Norm Ender, rapçilerin mesajı aldığını söyledi: ‘Abi tokadı yemedik’ diyorlarsa kendileri bilir. Rapçi Norm Ender çıkardığı son şarkıyla ilgili, “Ezhel’in de Ben Fero’nun da mesajı aldıklarını çok iyi biliyorum” dedi. Yaklaşık 10 gün önce yayınladığı ‘Mekanın Sahibi’ şarkısı hala müzik piyasasında konuşulurken Norm Ender, “Onlar da bu mesajın geleceğini çok iyi biliyordu” ifadelerini kullandı.
‘Mekanın Sahibi’ ile rapçi Ezhel ve Ben Fero’ya diss* atan müzisyen, Posta’dan Oya Çınar’a konuştu. Vermek istediği mesajı çok gizlemediğini belirten Norm Ender, “Zaten içeriği üretirken özellikle mesajı gölgelememeye çalıştım ki fazla yüklendiğim bile söylenemez. İlk bölümde özellikle sarkastik bir giriş yaptım. Onlar gibi davranıp onlarla alay ettim. Bir nevi ayna görevi gördüm. Aynada gördükleri şeyden hiç hoşlanmadılar ki bu denli rahatsız oldular. Tam olarak da bunu yapmak istedim zaten. O yüzden Ezhel’in de Ben Fero’nun da mesajı aldıklarını çok iyi biliyorum ki onlar da bu mesajın geleceğini çok iyi biliyordu. Bundan sonra ne olacağı onlara bağlı. ‘Yok biz daha abi tokadı yemedik’ diyorlarsa kendileri bilir” açıklamalarında bulundu.
İşte O Röportaj:
‘Mekanın Sahibi’ şarkınızın klibi YouTube’ta 20 milyon izlenmeye yaklaştı. Trendlerde 1 numarayı gördü. Ama şarkı rap müzik dinleyicileri arasında büyük tartışmalara sebep oldu. Neydi size bu şarkıyı yazdıran?
Bunun en derinine inersek kültürün başladığı noktaya kadar gitmem gerekiyor. Rap müzikle bugün yapılanın ne kadar alakasız olduğunu, sözlerin nasıl basitleştirildiğini, kültürün nasıl yozlaştırıldığını konuşmamız gerekiyor. Bir kere net olarak şunu söyleyeyim. Pop sözleriyle rap yaptığınızı iddia edemezsiniz. Sözleri bu kadar basitleştiremezsiniz.
Ama bu biraz da zamanın ruhuyla ilgili değil mi?
Hayır, çünkü sen alt yapıyı değiştiriyorsun, milleti çekirge gibi zıp zıp zıplatıyorsun, eyvallah da rap’in sözleri pop gibi olamaz, olmamalı! Tamam, bu çocukların bazılarının bir rap geçmişi var ama o kadar Amerikan özentisi içindeler ki bugün yaptıkları müziğin rap kültürüyle alakası yok.
Sizde ya da Ceza’da, Sagopa Kajmer’de böyle bir özenme durumu yok muydu?
Biz Amerika’dan gördüklerimizi alıp Google translate’te çevirmedik. Biz oradan aldıklarımızı kendi kültürümüzdeki sorunlar neyse onları dile getirecek şekilde kullandık. Yani kendi kültürümüzle harmanladık. Bu arkadaşlar Drake’in, daha doğrusu şu an Amerika’da kolay tüketilebilir tüm rap’lerin sözlerini çevirerek Türkçe rap yaptıklarını zannediyor. Senin ülkende zaten 20 yıldır rap yapılıyor. Sen örnek alacaksan Drake’i, Migos’u değil; Ceza’yı, Cartel’i, Sagopa’yı, beni örnek alacaksın. Senin abilerin zaten çok güzel işler yaptı. İlle rap’i popüler yapacaksan da Demet Akalın sözleriyle, pop sözleriyle işi ucuzlaştırıp “Hazır burada ticari bir kar bulduk, hadi yürüyün kopuyoruz” kafasıyla yapmayacaksın. Buna birinin “Dur” demesi gerekiyordu.
Vermek istediğiniz mesaj alındı mı sizce?
Kesinlikle. Zaten içeriği üretirken özellikle mesajı gölgelememeye çalıştım ki fazla yüklendiğim bile söylenemez. İlk bölümde özellikle sarkastik bir giriş yaptım. Onlar gibi davranıp onlarla alay ettim. Bir nevi ayna görevi gördüm. Aynada gördükleri şeyden hiç hoşlanmadılar ki bu denli rahatsız oldular. Tam olarak da bunu yapmak istedim zaten. O yüzden Ezhel’in de Ben Fero’nun da mesajı aldıklarını çok iyi biliyorum ki onlar da bu mesajın geleceğini çok iyi biliyordu. Bundan sonra ne olacağı onlara bağlı. “Yok biz daha abi tokadı yemedik” diyorlarsa kendileri bilir.
