Nereye Gidiyoruz?

Açıkçası nasıl bir şey yaşadığımızı daha yeni yeni anlamaya başladım.

On bir yıldır bir şeyler yazıp çiziyorum. İlk kez bu kadar karamsarlığa kapılıyorum. Solistlerime yazdığım şarkıları sunduğumda, ama biz haraketli şarkı arıyoruz deyip ne şarkılara yüz çevirdiğini görmek kalemime büyük bir tehdit. Sanat genel geçere teslim olamaz. Sadece hareketli şarkılarla yaşadığını düşünmüyorum ben kimsenin. Ne o kadar koşulsuz mutluluk var ne de öyle bir mutluluğa ait benlikler…

En acı olan, bu kuşaktan sonrası, gerçekten sadece bu şarkılar mı yazıldı diyecekler. Uyaklara sadık lakin duyguları devrik bu atıştırmalık şarkılar onlarca yıl yaşayamazlar. Unutulamayan 90’lar var dilimizde hep. Ama neden o günlere dair sözler, notaların derdinde değiliz. Bu gidişle ya müzik küsecek bize ya da biz ona. Bu tutuyor bizde bunu yapalım çığlıkları bir gün çok sessiz bebekler getirecek dünyaya çünkü şu anda duygular boşluklara gebe.

Bu işe(sevdaya) gönüllü biri olarak cesareti tam her bir zerremle diyebilirim ki benim kalemim küstü küsecek. Ben nasıl anlatayım ona olanı biteni? İlham dinler mi insan denen kusur kutusunun koyduğu kuralları? Radyolar bunu çalmaz ki endişeleri, özümüzden gelen o şahane enstrümanları sırf video müzik kanallarının kurulları yayınlamaz diye kullanmaktan korkan aranjörler, slow yazmamalıyım kimse almaz diye korkan, gelen o şahane ilhamları geri çeviren besteciler, en şahanesinden sanat dolu şarkılara yüz çeviren şarkıcılar…

Sonumuzdan korkuyorum. Hepimiz için…

Takıldıklarım;

İki gün önce sevgili Samsun Demir’in serzenişini gördüm Kalben ile ilgili. Avrupa birliğini ikna ile şiddeti eş video müzik kanalından bahsediyordu. Konserden konsere koşan, farkıyla izi kalıcı belli bu kızın bir tane videosunun dönmediğinden bahsediyordu. Müziğin seçimi sadece dinleyiciye aitken bu kurulları, kralları asla anlayamıyorum. Ama onlara sözüm, siz döndürmesiniz de Kalben var artık. Şarkılar size küsmez, lakin onu seven insanları kaybederseniz ki bu kadar keyfi yayın yapmıyorsanız. Bu Kalben kadar onun kitlesine de haksızlıktır. Hoş bunu önemsemeyecek kadar özgür müziği onun… Sizin duvarlarınız onu dizginlemeye yetmez.

Günlerdir konuşulan digitürk mevzusu var. Artık Türkçe müzik kanalları yok bünyesinde. Adı DİGİ(TÜRK) olan bir kurumun Türkçe müzik yayını yapmaması ne hazin bir durum. Hem kanalların hem de digitürk adlı kurumun acil konuya el atmasından yanayım. Uzlaşma sağlanmalı acilinden çünkü bunu da dinleyiciye haksızlık sayıyorum. Zira hit şarkılar dışında radyolarda müzik dinleyemez olduk, kanallarda kapalı, müziğe erişim sadece elimizdeki telefonların tuşlarımızla sınırlı hale geldi.

Zeki Güner | MüzikOnair

Exit mobile version