Site icon Müzikonair

Popstar Abidin: Müzik Sektörü Zor Bir Çıkmazda

2003 yılında ekrana gelen Popstar yarışmasının şampiyonu Abidin, Müzik Onair’dan Alper Ergez’e konuştu. Popstar yarışmasıyla adını geniş kitlelere duyurmayı başaran Abidin Özşahin şimdilerde kurumsal iletişim ve marka danışmanlığı yapıyor. Abidin Özşahin, müzikal kariyerini, iş hayatını ve özel yaşamını Müzik Onair takipçileri için anlattı.

Abidin Özşahin hayranlarının merakla beklediği soruyu şöyle yanıtlıyor;

”Kendi kayıt stüdyomda üstünde çalıştığım projelerim hala devam etmekte ama öyle aktif bir müzik hayatının içinde olmayı çok tercih etmem. Buna ne ben çok istekliyim ne de ülkemizin özellikle pandemiyle birlikte geldiği ortam buna müsait. Sosyal medyada takip ediyorum ve müzik sektörünün inanılmaz zor bir çıkmazda sıkıştığını müzik emekçilerinin ekonomik anlamda yaşadığı zor duruma üzülerek şahitlik ediyorum.”

1. Merhaba Abidin Bey Müzik Onair’a hoş geldiniz öncelikle nasılsınız, neler yapıyorsunuz biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Merhaba, teşekkürler iyiyim, malum pandemi şartlarında iyi olmaya çalışıyoruz. Herkes gibi yeni yaşam şeklimize alışmakla, bu sürece adapte olmakla bir yandan da hayatın gereklilikleriyle mücadele etmekle geçiyor günlerim.

‘Çocukken Hayalim Şarkıcı Olmaktı’

2. Müzik ile tanışmanız nasıl başladı?

Benim müzikle olan tanışmam lise yıllarına dayanır. Çocukluktan gelen bir ilgi olmakla birlikte lise yıllarında gitar çalarak başladım. Zamanla barlarda müzik yaparak üniversite hayatımı geçirdim. Sonrasında da profesyonel bir platforma taşıyarak çocukluk hayalimi gerçekleştirdim. Çocukken hayalim şarkıcı olmaktı üniversite yıllarında bu hayale bir yenisi daha eklendi. Medyanın içinde olmak. Bu yüzden 26 yaşımda Popstar Türkiye yarışmasına katıldım.

3. İçinde bulunduğumuz Covid 19 süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi?

Covid 19 beni etkilemedi dersem yalan olur. Bende herkes gibi belli oranda etkilendim. Bütün dünyayı kasıp kavuran bu pandemi de etkilenmemek mümkün mü? Her şeyden önce aktif iş yaşamımda orta ve büyük ölçekli firmalarla çalışıyorum. Anlayacağınız işimi olumsuz etkilemese de kalabalık ortamlarda ve yüz yüze yürüyen bir işim var. Her ne kadar online gerçekleşen toplantılarımız ve iş görüşmelerimiz olsa da bir yer de temas halinde olduğumuz insanlar var. Bu da kişisel olarak stres ve baskı yaratmıyor değil. Çünkü çok ciddiye alınması gereken bir virüsle birlikte yaşamaya çalışıyoruz. Her günün sonunda her ne kadar tedbirimizi alsak da virüs bulaşımından ya da virüsü ailemize bulaştırmaktan endişe duyuyorum tıpkı bilinçli herkes gibi.

4. Popstar yarışmasını öncesi ve sonrası şeklinde değerlendirdiğinizde 1. olduktan sonra hayatınızda neler değişti iyi ki katıldım diyebiliyor musunuz?

Bir insanın yapılacaklar listesinde şarkıcı olmak, ünlü olmak, albüm yapmak, klip çekmek, konserler vermek ve medyanın içine girmek varsa tıpkı bende olduğu gibi sonuçlarına baktığımızda iyi ki katılmışım derim. Genç bir insanın yaşamak istediği her güzelliği yaşamışsam ve bundan çok para kazanmışsam iyi ki katılmışım.

‘Müzik Sektörü Zor Bir Çıkmazda’

5. Popstar’da 1. seçildikten sonra sizi müzik dünyasında fazla göremedik sanki biraz geri planda olmak istediniz. Peki tekrar albüm çıkarmayı, müzik dünyasında yer almayı düşünüyor musunuz?

Türkiye 2003 yılında beni tanıdı ve Popstar yarışmasından sonra 2007 yılına kadar soluksuz devam eden profesyonel bir müzik hayatım oldu. Toplam 4 yıl aralıksız devam eden konserler sonunda biraz dinlenmek istedim. İşte 2007 yılında da müziğin dışında ikinci hayalim olan medya sektörüyle ilgili bir iş yapmaya karar verdim ve Kurumsal Danışmanlık sektörüne girdim. Halkla ilişkiler ve Reklamcılık mezunu olduğum işimi daha fazla geliştirmek için ne gerekiyorsa onu yaptım.