Ezhel’in bir gecede ‘Lolo’ şarkısıyla cevap vermesine ne diyorsunuz?
Ben başka bir perspektiften bakıyorum. Bizde sevgi, saygı ön plandadır ama birine duyduğun sevgi ve saygı onu eleştirmene engel değildir. Bizi annelerimiz de eleştirir, abilerimiz de eleştirir. Sevmiyorlar mı? Çok seviyorlar. Ama bu yanlışlarımızı görmezden gelecekleri anlamına gelmiyor.
‘Mekanın Sahibi’ ilk anda kulağa çok egolu geliyor, kibirli geliyor…
Mekanın sahibi sorumluluğu üstlenen kişidir. Bir mekana gittiğinizde şikayetinizi ulaştıracağınız muhatabınız kimse mekanın sahibi odur. Tabii ki orada teşbih var. Gerçek bir mekandan söz etmiyorum… Ama gittiğim her yerde, konserlerde, söyleşilerde bunlarla ilgili şikayet dinliyorum. “Abi zamanında kimlere neler yaptın, neler söyledin? Şimdi bunlar rap’çi, mahallenin çocukları diye mi kayırıyorsun?” diyorlardı. Hayır, kimseyi kayırmıyorum. Cevabımı o kitleye vermiş oldum. Mekanın da zaten bir tane sahibi yok. Böyle düşünenlerin benimsemekle bencillik arasındaki farkı anlamalarını isterim. Ben oralıyım, oradayım ve benimsiyorum. 20 sene olmuş. El insaf!
Şarkıdaki “Cihangirli heceler, elit foşik turistler” sözünüzden Ezhel’in ya da diğerlerinin hitap ettiği kitleyi de eleştirdiğinizi düşündüm. Ama sizin de Sabancı ailesinden fanlarınız var…
Rap’in sanıldığı kadar köşeli bir kitlesi yok. Benim her yaştan, her sosyo-ekonomik çevreden dinleyicim var.
Karşı tarafı bu kadar ağır eleştiren biri olarak siz eleştiriye ne kadar açıksınız?
Yaptığım her işi eleştirebilirler. Diktatör gibi, faşist gibi “Beni eleştiremezsiniz” diyebilir miyim! Ama bunu yaparken mert olacaklar. Ben başarıya ulaştığım zaman bunu gölgelemek için benim 20 yıl önce yaptığım bir hatayı bulup oradan vurmaya çalışmaları gülünç olur sadece. Evet müzik piyasasında bir lobileşme var. Kendinden olmayanı yok sayma var. Ben buna gelemem. Yemez yani!
Zaten çok kemik bir kitleniz vardı ama şu an yeniden popüler oldunuz gibi bir durum var.
Popülerliği biraz açmak gerekiyor. Magazin sayfalarında adının geçmesiyse evet, ben orada hiçbir zaman olmadım. Ama konserlerinin dolup taşması, yolda yürürken yanından geçen arabada şarkının bangır bangır çalmasıysa ben bunu 15 yıldır yaşıyorum. Kimse kusura bakmasın. Buna bir satranç gibi bakacaksak ben 15 yıl önce ‘şah-mat’ dedim!
“Polisler hep peşimizde bizim. Polisler niye peşimizde?” diyorsunuz şarkıda. Buradaki serzenişiniz tam olarak kime?
Oradaki ironi şu, bu kitle durumu öyle bir gösteriyor ki sanırsın hepsi Köroğlu, Bolu Beyi’ne diklenmişler de onun bedelini ödüyorlar. Ya da kendilerine politik bir suç yüklenmiş de kendilerini savunmak durumunda kalmışlar. Böyle ancak kendinizi kandırırsınız. Kanunda ‘uyuşturucuya özendirmek’ diye bir suç var. Polisin derdi bu. Polis bu yüzden peşinizde.
Ezhel’in ya da Ben Fero’nun şarkılarıyla uyuşturucuya özendirdiğini düşünüyor musunuz?
Ben şarkı sözlerinin bir hikaye olduğunu düşünüyorum. Adı üzerinde, hikaye gerçek değildir, oradaki karakterler de gerçek değildir. Biz çoğunlukla sokakta gördüğümüz şeyleri yazıyoruz. Ama bu çocuklar ne kadar bu işin içinde, görüp de mi yazıyorlar, hangi bilinç düzeyinde bu sözleri yazıyorlar, buna kendileri cevap vermeli. Ben o konuda bir şey söylemek istemem.
Genel olarak “Rapçiler birbirini sevmez” diye bir algı var.
