Müzik Sektöründe Şeffaflaşma Dönemi

2016 müzik sektöründe şeffaflaşma yılı olmalı…

Dijital müzik ülkemizde hızla yükseliyor.

Artık fiziki satışlar (CD) ve dijital platform gelirleri neredeyse eşitlenmek üzere…

Dünyada yaşanan duruma benzerlik gösteriyor bizim ülkemizdeki veriler de…

Teknoloji bizleri müziği bilgisayarlardan ve mobil cihazlardan dinleme ve edinmeye yönelttiği zamanlardan bu yana dünyadaki büyük müzik şirketleri sistemlerini şöyle kurdular:

Kontrolsüz bir şekilde dijital alana şarkılarını teslim etmediler.

Sony, Universal, Emi gibi büyük şirketler dijital platformlarla özel anlaşmalar yaptı ve yıllık belirli bir bedeli garanti olarak alarak lisans verdi.

Böylece CD’den dijitale geçerken zarar görmeden sağlıklı bir geçiş yapmayı hedeflediler.

Ülkemiz yabancı müziğin yerli müziğe karşı zayıf olduğu 7-8 ülkeden birisi.

Bu yönden çok şanslı sayılırız.

Bizler de bu platformlara yerli kataloglarımızı yıllık belirli bir bedeli garanti olarak almadan vermedik.

Minimum garanti şu demek : Diyelim ki 1 milyon aldınız, ancak satış 700 bin olarak gerçekleşti.

Şirketler yine de o yıl için bedeli 1 milyon olarak tahsil ediyorlar.

Bu minimum garanti bedelleri tüm dünyada geçerli bir çalışma şekli. Büyük şirketler bu bedelleri alıyorlar. Hatta büyük platformlardan hisse alarak lisans verdikleri bile oluyor.

Ancak bu şirketler yıllardır Amerika ve Avrupa’da sanatçılara ödeme yaparken bu minimum bedellere göre değil sadece gerçekleşen gerçek bedellere göre ödeme yapıyorlardı.

Geçtiğimiz aylarda Londra’da yapılan İfpi toplantısında büyük şirketler sanatçıların baskısı sonucu artık minimum bedellere göre sanatçılara ödeme yapmayı kabul ettiler.

Hatta geçen ay yapılan toplantıda bir karar daha alındı.

Sanatçıların şeffaf şekilde hangi platformdan ne kazanıldığını görebilecekleri ara yüzler yapılmasına karar verildi.

Gelelim ülkemize geçen süre zarfında dijital müzik dünyadakine benzer şekilde oluşmak zorundaydı.

Yani minimum garanti bedeller alınmazsa gelirler henüz yeterli olacak seviyeye gelmediği için yapımcı ya da sanatçının bir yatırım yapması mantıklı gözükmüyordu. Durum halen dünyadakine benzer şekilde bu halde devam etmektedir.

Bizim ülkemizde de elbette bundan sonra…

Minimum garanti bedelleri sanatçılarla paylaşılmalı ve sanatçıların gelirleri takip edebilecekleri ara yüzler bir an önce yapılmalı ve sanatçıların hizmetine açılmalıdır.

2016 yılı bu alanda tüm meslek birlikleri ve ilgili yapımcı, sanatçı olmak üzere tamamen şeffaflık yılı ilan edilmeli.

Aksi durumda ortada dolaşan gerçek dışı dedikodu ve şehir efsaneleri yüzünden yapımcı ve sanatçılar yanlış adımlar atarak yerli müzik sektörüne zarar vereceğe benziyor…

Kıssadan hisse: sanatçılar hızla bilinçlenmeli.

Dedikoduları bir yana bırakıp gerçeği araştırmalı.

Haklarını aramayı yapımcılarla konuşarak bulmalılar, kavga ederek değil.

Kendi şirketini kurmak asla çözüm değil. Tam tersine minimum garanti ve iyi anlaşmalar yapmaktan uzaklaşacaklardır.

Bütün gelirleri görebilecekleri şeffaf ara yüzleri acilen talep etmeliler…

2016 hepimiz için iyi bir yıl olsun…

Samsun Demir | MüzikOnair

Exit mobile version