Sertab Erener Yeni Albümü İçin Dinleyicilerine Çağrıda Bulundu

12 Haziran’da çıkacak yeni albümünün habercisi ‘Bu Dünya’yı kısa bir süre önce yayınlayan Sertab Erener, albümdeki her şarkının klibinin aynı gün lirik video şeklinde çıkacağını duyurdu. merhaba@sertab.com mail adresine klipte kullanılması için herkesten dans ederken şarkı söylerken çektiği videoları istedi.

Sertab Erener NR1 Türk FM ve Instagram ortak yayınında Kadir Çetin’in “Evden Eve” programına konuk oldu. Sertab Erener 12 Haziran’da çıkaracağı albümü ve pandemi döneminin nasıl geçtiği ile ilgili konuştu.

İşte o röportaj;

‘Bu dünya’ şarkısı sanki pandemi dönemini anlatan bir şarkı gibi olmuş. ‘Vur Yüreğim’ şarkısı da 1999 depremine denk gelmişti.

-Denk geldi, 2 ayrı tesadüf. Bazı anlar var herhalde benim dışımda da bu tesadüfe denk gelenler vardır. Çok önceden hazırladığım bir şarkıydı bu dünya. Bu sürecin içerisinde insanlara biraz ilaç olur bize iyi gelir diye single olarak çıksın istedim albüm çıkana kadar önceden verdim.

Vokallik kariyerine söz yazarlığını da ekleyen Sertab Erener’e “Bu dünya” şarkısının sözlerini nasıl yazdığı soruldu.

Albümde çok sözüm var, yanardağ patlaması gibi bir şey herhalde hepsini çok biriktirmişim, içimde saklamışım. İnsanların neyi biriktirdiği bilinç altına ne attığı belli olmuyor. Daha yazmaya devam ediyorum. bir sonraki albümde daha fazla yazmayı deneyeceğim umarım beğenirsiniz.

Ruhum 90’lar

-Sosyal medyada kullanıcılar Eurovision’u kazandığı yıllardaki fotoğrafını paylaşıp ah o günler diyorlar. 90’lardaki şarkılarınız ve şarkılar hala çok dinleniyor. Neden bunlara özlem duyuluyor olabilir?

-Ben 90’larda çıktım. Ruhum 90’lar. Şimdi kameraların arkasından ilişkiler kurmaya, elimizde telefonla iletişim kurmaya çalışıyoruz. Bir yere gittiğimizde herkes telefonlara bakıyor. Eskiden öyle değildi. Bu ruh hali şarkılara müziğe sözlere ruhumuza da yansıyor. Sanırım bundan kaynaklanıyor. 90’ların ruhu çok başka 2000’ler bana çok uzak geliyor.

-Sizi uzaktan görenler biraz soğuk gibi düşünüyor aslında sempatik ve sıcak kanlısınız.

-Bunu birçok kez çevremde de duydum. Aslında karşımdaki insanla ilgili bir durum. İnsanların özel hayat ve sosyal alanlarına saygı duyduğum için fazla sorgulamam. Kimsenin hayatı beni ilgilendirmez ben kendimi ilgilendiririm. Bu yüzden böyle algılanabilirim. Ama İş konusunda başka sorumsuzluğa, yalap şap işlere tahammül edemem sinirlenebilirim ama iş dışında insanlar ile ilişkilerim öyle değil.

Evde ne yapıyorsunuz bu süreçte?

-Cam silmeye kadar her şeyi yaptım ama silmedim. Camlar felaket görünüyor acaba silsem mi diye düşünüyorum ama henüz silmedim. Mutfağım her zaman temizdir evim temiz ve derli topludur. Anama çekmişim. Ev işi alışkanlıkları olan bir kadınım. Et, balık gibi yemekleri yaparım lazanya yapmışlığım bile var. Mutfakta vakit geçirmeyi severim. Bulaşık temizlemekle aram yok. Emre temizleri bulaşık makinesinden çıkarıyor bende kirlileri koyuyorum. Emre maço değil yardımlaşıyoruz, yan yana işlerimizi yapıyoruz.

Sizin için ‘Gittikçe güzelleşiyor’ diyor takipçiler sırrı nedir diye soruluyor.

