Instagram sayfamız TAŞINDI! Hemen yeni sayfamızı takip et;) @muzikonairtv

İnstagram
RöportajlarSanatçı Röportajı

Düşler Kurup Düşler Bozan Bir Müzisyenin Hikayesi: Atilla Volga

Atilla Volga’nın parçaları, hikâyesini doğrudan anlatmaz; ama duyan herkes kendi hikâyesini içinde bulur. Çünkü o, “az laf, çok his” diyerek yola çıkanlardan.

1. Parçalarında Çok şey söyleyip hiçbir şeyi tam söylememe hâli var. Neden?

Güzel bir tanımlama oldu, yaklaşımımı iyi tarif ettin. Alan bırakmayı seviyorum, sembolizmi seviyorum. Neden dinleyici benimle %100 aynı şeyi hissetmek zorunda olsun ki? Dinleyici, şarkılarımda bazı kritik ortak noktalar bulabilir, ama herkesin duygu dünyası biriciktir ve kendine özeldir. Ben onlara tuval üzerinde içi boyanmamış bir resim veriyorum; o resmi istedikleri renklerle boyasınlar istiyorum. Öte yandan, kelimesi kelimesine her şeyi tarif etmek istesem, belki Tolstoy gibi uzun romanlar yazardım. :) Ama şarkı yaratırken çok şeyi söylerken bile tasarruflu olman gerekiyor. “Az laf, çok his” diye bir mottom var. :)

2. “Ortada Kaldım” parçasında “Düş kurdum, düşler bozdum.” diyorsun. Bozmadığın bir düşün var mı?

Genel olarak umutlu biriyimdir, düş kurmayı severim. Ama körü körüne devam ettirmek akıllıca olmaz. Bu yüzden kurulan düşleri zamanı geldiğinde bozmaya inanırım. Binalar yıkılıyorsa, gerektiğinde düşler de yıkılmalı. Bozmadığım yegâne bir düşüm var: Başkaları üzerine değil, müzik üzerine kurduğum bir düş bu. Bir keresinde, kendini realist olarak tanımlayan — bana göre ise materyalist olan — hayatımdaki bir kadın bana “Müzik hedeflerin olmazsa ne yapacaksın?” diye sormuştu. B planımı sordu. Ben de ona, “B planım, A planımı gerçekleştirmek için yeniden denemek,” demiştim. :) Büyük gerçekleri realistler değil, hayal kuranlar yaratır.

3. Şarkının hikayesi nedir?

Şarkı, ikilemin ortasında kalan bir zihni anlatıyor. Hatta ilk adı “İkilem”di. Küresel ölçekte kendini ispatlamış, ülkemizin önemli değerlerinden yapımcı Timur Savcı da parçayı çok beğenerek dinledi ve isminin “Ortada Kaldım” olması gerektiğini söyledi. Ben de dünya çapında bu kadar kendini kanıtlamış birinin önerisini reddedemezdim. Bu yüzden şarkının isim babası Timur Abi’dir. :)

4. Zamanın Valsi hem melankolik hem umut dolu. Sence aşk iyileştirir mi, yakar mı?

Aşk bence önce iyileştirir, sonra yakar. Sonra yine iyileştirir… ve akabinde yine yakar. Benzer bir sebeple Zamanın Valsi’nde şöyle demiştim: “Her seferinde tekrar eden bir döngü bu sanki.”

5. Müziğini dinleyen biri seni tanımış olur mu?

Kesinlikle biraz tanımış olur. Hissetmediğim bir şeyi yazmıyorum. Bir kurgu değil, otobiyografi paylaşıyorum diyebilirim bestelerimde. Yaşanmışlıklarım bitene kadar kendi hislerim ve deneyimlerim üzerinden üretmeye devam edeceğim. Biraz kaotik bir hayatım olduğu için sanırım epey malzeme çıkıyor; henüz senaryo üretmeme gerek kalmadı. :)

6. Tüm zamanların en iyi 5 parçası?

Klasik müzik parçalarını hariç tutarak cevap vereceğim; onlar girince ortalık karışıyor, haksız rekabet olur. :) Chris Cornell ve Beatles’ın neredeyse tüm parçalarını çok seviyorum ama seçmek gerekirse:

1. Chris Cornell – Black Hole Sun
2. Beatles – While My Guitar Gently Weeps
3. Dave Brubeck – Take Five
4. Chris Isaak – Wicked Game
5. Sting – Englishman In New York

7. Bir şarkının doğuş süreci nasıl? Söz mü önce gelir, melodi mi?

Genelde ikisi de birlikte geliyor. Ama melodi bir adım önde doğuyor diyebilirim; o doğuş, başka bir doğuşu tetikliyor. Sözler, melodinin çevresinde şekilleniyor. Yine de melodiyi genelde sözlerden önce bitirmiş oluyorum. Sözleri yazarken ise takıldığım çok edebi ayrıntı oluyor. Sırf bu yüzden, bir kelimesini oturtamadığım için yıllarca beklettiğim bestelerim bile var.

8. Sahnede olmak senin için ne ifade ediyor?

Sahne… evim gibi, odam gibi. Kendimi en güçlü ve en otantik hissettiğim yer. Konser sırasında en çok, dinleyicilerin yüz ifadelerini yakalamayı seviyorum. Anlattığım müzikli hikâyenin, seyircinin beden dilindeki ve mimiklerindeki karşılığını canlı almak… Benzersiz bir duygu.

9.Bu müzikal yolculuğunda destekçilerin var mı tek başına mısın ?

Elbette ailem var. En büyük destekçim kızkardeşim Dr. Pınar Şengül . Yıllardır müziğime olan inancını hiç kaybetmedi ve beni hep motive etti. O olmasaydı herşey çok daha sancılı olurdu belki de. Kendisi aynı zamanda Nöropsikolog olduğu için her seferinde tam ihtiyacım olanı bana sundu, hayatımdaki en büyük şans ona sahip olmak olmalı :)

Atilla Volga
Atilla Volga
Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu