RTÜK’ten Son Uyarı

RTÜK, yayınladığı resmi açıklamada haber bültenleri başta olmak üzere şiddet içerikli yayınlara dair son kez uyarı yayınladı.

Son dönemlerde basında yer alan şiddet içerikli haberlerin sayısında gözle görülür bir artışın ardından RTÜK, konu minvalinde bir önlem almaya karar verdi.

RTÜK yaptığı açıklamada, “Üst Kurulumuzda görevli meslek uzmanları tarafından yapılan içerik analizlerinde, gazetelerde “üçüncü sayfa haberi” olarak adlandırılan haber konularının televizyon haberlerinde de ön plana çıktığı, haber bültenlerinin çoğunun “Whatsapp İhbar Hattı”na gelen içeriklerden derlendiği ve şiddet içeren görüntülerin ekranlarda çok fazla yer aldığı tespit edilmiştir” dedi.

Açıklamasına devam eden Radyo Televizyon Üst Kurulu; “Şiddet içerikli yayınlar sadece haber bültenleri ile sınırlı kalmamaktadır. Dizi filmlerde de maalesef şiddet içerikli görüntülere yer verilmektedir. Fiziksel şiddetten psikolojik şiddete, ekonomik şiddetten cinsel şiddete kadar her türlü şiddet, zaman zaman değişik kanallarda ve farklı içeriklerle yayınlanmaktadır. Televizyon aracılığı ile meşrulaşan ve yaygınlaşan şiddet, toplumsal yapıyı tehdit eden bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekranların her türlü şiddetten arındırılması beklentisi de farklı kanallar aracılığıyla, değişik ortamlarda yüksek sesle dile getirilmektedir” diye devam etti.

ŞİKAYETLER ARTMIŞ

RTÜK’e gelen şikayetlerin sayısında ciddi bir artık olduğunu vurgulayan kurul, “Şiddet içerikli yayınlara ilişkin Üst Kurulumuz İletişim Merkezi’ne şikâyetler gelmekte olup, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) aracılığıyla da konu hakkında yapılan başvurular gereği için Üst Kurulumuza iletilmektedir.

REYTİNG KAYGISI

Reyting kaygısıyla medya hizmet sağlayıcılar tarafından şiddet içerikli yayınların yapıldığı, ancak bu tarz yayınların izleyicilere yaşattığı olumsuz sonuçların göz ardı edildiği, radyo ve televizyonlar tarafından uygulanan yayın politikalarının kişilerde ciddi bir psikolojik travmaya neden olduğu, toplumda şiddetin kanıksanmasına ve çocuklarda kötü dünya sendromuna yol açtığı hepimiz tarafından bilinmektedir. Bu tarz yayınların şiddeti özendirici olduğu ve şiddete eğilimli kişileri adeta teşvik ettiği gözden kaçırılmamalıdır.
Bu tarz yayınların önlenmesi hususunda başta Üst Kurulumuz olmak üzere yazılı ve görsel-işitsel medya kuruluşlarına, haber ajanslarına, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına, üniversitelere, basın meslek örgütlerine ve sivil toplum kuruluşlarına önemli sorumluluklar düşmektedir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ekranları şiddetten arındırmak için yalnızca cezalandırma yöntemiyle sınırlı kalmayacak biçimde hareket etmektedir. Üst Kurulumuzun her türlü şiddete karşı kararlı mücadelesi bilinen bir gerçektir” dedi.
Yayınladığı açıklamasına devam eden kurul, “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak çok önemli gördüğümüz bir kaç noktaya dikkat çekmek istiyoruz” diyerek maddeleri sıraladı.
“Milletimizin son zamanlardaki en büyük şikâyetlerinden olan şiddet olaylarının özensizce gösterimi konusunda medyamızdan azami hassasiyet bekliyoruz.
*Gerçek yaşamda şiddet dahil her türlü olayla karşılaşırız ancak, burada önemli olan ve üzerinde durulması gereken konu, şiddet içeren görüntülerin ekrana hangi amaçla, ne kadar ve nasıl yansıtıldığıdır.
*Çeşitli iletişim kanalları üzerinden ya da sosyal medyadan elde edilen amatör kayıtları veya MOBESE görüntülerini hiçbir süzgeçten geçirmeden yayınlamak hiç bir etik değere sığmaz.
*Reyting kaygısı asla insanlık onurunun önüne geçmemelidir.
* Cinayet, kavga ve kötümser olayları haberleştirmek ve bu görüntüleri hiçbir elemeden geçirmeden olduğu gibi yayınlamak hem ülkemize hem de milletimize büyük bir haksızlıktır.
*Televizyonlarda bu kadar yoğun olarak karşımıza çıkan şiddet, maalesef toplumun tamamını kuşatmış gibi gösterilmekte ve insanların yaşamındaki güvenlik algılarını değiştirmektedir.
*Özellikle son dönemlerde canımızı emanet ettiğimiz, fedâkar sağlık çalışanlarımıza yönelik asla olmaması gereken şiddetin ve bu görüntülerinin fütursuzca haber bültenlerinde yer alması kesinlikle kabul edilemez.
*Sağlık çalışanlarının güvenli bir ortamda hizmet vermelerini sağlamak, şiddeti caydırmak ve suçluların hak ettikleri biçimde cezalandırılmasını temin etmek için devletimiz elinden geleni yapmaktadır.
*Hizmet ortamının güvenliği ve hasta-hekim iletişimi aleyhinde algı oluşturan yayınların gündelik hayatın bir parçasıymış gibi sunulmasını anlayışla karşılamamız mümkün değildir.
*Haberler,  genelde olumsuzlukları içerir diye bir olgu ile hareket edilmemelidir. Olumlu gelişmelerin de haber niteliği taşıdığını haberci dostlarımıza altını çizerek tekraren ve ısrarla hatırlatıyoruz.
*Uluslararası medyanın çok önceden bir standarta bağladığı ölüm, kaza ve şiddet olaylarının ekranlara getirilme biçimine ilişkin yayıncılarımızın gerekli önlemleri almamasından dolayı haber programları ve bültenleri için yeni bir uygulamayı başlatıyoruz.
*Bugüne kadar genel izleyici kategorisinde görülen ve özel bir uyarıcı akıllı işaret kullanılmayan haberlerde, son zamanlarda şiddet görüntülerinin sıklıkla yer alması, ne yazık ki, ailece izlenen bültenlerde, şiddet görüntülerini içeren haberlerin ağırlık kazanması yeni bir düzenlemeyi zorunlu kılmıştır.
*Haberlerin de akıllı işaretler uygulaması kapsamına alınması kaçınılmaz hale gelmiştir. Çalışma tamamlandığında artık yayıncılar, haber bültenlerinde akıllı işaretler kullanmak ve izleyicileri bilgilendirmek zorunda olacaklar.
*Şiddetle alakalı özellikle haber bültenlerindeki bu özensiz yayınlar, 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un yayın ilkelerinin sıralandığı 8.maddesinde yer alan “Yayınlar, şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz.” ilkesi çerçevesinde titizlikle takip edilecektir.
*Bu bilgilendirme, Üst Kurul olarak daha önce defalarca yaptığımız hatırlatmalarımızın ardından yayıncılarımıza son kez ikazımızdır.”
Exit mobile version