Doç. Dr. Aydın Arslan: Müzik Hastalığın Getirdiği Olumsuz Etkileri Ortadan Kaldırıyor

Doktor müzisyen ve radyo programcısı Doç.Dr. Aydın Arslan ile kariyeri üzerine konuştuk.

Doç. Dr. Aydın Arslan kimdir? Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

2002 Hacettepe İngilizce Tıp mezunuyum. İlköğretim ve ortaöğretimimi Zonguldak’ta tamamladım. 2003-2008 yılları arasında Ankara Numune Hastanesi’nde Ortopedi ve Travmatoloji ihtisasımı yaptım. Mesleğini severek icra eden bir hekimim. İletişim kanallarının her zaman açık olmasını tercih ediyorum. Çalışma ortamında enerjisi yüksek ve çalışmayı eğlenceli hale getirmeyi seven biriyim. Halen İstanbul Ataköy’de kendi kliniğimde hizmet vermekteyim. Ayrıca İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde hocalık görevimi yürütmekteyim. Önce zarar verme ilkesi ve mümkün olan en az girişimsel işlem ile hastalarımı tedavi etmeyi amaçlıyorum.

Doktor olmaya nasıl karar verdiniz?

Ortaokul yıllarında tıp fakültesinde okuyan ağabeyim trafik kazası nedeniyle hayata veda edince geçen yıllar içerisinde bende doktor olma isteği uyandı. Ailemizde de benden önce doktor olmuş amca çocukları da beni teşvik etti.

Bu uzmanlık alanını tercih etme sebebiniz nedir?

Kişilik özellikleri olarak sonuç odaklı çalışmayı seven geometri, matematik ve üç boyutlu düşünceye meyilli olan biriyim. Tıp alanında bu ilgi alanlarımı karşılayabilecek en uygun bölümün ortopedi olduğuna karar verdim.

Bu meslekte en çok dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Bir hekim olarak genel anlamda hastaları tedavi etmenin en önemli anahtarın çok iyi bir gözlemci ve dinleyici olmasından geçtiğine inanırım. İkinci önemli nokta ise tedavi seçimini yaparken mümkün olabilecek en az girişimsel işlem ile en çok fayda etmeyi amaçlarım. Ortopedik hastalıklarda cerrahi tedavi ile ameliyatsız tedavilerin ayrımı ve bu tedavilere karar verilmesi süreci çok önemlidir. Ameliyatsız bir tedavi ile sonuca gidilebilecek durumda cerrahi yapmamayı, mutlaka acil müdahale yada ameliyat gerektiren durumlarda da ameliyatsız tedavide diretmemeyi tercih ederim.

Çalışma hayatından memnun musunuz insanları iyileştirebiliyor olmak nasıl bir duygu?

Mesleğimi herhangi bir ticari sektörel faktörden etkilenmeyecek şekilde kendi kliniğimde çalışarak icra etmeyi seçtim. Kendime sevgi ve samimiyet temeline oturtulmuş, hasta-danışan-hekim iletişimini bilimsel dayanaklarla oluşturduğumuz tedavi protokolleri ile destekleyerek, sonuç alınabilecek tedavilerin uygulandığı bir ortam oluşturdum. Yaptığım tedaviler ile hastalarımın büyük bir çoğunluğunda olumlu sonuçlar alıyorum. Bu başarının
temelinde yatan aslında doğru hastaya doğru tedaviyi hastanın tedaviden göreceği faydanın farkındalığını oluşturarak uygulamaktır.

Görev yaptığınız süre içerisinde sizi keyiflendiren veya aklınızda kalan bir vaka veya olayı bizimle paylaşmak ister misiniz?

Aslında bu soruya sayfalarca cevap verilebilir ancak ben hekim olmanın verdiği en büyük hazzı, bir insanı hayata döndürmenin verdiği mutluluğu paylaşmak isterim. Bundan yaklaşık on yıl önce Malatya da çalışırken yüksekten düşme nedeniyle acil serviste çoklu organ yaralanması olan bir hastaya müdahale edilmesi için çağrıldım, hastanın yanına gittiğimde nabız ve tansiyonları iyice düşmüş solunumu zayıflamış ve ex olmak üzere olduğunu fark ettim, bu hastayı genel cerrah, göğüs cerrahı ve ben sedye ile entübe halde koşarak ameliyathaneye aldık dört saatlik bir ameliyat sonunda hastayı yoğun bakıma çıkardık, geçen sene muayene için sırası gelen hasta odama girdiğinde “hocam beni hatırladınız mı?” diye sordu. Hastamız o gün erken müdahale ve yüksek eforla hayata
döndürdüğümüz kişinin ta kendisiydi. Buna benzer çok fazla örnek var aslında her hekimin hayatında olduğu gibi…

Bir dönem Radyo Alaturka’ da program yaptığınızı biliyoruz. Radyoculukla yollarınız nasıl kesişti? Ve yine yakın zamanda radyo programcılığına dair projeleriniz var mıdır?

