Nazan Şoray: “Aşkı Tarif Etmek Zor, Biraz Hastalıklı Bir Şey”

Başarılı oyuncu Nazan Şoray, 30'a yakın sinema filminde yer aldıktan sonra müzik sektörüne giriş yaptı. Kariyerindeki yeni yolu verdiği röportajda anlattı.

14 yaşından beri çalışan ve 30’a yakın sinema filminde yer alan Nazan Şoray, Posta Gazetesi’ne konuştu. Türkay Şoray’ın kardeşi Nazan Şoray, verdiği röportajda yeni çıkardığı ‘Adrese Teslim’ şarkısından bahsederken özel hayatından da bahsetti. İşte o röportaj…

Nazan Şoray, nasılsınız sorusuna cevap veriyor ve yangınlardan, pandemiden bahsetmeyi unutmuyor: “Kendi içimde daha iyi hissettiğim bir dönemdeyim. Ama hem ülkemizin, hem dünyanın durumu ortada. Pendemi, yangınlar… Geçtiğimiz iki yıl zaten pandemiyle geçti. Her şeye dikkat ederek, ailece, mümkün olduğu kadar az kişiyle görüşerek… Şimdi, pandemi sonrası açılmayla birlikte ben de “Hadi zamanı artık” dedim. Yeni şarkımla açıldık.”

Şoray, yeni çıkardığı ‘Adrese Teslim’ şarkısının hikayesini ise “Ben zaten manidar şarkı sözlerini çok severim. Sözleri Selahattin Erhan’a ait. Selahattin benim çok yakın dostum, kariyer yolculuğumda da çok önemli iki şarkının sözleri ona ait. “Sana bir şarkı göndereceğim, bakalım beğenecek misin?” dedi. Dinler dinlemez çok beğendim. Onlar da yorumumu beğendi. Çok yeni daha ama geri dönüşlerden memnunum.” sözleriyle anlatıyor.

14 Yaşında Nasıl Yola Çıktıysam Hiç Bozulmadan Bugünlere Geldim

Nazan Şoray yeni şarkısında geçen “Kimse karışamaz benim hayatıma ben istemezsem eğer, kimseye verecek hesabım yok” sözlerinin kendisi için anlamını açıklıyor: “Ruh olarak çok yansıtıyor, içimdeki kadın böyle bir kadın ama ister istemez mesleğiniz icabı toplumun değer yargılarına dikkat ediyorsunuz. Ben hep ona uygun yaşadım. Çok küçük yaşta sahneye çıktım, 14 yaşında film çevirmeye başladım. Uzun bir yolculuktu ama ben şöyle düşünüyorum. 14 yaşında nasıl yola çıktıysam, bugün aynı ruh, aynı temiz kalp ve duygularla, hiç bozulmamış olarak bugünlere geldim.”

Dışarıdan ‘asi ruh’ gibi duruyorsunuz diyen Oya Çınar’a Nazan Şoray “İç dünyamda öyleyim. O dikbaşlılık içimde var. Ama dışarıya karşı onu bastırıyorum. Bir çeşit kendini koruma kalkanı bu. Bazen o baskıya farkında olmadan da maruz kalıyorsunuz. O, sizin yaşam biçiminiz oluyor. Şarkı sözlerinizden tutun, giydiğiniz kıyafete, albüm kapağına koyacağınız fotoğrafa kadar yansıyor.” sözleriyle yanıt veriyor.

Şarkıda Argo Yerler Varsa Orayı Okumam

Oya Çınar, Yonca Evcimik’in “Bandıra Bandıra” şarkısını okur muydunuz diye sorduğunda ise Nazan Şoray okuyamayacağını belirterek şu ifadeleri kullanıyor: “Okuyamam, benim ağzıma da yakışmazdı, sırıtırdı ve yerini bulmazdı. Ama Yonca Evcimik dansçı, gençlik dizilerinde oynamış, hep ‘yaramaz kız çocuğu’ imajı olan bir isim. Bende son derece kötü dururdu. Ben sahnede de çok dikkat ederim buna. Şarkının sözlerinde argo yerler varsa orayı okumam, bir şeyle meşgul gibi görünürüm. O kısmı vokaller okur.”

“Bazen düşünüyorum; acaba hatalı hareket ettim mi, yıllar içinde istem dışı da olsa, “Keşke şunu yapmasaydım” dediğim ne var diye. Sonra “O zamanın şartları onu gerektiriyormuş, onu yapmışım” diyorum. Hiçbir zaman çılgınca hareketler yapmadım. Üstelik hiç evlenmedim, beni yönlendiren bir erkek de yoktu ama ben hep dikkatliydim.”

Aşkı Tarif Etmek Zor Biraz Hastalıklı Bir Şey

“Aşkı tarif etmek çok zor, biraz hastalıklı bir şey. Sevgi çok önemli. Aşk zamanla geçebilir ama sevgiyi ve saygıyı koruyabiliyorsanız zaten o ilişki devam ediyor. Hep baştaki heyecanı aramak da biraz yanlış. Kadınlar bunu çok güzel beceriyor. 15 yıldır evli olup hala kocasına aşık olan, sevgili gibi olmaya çalışan kadın arkadaşlarım var. Ama bunu erkekten de bekleyince bir hayal kırıklığı oluyor. Çünkü erkekler öyle değil. O yüzden ilişkiyi devam ettirmek istiyorsan, bunun yolu biraz da ‘aptalı oynamaktan’, bazen görmezden gelmeyi bilmekten geçiyor.” ifadelerini kullanarak aşk hakkında düşüncelerini belirtiyor Nazan Şoray.

Nazan Şoray, günümüz ilişkilerini ise şu sözlerle anlatıyor: “Her şeyi en başta insanın kendi kalitesi belirliyor. Birbirimize karşı davranış şeklimiz, konuşma şeklimiz, kelime seçimlerimiz bile çok önemli. Bazen haklı bile olunsa sırf bunu ispat çabasıyla çok yanlış davranabiliyor insanlar. Susmayı bilmek de bir ilişkinin devamı için gerekli bir şey bence.”

Kaynak: Posta 

Exit mobile version