Ama bu arada müzik hayatımda paralel devam etti. Bugün baktığımızda 2004 -Aşktan Yana, 2013 – Duy Beni albümleri, 2015 – Uçurum, 2017 – Unutturur Her şeyi single çalışmaları ile kenardan yürümeye devam ettim. Ama son yıllarda gerek danışmanlık işimdeki yoğun iş hayatı, gerek müzik sektörünün bana eski tadı vermemesi müziği biraz daha ağırdan almama ve tamamen keyfi yaptığım bir işe dönüşmesine sebep oldu.

Kendi kayıt stüdyomda üstünde çalıştığım projelerim hala devam etmekte ama öyle aktif bir müzik hayatının içinde olmayı çok tercih etmem. Buna ne ben çok istekliyim ne de ülkemizin özellikle pandemiyle birlikte geldiği ortam buna müsait. Sosyal medyada takip ediyorum ve müzik sektörünün inanılmaz zor bir çıkmazda sıkıştığını müzik emekçilerinin ekonomik anlamda yaşadığı zor duruma üzülerek şahitlik ediyorum. Ve Türkiye’de profesyonelinden amatörüne müzik emekçilerinin daha uzun bir dönem bu sıkıntıyı yaşamaya devam edeceğini öngörebiliyorum.

6. Şimdilerde Ankara’da Kurumsal İletişim ve Marka Stratejisi olarak çalıştığınız bir danışmanlık şirketiniz bulunuyor. Öncelikle hayırlı olsun. Böyle bir şirket kurmaya nasıl karar verdiniz. Bize biraz şirketinizin işleyişlerinden bahsedebilir misiniz ve size ulaşmak isteyenler nasıl ulaşabilirler?

Az önce bahsettiğim gibi müzikten sonraki hayalim medya sektöründe bir şeyler yapmaktı. Üniversiteyi ilk İktisat okuyarak başladım. Ama sonrasında sayılarla değil daha çok insanlarla yürütebileceğim bir meslek edinmeyi tercih ettim. Halkla İlişkiler de tam bu tanıma uyan bir meslek dalı.

Şimdi her mesleğin bir uzmanlık alanı var bende Halkla İlişkiler eğitimi gördükten sonra bugün hemen hemen tüm firmaların ihtiyacı olan Kurumsal İletişim ve Marka Stratejileri üstüne uzmanlaşmaya çalıştım. Yaptığım işin özünde küçük, orta ve büyük ölçekli işletmelerin ya da şirketlerin sürdürülebilirliği üzerine kurumsallaşma ve markalaşma sisteminin inşa edilmesi var. Ya da belli bir seviyedeki şirketin bir adım daha ileriye taşınması.

Benim bu işi yapmamdaki en temel amacım yerelden ulusala, ulusaldan globale yerli markaların ve firmaların kurumsallaşması, markalaşması, büyümesi ve dünya arenasında yer alması. İşleyişimizi en az teknik terimle anlatacak olursam; kurumsallaşmak ve markalaşmak isteyen firma bize ulaşır derin bir araştırma ile firmanın analizi yapılır bu tamamen o firmanın gerçekten neye ihtiyacı olduğunun, varsa sıkıntının kaynağının tespitidir. Sonrasında gerekli planlamalar hazırlanır konumlandırılır ve uygulamaya geçilir.

Uzun soluklu bir süreç olduğundan paranın, zamanın ve emeğin en verimli kullanıldığı sonrasında da ölçme ve değerlendirmelerin yapıldığı bir işleyişe sahibiz. Bize ulaşmak isteyen www.abidinozsahin.net internet adresimizi ziyaret edebilir.

7. Kariyerinizde kendinize belirlediğiniz bir hedefiniz, hayaliniz var mı?
Açıkçası hayalim yok amacım var. Yerli markaları bir yerlere taşımak. Bu yüzden hedeflere takılıp kalmaktansa yapmam gereken, öğrenmem gereken ve üstünde çalışmam gereken ne varsa onlara odaklanıyorum. Sonrasında bu çaba beni bir yerlere muhakkak götürecektir ve hep götürmüştür.

‘O Ses Türkiye’de Yarışan Jüri Üyeleri’

8. Televizyonlarda yayınlanan müzik içerikli yarışma formatları hakkında ne düşünüyorsunuz? Mesela ‘O Ses Türkiye’ hakkında neler söylemek istersiniz?
Bu sene pandemi sebebiyle sanırım yapılamadı ama yıllardır istikrarla devam eden halk nazarında da severek takip edilen bir Acun Medya projesi. Bu sene olmamasına üzüldüm ama tedbir ve sağlık daha önemli. Bu da Acun Ilıcalı’nın insanlara gösterdiği özenin bir kanıtı. Yarışma formatını ele alırsam bizim yarışmadan farklı biz de yarışan bizlerdik, burada yarışanlar ise jüri üyeleri. Ama birçok insana istihdam olması açısından bakarsak takdir edilesi keyifli bir program.

9. Son olarak Müzik Onair okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?
Her şeyden önce herkese can sağlığı diliyorum. Müzikle ve sevgiyle kalın.

 

Exit mobile version