Kabeka: “Bu Yıl Diriliş Yılı Olacak”

Kariyerine rock müzikle başlayıp sonrasında yönünü Rap'e çeviren sanatçı Kabeka, Müzik Onair'dan Mehmet Çelik'in sorularını yanıtladı.

Müziğe nasıl başladın?

Müziğe aslında enstrüman ağırlıklı olarak 14 yaşlarında piyano ve gitarla başladım. Lise yıllarında Risk adında alternatif bir rock grubumuz vardı. Burada gitaristlik ve back vokal görevini üstleniyordum. Aslında Rap piyasasında değil aksine sıkı bir Rocker olarak başladı amatör müzik maceram. Tabii ben kendi içimde her zaman Rap dinlerdim ve sıkı bir takipçiydim. Pit10 – en sevilen nefret edilen adam albümlerinin fiziki CD’si bile vardır yani o derece sıkıydım.

Lise dönemleri Isparta’da yaşıyordum. Baba tarafım Antalyalı olduğu için ve Isparta-Antalya arası çok yakın olduğundan dolayı sıkça Antalya’da da vakit geçirmişliğim vardır. Antalya’da rap dinleyicisi o dönemler cidden çok kemik bir kitleydi yani takılmacalı bir ortam vardı. Ais Ezhel, Sokrat ST, Şanışer gibi isimlerin hep underground partileri dönerdi ve güzel muhabbetler de olurdu. Bir nebze de olsa rock kimliğimi bırakıp orada salaş Rapçi kafalarında takılmayı çok seviyordum. İyi ki de böyle olmuş diyorum çünkü yaşadığım bu süreç beni müzik faşisti yapmadı. Bunun bağlamında müziğe baktığımızda arkadaşlarımız arasında doğaçlama blues kafaları da takılıyoruz yeri geldiğinde rock yapıyoruz eğer o an hırçınsak bir freestyle patlatıyoruz diyebilirim.

“İNSANLAR İYİNİN NE OLDUĞUNU UNUTTU”

Türkçe Rap piyasası için düşüncen nedir?

Açıkçası no-name isimler bir kişi ve/veya ortam hakkında konuşurken çok çekiniyorlar. Yolun başındayız başımıza bir iş gelmesin diye. Bence en büyük hatayı burada yapıyorlar. Eminim hepsinin beğenmediği birçok nokta var ama tepki almamak için konuşmuyorlar. Bunu neden dedim? Çünkü ben açıkça duygularımı dile getireceğim. No-name isim olarak konuşmak belli dinleyiciler tarafından “sen kimsin ya” diye algılanıyor son derece düşük bir bakış açısıyla. Benim ve benim gibilerin kim olduğunu eğer öğrenmek istiyorsanız Zoom üzerinden sizlere müzik teorisi eğitimi vermek istiyorum diyebilirim onlara.

Bir insanın piyasada ismi var diye iyi müzik yaptığı anlamı maalesef taşımıyor. Aksine şu an o kadar fazla kötü müzik yapıp piyasada ekmek yiyen var ki, insanlar iyinin ne olduğunu unuttu diyebilirim. Rap, işin akademisine bakıldığında bir müzik türü değil, bir söylem sanatıdır. Ne diyorsun abi sen diyenler gelecek şimdi hemen kaçın : ) Bu konuyu tek bir soruyla headshot atıp kapatıyorum. Jazz akoru diye bir şey var ama işin teorisinde Rap akoru denilen bir şey var mıdır? Yani müzikal bir armoni sağlayabilecek bir bütün var mı? Maalesef yok ama Rap işte bu yüzden güzel. Sebebi tüm müzik türlerinden beslenerek belki de dünyada en çok sub-genre’ya sahip olan bir alan. Günümüzde insanları içine çeken kısmı da bu ancak gel gelelim ki bu müzikal altyapıyı anlayıp, uygulayan ve işi liyakatına göre yapan kişi sayısı o kadar az ki Rap müzik beat yap ‘’bıdı bıdı’’ bir şeyler oku ‘’OTOTON’’ bas tamam abi bitti seviyesinde.

