Michael Kuyucu’ya Konuk Olan Kıraç Sert Eleştirilerde Bulundu!

“Senden Sonra” adlı teklisini kısa bir süre önce müzikseverle buluşturan KIRAÇ, CRI TÜRK FM’de Michael Kuyucu’nun konuğu oldu. CRI TÜRK için Michael Kuyucu’nun sorularını yanıtlayan Kıraç, 15 Temmuz gecesini nasıl yaşadığını anlatırken “bu iğrenç bir tezgahtı” yorumunu yaptı. Futbol Federasyonunun gerçekleştirdiği Futbol Yayın ihale bedelinin beş yüz milyon dolar olmasını “düşük bir bedel” olarak yorumlayan Kıraç, AB ‘nin Türkiye’ye çektiği restlere karşı “bizi böyle tehdit edemezler” yorumunu yaptı.

Kıraç 15 Temmuz Türkiye’yi Mısırda’ki Görünüme Sokmak İsteyen Bir Tezgahtı!

Michael Kuyucu CRI TÜRK’te gerçekleştirdiği röportajda Kıraç’a 15 Temmuz gecesi ne yaptığını sordu. Kıraç 15 Temmuz gecesi TRT ‘den okunan bildiriyi duyunca çok şaşırdığını söyledi ve sosyal medyanın önemine vurgu yaparak “Türkiye’yi Kurtaran Sosyal Medya oldu” yorumunu yaptı.

Kıraç, Michael Kuyucu’ya Türkiye medyasında yaşanan siyasi çatışmaların toplumu huzursuz ettiğini s söyledi. Kıraç 15 Temmuz gecesi neler yaşadığını şu sözlerle anlattı: “Öyle bir siyaset var ki, her durumda her şeyin önüne çıkıyor. Bu hep belki Türkiye’de böyleydi; ama siyasetten başka bir şey konuşulmuyor. Televizyonlara bakıyorum, haber programları değil aslında, böyle bir takım çirkin siyasi tartışmalar acayip seyrediliyor. İnsanlar onları seyrediyor. Diziler kadar neredeyse reyting alıyorlar. Bu çok gurur verici bi şey değil aslında. Ülkemizdeki insanlar en az ikiye ayrılmış durumda. O ikiye ayrılanlar da kendi içinde ayrılmış durumda. Bunlar çok korkunç şeyler ve her şeyi de etkiliyor, işte başımıza böyle bi musibet geldi. Darbe diyemeyeceğim ben, terör olayı bana göre. 15 Temmuz akşamı Mersin’de Kızkalesi’nde sahnedeydim.

Askerler Köprüde Dediler Cevabım: “Yahu Bırakın Bu İşleri”

Dokuz gibi sahneye çıkmış olsak, 10’u çeyrek geçe falan baktım; yardımcım tuhaf tuhaf hareketler yapıyorlar. Ben şarkı söylüyorum. Ben de onlara kaş göz yapıyorum, saçma bir durum ortaya çıktı, ‘Noluyo yahu, napıyorsunuz siz?’ dedim. Daha on beş dakikam vardı bitirmeye, bir buçuk saat kalıyorum sahnede. Bana “sahneden in” dediler. “Neden” dedim “askerler köprüde” dediler. Direk cevabım “Yahu bırakın bu işleri!” oldu. ‘Allah Allah!’ dedim. Yaklaşık 30 bin kişi var bu arada, konser devam ediyor, ben arada bu bilgileri alıyorum. Ben tabi 72 doğumluyum yani 80 darbesini biraz bilirim. Bilen insanlar da biraz sakindir. Bilmeyenler heyecanlanıyor. Sonra ben dedim ki nolur nolmaz eğer bu darbeyse sadece İstanbul’la sınırlı kalmaz. Mersin de tabi çok kozmopolit bir yer; aklımdan geçenler bunlardı. Dedim ki, yavaş yavaş sahneyi sakince bırakmak lazım, insanlar dağılsınlar, eve gitsinler. Belli olmaz yani darbeyi tezgahlayan adamın ne yapacağı belli değildir. Gelir orada bir şey yapar. O sorumlulukla yavaş yavaş bitirdik yani. Sonra otele gittik. Zaten otel de çok yakındı. Televizyonu açtık bekledik. TRT’deki o bildiriyi izledik.” Yorumunu yaptı.

