KimBuReyhan’dan O Eleştirilere Yanıt: “Sadece Özeneceğim Aleyna Tilki Değil”

O, sosyal medyanın parlayan isimlerinden biri. Onun hikayesi, sadece fotoğraf paylaştığı bir dönemde şarkı söylerken çekilen videosunu Instagram’a atması ile başladı. Olumlu geri dönüşler alan ve bir anda dikkatleri üzerine çeken KimBuReyhan, böylece müzik dünyasının tanınmış isimlerinin de radarına takıldı. KimBuReyhan, Müzik Onair’den Berkem Temizel’e konuştu. Sosyal medya fenomenlerinin şarkıcılığa soyunmasına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan fenomen isim; müziğe olan ilgisi ile “Issız Duvarlar” isimli tekli çalışması başta olmak üzere birçok konuda merak edilen soruları yanıtladı.

Müziğe olan ilgin ne zaman başladı?

4 yaşında elime tarağı alıp yatağın üzerinde şarkı söylüyordum. Dokuzuncu sınıfa geldiğimde de video çekmeye başladım ama sosyal medyaya atmıyordum. Bir süre sonra Instagram’a hikaye attım ve sesimin beğenildiğini gördüm. Instagram’da fotoğraf paylaşımlarında bulunurken 8 bin takipçim vardı. Fakat hesabımda videoya dair hiçbir şey yoktu. Sonrasında bir arkadaşım okulda videomu çekti. 15 saniyelik videoyu Instagram’a attım. Videoyu atar atmaz bir patlama yaşadım. Zaten bir günde yine 90 bin takipçiye ulaştım. Sonrasında zaten 4 ayda 400 bin takipçiye ulaştım. Böyle hızlı bir gelişme oldu ve müzik piyasasına adım atmış oldum.

Karadeniz yöresine ait şarkı ve türküleri söylemeyi seviyorsun. Sesine de yakışıyor. Sanki o tarz şarkılarda kendini daha rahat hissediyormuşsun gibi…

Evet öyle, bilemiyorum. Zaten beni daha çok Karadeniz yöresine ait şarkılar söylediğimde beğeniyorlar. Daha samimi geliyorsun diyorlar. Yakışıyor da bana.

Evet, yorumlar da çoğunlukla o yönde…

Sürekli o tarz şarkılar söyle diyorlar zaten bana.

Instagram’dan takip edenler Issız Duvarlar’dan 1 sene önce farklı bir şarkı için başka bir isimle çalışacağını fakat sözleşmede anlaşamadığınızı biliyor. Ne oldu o dönem?

90 bin takipçim varken yani ilk fenomen olduğum zamanlarda Emrah Karaduman bana yazdı. Açıkçası Emrah Karaduman ile çalışmak hayalimdi. Normalde e posta adresime gelen mesajlara pek bakmazdık ama ağabeyim bakmış, o sırada Emrah Karaduman e posta atmış. “Çalışmak ister misiniz? Çalıştığınız şirket var mı?” diye soruyordu. Biz de “Çalışmak isteriz, memnun oluruz. Çalıştığımız bir şirket yok” dedik. Sonrasında yazıştık, konuştuk, her şey halloldu. Şarkı arayışına girdik, bana çok sayıda şarkı attı. Ben tek bir şarkıyı, Ses Kes’i beğendim. Daha sonra Demet Akalın seslendirip, kliplendirdi. Ben o dönem şarkıyı stüdyoya girip söyledim. Her şey halloldu. Sözleşmede bazı şartlar uymadı.

Sözleşme konusunda anlaşmaya varamadınız yani…

Evet sözleşmede anlaşamadık.

“SAMSUN DEMİR İLE ÇALIŞMAK BENİM İÇİN DAHA İYİ OLDU”

Samsun Demir ile tanışmanıza ve bu çalışmanın nasıl doğduğuna da değinmeni istiyorum.

Emrah Karaduman aracılığıyla bir şeyler vardı ama Samsun Demir, beni zaten keşfetmişti. Ağabeyimle Instagram’a “İki Aşık” şarkısını söylediğim videoyu atmıştık. Zaten Instagram’daki bu videomuzu Samsun Demir de Emrah Karaduman gibi paylaşmış. Ama benim haberim yoktu. Samsun Demir ile bu şekilde tanıştık. O da çalışmak istedi. Çok sevindim. Daha iyi oldu benim için. Güvenebileceğimiz en iyi şirketlerden biri zaten.

“Issız Duvarlar” için stüdyoya girdiğinde ne hissettin?

Issız Duvarlar için stüdyoya girdiğimde bir heyecan yaşayamadım. Tüm heyecanım Emrah Karaduman’la gitmişti zaten. Orada her şeyi ilk defa yaparak deneyimledim.

Kasım ayında “Issız Duvarlar” isimli tekli çalışma ile müzikseverlerin karşısına çıktın. Klip çekimleri nasıl geçti? Ne yaşadın? Ne hissettin?

Issız Duvarlar’ın klip çekimleri heyecanlı geçti. Normalde heyecanlanmayacağımı düşünmüştüm fakat her şeyin farkına vardım. İçimden “Reyhan hayallerin gerçek oldu farkında mısın? Kendine gel” dedim. Klip çekimi sırasında; şarkının bir kısmında “Reyhan sen hayallerini geçekleştiriyorsun şu an, orada şarkıyı veriyorlar, ben klip çekiyorum” diye düşünürken gözyaşları döküldü. Hani tam da şarkının duygusal bölümünde. Bu da klibi renklendirmiş oldu. Gerçekmiş gibi gözüktü. Orası güzeldi ama klip çekimleri zormuş gerçekten. Sürekli kıyafet giy çıkar, sonra soğukta klip çekiliyor. Zordu yani…

Issız Duvarlar’da “Sen Olsan Bari” klibini çağrıştıracak sahne ve dekorların kullanılması bir strateji miydi?

Onunla alakası yok ama Aleyna Tilki ile bağlantı kurmaları tabii ki benim için güzel oldu. Dediğim gibi hiçbir alakası yok. Çünkü benim de hayalim bu yöndeydi. Ayrıca benim de en sevdiğim renk pembe. Ben de oyuncakları çok seviyorum. Ben de yabancı ülkeleri takip ediyorum, oradaki düşünceleri, fikirleri seviyorum. Farklı olmayı seviyorum. Türkiye’de sürekli aynı şeyler yapılıyor, aynı şeyler çekiliyor. İnsan sıkılıyor belki de. Ben böyle düşündüm. Klip şu an 9 milyon izlenmeye ulaştı. Farklı bir şarkı, hiç çıkmayan bir parça olsaydı ben bu kliple daha çok izleneceğimi düşünüyordum zaten. Aslında daha fazla izlenebilirdik. Ama şarkı önceden olduğu için böyle oldu. Aslında Samsun Demir’i dinlemem gerekiyordu burada. O bana söylemişti “Ama ben bu şarkı olsun” dedim. O da sağ olsun beni kırmadı. Artık hep onu dinleyeceğim.

Klipte oyuncak ayı olması, dekorların pembe olması, sim unsuru, yatak odasında başlaması gibi benzerlikler nedeniyle insan ister istemez söz ettirmek için yapılmış bir şey mi diye düşünüyor…

Senaryonun aslında hiçbir alakası yok. Ama başlangıç kısmı Aleyna Tilki’nin “Sen Olsan Bari” klibiyle aynı. Birebir aynı yani. Tabii orada hareketleri yönetmen söylüyordu bana. “Şöyle kalk, böyle yap” diye… Mesela, dekorları da onlar ayarladı. Ayıcığın, bebeklerin falan benimle alakası yok. Ben sadece oyuncak bebek istiyordum aslında. Ama bazı oyuncaklar reklama girdiği için maalesef koyamıyormuşuz. O yüzden oyuncak ayı koymak zorundaydılar. Renkli olması için zaten gerekiyordu. Aslında ben Aleyna’yı düşünerek yapmadım, bilmiyorum…

“SADECE ÖZENECEĞİM ALEYNA TİLKİ DEĞİL”

Sen düşünerek yapmadın, onlar yapmış olabilir mi?

Onlar da yaptı tabii. Aleyna da zaten yabancıları takip ediyor. Aleyna da onları beğeniyor. Zaten söylüyor da. “Ben farklıyım” diyor. Sadece özeneceğim Aleyna değil, ben ondan bahsetmek istiyorum. Yabancılar da var. Onlardan esinlendim mi? Esinlendim tabii ki de. Mesela o kutuyu ben, bir fotoğrafta görmüştüm. Onu senaryo haline getirdim. Hani onu ben yaptım. Aleyna ile bir alakası yok.

“Issız Duvarlar” klibi, Aleyna Tilki’nin “Sen Olsan Bari” klibini çağrıştırdı. Eleştirilerin yanında ikinizi kıyaslayarak ti’ye alma durumu da var. “Çaldığın o klibi yerine koy lütfen” gibi… Bu durumu nasıl yorumluyorsun?

Hiç bakmadım yorumlara.

Demoralize olmamak için mi?

Yok, artık bildiğimiz ve alıştığımız için biz bu yorumlara bir şey demiyoruz. Okumuyoruz. En azından kendimizi kötü hissetmemek için… “Özenildi”, “Şöylesin, böylesin” gibi yorumlar olabiliyor. Ben bu kariyere başlamadan, bu müzik şirketiyle çalışmadan önce, yani fenomen değilken video attığımda “Çok samimisin”, “Çok tatlısın”, “Sen en iyi yerleri hak ediyorsun” gibi yorumlar geliyordu. Ama bir işi gerçekten profesyonel yaptığında “Sen yapamazsın”, “Bu nasıl bir ses?”, “Bu nasıl bir şey” gibi yorumlarla bu sefer kötülemeye çalışıyorlar. Bizim milletimiz maalesef böyle. Hem iyileyip hem kötülerler. Bu yüzden yapacak bir şey yok. Tabii her insan için değil, genel olarak kıskanç insanlar için geçerli bu. “Ben yapamıyorum, bu kız nasıl yapıyor?”, “Bunun daha yaşı kaç?”, “Bu nasıl böyle iyi yerlere gelebildi?” diye düşününce o da kötü yorum yapmak istiyor. Ama ben hiçbir zaman kötü yorumlara karşı değilim. Çünkü bizi yüceltenler de aslında onlar. Kötü yorum yaparsa; o ona saldırıyor, o ona saldırıyor. Yorumlar yükselince e biz de izleniyoruz. Böyle yani…

Müzik yazarları, eleştirmenler ve bazı pop müzik şarkıcıları; sosyal medya fenomenlerinin şarkıcılığa soyunmasına sıcak bakmıyor. Bu konuda ne düşünüyorsun? Sıcak bakmamalarının bir sebebi de fenomenlerin bu konuda eğitim almamış olması.

Kim eğitim alarak gelmiş ki buralara? Hani çoğu kişi eğitim alarak gelmemiş zaten. Tabii ki de burada onu örneklendirmek olmaz ama İbrahim Tatlıses mesela. Eğitim aldı mı? Hayır. Ama ses var. “Ben sesim çok iyi” demiyorum. Öyle bir iddiada bulunmuyorum. Ama eğitimle alakası yok bu konunun. Mesela biz de sevilerek gelmişiz sonuç olarak ya da bir YouTuber orada izlenerek tanınmış. Televizyonda yeni bir oyuncu çıkıyor değil mi? Eğitim alıp almamış olması beni ilgilendirmez. Mesela eğitim almayan oyuncular da var ama çok seviliyorlar. Benim birkaç tane tanıdığım oyuncu var. Geçmişine bakıyorum, çok kötü ama buralara kadar gelmiş. Başarmışlar yani. Aslında sosyal medya da kıskanılıyor bu yönden. Çünkü çok büyüyoruz.

Eleştirmenler bu durumu, bir video çekip sosyal medyada tanınarak kolay yoldan bir yerlere gelmenin olumsuzluğundan bahsederek yorumluyorlar.

Aslında kolay yoldan değil. Bu bir şans eseri. TikTok’tan sonra bu oldu. Aslında TikTok da çok güzel bir uygulama. Hem sesini tanıtabiliyorsun hem oyunluğunu gösterebiliyorsun. Takipçin yükselebiliyor. Ama Instagram benim için öyle olmadı. Instagram’da herkes hemen yükselemiyor. Benim için büyük bir şanstı. Bir de benim zamanımda Instagram’da büyümek çok zordu. Zaten büyüdüğüme çok şaşırdım. 4 ayda 400 bin takipçiye ulaşmak çok zor bir şey. Şu an televizyona çıkan oyuncuların bile o kadar takipçisi yok. Çünkü yine söylüyorum; bizim insanımız samimiyeti seviyor. Samimiyeti ve doğallığı görüyor. Artık televizyondan sıkıldılar. Neye bakacaklar? Sosyal medyaya bakıyorlar, farklı insanlar gözlemliyorlar.

“POP MÜZİK ŞARKICILARI SOSYAL MEDYA FENOMENLERİNİ KISKANIYOR OLABİLİR”

Pop müzik şarkıcılarının, müzik sektörüne adım atan sosyal medya fenomenlerinin yükselişini tehlike olarak gördüğünü düşünüyor musun?

Evet olabilir. Bilemiyorum ki ne düşündüklerini. Aslında gerçekten o şeyde kıskanılıyor olabiliriz. Çünkü dedikleri gibi; çok kolay. Çok kolay diyoruz ama gerçekten samimiysen ve insanlara kendini sevdirirsen sadece yükselebiliyorsun. Fakat bu yönde bizim eksimiz de var. Profesyonellere kıyasla dezavantajımız şu; biz mesela büyüdük ama en ufak bir yanlışta takipçi “Bu kız benim gözümde bitti” diyebiliyor. Mesela klip çekimim olacak diye haber vermiştim. Emrah Karaduman’la sözleşme iptal oldu. Tabii onlar bilmiyor, söyleyemiyorum da. Ne iptal oldu ne de tekrar klip çekeceğim diyebiliyorum. İnsanlar yalan söylediğimi düşünüyor, “Klip yok” diyorlar. “Sen yalancısın, klip çekmiyorsun” diyorlar. Bu yüzden benim kitlemde düşüş olmuştu. Klip yayınlandıktan sonra anlattığımda ise yeniden yükselmeye başladı.

Diğer yandan da pop müzik yapan bazı şarkıcılar müziğe yeni atılan sosyal medya fenomenlerine yanaşarak projeler yapıyorlar. Destek olmaktan bahsetmiyorum, destek olmak farklı bir şey. Bu durumu nasıl yorumluyorsun?

Daha çok gündeme gelmeye çalışıyorlar, biliyorum. Farkındayım, kendileri için iyi bir şey yapıyorlar aslında ama onlarla yapanlar iyi bir şey yapmıyor.

Yani fenomenler onlarla çalışarak iyi bir şey yapmıyor, öyle mi?

Evet, tek yapsınlar ya da daha çok ilerledikleri zaman profesyonel kişilerle çalışsınlar. Mesela aynı şekilde Samsun Demir de bana başta düet yapmamı söylemişti. Ben de ilk çıkış şarkım tek olsun istedim, sonrasında belki olabilir. Şimdi ikinci şarkımda ben de düet düşünüyorum. Mustafa Ceceli ile yapmayı düşünüyorum. Çok istiyorum. Bilmiyorum ki, onlar prim kasmayı mı düşünüyor? Anlamadım yani.

Samsun Demir, düet yaparak çıkış yapmanızı söylemişti. Düşündüğünüz isimler var mıydı?

Mustafa Ceceli vardı. Bir de şirketteki kişilerle yapmak zorundayız. Zorunda olmasak da bence erkek sanatçılardan şu an en iyisi Mustafa Ceceli. Hem izlenme oranı hem ses olarak. Zaten mükemmel. Şarkının düzenlemesini Mustafa Ceceli yaptı. O kadar samimi, o kadar tatlı ki, zaten sesine hiçbir şey demiyorum. Orada bir tiz çıktı, benim tüyler diken diken oldu. Sesini daha iyi duymuş oldum. Mustafa Ceceli ile çalışmayı istiyorum yani.

Enes Batur’un “Dolunay” şarkısını dinledin mi, şarkıcılığını nasıl buldun?

Şarkıyı dinledim. Sonrasında kapışma vardı. Reynmen “Bu şarkı önceden bilinen bir parça onun üzerine uygulamışlar” dedi. Dinledim, güzel şarkı yapmışlar gerçekten.  Ama o şarkıyı dinlerken “Eskiden dinlediğim bir şarkıya benziyor bu” dedim. Sonra Gülşen’in şarkısını dinledim.

Hangi şarkısı?

