3 günlük zorlama hapis kararı nedeni ile cumadan beri cezaevinde olan ve bugun saat 11’e doğru tahliye olan Seren Serengil, cezaevinden çıktığı gibi yorumcu olarak yer aldığı Duymayan Kalmasın’da ekrana çıktı.
Yaşadıklarını aktaran Serengil, “3 günde çok şey değişti” dedi.
Cuma günü Yaşar İpek’le beraber cezaevine gittim, teslim oldum. Kötü günümde yanımdaydı adam gibi adammış. 3 günde çok şey değişti.
Cezaevine gittim eşyalarını çöp torbasına aktardım, bavul yasakmış. Bana çok iyi davrandı infaz koruma memurları. Eşyaları aktardıktan sonra koğuşa gitti. Tek kişilik koğuşta kaldım. Belli bir saatten sonra zaman geçmedi. Sabah sadece 10 ile 11 arası avluya çıkış serbest.
Sabah 7’de kalkmak zorunlu. Sayım yapılıyor, yemek dağıtılıyor. Güvenliğim nedeni ile hücre odasında kaldım. Diğer mahkumlarla konuşma imkanım oldu. Müebbet ile yargılananlar vardı. Onlar beni teselli etti. Kantinden çikolata, kola aldım. İlk yemeğim geldi. Acil butonu var. Yemek bitince butona bastı. Boşları vermek istedim. Kapının penceresi açıldı. “Tabakları sen yıkayacaksın odanın tuvaletinde” dediler. Bulaşıkları kendim yıkadım, oda temizliğimi kendim yaptım 3 gün boyunca. 3. gün hiç geçmedi yalnız olduğum için.
Bu iki kadının kavgası gibi gösterilse de bu hapis cezası kabul edilemez bir durumdu. Ben bu kişi hakkında konuşmadım. Programda haberi geçerken arkada onun (Gülben Ergen) fotoğrafını koyduğumuz için hapse girmişim. Biz program olarak iftara atmadık, yalan söylemedik, hakaret etmedik. Ben niye içeriye girdim o zaman?
Bu yasada konuşamazsınız diye bir şey yok, iftira ve hakaret edemezsin diye bir şey var. Herkes haberini yaptı, bir çok kişi bu konu hakkında konuştu da niye sadece ben içeri gönderildim?
Benim içeri girmem bu kişi hakkında çıkan haberlerin yalan olduğunu göstermez. Yarın dosyayı getireceğim ve içeri girmem için gösterilen gerekçelerin hangisi iftira, hangisi hakaret siz karar verin.