Samsun Demir, Youtube’de Sahte Tıklanma Dedikodularına Yanıt Verdi

Bünyesinde Tarkan, Nazan Öncel, Sezen Aksu, Ajda Pekkan ve Sibel Can gibi Türkiye’nin en büyük starlarını bulunduran Doğan Müzik Company (DMC), 2000 yılından beri MüzikOnair köşe yazarı Samsun Demir tarafından yönetiliyor. Hafta Sonu dergisine starlarla çalışmanın zorluğunu anlatan Demir, “Bu sektörde sağlıklı kalma ihtimalin yok” diyor.

Hocam seni tanımayanlar için biraz geçmişine gitmek istiyorum: 80’li yılların sonu, ben gazetecilik okuyorum. Sen Hukuk Fakültesi’nde asistansın, bizim sınavlara geliyorsun. İncecik, takım elbiseli, ciddi, tam hukuk profesörü olacak bir adam. O zaman deseler ki “Samsun, Türkiye müziğini yönetecek adam olacak” diye, ben bile inanmazdım.

– Evet, en az 30 kilo eksiktim (kahkahalar). O yıllarda bile şov dünyasına karşı hep ilgili olduğumu hatırlıyorum. Bu insanlarla tanışmak, görüşmekten mutluluk duyuyordum. Meğer bu bir sinyalmiş. Her akademisyenin böyle bir sosyal çevresi yoktu ama ben gidip onlarla tanışıyordum.

* İlk tanıştığın ünlü kimdi?

– Sezen Aksu. Ben en tepeden başladım! O yıllarda üniversitede rektör Cem’i Demiroğlu’ydu. Biz de onun ekibindeydik. Sezen Hanım’ın bir sağlık sorunu olmuştu, yardımcı oldum ve tanıştık. Süheyl-Behzat Uygur, Fatih Aksoy… Onlarla tanışınca da herkesle tanıştım.

* Peki stüdyo aşamasında bir yapımcının en çok dikkat etmesi gereken nedir?

– Çalışma süresince motivasyonu düşürmemek. Bir futbol maçı gibi düşün, 90 dakika aynı olmalı. Sanatçıya sürekli full motivasyon yaparsan bir albümde ancak her şarkı güzel oluyor. 90 dakika bitene kadar herkes o albüme tüm yeteneğini koyacak. Bu zor. Bir de sanatçılar kırılgan insanlar. Bir yanlış söz, bir dedikodu, bir yanlış bakıştan bile hemen düşen insanlar. Çok dikkat etmek lazım.

* Dışarıdan bakınca ben seni Oz Büyücüsü’ne benzetiyorum; hepsinin iyi kötü yanları var ama bu kocaman egoları idare ediyorsun.

– Problem şurada; idare ediyorsun gibi değil ama onların yaşantısının bir bölümüne eşlik ediyorsun. Onların hayatları ile ilgili bir dönemlerinde, onların partneri oluyorsun. Eğer o dönemde onlar başarılı olursa, sen de başarılı ve kader arkadaşı oluyorsun. Ama başarısız olursa, artık seninle yürümek istemiyor! Yani, konum olarak benim en büyük zorluğum şu; birlikte çalıştığım insanların hep başarılı olmasını sağlamalıyım. Bu benim için büyük bir stres kaynağı. Ben bu başarı için, bütün hayatımı onlara adıyorum.

* Bir sürü parametre var başarı için…

– Beni bir teknik direktör gibi düşün, sahaya çıkıp oynayacak da onlar. Ben de önemli miyim, önemliyim ama sonuçta çıkıp kendisi şarkısını söylüyor, klibini çekiyor ve özel hayatını kendisi dizayn ediyor. Ve ona göre de sonuçlarını topluyor. Dışarıdan gözüktüğü gibi idare etme olsa mümkün değil, böyle bir idare eden dünyada yok, mümkün değil! Benim farkım ne? Ben, onların olduğu yerden daha fazlasını görebiliyorum. İnsanlar kendi işlerini yaparken detayları pek görmüyor çünkü.

* Bir de ünlülerin etrafı şakşakçılarla dolu.

– Sanatçılar da şakşakçılar yüzünden bir süre sonra gerçekleri göremiyor zaten. Bir sürü insan sizi alkışlıyor, yolda imza istiyor. Normal, herkes gerçeklik duygusunu kaybedebilir. Birinin dışarıda durup olaya bakması lazım. Yukarıdan bakarsanız, ileride trafik olduğunu görebilirsiniz. İBB programı diyor ya; o yola girme, yoğun. Bizim yaptığımız iş bu aslında, İBB gibiyiz.

EN BÜYÜK KAÇAMAĞIM UYKU

* “Beni her gün 40 kişi albüm yap diye arıyor” demişsin. Gerçekten öyle mi?

– Telefonumu şarj ediyorum ya, akşama kadar hiç konuşmasam bile şarj bitiyor. Numarayı bulup arıyorlar. Telefon sürekli çalıyor. O sırada beni tanıyan biri arıyor mesela, numara meşgul ya; “Biri ile konuşuyordun ama sonra bana geri dönmedin” diye o da kızıyor. O nedenle kendime plan yaparken her saatimi tek tek planlıyorum.

* En büyük kaçamağın nedir?