Herkes bu işi kolay görüyor. Sadece para kazanma kapısı olarak bakıyor. Buradaki bahsettiğim tutum Türk kültürüne özgü bir bakış açısıyla paralel aslında ‘’kolay para kazanma anlayışı’’. Bunu maalesef müzik yapma emeliyle değil sadece kolay para kazanma mantığıyla ilerleme olduğunu düşünüyorum. Kalitesiz işler arttı. Pandemi dönemi ile birlikte sanki dinleyicilerin bunu anladığını düşünüyorum geç de olsa. 2021 ve sonrası neyin hangi kıvamda olduğunu bu söylediğim kriterlere bakıp değerlendirecekler, buna inanıyorum.

Prodüksiyon kısmında nasıl ilerliyorsun?

Antalya merkezli NRFP Connection isimli bağımsız bir ekibimiz var. Müzik sektöründe start-up mentalitesinde ilerleyen bir label diyebiliriz. Ekibimiz içinde belli prodüktörler var. Kendi parçalarım için altyapısal olarak bazı melodileri ve trafiği beraber belirliyoruz. Bazense direkt prodüktörlerin bakış açısına bırakıyoruz. Prodüksiyon ekibinin başı olan, hem de NRFP Connection’ı kurarken ortağım olan Papz (Denizcan Yılmaz) tüm süreçleri yönetiyor odak olarak. Tabi proje süresince tüm aşamaların nasıl ilerleyeceğine beraber karar verip sonrasında final adımlarını Papz’a bırakıyoruz.

Aslına bakarsanız bizim ekipte MC, prodüktör ayrımı da çok yok gibi.Yani herkes bir MC’lik karakterine bürünüyor. FL Studio’yu açmasa bile geleneksel olarak belli prodüksiyon işlemlerini yapıp örnek besteler, melodiler ve altyapı temellerini atabiliyor. Açıkçası müzisyen olmak demek tam olarak da bu diyebiliriz. Sadece söz yazıp vokal kaydı almak bir yere kadar. Eğer cidden müzik yapmak istiyorsa bir insan artık müzik üretiminin birçok alanında fiili olarak olmasa bile akademik olarak neyin nasıl ilerlediğini bilmesi gerek. Aksi takdirde çok komik senaryolar ortaya çıkabiliyor. “Şu tuşa bas bunu yap”, “sese efekt var kanka” gibi anlaşılmayan terimlerle gidiyor. Prodüktöre zulüm demek bu.

“BU YIL DİRİLİŞ YILI OLACAK”

Bu yıl bizi neler bekliyor, dinleyicilerine nasıl sürprizler sunacaksın?

Bu yıl benim ve ekibim adına aslında bir diriliş yılı olacak. İlk projemizi Nisan 2020 tarihinde sunmuştuk ancak aslına bakarsak başka bir projeyle daha prodüksiyonlu başlamak  istedik. Corona muhabbetleri çıktı olmadı. Pandemi döneminde profesyonel müzik hayatına başlamış sanatçılarız diyebiliriz. Gerekli müzikal, işletmesel altyapıları oturttuk ve 2020 son çeyreğinde ‘’Düzene İnat’’ ve ‘’Reçeteler’’ parçalarıyla ufaktan da olsa bir ivme yakaladık.

Genelde inhouse olarak gideceğiz kariyerimizin ilk projelerinde ondan dolayı single ve ekip içindeki düetlerle kendi gücümüzü kitlemize hissettirmek, inandırmak istiyoruz. Tabii ki dış kaynaklı görüştüğümüz isimler ve ekipler var.

