Radyoculuğu Seven, Radyosunu Seven Bu Kampanyaya Katılsın !

Değerli Okurlarım,

Bana gelen isimsiz bir maili sizlerle paylaşmak istiyorum…

Bir radyocu arkadaşımızın, kim olduğunu ben bile bilmiyorum, radyo sektörünün sıkıntılarını öyle bir dile getirmiş ki, adeta içimi okumuş!..

Konuyla ilgili tüm radyo, müzik, medya ve reklam sektöründe çalışanların, meslek birliklerinin bu maili iyi analiz edip, gerekli görenler bu yazıya isim vererek veya vermeyerek yorumlarını bekliyorum!..

Belki de bu yazı, sektörün yeniden şekillenmesine neden olabilir!.. Lütfen duyarsız olmayalım, bu yazıyı paylaşalım ve yorumlarla da şekillendirelim!..

Belki şunu da yazsaydı daha iyi olurdu, burası eksik kalmış, veya aslında şu da var diyerek ne eklemek isterseniz yayınlayacağımızı belirtmek isterim. 

Yazının noktasına, virgülüne bile dokunmadan aynen yazıyorum…

 İŞTE GELEN O MAIL!.. 

“Sevgili Özcan Türkiyede Medya Sektörünün üvey evladı biliyorsun ki radyolar ve radyoculardır.1900’lü yılların başından bu yana neredeyse 100 yıla yaklaşmış bir geçmişi olan meslek dalımızın üvey muamelesi görmesi benim gibi nicelerini üzüyordur.bi kere sözü geçen bir meslek grubun yok.olsa belki bi parça elin güçlü olur ama o da yok.birlik yok en önemlisi beraberlik yok.herkes sessiz ve sakin.aman bana bi şey olmasın diye diye mesleği dibe çekiyoruz belkide.ama genç yaşına rağmen iyi işlere imza atman seninle dertleşmeme vesile oldu.

sanatçılar,eserleri ve yapımcıların bağlı olduğu 4 dernek hareketi varken onları lanse eden bizlerin hiç bir pay almaması senin içinde düşündürücü değilmi.belki de onları lanse eden bizlerinde oralardan pay almaları gerekmektedir.

şöyle bir piyasa bak bakalım toplamda kaç kişide sarı basın kartı var.bunu sana radyocular için soruyorum.kurumsal 10 veya 15 radyo istasyonunun dışında kimsenin huzuru yerinde değik güzel kardeşim.

neden biliyormusun piyasa artık bitkisel ve tanıtıcı reklam gruplarına hizmet edenlerin elinde.10 veya 15 ulusal markada olmasa bizleri temsil eden kimse olmayacak.bir radyocuya teşekkür eden sanatçı veya siyasetçi beni o kadar mutlu ediyor ki işte o zaman daha bitmedik diyebiliyorum.

ulusal istasyonlar reklamlardan bütçe alıyor alsınlarda kazansın oradaki arkadaşlarımız ama yerele veya bölgesele inildiğinde acı tablo bizleri karşılıyor.

para almadan yayın yapmak isteyen veya sırf ego uğruna program yapmak isteyende bu kesimde çok iyi işler yapıp parasını alamayanda bu dediğim kesimde.

sesini çıkarsa yayını gidiyor sesini çıkarmasa para alamıyor.

ne var yani reklam ajansları çıkıp dese ki ”evet markalar reklama milyon dolarlar ayırıyor bizde bunları ulusal markalara pay ediyoruz.ama artık karar aldık yıllarca sesimizi duyuran radyolara yerel ve bölgesel olarak ek bütçe ayırmaya karar verdik” deseler belki de sorunlar çözülecek.çünkü bitkisel ve tanıtıcı reklamlar yerel ve bölgesel medyayı şu an esir almış durumda.radyo patronları da öpücükle döndürmedikleri için bu sektörü mecburen onların reklamlarını yayınlamak zorunda kalıyorlar.

bu da mesleğe ve sektöre darbe üstüne darbe vuruyor.

burada radyo reklam ajanslarına ciddi görevler düşüyor veya bu meslekte üstad olarak nitelendirdiğimiz büyüklerimizi.

siz ailenizi geçindirebiliyorsunuz ama yerel ve bölgesel radyolar kan ağlıyor.

sizin koltuklarınızı teslim edeceğiniz nesil yetişmek istiyor ama tablo buna izin vermiyor.

ajanslar duyun sesimizi.bütçe ayırın bizlere.biz bu mesleğe gönül verdik.bizleri kimselere muhtaç etmeyin.meslekteki üstadlar.belki sizin yaşıtlarınız veya kardeşleriniz veya akranlarınız artık batakta.el uzatın bize.düşene tekme atıyorlar.bizi kurtarın tek yürek tek bilek olalım.milyon dolarlar yukarılara helal olsun ama 10binler belkide 20binler kurtaracaktır bir çok kesimi.

birlik olmak zormu.el uzatmak zormu.ajanslar sesimizi duysa olmazmı.neden kimse yetişmiyor işte bu nedenlerden dolayı kimse yetişmiyor.ne konuşmasına izin veriyorlar ne de başarı göstermesine.

sıkıntı büyük özcan hemde çok büyük.

el uzatandan el bekliyoruz artık.bayrağı alıp dalgalandırmak bizde buradayız demek istiyoruz.reklam ajans yöneticileri artık top sizde demek istiyorum.kurtarın bu pislikten dinleyicileri,arayıp hakaretler yemekten bıktık.ne yapalım özcan nasıl hareket edelim.ben belki de bu yerel ve bölgesellerden bunu sana açıklayıp zinciri ilk kıran oldum.ama buralarda sorun olduğu açık ve net.belki bu yerel ve bölgeseli esiri altına alıcak zihniyet beni dışlayacak ama rahatlamak istiyorum kardeşim.bunları sen bil yeter.paylaşırsan da kendin bilirsin.ama şu an isim vermemeni istiyorum.zamanla güç elimize geçerse ikinci bir dosya ile çıkarız.”

Mail bu şekilde… Yorum sizin, birlik olalım, bu yazıda büyüyelim…

Saygılarımla;

Özcan BEYLAN

MuzikOnair.com Editörü

Exit mobile version