Edip Akbayram; “Müzikte ‘Zirveye Geldim’ Diyemezsiniz”

Özgün müziğin ünlü ismi Edip Akbayram, özel açıklamalarda bulundu. İşte o röportajdan dikkat çeken satır başları…

-Çocukluğunuzdan itibaren müzikle uğraşıyorsunuz. Sahneye ilk çıktığınız günü hatırlıyor musunuz?
Gaziantep’te lisedeyken müzik hocam sesimin çok farklı olduğunu ve müziği bırakmamam gerektiğini söylemişti, amatörce bir orkestra kurarak müziğe başladım. Müziği o kadar çok seviyordum ki, şehrimize gelen sevdiğim sanatçıların konserlerine gider, eve dönünce de onları taklit ederdim. Sanatçıları dinleye dinleye kulağım müziğe karşı hassaslaştı. Dönüm noktam; 1972’de Altın Mikrofon birinciliğini kazanmaktı. Profesyonel olarak ilk sahneye çıkışımı da, yarışmada birincilik kazandığım gün olarak söyleyebilirim.

-Müzikal açıdan geldiğiniz noktayı yeterli buluyor musunuz?
Sanat bir sokak değildir. Sokağın sonuna geldiğiniz zaman ‘Zirveye geldim’ diyemezsiniz. Dünyanın en ünlü sanatçılarına bakın; kendilerini daha da geliştirmek için günde beş-altı saat çalışırlar.
Bunun için ‘Zirvedeyim, müziğin kralıyım gibi şeyler söylemeyi yanlış buluyorum. Çalıştığınız müddetçe kendi alanınızda yeni şeyler bulabilirsiniz, sanatınızı geliştirebilirsiniz.

GENÇLERDEN UMUTLUYUM

-Genç sanatçılara bu anlamda bir tavsiyede bulunmak ister misiniz?
Hem rock, hem pop, hem de halk müziğinde çok güzel müzik yapan genç arkadaşlarımız var. Bu müzisyenleri takdir ediyorum. Genç sanatçılarımızdan umutluyum ama bazılarında biraz kolaycılığa kaçan bir yan görüyorum. Müziklerini geliştirmeye yönelik ciddi çalışmalar yaparlarsa sanat adına ülke olarak daha güzel şeyler yaşarız.

-Kimlerden ilham aldınız?
Ben Fikret Kızılok, Cem Karaca, Barış Manço, Erkin Koray’ı örnek aldım. . Bu değerli isimler, kendi toprağımızın müziğini yapıyorlar. Bunlarla birlikte Emrahlar, Pir Sultanlar, Neşet Ertaşlar, Aşık Veyseller, Mahsuni Şerifler; bu toprağın çiçekleri, bu ülkenin Beethoven’larıdır. Ben de bu güzel insanları örnek aldım kendime. Bize açtıkları yoldan kendimi yenileyerek, müziği çağdaşlaştırarak ama türkülerin aslına sadık kalarak sanatımı icra ediyorum. Bu toprağın sesini geniş kitlelere duyurmaya çalışıyorum.

İNTERNET, MÜZİK SEKTÖRÜNE AĞIR BİR DARBE İNDİRDİ

-İnternet ortamı hem özgün müziği, hem de sizin üretim sürecinizi nasıl etkiledi?
Sosyal medya; her şeyden önce müzik sektörüne ağır bir darbe indirdi. Bir albüm hazırlamak için 1.5 yılımı veriyorum. Bu kadar emekten sonra albümü dijital ortamda bedava indirmeye başlıyorlar. Halbuki albüm çıkardığımız zaman kendi ülkemize sanatçılar olarak bizlerin ekonomik katkı sağlaması gerekir. Ama maalesef bu ortamda mümkün olmuyor. Müzik Yorumcuları Birliği olarak telif haklarıyla ilgili Kültür Bakanlığı ile çalışmalar yürütüyoruz. Umarım yakın zamanda çözülür bu sorun. Telif haklarıyla ilgili bu sorun çözülürse müzik sektörü canlanır, gençlerimiz daha fazla albüm çıkarır diye düşünüyorum.

Kaynak: Günaydın

Exit mobile version