Fundyy: “Rapçi Olarak Anıldığım Oldu Ama Ben Hiçbir Zaman Rapçi Olmadım”

2010 yıllarda arka arkaya çıkardığı Gamzende Uyut Beni, Koyu Kahverengi, Kopardılar Seni Benden, Gidebildiğin Yerdeyim gibi şarkılarla kendi tabiriyle altın dönemini yaşan Fundyy ile yeni çalışmalarını konuştuğumuz ve sizleri de 2010’lu yıllara götürecek güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde Koyu Kahverengi şarkısının Mustafa Ceceli aranjeli yeni versiyonunu müzikseverlerin beğenisine sunacağını müjdeleyen Fundyy kendisi hakkında tüm merak edilenleri Müzikonair’a anlattı.

Merhabalar röportaj öncesinde sizi biraz araştırmak istedim ama hakkınızda pek fazla bilgi bulamadım. Bize kendinizi tanıtır mısınız? Fundyy kimdir?

Öncelikle Müzikonair ailesine merhabalar, güzel bir röportaj olacağından eminim:) Hakkımda bilgi olmaması için elimden geleni yapmıştım açıkçası, hep gizemli kalmayı tercih etmiştim seneler boyunca. 1988 yılında Kırşehir’de doğdum, iki kız kardeşiz, babam öğretmen, annem ise ev hanımı. Üstad Neşet Ertaş’ımızın hemşerisi olmakla birlikte kendilerinin ekolünden feyz alarak müziğe ilk olarak türkü, bozlak gibi eserleri seslendirerek başladım. Sesimi ve içimdeki müzik kimliğini keşfetmem bu şekilde oldu. Müzisyenlik harici Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda yaklaşık 7 sene kadar müfettişlik mesleğini icra ettim. Kader, yarım kalan müzik zaafımı yeniden önüme çıkarmış olacak ki, içime diri diri gömdüğüm ama ölmeyen müzik aşkımın yeniden alevlenmesi ile sanatçı kimliğime bu defa net adımlarla sarıldım. Hem DMC hem Mahzen Media ailesine mensup olarak yoluma en mükemmel kombinasyon ile devam etmekteyim.

Fundyy isminin anlamını da merak ediyoruz. Bu ismin sırrını öğrenebilir miyiz?

Fundyy isminin oluşumu belki de Coca Cola’nın içeriği kadar sır mahiyetinde benim için. Kökeni elbette ismimin Funda olmasından kaynaklı, bu benim markam ve global bir marka efekti vermesine dikkat etmiştim, dünya starı ismi gibi olsun demiştim. Bence başarılı da oldu enerjisi yüksek bir marka oldu.

“2010’LU YILLAR ALTIN YILLARIMDI”

2010’lu yıllarda çıkardığınız şarkılarla o döneme damga vurmuştunuz. Özellikle Gamzende Uyut Beni, Kopardılar Seni Benden gibi şarkılarınız o dönem aşırı dinleniyordu. Eski şarkılarınızı Gamzende Uyut Beni ile kliplendirmeye başladınız. Devamı gelecek mi?

2010’lu yıllar altın yıllarımdı. Hiç bir zaman unutamam, en mutlu olduğum dönemdi. O yılların hem müzik hayatımdaki yükselişime hem de üniversite zamanlarıma tekabül etmesi ayrı bir mana yüklemişti ömür silsileme. O dönem Gamzende Uyut Beni, Koyu Kahverengi, Kopardılar Seni Benden, Gidebildiğin Yerdeyim gibi şarkılarım büyük kitlelerin yüreğine dokundu ve ben bugün o dokunuş sayesinde hala bu sektörde BEN olmayı hak edebiliyorum. Malumunuz “Gamzende Uyut Beni” üstadımız Sayın Mustafa Ceceli aranjesi ile 2021 versiyonu ile tekrardan hayat kazandı. Koyu Kahverengi isimli şarkım da önümüzde ay yeni versiyonu ile sizlerle olacak bir aksilik çıkmaz ise. Yine Mustafa Ceceli dokunuşu ile şarkı, boyut atlamış bir ruhla sizlerle olacak. Geçmişle bugünün buluştuğu, gelenekselle modernin dans ettiği bir aranje… Bunun harici proje aşamasındaki diğer şarkım ise yine eski hit şarkılarımdan Gidebildiğin Yerdeyim. Şu anlık yolumuz bu şekilde ilerliyor. Araya bazı bazı yeni bestelerimden serpiştirerek geçmişi günümüze taşıyan eski Fundyy şarkılarını yeniden yapmayı düşünmekteyiz. Belli bir süre tabi ve talep olanlara münhasır yenileme fikri; yoksa kendimi tekrar etmek istemiyorum potansiyelime ihanet olur bu çizgide ısrar etmek…

Günümüzdeki insanlarda hep eskilere dönme isteği ve büyük bir özlem var. 2000 ve 2010’lu yılların şarkıları halen en çok dinlenen şarkılar arasında yer alıyor. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?