Çok keyifli bir dönemdi benim için. Yıllar önce ameliyatını yaptığım Radyo Alaturka Genel Yayın Yönetmeni Sevgili Beyza Koç “Hocam bir radyo programı yapalım sağlıkla ilgili olsun arada şarkıda söylersiniz” dediğinde olur mu acaba demeden hemen evet dedim, her hafta cuma günleri öğleden sonraları artık çok heyecanlı ve çok keyifli bir hale gelmişti. Yaklaşık iki yıla yakın programı sürdürdük. Yeni dönemde televizyona biraz daha ağırlık
vermeyi planladım.

Müziğe ilginiz nasıl ve ne zaman başladı ? Çaldığınız enstrümanlar var mıdır? Öğrenebilir miyiz sizden?

Müziğe eğilimim küçük yaşlarda başladı, ilkokul yıllarından beri hep okul müsamerelerinde şarkı söyleyen bir çocuktum. Hacettepe Tıp Fakültesi Kampüsünde dolaşırken Klasik Müzik Topluluğu’nun çalışmalarını görüp onlara katıldım. Tıp fakültesinde okurken seçmeli olarak şan ve nazariyat dersleri aldım ve ud ile ilgilenmeye başladım. Uzman olduktan sonra Malatya’da çalıştım orada Malatya Musiki Cemiyeti çatısı altında yıllarca müzik çalışmalarımız oldu.

Müzik sektörüne profesyonel anlamda girmeyi düşünüyor musunuz? İlerleyen zamanlarda bir single ya da albüm çıkarma gibi planlarınız olabilir mi?

Şarkı söylemeyi müzikle ilgilenmeyi çok seviyorum bu da iş hayatım ve bütün yaşantıma yansımış durumda, müziğin olmadığı bir ortam düşünemiyorum. Hekimlik mesleğini icra etmek benim birinci görevim ancak müzik alanında da yapmak istediğim kendimi gerçekleştirmemi sağlayacak projelerim var. Şu anda halihazırda kendisinin de müzik çalışmaları olan Sevgili Semiha Can ile yaptığımız ‘Seven Ne Yapmaz’ isimli şarkının düeti ve sözleri Nedim Saatçi bestesi Talat Er’e ait Melek Misali isimli single çalışmam mevcut. Son dönemde Sevgili Büyük Usta Bülent Özdemir ve aranjör, orkestra şefi Semih Erdoğan ile müzik çalışmalarımız devam ediyor.

Müzik sizin için tam olarak ne ifade ediyor?

Müzik beni tamamlayan ihtiyacım olan enerjiyi, canlılığı sağlayan hayatımdaki en önemli faktörlerden biridir. Müzik yapmak, müzik dinlemek ve ürettiklerimi paylaşmak benim için vazgeçilmezdir.

Hem doktor hem de sanatçı olarak ilk aklımıza gelen ünlü isim Ferhat Göçer’i örnek olarak verebiliriz. Müzik kariyerinden sonra doktorluğu bıraktı. Müzik ile ilgilenen bir doktor olarak sizin gözünüzden değerlendirecek olursak neler söylersiniz. Bu İki mesleğin bir arada olmasının avantajları ve dezavantajları nedir?

Tabii insanların tercihleri, hayat amaçları, gerçekleştirmek istediği hedefler ve yaşam şekilleri kendilerine has ve müdahale edilmez olmalıdır. Hekimlik aslında bırakılabilecek bir meslek değildir. Doktor gibi bakmak, doktor gibi hissetmek ve doktor gibi değerlendirmek bir kere öğrenildiğinde her zaman kişinin bakış açısına ve yaşam tarzına yansıyacaktır. Ben hekimliği icra ederken müziğin insanların üzerinde hastalıkların meydana getirdiği olumsuz etkileri ortadan kaldırdığını her gün tecrübe etmekteyim. İnsanlarla samimi bağ kurabilmek için müzik çok etkili bir araç. Birlikte şarkı söylerken yada aynı şarkıyı dinlerken aslında aynı frekansa girmiş oluyorsunuz.

Son olarak hem doktorluğa hem de müziğe ilgi duyan ve bu meslek alanlarında ilerlemek isteyenler için neler söylemek isterseniz?

Hekimlik sanatı sürekli bir farkındalık ve hassasiyetin gözetilmesinin gerektiği, empati, sabır, hoşgörü, özgüven, etik ve genel ahlaki değerlerin bir bütünü olarak icra edilmelidir.nMüzik ile ilgilenen hekimler ciddiyet gerektiren bu işi, icra ettikleri sanat dalı ile insanlarla iletişim kurarak ne kadar içten ve samimi yaptıklarını yansıtabilirler. Bu nedenle hekimler; müzik icra etmek, şiir okumak, resim yapmak gibi sanatsal aktivitelerini çekinmeden
sergilemelidir.

Exit mobile version