– En büyük kaçamak uyku. Bana diyorlar ki; adam gündüz işte, sabah beş olmuş hâlâTwitter’da. Çalışırken çok az uyurum. Ama her cuma günü mutlaka 15 saat uyuyorum. Bunu yapmazsam yıkılıyorum. Zaten dinlenmezsen bağışıklık sistemin çöküyor. Stres yüzünden birkaç kez yüz felci geçirdim, solunum yollarımda bir hastalık çıktı, nefes alamadım. Sağlık çok önemli. Bu sektörde sağlıklı kalma ihtimalin yok. Raks’tan girelim; beş yılda bitti. Prestij üç yılda çözülmüş. Universal, Uzanlar çözülmüş. Çünkü müzik dünyasında muhteşem bir sinir harbi var. Bir sürü ego, bir sürü fikir, sürekli çatışıyor. Şu anda benim 14’üncü yılım. İşte beş-altı daha yıl gidip sonra bırakacağım.

* Emekli mi olacaksın, inanmam!

– Ne yapacağım biliyor musun? Avukatlık! Hayatımda üç hayat yaşamak demek bu. Bir ömre üç kariyer sığdırmış olacağım. Akademik kariyerim, bu renkli dünya ve en son avukatlık.

AJDA PEKKAN CANI NE İSTERSE ONU YAPAR

* Tarkan’ın Avrupa, Amerika hayalleri ne oldu?

– Onu hep düşünüyor. O konuda da çok deneyim kazandı. Bir de yurtdışında bir değişim var. Müslüman sanatçılara karşı bir önyargı oldu. İkiz Kuleler’in yıkılmasından beri başlayan bir etki bu. Şimdi açıkça dile getirmiyorlar ama Müslüman bir sanatçının gençlerin idolü olmasını istemiyorlar. Bunu bana oradaki çok önemli bir CEO söyledi.

* Tüh, yazık olmuş! Müzik, insanları birleştirmeli. Peki Ajda Pekkan neler yapıyor?

– Ajda Hanım, önce yeni bir single çıkaracak, ardından albüm. Alaturka onun hayaliydi, Muazzez Abacı ile çıktı. Millet sanıyor ki, ona ‘alaturka’ denilince, o onu yapar. Hayır, Ajda Pekkan canı ne isterse onu yapar! O seviyede bir sanatçı.

BU YAZ KİMLERİN ALBÜMÜ ÇIKACAK

* Bu yaz kimlere albüm çıkartıyorsunuz?

– Gülşen, Gülben, Demet ve Nilüfer’i iki aya kadar çıkarıyoruz. Çok iyi albümler yaptık. Sibel Can’ın bir single’ı çıkacak. Murat Boz’un beklenen full albümü 21 Temmuz’da çıkıyor. Mustafa Sandal, müthiş yeni bir single çıkarıyor, ismi “Kadere Bak”.

* Yeni transferin Demet Akalın’ın “İntikam” şarkısına sahte tıklamalar yapıldığına dair yapımcı Polat Yağcı bir iddiada bulundu. Ne diyeceksin?

– Ben bu tip konularda elde kanıt olmadan bir şey söylemeyi doğru bulmuyorum. Ha, elde kanıt varsa da merci belli; gidecek savcılığa başvuracak. Bilişim polisi araştıracak. Bu iddialarla aslında, kendilerini ve tüm sektörü yıpratıyorlar. Şüpheniz varsa YouTube’a yazar, tıklama için bilgi istersiniz. Resmi dilekçe ile meslek birliğine başvuran bile yok. Burada dik durmak, erkek gibi davranmak ve dedikodu yapmamak lazım.

TARKAN SAYESİNDE AÇIKHAVA ÇAY BAHÇESİ GİBİ OLDU

* DMC tarihinde en çok satan albüm hangisidir?

– Sezen Aksu’dan “Bahane”, inanılmaz bir albümdü. “Adımı Kalbime Yaz”, Tarkan, o da tirajda ondan hemen sonra gelir.

* O zaman Tarkan’ı sorayım, yeni albüme girdi. Bence kariyerinin en riskli albümünü yapıyor.

– Bence onun en riskli albümü, son çıkan albümdü. Çok uzun yıllar albüm yapmamıştı. “Metamorfoz”, onun daha kendi istediği gibi, daha Batılı bir albümdü. Ondan sonra yapacağı albüm çok önemliydi. Eğer “Adını Kalbime Yaz” bekleneni vermese kötü olurdu. Aksine, müthiş bir patlama yaptı. O albümde biz şok olduk. 11 tane, art arda Açıkhava konseri… İlk defa onunla öyle bir şey yaşadık. Tarkan sayesinde, o kadar çok gittik ki, sonunda Açıkhava, çay bahçesi gibi gelmeye başladı. O çok titiz bir sanatçı. Onun gibi çıtayı bu kadar yükseltirseniz, işiniz hep stresli olur.

* Üzücü bir soruya geldik, rahmetli Kayahan ile ilgili… Ölümünden sonra hiç konuşmadın.

– Çok üzüldük biz hastalığını duyunca. O albüme hiçbir müdahalede bulunmadık, her şeyi kendi istediği gibi yaptı. O zaten ne kimseyi işine karıştırdı, ne de kimsenin onun işini gerektiği gibi yapacak yetenekte olduğunu düşünürdü. Bu albümün çıkmasına sevindim, bütün gençler onun eski şarkılarını öğrendi. Biz bu albümü yaparken “Bir ödül töreninde çıkıp, hepinize teşekkür ederim” diyordu, o olmadı maalesef. Bunu hatırladıkça üzülüyorum. Biz o albümü yaptığımız için mutluyuz. Müthiş bir yorumcu, besteciydi Kayahan Abi. Albüm, inanılmaz bir satışa doğru gidiyor. Eğer çift olarak hesaplarsanız, 270 bin sattı. Çünkü iki CD var.

Kaynak-HaftaSonu Dergisi

Exit mobile version