Eskilerin samimiyeti çekiyor hepimizi, sistem çok değişti; insan ilişkilerinin değişmesine paralel olarak. Daha birey-ben odaklı bir sistem var, güven- sevgi-saygı üçlemesi erozyona uğradı. Sırf bu nedenle daha gerçekçi hislerin, dostlukların, aşkların olduğu dönemlere özlemimiz zuhur ediyor. Nitekim dönemlerin dili de şarkılar oluyor, o sıcaklık ve samimiyetin eski şarkılarda olması da tamamen bu korelasyondan ileri geliyor. Sistemi değiştirmediğimiz içindir ki; duygu durumumuzdaki frekanslarla, şarkıların tılsımı ile ufak oynamalar yapma yoluna gidiyoruz. Geçmişi şimdiki ana taşıyan frekansların ruha yüklenmesi diyebiliriz eski şarkıların işlevine.

“RAPÇİ OLARAK ANILDIĞIM OLDU ANCAK BEN HİÇBİR ZAMAN RAPÇİ OLMADIM”

2010’lu yıllardaki rap tarzı ile günümüzdeki rap tarzını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rap farklı bir dünya, farklı bir alan beni bu konular kesinlikle aşar. Tek dikkatimi çeken şu anki rapin daha melodik olması ve popla harmanlanmış havası vermesi. 2010’lu yıllarda bazı Rap parçaları daha duygusal temalıyken, günümüzde eleştirel ve realiteden beslenen bir hal aldı. Duygu odaklı bir rap parçasına rastlamak çok daha zor, zaten aslında rapin kimyasına da realiteden beslenen, eleştirel tavırda olan şarkılar daha uygun. Bizim o dönemki tarz, trap sounddan beslendiği için ve zaman zaman rap esintilerini şarkılarımızda kullandığımız için Rapçi olarak da anıldığım oldu lakin bu konuda fikir beyan edecek en son insanım çünkü ben hiçbir zaman rapçi olmadım o başka bir dünya ve işin ehli olanların soruyu daha iyi cevaplayacağını düşünüyorum; benimki sadece ufak bir değerlendirme.

“ARABESK RAP, YENİ NESİL ARABESKTİR ASLINDA”

Arabesk rap hakkında neler söylemek istersiniz?

Arabesk rap duygulardan beslenen, açığa çıkmamış yeteneklerin para kazanma kaygısından ırak olarak, samimi hislerle kurduğu bir ekol. Ben de başlarken bu kısımı referans almıştım. O dönem deli gibi dinlenen bir tarzdı ben de birçok şarkımda rap ile slowu harmanladım ama daha sonra rap içeren şarkı stilinden slowa geçiş yaptım. Tek başıma yaptığım eserlerle benzerlikten özgünlüğe kavuşabildim. Ama çok güzeldir o şarkılar kimileri kötüler de, arabesk rap yeni nesil arabesktir aslında. Bunu seven bunca insan varken dışlansa da bumerang olur gelir, nitekim farkındaysanız şu an arabesk rap türünde birçok şarkı, hem de en çok dinlenenler.

Bundan sonraki çalışmalarınızı da öğrenmek istiyoruz. Yakın zamanda çıkacak projeleriniz var mı?

Şu an eski şarkılarımdan “Koyu Kahverengi” kliplendirildi ve canım dinleyicilerime sunulmak üzere yola çıkmış bulunmakta. Sonraki projelerim patronum Samsun Demir, prodüktörüm Tolga Aykut ve menajerim Ercüment Karataş ile çizdiğim yol haritasına göre belirlenecektir.

“DÜET İÇİN DÜETE KARŞIYIM”

Sizinle röportaj yapacağımı duyurmamdan sonra birkaç hayranınız Fundyy ile bir ünlünün düeti gelir mi diye sormamı istediler. İlerleyen zamanlarda böyle bir proje olursa yer alır mısınız?

Elbette isterim doğru zaman ve doğru isim ile. Düet için düete karşıyım o şahıs çok sevdiğim ve beğendiğim bir isim olmalı, var bir hayalimiz…

Son olarak Müzikonair aracılığıyla okuyucularımıza ve hayranlarınıza neler söylemek istersiniz?

Öncelikle sizin gibi kaliteli bir yapımla röportaj yapmak tarafımı çok mutlu etti, sizlere çok teşekkür ederim. Buradan beni takip eden, değer veren, kulağına değdiğim, yüreğine dokunduğum her kim var ise; onlara çok şey borçlu olduğumu, bu kariyerin hepimizin olduğunu, manevi güçleri ile kendimi çok iyi hissettiğimi, varlıkları ile hayallerime ulaşabilecek motivasyonu kazandığımı söylemek isterim. İyi ki varlar, ben ömrüm yettiğince onlarla olmak isterim, müziğe aşığım ve beni o aşka onların sevgisi kavuşturdu. Yüzümü güldüren yegane mucizelerim onlar benim. Yolumuz uzun, beni tanımayan, sonradan keşfedecek insanlarla da bir an önce kavuşmayı umuyor ve hayal ediyorum. Herkese sevgi ve saygılarımı sunarak sözlerimi tamamlıyorum.

Röportaj: İbrahim Aydemir // Müzikonair