Öyle bir durum yok. Şu an piyasada rap yaptığını iddia eden çocukların hepsi benim kitleme rap yapıp, kitle kazanmaya çalışan çocuklar. Ben bu çocukların headliner’i olarak sahneye çıkıyorum. Bana konserlerde “Abi lütfen en son sen çık, yoksa kimse kalmıyor, mekan boşalıyor” denildiğini kendileri de iyi biliyor. Burada kişisel bir çatışma yok. Ben abileri olarak onlara gördüğüm hataları söyledim. Şimdi top onlarda.
En başa dönersek, sizin rap yolculuğunuz nasıl başladı?
10 yaşında müzikle ilgilenmeye başladım. Babam bana bir org almıştı. İlkokulda müzik öğretmenlerimin çok yönlendirmesi oldu. Babamın bir plak dükkanı vardı. Sonra kasetlere geçiş döneminde iflas etti. Öyle olunca babamın tüm plakları bana geldi. Onlardan kasetlere kayıtlar yapıyordum, şiirler yazıyordum. Derken ilk müzik grubu Cartel büyük patladı. Ama şunun altını çizmek isterim. Cartel o dönem hip hop patladığı için patlamadı. Çok gerçek bir tavırları vardı.
Ve ardından Ceza ve Sagopa geldi…
Evet ve onlar da tamamen özgün işler yaptılar. Bugün Ceza da Sagopa da bir daha asla rap yapmasalar da kimse unutmayacak bu adamları. Çünkü biz ne yaptığımızı bilmiyorduk. Zaten ne yaptığını bilmediğinde adı sanat oluyor bana göre. Ne yaptığını bilen adamla benim işim olmaz. O sanatçı değildir, o bir ticaret adamıdır. Ama bugün rap yapılanlar Dolly koyununu geçtiler.
Konserlerinizde sektöre yönelik ağır eleştirileriniz var…
Evet çünkü şunu anlatmaya çalışıyorum: Biz pahalı ve zor bir müzik yapıyoruz. Bu müziği silikon dudaklılara yaptıramazlar.
Biraz açar mısınız?
Yaptığı işe hakim olan her insana saygım büyük. Ozan Çolakoğlu mesela, çocukluğuma değmiş her şarkının aranjesinde onun adı vardır. Dünya çapındadır. Bir onun gibi bilinçli üreticiler var, bir de kalkıp “Artık popçular da rap yapacak” diyen kendini bilmez ticari kafalar var. Benim yaptığım rap’i yaptır bakalım bir popçuya da göreyim. Ya da Sagopa’nınkini. Bu müziği o silikon dudaklılara yaptıramazlar ama bu yeni çıkan çocuklar gibi rap yapmak istiyorlarsa onu zaten 15 yaşında çocuk da yapıyor.
Sesinizin çok geniş kitlelere ulaştığı ilk şarkınız ‘Eksik Etek’. Şarkıyı dinlediğimde neye isyan ettiğinizi anladığım için rahatsız olmadım ama yine de şarkının adı başlı başına cinsiyetçi.
O şarkıyı yaptığımda 19 yaşındaydım. Şarkının mesajı net. Ruhunu ve bedenini para için satan, metalaştıran bir insana sesleniyorum orada. Öyküdeki karakterin biri kadın diğeri de erkek. Haliyle orada bir adamın bir kadına çok yoğun bir sitemi var. Nil Karaibrahimgil de şarkılarında erkeklere yükleniyor. O da mı cinsiyetçi? Ama beni sevmeyen kitlenin bana vurma yöntemi budur çünkü başka argümanları yok. Ürettiklerim karşısında çaresizler. Ama benim onlara diyecek çok sözüm var. Kalemleri satılık. Hepsi maaşlanmış, lobileşmiş. Hayatları boyunca şu düzenin içinde bir kere dik duramamışlar. Hepsi ya babasının cüzdanına ya da aile mirasına yaslanmış. Tüm bunlar da cinsiyet değil şahsiyet meselesi. Belki de bundan rahatsızlık duyuyorlar.
Sizi kendi kitlenizin dışında, ilk kez ‘Mekanın Sahibi’yle tanıyan bir kitle de var artık. Onlara kendinizi nasıl anlatırsınız?
Aşık Veysel’in ‘Kara Toprak’ türküsünü cover yaptığım bir şarkım var. O şarkıda kendimle ilgili güzel bir açıklamam var. “Sisteminiz oyunsa, ben oyunbozanıyım. Çatlamış bu toprağın serseri bir ozanıyım. Severken Mevlana’yım, söverken Neyzen’im. Bolu’da Köroğlu, Sivas’ta Veysel’im. Bu sözler benim tüm hayat felsefemi özetler.
Kaynak: Posta Gazetesi