-Anneme çekmişim. Annemin de cildi güzeldir babaannemler de Çerkez’dir. Onların taraf da öyle. Genetik herhalde. İyi besleniyorum spor yapıyorum ama 2 aydır spor yapmıyorum. Sabahları meditasyon yapıyorum. Evden online spor motivasyonunu kendimde bir türlü bulamadım. Kilo almadım çok karbonhidrat seven biri değilim. Sebze yemeklerine yüklendim oradan yırttım.

Sertab Erener dijital çağı yakaladı mı?

Açıkçası YouTube’da Youtuber diye bir olgu var ama benim işim o değil. YouTube’da bir kanal kurmak ve orayı var etmek gibi bir amacım var orayı besliyorum şimdilik. Yeni videolar yapıyoruz. Keşke ben söyleseydim dediğim şarkılar vardı o niyetle çıktım yola. Söylediğim şarkıları küçük küçük söylemeye devam edeceğim.

Bazı pop müzik sanatçıları pop müzik bitti diyor ne düşünüyorsunuz?

Biraz moda gibi bir şey. İnsanlar dönem dönem bazı akımları takip ediliyor, hayat gibi, doğa gibi müzikte devinim içinde hiçbir şey kalıcı değil.2 yıldır rap müzik yükselişte. Dönem dönem bir şeyler yükseliyor dönem dönem tarzlar yer değiştiriyor.

Sertab Erener lüks yaşamayı seviyor mu?

Benim para ile satın almayı hayal ettiğim çok şey yok. Bundan 5 katı param olsa da gidip uçak, daha büyük ev almazdım. Paramı şova harcar, dünyanın en iyi prodüktörü ile çalışır yine müziğe yatırırdım. Müzikalde de öyle yaptım. Başka bir yerden kazandığımı müzikale harcadım. Ne kadar az şeyin varsa o kadar özgürsün bu hayatta. Benim için en ideal şey yettiği kadar kazanmak.

En büyük çılgınlığım pilotluk!

Hayatta yaptığınız en büyük çılgınlık nedir?

-Sivil havacılığa bir merak sarmıştım. Bir ara baya uçuyordum. Chesna tipi uçak lisansı aldım. İstanbul’dan İzmir’e uçakla ben uçuyordum. Onno’yu uçak kazasında kaybettiğimizde ben de elimi ayağımı çektim. Şimdi bana bu büyük bir çılgınlık gibi geliyor.

En büyük dönüm noktası?

-Eurovision. Sanırım bu kadar çok gurur kaynağı olmam, daha büyük kitlelere müziğimi dinletmem, Eurovision’dan aldığım ödülle buraya dönmem en büyük dönüm noktam.

Müzik mi aşk mı?

İkisini de birbirinden ayıramam. Benim için müzik aşk demek, aşk müzik demek. Eşime aşığım. Aynı zamanda birlikte müzik de yapıyoruz.

“Politikacı alsam kültür ve sanat etkinliklerinden vergi almam”

-Siyasete girmeyi düşündünüz mü?

Ben politikaya bulaşmak istemem dünyanın en sıkıcı ve yıpratıcı işi olduğunu düşünüyorum. Politikacı olup sağlam durmak çok zor. Sanatçıyken de gücü iyi idare etmek lazım. Güce sahip olan politikacıların da onu iyi kullanamadığını bazen gördük. Ama illa olmam gerekirse kültür bakanı olurdum. Konser ve tiyatro ile ilgili vergilerin düşürülmesini isterdim. Sanat su hava gibi bir şey bunun için en uç şeyleri yapardım.

-Bu salgın ile ilgili konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu süreçte çok şey okudum. Doktor arkadaşlarımla çok konuştum. Dünyanın ısınması, okyanusların kirlenmesi buzulların erimesi çok fazla insan olmamız, vahşi doğaya müdahale edip bazı ırkları yok etmemizden kaynaklandığını düşünüyorum. Doğa şunu yapıyor; Çok fazla virüs üretiyor ki bazı hayvanların soyunu sürdürmesi gerekiyor. Vahşi hayvanların pazarlarda satılması gibi olayların olması, insanlar çok fazla doğaya müdahale etmesinin sonucudur diye düşünüyorum. Virüsün laboratuvarda üretildiğini düşünmüyorum.

 

Exit mobile version