Olay Olan Şort Tartışmasına Uzmanından Yanıt Geldi

Geçtiğimiz günlerde sosyal medya yeni bir olayla çalkalandı. Olay, Ömür Gedik’in kadınların şort boyuyla ilgili söyledikleri üzerine çıktı. Ömür Gedik, Twitter hesabından şu paylaşımı yaptı:

“İstanbul AVM’lerindeki bazı kızların şortlarının boyu gerçekten ayıp sınırını aşmış durumda… Plajda değilsiniz diyeceğim ama bence zaten bilerek yapıyorlar…”

Gedik’in bu paylaşımı üzerine başlayan tartışma günlerce sürdü. Gedik, eleştirilere videolu bir paylaşımla şu yanıtı verdi:

“Kendi özgürlüğünü savunurken başkalarınınkini kısıtlama. Tatil köyünün plajın yanındaki restoranına bile mayoyla sokmuyorlar. Plaj ayrı, müze ayrı, çarşı ayrı, düğün ayrı, cenaze ayrı kıyafet ister.  İşyerine ayrı, akşamki doğum günü partisine ayrı giyinirsin. Görgüsüzlüğü savunmayın.”

Tepkilerin devam ettiğini gören Ömür Gedik, “Şort giymeyin demiyorum, G string şortla şehirde dolaşmayın diyorum.” diyerek kendini savundu.

Ömür Gedik’in başlattığı şort tartışması günlerce sosyal medyanın gündeminden düşmedi, hatta öyle ki “şort” kelimesi Twitter’da TT oldu. Ünlü isimlerden Gülben Ergen, Hidra, Berkcan Güven ve gazeteci Ahmet Hakan, Gedik’in açıklamasını eleştirdi. Tepkiler çığ gibi büyüyünce Ömür Gedik’ten özür mesajı geldi:

“Herkes fikirlerini özgürce söyleyebilmeli. Ben beni eleştirenlere kızmıyorum. Ahmet Hakan’ın yazısını okudum. Tekrar düşündüm. Fikrimi dile getiriş biçimimin doğru olmadığını kabul ediyorum. Hepinizin zamanını aldım, kusura bakmayın.”

Son dönemlerde özellikle kadın cinayetlerinin de artmasıyla gündeme oturan ‘şort’ tartışmasını gündeme almak istedim ve konuyla ilgili bir uzman görüşüne başvurmayı uygun gördüm. Uzman Klinik Psikolog Hatice Vildan Yıldız, “İnsanların değer biçimleri, yaşayışları hakkında diğer bir insanın ahkam kesmesini pek doğru bulmuyorum. Bu bir çeşit ötekileştirme ve psikolojik şiddettir. Aslında normal olan, toplumdaki herhangi bir kesimin diğer bir kesime mensup insana yaşayış tarzı, giyim tarzı, kültürü ve ideolojik sınıfı vb konularda hiçbir şekilde ayrım yapmaması ve ötekileştirmemesidir. Normalleşme sürecini yaşamak isteyen bir toplum yapısında bu tarz çıkışlar, süreci baltalar. Köşe yazarlığı yapan ve toplumun algısını belirleme seviyesi oldukça yüksek olan birinin özellikle kadına şiddet vakaları bu kadar artmışken kendi hemcinsine psikolojik şiddet uygulamasını sağlıklı bulmuyorum. “dedi.

“Kendi Görüşlerini Kendisine Saklaması Daha Doğru Olacaktır”

Yıldız, bu tarz söylemlerin yaratacağı etkileri şu şekilde anlattı:

“Bunun etkileri direkt olmaz ama bu yolla bazı şeylerin meşrulaştırılmasının önü açılıyor. Mesela birisi çıkıp diyebilir ki, ‘Zaten bir köşe yazarı bunu destekliyor, o zaman ben de bunu kendi çevremdeki insanlara yapabilirim’. Topluma hitap etmiş kişilerin söylemleri de genel olarak insanları etkiliyor. Şiddeti meşrulaştırmamamız gerekiyor, tam tersine toplumdaki tüm kesimleri kucaklamalıyız. Aslında biz hepimiz biriz ve normal yaşamda hepimiz uyumluyuz ama sürekli bu tarz söylemlerin kullanılması kutuplaştırıcı etki yaratıyor. Ben yine de insanların bu tarz söylemlere takılı kalmamasını öneriyorum. Zaten kendi söyledikleri kendisini bağlamadığı için kendi görüşlerini kendisine saklaması daha doğru olacaktır.”

“Önce Dilimizi Değiştirmeliyiz”

Özellikle Emine Bulut cinayeti üzerine Ömür Gedik’in bu açıklamayı yapması daha da göze battı çünkü kadın cinayetlerinin yeniden gündeme gelmesiyle insanların farkındalık seviyesi yükseldi. Önce dilimizi, söylemlerimizi değiştirerek işe başlamalıyız. Kadın cinayetlerinin son bulması için yasalarımızın yeniden gözden geçirmeliyiz ayrıca psikologlar, sosyologlar ve toplumla ilgilenen kim varsa bu sorunu çözmek amacıyla hepimiz bir araya gelmeliyiz.

 

Serap ILGIN |MüzikOnair

Exit mobile version