Elimi de kolumu da bağla hadi…

“Yurtta Aşk Cihanda Aşk”

“Aaa! Ben bu şarkıyı çok seviyordum, şu an hatırladım” dedim, sonra sesime de uyduğu için Gülşen’in şarkısına video çektim ve paylaştım. Sonra insanlar “Sen de Reynmen’in taraftarı mısın, Enes Batur’a karşı mı geliyorsun?” dediler ama alakası yok, ben şarkıyı hatırladığım için video çektim aslında. Sonra gittim TikTok’a Enes Batur’un şarkısıyla da video çektim. Hiçbir alakası yok aslında, ben ona karşı gelmek için öyle bir video çekmemiştim. Onun şarkısına da destek amaçlı video çektim. YouTube videosunda zaten yayınlamış, beni de göstermiş orada. Bence güzeldi yani. Şarkı da güzel. Enes Batur’un sesi şarkıya da oturmuş. Zaten şarkıya göre değişiyor. Şimdi Enes Batur gidip de Arabesk okuyamaz. Ben de gidip de yabancı şarkı okuyamam ya da belki çok pop parça okuyamam. Öyle yani, herkes her şeyi okuyamayabilir.

Söz sosyal medya fenomenlerinden açılmışken geçtiğimiz sene çok konuşulan o olayı konuşmadan olmaz. Reynmen, kız arkadaşı ile görüntülenmekten rahatsız olunca muhabirlerin cep telefonlarını ellerinden alarak hem gasp etti hem de içlerinden birini darp etti. “İsimlerinizi söyleyin sizi aldıracağım” diye tehditler savurdu. Görüntüler hakkında çokça yazıldı, çizildi. Görüntüleri izlediğinde ne düşündün?

Her ne olursa olsun yaptığı zaten terbiyesizlik ve yanlış. Kimse kimseye o şekilde davranamaz. O insanlar da işini yapıyor sonuç olarak. Ayrıca kaldıramıyorsan bu işi, o zaman hiç yapmayacaksın. “Ben gündeme gelmek istemiyorum, zaten ben gündemdeyim” yorumlarının da yapılmaması gerekiyor. Neden? Biz gündeme gelmek için zaten bu işi yapıyoruz. Hani gündemde olalım, bizi daha çok insan tanısın. Magazin sayfası yayınladığında seni daha çok insan tanıyor. Magazin sayfalarında yorumlar yapıldığında seni daha çok insan görüyor. Senin sosyal medyada kitlen varsa bu sefer televizyondan izleyenler de senin kitlene dahil oluyor. O program seni sunduğunda belki üzerinden reyting kazanıyor. Bu senin işlerini iyi götürecek aslında, sen onlara yanlış yapmazsan tabii. Bu şekilde davranmak çok yanlış. Ne olursa olsun. Bir de ben çok nazik biriyim. İnsanlara o şekilde asla davranamam. Yine seviyorum Reynmen’i, hani dobra ya. O dobralığını seviyorum ama yaptığı hareket yanlış.

O zaman fenomenleri konuşarak devam edelim. Twitch fenomeni Elanur’un geçen sene çıkardığı Bela adlı şarkıya çektiği klip Youtube’da 26 milyonun üzerinde görüntülendi. Şarkıyı nasıl buldun, sözleri vb.

Yani, bir kere dinledim merak ettiğim için. Bu tarz şarkıları beğenmiyorum açıkçası. Tabii ki bu onun kararı. Twitch’de beğenildi. Elanur, şarkısını Twitch’de yayındayken söylemişti. Ben de Instagram’da keşfette görmüştüm videoyu, tanımıyordum onu. “Ne kadar tatlı ve sempatik kız” dedim. Orada kalmalıydı bence. Hani kliplendirmemeliydi. Hatta zaten yorumların çoğu da öyleydi. “Keşke eski haliyle kalsaydı, böyle daha sempatik güzel gözüküyordu” şeklinde yorumlar vardı. Ama yapması kendi kararı tabii. Saygı duymak zorundayız. Beğenenler beğeniyor. İzleyenler de izlemiş zaten, 26 milyon az bir sayı değil.

Ekşi Sözlük’te hakkında yazılanları okuyor musun ve ne düşünüyorsun?

Evet geçenlerde gördüm.  Çok okumadım aslında ama hep kötü yorumlar vardı.

Bir sosyal medya fenomeni olarak siber zorbalıkla nasıl başa çıkıyorsun? Aldığın kötü yorumlar seni demoralize ediyor mu?

Kötü yorumlardan asla etkilenmiyorum ama özel hayatıma bir şey denmesini de istemiyorum. Şunu şöyle yap, bunu böyle yap gibi… Çünkü ben insanlara göre hareket ediyorum. Onlar da belki ben öyle yaşamalıyım diye düşünmeye başladılar. Artık psikolojim o şekilde bozuldu. Mesela saçımı bir renge boyatıyorum. “Olmamış” diyorlar. Birisi bile “Olmamış” dese ben gidip eski haline döndürüyorum. Aslında bu yönden beni çok etkiledi. Ama öbür türlü kötü yorum yaptıklarında hiç kafaya takmıyorum. Çünkü alıştım artık. Alışmazsan zaten bu işi yapamazsın. Psikolojin bozulur, intihara kadar gider bu. Çünkü aşırı kötü yorumlar var. Bir de bu yorumlara çok takılanlar var. Mesela sana kötü yorum mu yaptı? Engelle. Başka kötü yorumda onu da engelle. Bu sefer senin kitlen kalmıyor engelledikçe. Mesela biri sana kötü yorum yaptı. Seni seven insan o kötü yorumu yapana seni savunacak. Yorumlar birikecek birikecek, senin videoların izlenmeye başlayacak. O yüzden hiç engellemene gerek yok.

TikTok serüvenin nasıl başladı?

TikTok’u çok saçma buluyordum ama sonrasında anladım ki gerçekten çok eğlenceli bir platform. TikTok’da oyuncuların sesiyle video çekebiliyorsun. Onu yapmıştım. İlk attığım videoydu ve çok izlenmişti. Bir haftada 60 bin takipçim olmuştu. Sonra o hesabı sildim.

Niye sildin?

Sosyal medyayı iki yönlü idare edemem diye düşündüm. Bir de YouTube kanalım vardı. Hatta YouTube’a başladığımda da “Yok Reyhan sen Instagram’da ilerle. Şimdi insanlar senin için farklı düşünecek. YouTube’a geçtin, onu yaptın bunu yaptın, oradan oraya atlıyorsun diye düşünecekler…” dedim. Sonrasında uygulamayı sildim, kullanmadım. Yazın tatile kampa gitmiştim. Orada canım sıkıldı. Telefonu elime aldım. Ne ile eğlenebilirim? TikTok. Orada kedimle video çektim. Baktım çok tatlı duruyor, izleniyor da.  Ondan öncesinde de Instagram’daki şarkı videomu TikTok’a attım. Baktım insanlar benim sesimle video çekiyor. “Bakalım çekecekler mi?” diye merak ediyordum zaten. Görünce çok sevindim. Daha o zaman klibim çıkmamıştı. Sonra “Reyhan sen TikTok’da da başarabileceksin galiba” dedim. Çünkü 300 bin izleniyor. TikTok daha hızlı ilerliyor. Zaten Instagram’da bir ara güncellendikçe izlenmeler falan düşümüştü. Yüksek hesaplar izlenmiyor, keşfete çıkmıyordu. Sonra “Ben kitlemi Instagram’da kaybetmeyim, TikTok’a da başlayayım. TikTok kullanıcıları da beni görsün. TikTok’dan da Instagram’dan da takip etsin.” dedim. TikTok serüvenim de bu şekilde başladı. Sonrasında çok izlenmeye başladım. TikTok’da aktif olarak 2 ayda 200 bin takipçiye ulaştım.

TikTok’taki saçma videolar nedeniyle birçok sosyal medya kullanıcısı uygulamaya soğuk bakıyor. Sen ne düşünüyorsun bu konuda?

Ben de öyle bakıyordum. Aslında önyargılıymışım. Geçtiğimiz günlerde gördüm, Çağla Şikel, TikTok hesabı açmış. Spor yapmış, videosunu çekmiş. Doğru kullandığında aslında TikTok çok güzel ama saçma sapan şeyler çektiğinde durum farklı. Zaten çok kötü videolar kaldırılıyormuş TikTok’ta. Ben daha yeni başladığım için bilmiyorum. TikTok’ta kötü olan şeyler yaş faktörü nedeniyle kaldırılıyormuş, direkt siliniyormuş. O açıdan da çok güzel. Mesela Instagram’da öyle bir uygulama yok. Instagram’a her şeyi atabiliyorsun. Geçtiğimiz günlerde TikTok’ta ilk defa yayın açtım. Instagram’da fazla fazla izleniyorum, bu sebeple az sayılara alışık değilim. Yayın açtığımda 120 kişi girdi. Ama TikTok’takiler çok samimi. Keza onlar da beni samimi buldu. “Ne kadar samimisin, çok dobra kızsın” dediler. Ben de oradaki kitleyi çok sevdim.

Röportaj: Berkem Temizel | Müzik Onair

Exit mobile version