Sonuç olarak müzik sadece müzik değil, PR ve pazarlama işi. Ancak kendi diskografimizi tam listelemeden bu adımlara geçmek istemiyoruz. Her şey sırayla, sindire sindire gidecek diyebilirim. Hali hazırda şu an demo halde 5-6 projem vardır. Ancak “ben” değil “biz” olarak gittiğimiz için aylık olarak sanatçı döngüleri planlıyoruz. Örneğin şubatta ben bir proje çıkardıysam mart ayında ‘’Nypheria’’, nisanda ‘’Papz’’, mayısta tekrardan bana dönen bir periyot gibi. Aralarda da düetlerimizle birlikte efektifliği artıracağımıza inanıyorum. Düetlerin toplu ses getirdiğini düşünüyorum. Elimizden geldiğince üretiyoruz ve planlıyoruz. Zaman içinde umarım yerini bulur diyorum.

Sanırım sosyal medya paylaşımı için içerik geliştirme yapıyorsun, bu projeden bahseder misin?

Bu soru beni inanılmaz mutlu etti. Çünkü dış gözden bakıldığında bunun hafiften fark edildiğini gördüm. Mutlu oldum açıkçası. Sadece şunu yapmak cidden saçma ve sıkıcı; ’’Arkadaşlar şu parça yayında dinleyin yapın gibi paylaşımlar’’. İnsanları sıkıyor hatta sizden uzaklaştırıyor. Biraz empati yapmak lazım. İşin içine eğlence katmadığınız ve kendinizden bir şeyler vermediğiniz sürece insanlar size yakın hissetmiyor. Bu yüzden sosyal medyada müzik ve müzik dışı içerikler geliştirmeye çalışıyorum.

2021 yılında da kendisine güvenen müzisyenlerin bunu yapacağını da tahmin ediyorum. Büyük bir tüketim çılgınlığı vardı zaten, üstüne de pandemi dönemi gelince parçalar sosyal medya paylaşımları saatler içinde tükeniyor diyebilirim. En büyük tavsiyem de bu herkese. Yaratıcı içeriklerle kesinlikle bir fanbase kazanabilirler. Özgün ve üretken olmaları gerek sadece. Birinin kopyası olduğun halde sadece yerinde sayarsın. Bu 1+1 eşittir 2 gibi bir şey artık.

“YENİ YETENEKLERİ YETERSİZ ORTAM YÜZÜNDEN GÖREMEZ OLDUK”

Ayılmak için hangi müzik tarzını dinlersin?

Aslında yaşam tarzım Rastafi kafaları. Kendimi bildiğimden beri Reggae kültürüne yakınım. Mutlu bir güne başlamak istiyorsam kesinlikle bu Reggae ama genelde haftasonu tarzım oluyor. Açıkçası eskisi kadar Rap dinlemiyorum. Bunun sebebi belki de popülerleşmeye başlayan kültürün hissiyatı diyebiliriz.

Öte yandan benim için önemi yüksek ve konumlandırma anlamında tam olarak olmak istediğim kişi Machine Gun Kelly. 2020 yılındaki çıkardığı albüm zaten Spotify hesabımın sahibi oldu diyebilirim. Red Hot Chili Peppers kafaları alternative hiphop, pop punk ve rock soundları beni motive eden ve ayıltan türlerden. Ayrıca pop-rap türünün yükselişi başlamış durumda tüm dünyada. Blackbear gibi sanatçılar buna örnek teşkil edebilir. Dinleyicilere yeni bir tarz olarak öneriyorum. Yakın gelecekte ülkemizde de bu tarzda işler çıkacağına inancım tam.

Türkçe Rap’in içindeki basitleştirmeyi nasıl buluyorsun?

Aslında istemeden de olsa biraz değindim gibi ama detaylandıralım. Kimseyi kırmak istemiyorum ancak durum öyle bir vaziyet aldı ki hazır şablonlarla ben grafikerim diyen insanlar gibi oldu Türkçe Rap. Alakasız insanların birbirinden copy-paste işlerinden gerçekten kendine has işler yapan yeni yetenekleri, yetersiz bir ortam yüzünden göremez olduk.

Dijital dünyanın birçok mesleğe ve aynı zamanda bağımsız müziğe desteği muazzam bir boyutta, bu inkar edilemez ama aynı zamanda böyle negatif yanlarıyla birlikte önüne gelenin platformlara parça yüklemesi kaliteyi inanılmaz düşürdü.

