Zaman kimselere aldırış etmeden akıp, kendi hükmünü sürerken; muhtemelen bize kalan en değerli şey anı biriktirmek oluyor.
İşte o anılara eşlik eden ve unutulmaz kılan harika şarkılar, iyi ki varlar.
Yeni yazımda kişisel gündemimde yer alan ve en nefis halleriyle son aylarda hayatıma eşlik eden şarkılara yer verdim.
Ebru Gündeş & Aşığım Hala
Bundan 5-6 yıl öncesine kadar; bir albümün yayımlanması sıradan bir durum olarak karşılanırken, müzikte yaşanan dijital dönüşümle birlikte ortalama 10 şarkılık albümlere hasret kaldık.
O ihtişamlı albümlerin yerine, peşi peşine çıkan single’ları koymaya çalıştık ve kendimizi avuttuk. Mecbur…
Tüketim alışkanlıklarının değişmesi, insanların herhangi bir üründen sıkılma ve vazgeçme süresinin kısalmasıyla birlikte; albüm yayımlama fikri de maddi ve manevi açıdan yorucu bir hal aldı.
Her şey bu denli zorken; değişen düzene aldırış etmeyip, kendi bildiğini okuyan bunu da çok iyi yapan sanatçılarımıza, extra saygı duyuyorum.
Bu yüzden Ebru Gündeş’in dinleyicisini single’lara mahkum etmeyip, dopdolu bir albümle ödüllendirmesine de extra yükseliyorum.
1993’te startını verdiği görkemli stüdyo kariyeri boyunca fire vermeden yola devam eden, yüksek tirajlar ve çok büyük hitler yaratarak, Türkiye’nin en önemli yorumcularından biri haline gelen Ebru Gündeş’in; kariyerinin 16. albümü: ‘’Aşığım Hala’’. ‘Ahhh nerde eski Ebru Gündeş albümleri?’ diye hayıflananlara kötü bir haberim var.
Artık hiçbir şey eskisi değil. Alışkanlıklar, beğeniler, toplum yapısı… Bambaşka bir dünyada nefes alıyoruz artık.
Değişen sayısız duruma ilave olarak; müziğimizdeki tıkanma, bestelerdeki tekdüzelik; maalesef hepimizin aynı anda gündemine düşen o devasa hitlerle aramıza engeller koymamıza, geçmiş dönem şarkılarına özlem durmamıza neden oluyor.
Tüm bu detayları geçtiğimizde, yayımlandığı günden beri radarımda olan Ebru Gündeş’in ‘’Aşığım Hala’’ albümündeki görkemli düzenlemelere ve eşsiz yorumlara herkesin mutlaka göz atmasını tavsiye ediyorum.
Uzun ve detaylı stüdyo çalışmalarının bir ürünü olan düzenlemelerin, Ebru Gündeş’in herkesçe malum gürül gürül yorumuyla buluştuğu noktalarda iyi ki böyle güçlü ve lezzetli bir yorumcu bu topraklarda yaşıyor düşüncesi güçleniyor zihnimde.
Ebru Gündeş’in büyük bir merakla beklediğim ve kavuştuğuma değdi dediğim bu albümünden; ‘’İki Nefes’’, ‘’Vakitsiz Geldin’’, ‘’Bembeyaz’’ ve ‘’Çakır’’ gibi şarkıları büyük bir hazla dinlediğimi, özlemini hissettiğimiz o eski hitlerin yerine de koyabildiğimi söylemeliyim.
Edis – Baran Mengüç & Ayyaş
Ah, yok mu şu caziben
Sabahı gece eden andaki ifaden!
Şarkının ilk cümlelerini duyduğumda ‘’vay be’’ demiştim.
Şarkının gergin ve mesafeli bir atmosferde başlayan girişi ve sonrasında hiç bozulmayan, sürekli daha çekici bir hal alan o coolluk ve elbette karanlık hava!
Öncelikle Edis ve Baran Mengüç buluşmasını ilginç aynı zamanda çok keyifli bulduğumu söylemeliyim.
İkilinin gerek şarkıdaki gerekse video klipteki uyumu: 10/10
Son dönemde ucuz ve sıradan video kliplere sırtını yaslamakta hiçbir sakınca görmeyen pop yıldızlarına inat, özen ve kalite seviyesi yüksek bir video klip hazırlanmış.
