Pop Müzik Nasıl Kurtulur?

Hürriyet gazetesi köşe yazarı Sinem Vural, bugünkü köşesinde pop müziğe dair bir yazı yazdı. Ozan Çolakoğlu’nun “Popüler müzik adına her şey ‘yersen’. Yıllardır Türk pop müziği adına en berbat dönemdeyiz” söyleminin doğru olduğunu söyleyen Sinem Vural,”Çolakoğlu’na katılmadan edemeyeceğim; Türk pop müziği adına en berbat dönemdeyiz! Bunun için de herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor” dedi.

Kendi plak şirketi bulunan, aranjörlük ve DJ’lik yapan Ozan Çolakoğlu, geçen hafta Twitter hesabında muhteşem bir çıkışta bulundu:

“Popüler müzik adına her şey ‘yersen’. Yıllardır Türk pop müziği adına en berbat dönemdeyiz.”
Bunu söyleyenin, Tarkan’ın satış rekorları kıran “10” albümünün aranjörü olması manidar…
Böyle büyük albümlere imza atan, müzik dünyasının devleriyle çalışan birinden bu sözleri duyunca, “Acaba müdahaleden işlerini yapamadıkları hissine mi kapılıyorlar” diye sormadan edemiyorsunuz…
“Genel bir tespitte bulunduğunu” söyleyen Ozan Çolakoğlu’nun yılın en iyileri olarak işaret ettiği şarkılar ise şunlar: Dans müziğinin yeni ismi Deeperise’in “Raf”ı, Mabel Matiz’in “Ya Bu İşler Ne”si ve Yüzyüzeyken Konuşuruz’un “Ne Farkeder”i…
Alternatif müziğin popüler müziği ne kadar beslediği üzerine bir yazı yazmıştım daha önce, hatta Deniz Tekin’in de yorumlarına yer vermiştim. O yüzden bu konuyu tekrar irdeleyesim yok.
Ama Çolakoğlu’nun çok ses getiren tespitine Burcu Güneş’in verdiği yanıtı eklemek istiyorum:
“Bunu senin söylemiş olman çok güzel. Büyük ölçüde bir farkındalık yaratmak gerek artık sektörde.”
Güneş’in temennisi o kadar yerinde ki…
Özellikle popüler müziği domine eden besteci ve aranjörlerin artık Arap ve Yunan bestelerinden elini eteğini çekip, üretime ve orijinalliğe yönelmesi gerekiyor.
Öteki türlü sözlerde de, bestelerde de, düzenlemelerde de yerimizde saymaya devam ediyoruz.
Tarım söz konusu olduğunda dışa bağımlılığı “Samanı bile ithal ediyoruz!” diyerek eleştiren bizler, maalesef müzik sektöründe de ‘ithalat’ konusunda bitmeyen bir döngü içindeyiz.
Vokal tekniğinden sözlere, düzenlemelerden enstrüman kullanımına kadar her yere sirayet eden bu “aynılığın” artık bitmesi lazım.
Herkes birebir aynı demiyorum ama şarkılar arasındaki benzerlik o kadar fazla ki insanın canı sıkılıyor.
Ve evet Çolakoğlu’na katılmadan edemeyeceğim; Türk pop müziği adına en berbat dönemdeyiz! Bunun için de herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor.
Risk alındığında daha bizden, daha sağlam işler çıkacağına eminim.

Kaynak: Hürriyet – Sinem Vural

Exit mobile version