Müzisyen olmak, maceralı bir yolculuktur.
Akşam 20.00’den başlayıp, gecenin 04.00’üne kadar ter döküp, sazla eve dönmektir..
Müzisyenlik hastane köşesinde yatan sevdiklerini loş sahne ışıkları arasında kaybetmektir..
Tanımadığın, bilmediğin insanlardan gelen istek şarkıyı çalarken, kendi derdini unutmaktır Müzisyenlik…
Günlerce çalışıp, emek sarf ettiğin bir şarkının, müşteri kahkahaları arasında kaybolup gitmesidir..
Başkasının gözünden çok kolay görünen, zor bir sanattır müzisyenlik.
Başkasının gözünden çok kolay görünen, zor bir sanattır müzisyenlik.
Yüzlerce şarkı bilmene rağmen, her an bilmediğin bir şarkıyla denemektir müzisyenlik…
Şarkını söylerken, sanatının farkında olmayan umursamaz insanların, kendi aralarındaki muhabbeti sahneden izlemektir müzisyenlik…
Ters iştir müzisyenlik, mekan sahipleriyle nikahsız yaşamaktır..
Her an sazı kılıfına koyup, mekandan ayrılmaktır…
Ne kadar alkış alsan da birileri tarafından beğenilmeyip, arkandan eleştirilmektir müzisyenlik.
Müzisyenlik ağır iştir, bir şarkıyı çalmaya başladığında, insanın vücudundaki tüylerin, havaya kalkmasıdır bazen..
RAKI BALIK değildir aslında.. RAKI MÜZİK’tir doğrusu…
İki tıngırtı değildir müzisyenlik, seni anlamayan, sanatına saygı duymayan insanlarla yaşamak ve inatla mücadele vermektir, işin bitince ücretini almak için saatlerce beklemektir..
Hamallıktır, işçiliktir, tarlada güneşin altında çalışan çiftçi gibi, ter dökmektir.
Akşamların yerine, gündüz uyumaktır …
Maalesef bazıları tarafından ÇALGICI diye küçümsenmektir müzisyenlik.
ATATÜRK’ün “Her şey olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız” diye yücelttiği meslektir müzisyenlik..
Sigara dumanı ve toz yutmaktır müzisyenlik. Çabadır, helal kazançtır, alın teridir.
Tüm müzisyenler adına…
Saygılarımla…. ”
Alıntıdır!
