Müzikonair Mirayaz: Rap Müziğin Sektörleşmesi Yanlış Yönden Dal Veren Ağaç Gibi | Müzikonair
MüzikMüzik HaberRöportajlarSanatçı Röportajı

Mirayaz: Rap Müziğin Sektörleşmesi Yanlış Yönden Dal Veren Ağaç Gibi

Rap müziğin başarılı temsilcilerinden Mirayaz Müzik Onair’dan Mehmet Çelik’e konuştu. Mirayaz, rap müzikte dissleşmeler ve rap müzik sektörü hakkında şöyle konuştu;

”Bugün pop müzik eski rüzgârını yakalarsa şirketler ve medya, o balon rapçileri kapı önüne koyar. Nasıl bugün popçular kapı önüne koyuluyorsa, günümüzde rap müziğin sektörleşmesi sanki yanlış yönden dal veren ağaç gibi.”

Uzun süreli üretim yapmamanın nedeni nedir?

Geleceğimi görememek. Realist olmak gerekirse bizim müzik yaptığımız zamanlarla şimdiki zaman arasında büyük bir uçurum var. Dinleyenler ya da dinleyecek olanlar, yeni müziğe başladığımı sanabilir fakat bugün birçok rap yorumcusundan eski olduğumu söyleyebilirim. Geleceğimi görememe durumu ise asla maddi bir beklentiden dolayı değildi. Aslında vokalimi ortaya koymadığım çok iş yaptım bu süreçte. Öte yandan, rap müziğin ülkemizde bu denli evrimleşmesinin içinde kendime yer bulamazdım. Çünkü yazdığım neyse onu yaşadım. Gerçekçi gelmeyebilir bu cümle fakat gerçekten öyle. Eğer biriyle kavga ettiğimi söylüyorsam liriklerimde, gerçekten kavga etmişimdir. Asla, video kliplerinde pahalı arabaların kaputuna oturup, akşam evine dolmuş hattıyla dönen rapçilerden olmadım. Çünkü hep dolmuşla döndüm evime. Bu yüzden bu sahteliğin içinde geleceğimi göremedim. Göz boyayamazdım.

Aynı zamanda prodüksiyon yapmaktasın işin mutfak kısmı için ne söyleyebilirsin?

Evet. İlk kaydımı aldıktan sonra merak saldım işin mutfak kısmına. Lise yıllarımda okuldan kaçıp stüdyoya giderdim. Stüdyonun sahibi olan Sinan abi de kapılarını sonuna kadar açardı bize. Sağ olsun, kendi adıma söyleyebilirim ki bugün işin mutfağını bilmem onun kendi stüdyosunun kapılarını bana kapatmamasından dolayıdır. Bu işin mutfak tarafı aslında daha eğlenceli fakat görünenden daha da zor. İnsan ilişkileriniz gerçekten iyi olmalı. Eğer insan ilişkileriniz iyiyse ve öğrenmeye açıksanız zaten gerisi geliyor. Bir de çok dinlemeniz gerekli. Ben sadece rap müzik dinlerim diyen birisi prodüksiyon da müzik de yapamaz. Kısacası mutfak kısmında öğrenmek asla bitmiyor.

Bir de medyacı olduğunu biliyoruz, müziğini mesleğin besliyor mu?

Aslında müziğim mesleğimi besledi. Liseden kaynakçı olarak mezun oldum  lise yıllarımda kaçıp stüdyoya gitmem bugünkü mesleğimi belirledi. O zamanlarda elektronik aletlere merakım hep vardı. Bir mikrofon nasıl çalışır? Kabloda bağlantıyı ters yaparsam sonuç ne olur? Ters bağlantıyla bağlanan bir sistemde vokal kaydı alabilirsem sonuç ne olur? Yanlışlardan doğruları öğrenme imkânım oldu. Merakım sonucunda mesleğim oldu diyebiliriz. Üniversitede Radyo ve Televizyon Teknolojisi bölümünü bitirdikten sonra her medya sektöründe çalışmaya meraklı yeni mezun gibi ben de heyecanlıydım. İşin içine girince ve gerçekleri görünce o heyecan yerini koca bir ‘hadi be’ ünlemine bırakıyor. Mesleğimde doruk noktam, yurt dışında çalıştığım teknik ekibin gerçekten profesyonel olmasıydı. Para kazanılan profesyonelliğin yanı sıra o ekipte işi bilmenin ve öğrenmeyi-öğretmeyi bitirmemenin profesyonelliği vardı. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Eğer ben de bir şeyler katabildiysem ne mutlu bana.

Bundan sonra ne sıklıkla seni göreceğiz?

Açıkçası buna bir cevap verebileceğimi sanmıyorum. Bugün rap müzik yetişilemeyecek bir hızla tüketiliyor ve sanırım bunun için ruhum biraz yaşlıymış gibi hissediyorum. Fakat zamanın da önüme neler koyacağı belli olmuyor haliyle. Umarım sık sık görürsünüz.

Müzik ortamınızda çocukluğunuzdan gelen bir arkadaşlık bağı var, hem arkadaş olmak hem iş yapmak nasıl mottolar?

