Seda Üren: Yıllar Sonra En Kaliteli Giderli Şarkıyı Ben Okudum

'Kırarım Bu Kalemi' ile uzun süren sessizliğini sona erdiren şarkıcı Seda Üren ile müzik ve özel hayatına dair konuştuk.

Merhaba Seda Hanım Müzikonair’a hoş geldiniz. Uzun zamandan sonra sizi yeniden müzik sektöründe görmek ne güzel. Özlediniz mi müziği? Neler söylemek istersiniz?

Aslında dinleyicilerimle 3 yıllık bir aradan sonra yeni şarkım ‘Kırarım Bu Kalemi’ ile bu kavuşmayı özlemiştim. Yoksa müzik her yaşantımın her anında benimle. Hatta hep şöyle derim ”Nereye gidersen gideyim. Allah sağlık versin” Sesim hep benimle ve yanımda. Şanslıyım.

Müzik hayatınız nasıl başladı? Ne zamandan beri ilginiz vardı?

Aileden genlerden geçerek diyebilirim. Rahmetli annemin ve babamın sesleri güzel. Babam gençliğinde Üsküdar Musiki Cemiyeti Emin Ongan mezunu. Açık hava gazinolarında büyüdüm. Ailem sanata sanatçıya değer veren müzik tutkunuydu. Dolayısıyla müzikle büyüdüm. 16 yaşında konservatuarı kazanmamla. 2 yıl içinde profesyonel olarak kendi müzik hayatım başladı.

Biraz da yeni çalışmanızdan bahsedelim. ’’Kırarım Bu Kalemi’’ isimli şarkınızla uzun bir aradan sonra müzikseverlerle yeniden buluştunuz. Öncelikle hayırlı olsun şarkınızda kimlerle çalıştınız? Hazırlık sürecinizden biraz bahsedebilir misiniz?

‘Kırarım Bu Kalemi’  söz ve bestesi Aykut Açık’a ait. Aranje Hatem Tutkus ve Erber Tutkus tarafından yapıldı. Prodüktörüm Erol Köse. Klip yönetmenim Burcu Bal.  Erol bey ‘Bir şarkı var gol’ dedi. İlk dinlediğimde sol göğsümde yumuşattım. Kalbim hissetti şarkıyı. Sözleri sesimin rengine müziği ruhuma katıp geldim bu şarkıyla.
23 yıllık müzik yaşantımda neredeyse çalışmadığım insan kalmadı. Bu projede taptaze ilk defa
çalıştığım, keyifle, enerjisi yüksek, büyük bir uyumla çalıştığım bir ekibe sahip oldum.

’’Kırarım Bu Kalemi’’ isimli çalışmanızla birlikte Z kuşağının yeni müzik tarzı trap ile yıllardır tarzınız olan fantezi-pop’u birleştirerek farklı bir sound yakalayarak yepyeni bir müzik tarzıyla sevenlerinizle buluştunuz. Risk aldığınızı düşünüyor musunuz?  Ayrıca şu ana kadar gelen dönüşlerden memnun musunuz?

Müziği bir iş olarak görseydim belki. Yaptığım müzikle duygularda sözlerde hissederek paylaşmak için yapıyorum. Mesleğimin en keyifli kısmı da bu. 2001’de giderli şarkıların ilki ‘Güle Güle’yi okuyarak bu akımı başlatmıştım. Yıllar sonra da en kaliteli giderli şarkıyı ‘Kırarım bu Kalemi’ şarkımızla yine benim okuduğumu düşünüyorum. Beğenilmesi ve kalem kırılma akımı başlaması ekipçe hoşumuza gidiyor.

Bildiğiniz gibi müzik dünyasına her gün yeni sesler katılıyor Aralarında çok başarılı olanlarda var. Sizin de takip ettiğiniz isimler var mı?

Mesleğim gereği çoğu işi takip ediyorum. Soundları, müziğin değişimini ve nasıl yorumlandığı detaylarını hep önemserim.

Bu arada müzik dışında bir dönem ATV ekranlarında ‘’Hoş Seda’’ isimli bir televizyon programı da yaptığınızı biliyoruz. Peki tekrar televizyon projesi düşünüyor musunuz?

Dinleyicimle olduğu kadar izleyici ile aramızda doğal, sıcacık bir bağ var. Bunu karşılıklı hissediyoruz. Projeler de geldi, pandemi girince araya kısmet olmadı. Yeni ve iyi bir projeyi büyük keyifle yaparım. Çünkü ekranı o ekrandan izleyenlerin evlerine misafir olmayı seviyorum.

Özellikle pandemi dönemiyle birlikte müzik sektörünün değişiminde dijital mecraların, sosyal medya platformlarının etkisi daha çok artmış durumda. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz? Sizce avantaj ve dezavantajları var mı?

Hepimiz yeni düzene ayak uydurmaya çalışıyoruz. Bunun için de en doğrusunu kaliteli biçimde olmasına özen gösteriyorum. Değişim nerde ne şekilde olursa olsun hayatımdaki en belirgin duruş önce saygı. Hatta bu yaşamdaki bazım. Saygı, kişiye her şeyi verir kazandırır. Başkalarının bu değişimdeki yanlışları veya dezavantajlarını görmüyorum.

Çalışma hayatınızın dışında başka bir ilginiz alanınız, merakınız var mı? Mesela hobileriniz neler? Ayrıca formunuzu nasıl koruyorsunuz? Neler yapıyorsunuz?

Evcimen bir yapım var. Hayatımda ilk önceliğim her zaman ailemdir. Şimdilerde iki çocuklu bir eşim. İş harici pek kendine ayıracak zamanı olamıyor. Ve hobi, kitap okumak hayatımın doğalında var. Az uyur az otururum. Günü ve işleri yetiştirmeye çalışırım. Boş duramam ağır iş yapmayı sevmem. Dakik ve planlıyım. Eşimle akşam yemeği sonrası çocukları uyuttuktan sonra onunla haber bakarız. Çocuklarımı dünyaya getirdiğimden beri 7 buçuk yıldır televizyonu pek açmam. Spor ne kadar yorgun uykusuz da olsam haftanın 5 günü vazgeçilmezim. Kendim için bedenen ve ruhen yaptığım önemli bir iyilik. Düzenli aile hayatı, sağlıklı yaşama borçluyum.

Son olarak Müzikonair okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?

Müzikonair ailesi ve okuyucuları ile bu röportaj sayesinde buluşmak çok keyifli. En kalbi duygularımla, sevgilerimi iletiyorum…

Exit mobile version