Türkiye’yi Kurtaran Sosyal Medya Oldu

Kıraç, Michael Kuyucu’ya 15 Temmuz gecesi sosyal medyanın halkın bilinçlenmesinde çok önemli bir rol üstlendiğini söyledi ve “ Twitter çok önemli bu bakımdan. Zaman zaman hükümetimiz yasaklıyor; ama hükümeti de Türkiye’yi de kurtaran o sosyal medya oldu. Çünkü bilgiler televizyonlardan bile önce sosyal medyadan hızlı bir şekilde düştü. Televizyonlardan neredeyse ele geçirilmek üzereydi. Sosyal medyadan bunun askerle ilgili olmadığı özellikle vurgulandı. Türk askeri çok büyük bir töhmet altında kalacaktı. Bu terörist bir yapılanmanın, hangi terörist grubun olduğunu da çok iyi biliyoruz. Sakın kimsenin galeyana gelmemesi gerektiği ve hep birlikte buna karşı çıkmamız gerekliliği ile ilgili sosyal medyadan görüşler paylaşıldı. Hükümetin, iktidarın tam tersi çizgiden yani muhalefetten de böyle yorumlar gelince bir bilinç oluştu. Bu çok önemliydi. Sonra tabi ki Cumhurbaşkanımızın da açıklamalarıyla toplum bilinçlendi. Yoksa çok kötü şeyler olurdu. İstenen de oydu. Bana göre o darbenin başarılı olamayacağını çok iyi biliyorlardı. Başarılı olmasa da Türkiye’yi kana bulamak, bu işin arkasındaki güçlerin işine geliyordu. Olmaz denilen Mısır’daki Tunus’taki Libya’daki görünümü Türkiye’de elde etmeye çalışan bir tezgahtı bu.” Yorumunu yaptı.

AB Konusunda Cumhurbaşkanımız Gibi Düşünüyorum

CRI TÜRK Fm’e konuk olan Kıraç, “yıllardır bize Bulgaristan’dan, Portekiz’den, Yunanistan’dan kötü ülke muamelesi yapıldı. Bu hakikaten mide bulandırıcı. Burada Cumhurbaşkanı gibi düşünüyorum. Doğruya doğru. Bu psikolojik bir şey, yeter. Bu kadar da değilsiniz. Biraz da siz bunu yaptınız Avrupa. Onu bunu sömürdünüz, bizi de bu hale siz getirtiniz. Şimdi bu böyle olmaz, tehdit edemezler bizi. Bu ülke bu kadar onursuz değil. Biz Türkiye Cumhuriyetiyiz kardeşim. En az yedi bin yıldır burada bu medeniyeti kurmuşuz, yaşıyoruz. Bu muameleyi de hak etmiyoruz. Bize karşı kullanılan, ‘Dış kapıyı gösteririm.’ söylemi tavrı beni rahatsız ediyor. Ben sonuçta bir Türküm. Fevriyimdir de bu konuda. Bu artist tavırlar falan cinnet geçirtiyor.”

AB Ağır Eleştiri: “Irkçılık, faşizm falan hepsi Avrupa’nın malıdır”

Kıraç, son zamanlarda gündemde olan AB ile ilgili Michael Kuyucu’ya ağır eleştirilerde bulundu. AB ‘nin politikalarını eleştiren Kıraç, ırkçılığı AB ülkeleri medeniyetlerinin yaydığın söyledi. Kıraç: “Avrupa’nın kendi içindeki istihbarat, gizli politikalar bellidir. Konsensusü bellidir. Avrupa’nın çarpıtarak ürettiği tarih anlayışıyla kendine bir uzlaşı yaratmıştır. Germen’i, Anglos’u, Vizigot’u bir konsensus yaratmıştır ve adam, tarih boyunca sen ya da Müslümanlarla savaşıp durmuştur. O tarihsel kinin bitmediğini, Lozan Görüşmelerindeki dosyalar bize açıklıkla önümüze koyuyor. Türkler böyle değildir. Irkçılık, faşizm falan hepsi Avrupa’nın malıdır. Aşırı milliyetçilik de Avrupa’nın malıdır. Bunların hepsini biz oradan gördük, aldık; ama ona rağmen medeni uygarlıkla belli bir noktaya gelmekle birlikte bizi almaz. Çünkü; Türkiye’nin uygar olmasının istemiyorlar ki. Yani Suriye’nin, Mısır’ın uygar olmasını istiyor mu? İstemiyor. Uygar adam kendisini ezdirmez. Uygar devletler, ulusal çıkarlara ters hareketler yapmaz. Uygar bir Orta Doğu’nun petrolünü alamazsın. Uygar olduğunda bunları kaybedersin. Avrupa böyle bir medeniyettir çünkü. Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki gibi, tek dişi kalmış canavar. Uygar tarafları vardır, iyi de çok zor bi konu onu söylüyorum.” Diyerek AB politikalarını eleştirdi.

Exit mobile version