Bugün en yakın dostlarım, kardeşlerim dediğim insanları rap müzik sayesinde tanıdım ve küçük yaşlarda tanıştık. Ergenlik dönemlerimizin başıydı. Kısacası çıkarsız zamanlardı. Sanırım bu yüzden bağlarımız kuvvetli. Çünkü çevremde olan herkes işini iyi bir şekilde yapıyor. Mesela Tuğrul Bektaş, tam bir sahne canavarı. Kaydı nasılsa sahnesi de öyle! Caner Aksoy ve Göktürk Doğuş, prodüksiyonda sürekli fikir alışverişinde olduğum insanlardır. Çünkü onların da hayal gücünden desteğe ihtiyacım oluyor bazı zamanlar. Bir beat yaptığım zaman Tutku’ya ‘duygu tam veriliyor mu?’ diye çokça sormuşumdur. Tutku’yla son parçamız olan ‘Zamanı Avutmaz’ın mix ve mastering işlemlerini yapan Okan Çam, gözümün önünde kendini ispatlayan bir yetenek mesela. Tabii ki bunun karar mercii ben değilim fakat dostlarımın ve kardeşlerimin başarısını, iyi işlerini duymak-görmek, kendi yaptığım işlerden daha fazla mutlu ediyor beni. Sanırım iyi bir dost olmak ve o dostluk bağını korumak bu yoldan geçiyor. Biz de bu yoldan hiç sapmadık diyebilirim. En azından kendi adıma bunu söyleyebilirim.

Türkçe rapte dissleşmeler hakkında ne düşünüyorsun?

Belirli değer çerçeveleri içinde herkes özgür olmalı bence bu konuda. Zamanında biz de saçma sapan dissleşmeler yaşadık. Hala hatırlar gülerim. Çünkü büyüdük ve ‘lan biz bunu da yapmış mıyız?’ diye sorduk kendimize. En çok da ben. Fakat günümüzdeki dissleşmeler bana komik geliyor. Çünkü dissleştikten sonra aynı kulisi paylaşan çok rapçi var. Gözümle de şahit olmuşluğum var buna. Nasıl komik gelmesin ki? Önceki gün adamın ailesine hakaretler savuruyorsun ve ertesi gün aynı kuliste tokalaşıyorsun. Tabii ki kavga etsinler demiyorum fakat böylesi de gülünç. Çok suni bir ortam var günümüzde.

Türkçe rapin sektörleşmesi hakkında düşüncelerini anlatır mısın?

Ürkütücü. Uğruna hakaretler yediğimiz ve hatta dayaklar yediğimiz kültürün müziği bugün iki üç kişinin tekeline düşmemeliydi. Özellikle ‘sound iyi abi, lirikleri boş ver’ diye bir kavram var ya! Tav oluyorum! Şirket sahiplerine bir şey demiyorum çünkü onların zaten amacı tamamıyla para kazanmak. Bir iki şirketi tenzih ederek söylüyorum bunu. Bugün pop müzik eski rüzgârını yakalarsa şirketler ve medya, o balon rapçileri kapı önüne koyar. Nasıl bugün popçular kapı önüne koyuluyorsa, günümüzde rap müziğin sektörleşmesi sanki yanlış yönden dal veren ağaç gibi. Yani bir rapçinin boynundaki zincirinin neresine kadar sallandığı beni alakadar etmiyor. Beni alakadar eden bu işin ruhu. Ve ruhu olmayan her iş, bir gün unutulacaktır.

Son olarak Müzik Onair takipçilerine ne söylemek istersin?

Her şey dinleyenin elinde. Her ne kadar piyasayı şirketler yönetiyor desek de o iş öyle değil aslında. Üretmemiz de durmamız da sizin kulaklarınızdan geçiyor. ‘Ben sadece müzik dinliyorum’ diye bakmayın olaya. Sizin talepleriniz doğrultusunda koca bir sektör size hizmet ediyor. Anlamsız lirikler duymaktan hoşnut değilseniz, bu da sizin talebinizdir ve bu koca sektörün yönünü değiştirebilirsiniz. Siz, bir müzisyenin albümünü satın almayarak, konserlerine gitmeyerek onu aç bırakabilirsiniz. Bunun ne denli büyük bir güç olduğunun farkına varın lütfen. Kendi adıma konuşmuyorum. Koca bir genellemenin içinde bir kum tanesi kadar etkim vardır zaten. Klişe olacak ama ‘uyanın! Güç sizde’ Ayriyeten müzik Onair ekibine ve sana, bu güzel platformda bana yer verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Müzikle kalın!

Tutku’yla son çalışmanız ‘Zamanı Avutmaz’ın üretim süreci nasıl oldu?

Ani gelişti her şey. Evde otururken altyapıyı yaptım. Sözleri yazdım. Üstüne de çok fazla düşünmedim açıkçası. 3 yılı aşkın süredir söz dahi yazmamanın dışa vurumu oldu. Oturdum kavgamı anlattım. Piyasada gördüğüm sahtelikleri döktüm. Kendimle konuşur gibi nakarat yazdım. Yazdığım nakaratı Tutku’ya okutacağımdan kendisinin stüdyoda haberi oldu. Öncesinden haberi olmasına gerek yoktu çünkü Tutku’nun sesine ve yeteneğine kendi iş bilirliğimden daha fazla güveniyorum. Şarkının kaydını da ses teknisyenliği konusunda yardımcı olmaya çalıştığım genç bir kardeşim olan Kürşat Küpçük ile birlikte aldık. Mix ve mastering işlemlerini ise Okan Çam üstlendi. Sağ olsun kırmadı beni. Dağıtım aşamasında ise Tuğrul Bektaş sayesinde Artvizyon ile tanıştım ve Ufuk Işıklar, hiçbir karşılık beklemeden dağıtımı-yayını üstlendi. Yine 3 yıl önce yaptığım gibi tanıdıklarımla çalışmaktan onur duydum.

Röportaj: Mehmet Çelik

 

 

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu