Serenad Bayraktar: Müzik Kariyerim Aslında Ben Doğmadan Başlamıştı

Serenad Bayraktar, MüzikOnair'dan Alper Ergez'e konuştu.

1. Merhaba MüzikOnair’a hoş geldiniz. Öncelikle sizi biraz yakından tanımak isteriz?

Öncelikle merhaba, ben Serenad :) 1998 Antalya doğumluyum. Doğduğumdan beri ailem sayesinde müzik ile iç içe büyüdüm. 3 yaşından 7 yaşına kadar bale eğitimi aldım ve daha sonra taşınmamız sebebiyle bıraktım. Aşırı hayvan sever ve duygusal bir yapım var ve yengeç burcuyum. Gezmeyi, keşfetmeyi, meditasyon ve yoga yapmayı çok seviyorum. Biraz spiritüel bir tarafım da var.

2. Müzik kariyeriniz, müziğe olan ilginiz nasıl başladı?

Müzik kariyerim aslında doğmadan başlamıştı. Annem ben daha doğmadan önce her gün kulaklıkla klasik müzik dinlettirdiklerinden bahseder. Daha sonra 2 yaşımda beni biraz kemana biraz piyanoya başlatmışlar, tabii o zamanlar ben neredeyse hiç hatırlamıyorum. İlk okul 1. Sınıfta annemin de şefi olduğu Trt Çocuk Korosu’nda uzun yıllar yer aldım. Daha sonra Eskişehir’e taşınmamız ile birlikte konservatuvar sınavlarını kazanıp 8 yıl boyunca klasik trompet bölümünde eğitim alıp Türkiye’deki eğitimimi tamamladıktan sonra Üniversite eğitimim için Hollanda Rotterdam Codarts konservatuvarını kazanıp Hollanda’da yaşamaya başladım. Codarts’da klasik müziğin yanı sıra Jazz, Dünya müziği, Elektronik müzik ile derslerimin olması sebebi ile stüdyo tarafına da ilgim oldukça arttı. Pandeminin gelmesi ile birlikte çokça boş zamanımızın da olması sebebiyle kendi şarkılarımı çıkartmaya başladım ve çıkartmaya devam ediyorum.

3. Yurtdışında bulunduğunuzu biliyoruz. Peki müzik hakkındaki fikirlerinizde değişimler oldu mu?

Farkında olmadan bir önceki soruda biraz giriş yapmış oldum bu konuya. Açıkçası beni dinliyor olmanızın, şarkılarımı paylaşıyor olmamın en büyük sebebi Hollanda’da okumam oldu. Burada farklı kültürlerin müziklerini görmek, dinlemek beni müzikal anlamda geliştiren en önemli şeylerden biri oldu. Tabii ki bunun sebebi Hollanda’da görmüş olduğum eğitim olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle trompet çalarken, şarkı söylerken, beste yaparken ve müzik dinlerken farkındalığım oldukça arttı. Bence farklı kültürlerin müziklerini dinlemek bile insan kulağının gelişmesinde büyük bir katkı sağlıyor.

4. Yeni çalışmanız “Kalp Kırıntısı” ile hepimizin karşısına çıktınız ve herkesi etkilemeyi başardınız. Peki şarkınızın oluşum sürecinden ve bu şarkınızda kimlerle çalıştığınızdan biraz bahsedebilir misiniz?

Öncelikle çok teşekkür ederim. Kalp Kırıntısı şarkımı aslında tamamen 14 Şubat Sevgililer Günü için besteledim. Aslında aklımda sevgililer günü için bir beste yapmak yoktu ilk başta. Fakat biraz müzik biraz da sözler ortaya çıkınca dedim ki bu şarkı sevgililer günü için olmalı. Biraz aşk, biraz sevgi, biraz üzüntü, biraz da kalp kırıntıları ekledim müziğimize :) Aslında yapım aşaması, klip çekimleri ile birlikte en çabuk ve kısa sürede biten çalışmamız oldu. Müzikal anlamda en çok kendim gibi hissettiğim ve kendimi en iyi ifade ettiğim şarkım olduğunu düşünüyorum. Tarz olarak R&B jazz üzerinden yol izledik. Stüdyo aşamaları çok keyifliydi. Stüdyo’da Prodüktörüm Genco Arı ile birlikte vokal kayıtlarını alıp sevgili Evrencan Gündüz’ün back vokalleri ve elektrik gitarları kayıt etmesiyle 3 gün içerisinde tamamen bitmiş halini dinledim. Bu gerçekten bir sanatçı için paha biçilemez bir duygu.. Ve şarkımızı bitirdikten sonra tabii ki Murat Joker ve şahane ekibi ile birlikte harikalar yarattık. Klibimiz de şarkımıza uyum sağlayan, sade siyah/beyaz çekimler gerçekleştirdik. Sizlerde de güzel bir etki bırakabilmek beni gerçekten çok mutlu etti.

5. Değerli müzisyen Genco Arı ile yolunuz nasıl kesişti?

Aslında birbirimizi çok uzun zamandır sosyal medya üzerinden sıkıca takip ediyoruz. Ben zaten kendisini konservatuvar yıllarımdan beri çok uzun zamandır takip ediyordum. Çıkarttığı albümleri, şarkılarını, aranjelerini hala ezbere biliyorum :) bu nedenle müziğine ilgim olduğu için bestelerimi kendisine dinletme ve fikir alma kararı aldım ve tanıştıktan sonra da bu güzel müziklerin dünya tatlısı kişiliği ile doğru orantıda olduğunu anladım ve o yaptığımız görüşme sonrasında bütün her şey kendisinin sihirli parmakları ile başladı diyebilirim. Kendisi ile çalışıyor olmak benim için en büyük şanslardan biri. Açıkçası kurduğumuz iyi ilişki ile birlikte Genco ve Burcu Arı’nın abi ve ablalığı sayesinde bütün güzel enerjilerimiz stüdyodan çıkan müziğimize güzel bir etki sağlıyor.

6. Kendinize belirlediğiniz mesleki bir hedefiniz var mı?

Tabii ki kendim için belirlediğim çok büyük hedeflerim var. Her zaman büyük hedeflerin insanları daha çok geliştirdiğini düşünüyorum bu nedenle hem klasik müzikte trompetçi kimliğim için hem de şarkı söylerken ki hedeflerimi her zaman en yüksekte tutuyorum. Ama hiç bir zaman değişmeyecek olan tek isteğim var, her zaman sahnede olmak ve müziğimi dinleyicilere aktarmak. Bir sanatçı olarak kendimizi en iyi, doğru ve hızlı bir şekilde ifade edebildiğimiz tek sahne oluyor. Okul hayatım boyunca bunu bazen iyi bazen kötü de olsa deneyimlediğim için bana tek enerji veren ve mutlu eden yer sahne aslında.

7. Son olarak Müzikonair okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?

Umarım keyifle müziklerimi dinliyor, beni takip ediyorsunuzdur. Sizlerden aldığım bu güzel enerji sayesinde çalışmaya, üretmeye durmadan devam ediyorum ve bu güzel röportajımız için de Müzikonair’e çok çok teşekkür ederim.

Sevgiler,

Serenad

Exit mobile version