‘’Ayyaş’’ için; son zamanlarda izlediğim en iyi Türkçe video kliplerden biri diyebilirim. Şarkının karanlık atmosferine o kadar nefis dokunuşlar yapılmış ki, şarkının albenisi maksimum bir seviyeye ulaşmış. Gerçekten bravo!
Edis’in yıllar içinde kazandığı statü ve dinleyici üzerinde yarattığı pozitif etki malum.
Baran Mengüç de kitleler için her an cazip bir isme dönüşmeye müsait potansiyelde.
Bu noktada popstar apoletini takmış biri olarak Edis’in, genç bir müzisyene el verme durumu gerçekten takdire şayan.
Söz yazarı ve besteci kimlikleriyle bu şarkıda varlığının altını çizen Baran Mengüç; video klipteki tavrıyla da farklılaşmayı başarıyor.
Tüm bu pozitif etkilerle Baran Mengüç, aynı çizgide özen seviyesi yüksek prodüksiyonlarla serüvenine devam ederse, orta ve uzun vadede ‘’winner’’ olabilir.
Özetle: Aşırı cool atmosferi, soğuk düzenlemesi ile ‘’Ayyaş’’ benim için oldukça güzel bir sonuç veriyor.
‘’Anlamıştım o elini, ah, tutunca
Sığar mı dünya ele avuca’’ sözleriyle başımı belaya sokan ‘’Ayyaş’’, bana bu ikiliden yeni şarkılar için hayaller kurdurmaya yetiyor.
Hande Ünsal & Yangın
Duruşuna ayrı, müzikal üretimlerine ayrı tav olduğum bir isim Hande Ünsal.
Stüdyo kariyerinin startını verdiği ilk günden beri, sayısız şarkısıyla kişisel gündemimde yer aldı.
Şarkılarındaki doğallık ve samimiyet; bence her daim koruduğu liste başarılarının sırrı.
Hem piyasa koşullarıyla uyumlu kalıp hem de kendi olabildiği, anlam açısından fakir cümlelere sığınmadığı için ışığına ışık katmakta.
Zorlamasız, trendlere aldırış etmeden içinden geldiği şekilde ürettiği eserler, beni 2000’lerin başında hissettirmeye devam ediyor.
Hande Ünsal’ın Ocak sonunda dijital platformlara servis ettiği ‘’Yangın’’ ilk dinlediğim anda beni ikna eden, işte bu dediğim bir şarkı oldu.
‘’Bu aşk ben de bi’ yangın, bi’ hüzün var beni sardı’’
‘’Düştüysem kaldır, hiç gitmezsin sandım’’
‘’Bu sevdanın katili aşkı unutandır’’
Şarkı içerisinde bana sihirli anlar yaşatan, birçok yer mevcut.
Şarkını hüzün yüklü ruhunu cilalayan ve su gibi akan Ozan Bayraşa imzalı düzenlemesine de ayrı yükseldim.
Yangın’da kesinlikle bir aranjenin şarkıya neler katabileceğini ve ne denli önemli olduğunu yeniden görüyoruz.
Özetle: ‘’Yangın’’ bütün olarak çok beğendiğim, yayımlandığı günden beri aynı haz oranıyla dinlediğim saf kan bir pop şarkısı olarak hayatımda duruyor.
Ziynet Sali & İmkansız Bir Aşk Denir
Ziynet Sali, 2000’ler ve 2010’larda yayımladığı zincirleme albümlerle; hatırlarımda çok özel ve önemli bir yerde duran özel bir yorumcu.
Kişisel olarak her zaman gönlümü çalmaya hazır duran Ziynet Sali’nin; yıllardır koruduğu istikrar, attığı doğru adımlar ve işine yaptığı yatırım; onu takvimler 2024 yılını gösterdiğinde halen kategorisinin en fazla talep gören isimlerinden biri yapıyor.
Üretkenliğinden asla taviz vermeyen, daima günceli yakalayan Ziynet Sali’nin son single çalışması: ‘’ İmkansız Bir Aşk Denir’’
Şarkının bende yarattığı temel duygu ‘’naiflik’’ oldu.
Yitirdiğimiz değerler, ilişkilerdeki samimiyet kaybı ve nihayetinde azalan hatta kaybolan aşk…
Tüm bu negatif durumların içinde özlediğimiz, o gerçek hisleri hatırlatan, sevme hislerini tetikleyen bir şarkı bu.
Duyar duymaz sarıldığım, adeta zamanı geri sardığım şarkının video klibi de en az şarkı kadar samimi.