Influencer dünyasının da bazı noktalarda suçu var gibi gözüküyor. Sahip oldukları kitleler inanılmaz şekilde kendilerine bağlı insanlar. Bu kadar bağlanmanın nedeni zaten çok ilginç. Onların her yaptığı hareket insanlara o denli etki ediyor. Influencerlara herhangi bir lafım yok. Bu bir sektör artık ve herkes işini yapıyor ancak kitleler üzerinde büyük sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden somut veya soyut neyi yücelteceklerse iyi düşünmeleri kanaatindeyim.Toplumun sosyal medyadan aşırı bir derecede etkilendiği bir dönem çünkü.Doğru hamleler yapanlara saygım sonsuz tabii ki. Darısı geri kalanlara diyorum.

Bunun yanında eklemek istediğim son şey ise Türkçe Rap’in bayrağını yıllardan beri taşıyan ve bugünlere getiren sanatçılara buradan seslenmek istiyorum. Sizlerin davranışları ve sözleri her şeyden önemli. Bu konuda belirli açıklamalar getirirseniz topluluklar da ona göre şekillenir. Bazı problemli durumları birinin söylemine ihtiyaç duymadan ne olduğunu anlayabilen insan sayısı çok az. Genelde insanlar bir kanaat önderi bekliyor. Neferler de umarım gerekeni yapar diyorum. Sevgiler, saygılar herkese.

Gördüğümüz ve anlattığın üzere NRFP Connection adında bir ekibin var. Biraz detaylandırmak İster misin? 

Tabii ki. NRFP Connection 2019 yılının sonuna doğru temellerini attığımız bir topluluk oldu. Ben üniversite için İstanbul’a gittiğimde amatör müzik hayatımı sonlandırıp bir takım beyaz yaka çalışmalarıyla tecrübe kazanıyordum. Music business anlamında da birkaç şirket ve ajans tecrübelerim arasında oldu. Buradaki çalışmalarımın neticesinde kendi oluşumumu kurmanın gerektiğini ve aynı zamanda müziğe de geri dönmem gerektiğini düşündüm. Tek fark bu sefer her şey profesyonel adımlarla gitmeseydi.

Önceden müzik yaptığım arkadaşım Denizcan ile bu oluşumu detaylandırdık ve zorlu bir 6 ay sonunda temeli attık. Ekipteki kişiler, görevler derken bir sistem oturdu ve 2020’nin Nisan’ında minimal bir şekilde ilk projemizi pazara sunduk. Kasım ayında vitesi arttırdık, hafiften algoritmalar ve geri dönüşler oluşmaya başladı. Oluşumumuzda sadece Rap değil çok farklı türden işler yapan kişiler var.

Önceden bahsettiğim gibi farklı tarzlarda olan işleri de rap çevresinde değerlendirip yenilikçi işler çıkarmaya çalışıyoruz diyebilirim kısaca. Merkez olarak Antalya’dan işleri yürütüyoruz ama aynı zamanda destek aldığımız İstanbul’da da ekip arkadaşlarımız var. İki şehir odak bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dinleyiciler eğer isterse Instagram hesabından gelişmeleri de yakınen takip edebilir.

Son olarak Müzik Onair takipçilerine bir şeyler söylemek ister misin ?

Herkese sağlıklı seneler diliyorum öncelikle. Kaliteyi ayrıştırabildikleri, sürü psikolojisinden uzak gerçek değere ulaşacakları bir hayatları olur umarım. Kendilerini de birçok alanda geliştirsinler ki kandırmaya cesaret edebilecek biri bile olmasın hayatlarında. Toksik insanlardan uzak, zarar verici kutuplaşmalar yaşamadığımız güzel günlere. Kendiniz olun, iyi müzik yapın ve iyi müzikler dinletin çevrenize. Sevgiler, saygılar tekrardan!

Exit mobile version