İlla televizyonda görüneyim diye bir çabam yok. Doğru iş zaten er ya da geç hak ettiği yeri buluyor.
Bazı şarkıların yapılırken çok özel hikâyeleri vardır. Bu acı, tatlı, komik ya da ilginç bir hatıra olabilir. Sizin için bir şarkıyı özel kılan böyle bir hikâyeniz var mı? Varsa bizimle paylaşır mısınız?
“Hazan nedir” benim için çok özeldir, ilk göz ağrımdır…
TÜRKÜMOLASI (2007) albümüm DMC gibi büyük bir firmadan çıkmış olmasına rağmen o zamanki bazı talihsizlikler yüzünden albüm çıktıktan sonra hiçbir promosyon ve tanıtım çalışmaları yapılamamıştı maalesef…Bende yavaş yavaş bu işten soğumaya başlamıştım, uzun bir aradan sonra bütün heyecanım da gitmişti derken farkettim ki meğer Hazan Nedir kulaktan kulağa yayılmış ve çok sevilmişti bir anda bir sürü konser teklifleri almaya başlamıştım gittiğim her şehirde, konserlerimde Hazan Nedir’i hep beraber söylüyorduk ki bu hayatımın en büyük ve en güzel anlarıydı ve ondan sonra her şey çok daha güzel oldu… Yani Hazan Nedir’in bende yeri başkadır. Beni sevenlerimle buluşturan nadide bir eserdir…
Şarkıların hangi aşamalardan geçerek dinleyiciye ulaştığını bir albüm yapan sanatçı olarak çok iyi bilirsiniz. Ancak dijital ortam yüzünden el emeği göz nuru pek çok eser tek bir tıkla bir kaç dakika içerisinde binlerce kullanıcıya ulaşabiliyor. Bu konuda ülkemizdeki korsan yasalarını da göz önünde bulundurarak, siz bir yasa koyucu olsaydınız ne yapardınız?
Yani bu konu biz sanatçılar için gerçekten çok büyük bir sorun. Telif hakları konusunda maalesef ülkemizde gerekli yasalar uygulanmıyor. Ben olsam yurt dışında uygulanan yasaları inceler, sanatçılarımızın hakkını en iyi koruma altına alacak tasarıyı kanunlaştırırdım. İnanın bir albümün oluşumunda çok emek ve para harcanıyor. Bunun karşılığını da göremeyince insan maddi manevi çok yıpranıyor.
Biliyoruz ki çocukluğundan beri bir tutku ile müziğe bağlanmışsınız. Ancak, şartlar uygun olmasaydı ve müzisyen olamasaydınız, ne olurdunuz?
Belki birçok ses sanatçısının çocukluk yılları aynı geçmiştir ama inanın ben kendimi bildim bileli şarkılar, türküler söylerdim. Okul hayatımda da öğretmenlerim sürekli derslerde bana şarkılar, türküler söyletirlerdi. Lise yıllarımda daha da işi büyütüp okulumuz namına ciddivkonserler verirdik, hatta o zamanlarda Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’ nde, gelirinin Bosna Hersek’e de gönderildiği üç büyük konser vermiştim. Eğer müzisyen olmasaydım inanın ne yapardım hiç bilmiyorum Bence ben sadece müzik için dünyaya gelmişim. Yüce Rabbime de çok şükür ediyorum bana bu yetenekleri verdiği için.
Buradan sizi sosyal medyada sürekli takip edenlere ve müzikonair takipçilerine söylemek istedikleriniz nelerdir?
Beni izlemeye, dinlemeye devam etsinler Kanal 7 ekranlarında Deniz Toprak’la Hafta Sonu programım devam ediyor. Yeni albüm çalışmasına başladık, inşallah Nisan ayı gibi sevenlerimizle buluşturmaya hazırlanıyoruz. Ayrıca önümüzdeki günlerde Cahit Berkay’ın müzik yönetmenliğini, Cemil Akyol’un yapımcılığını üstlendiği “Anadolu’nun Kadim Sazları” adlı çok özel bir projede Solist olarak yer alacağım. Anadolu’da gelmiş geçmiş var olan tüm sazlar eşliğinde konuşulan tüm dillerle türküler söyleyeceğiz.
Takipçilerim benimle ilgili tüm bilgilere www.deniztoprak.net sitesinden,
https://twitter.com/deniztopraknet twitter adresinden,
http://instagram.com/deniztopraknet adrresinden,
Deniz Toprak facebook adresinden takip edebilirler
Beni kırmayıp röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için size sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.. inşallah yine farklı bir Röportajda Görüşmek üzere….Saygı ve sevgiyle kalın güzel insan
Ben çok teşekkür ederim bu güzel röportaj için, sevgiyle kalın
Soruların sonuna www.muzikonair.com sitesi hakkındaki görüşlerini de belirtebilir İse Deniz hanım çok mutlu edersiniz beni şimdiden çok teşekkür ederim
Bir müzisyen olarak www.muzikonair.com sitesini bu güzel çalışmalarından dolayı kutluyor, sanata ve sanatçıya verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum ve başarılarının devamını diliyorum.