Mustafa Ceceli’nin şarkının ruhunu okşayan, aşırıya kaçmaktan kaçınılmış sade ve özenli düzenlenmesi ise şarkının güzelliğine güzellik katmış.
Az bazen bu kadar çoktur işte…
Böyle sade ve incelikli dokunuşlarla da ışıl ışıl parlamak mümkün olabiliyor.
‘’Görmem sanmıştım seni yanında başkasıyla’’
‘’Gündüz bir şey hissetmedim, gece bıçak karnıma’’
‘’Yazsam bu hikayeyi, alsam gömsem toprağa
Yıllar sonra bulunur, imkansız bir aşk denir.’’
Sözleriyle bu ara zihnimde dönüp duran ‘’İmkansız Bir Aşk Denir’’, Ziynet Sali’nin her zamanki etkileyici sesiyle, benim için çok kıymetli bir armağan oldu.
Mert Demir & Cehennemin Dibi
Mert Demir; açık ara farkla sen dönemin en dikkat çeken, yıldızı en fazla parlayan isimlerinden.
Mabel Matiz’le işbirliklerinden doğan ‘’Antidepresan’’ ile popüler bir kimlik ve sektörde extra güç elde eden Mert Demir’in üretimlerinin ve başarılarının devamı geldi.
Kişisel gündemimde yer almasa da ‘’Ateşe Düştüm’’ dijital platformlarının zirvesinden uzun bir süre düşmedi.
Hatırı sayılır liste başarılarına imza attı.
Aralık sonu yayımladığı ‘’Cehennemin Dibi’’ ise, Mert Demir’in diskografisi içinde en tutkuyla bağlandığım şarkı oldu diyebilirim.
Şarkının kapak görseli de ruhu da 90’lar…
Genel enerji çok güzel, düzenlemeye ne kadar titizlenildiği ve ilmek ilmek işlenildiği belli.
Ve büyük bir samimiyetle kurulmuş o sözler…
‘’Ya benim ilacımsın, ya en büyük acımsın’’
‘’Ellerin elimde bitmeyen bir nehir, yoksan her şey zehir.’’
‘’ Cehennemin dibidir, senin olmadığın yer’’
Şarkı içinde tuzağına düşüp, tutuklu kaldığım yer sayısı o kadar çok ki…
Sonuç olarak; Mert Demir’in her zamanki dingin ve etkileyici yorumuna ilave olarak; samimi sözleri ve melodisi ile su gibi akan ‘’Cehennemin Dibi’ 2,5 aydır aklımda dans ediyor. Ve bu süre benim için epey uzayacak gibi duruyor.
Cihan Ölçek & Ben Senin Bildiğin Erkeklerden Değilim
2018 tarihli ‘’Anahtar Teslim’’ ile müzik kariyerinin startını veren Cihan Ölçek; aradan geçen zamanda az ama öz üretmeyi tercih etti.
Yaşam içindeki arayışların ve sonrasında kendini buluşların daha da zorlaştığı bir dönemde; yeni yolları denemekten imtina etmedi ve çoğunlukla yüreğinin sesini dinledi.
Nitekim vardığı noktada; daha olgun, kendinden emin, odağında iyi müzik yer alan bir müzisyen görüyoruz.
Cihan Ölçek’in keyifle takip ettiğim bu serüveninin son ürünü ise bir cover.
Popüler müziğin iz bırakan isimlerinden biri olan Levent Yüksel’in epey ilginç bir isimle 1996 yılında piyasaya sürdüğü, ‘’Levent Yüksel’in 2. CD’si’’ adlı albümünün açılış şarkısı olan ‘’’Ben Senin Bildiğin Erkeklerden Değilim’’i Cihan Ölçek’in kendine has lezzetli ve farklı dokunuşlarıyla yeniden dinliyoruz.
Şarkının son model düzenlemesinde gördüğümüz Ozan Sarıboğa, 90’lar ruhunu itinayla koruyup üzerine zamanın heyecan yaratan detaylarını eklemeyi es geçmemiş.
Müzikal açıdan ince elenip sık dokunduğu belli olan, doyurucu bir alt yapı sunmuş.
Bu yönüyle, söz konusu şarkıda sırf trend diye ‘’trap – rap’’ sularında gereksiz heveslere girilmediği için de ayrıca mutlu oldum.
‘’Ben sevdim eller aldı, kalk gidelim kavruk kalbim.
‘’ Gül derdim, diken yağdı’’
‘’Sen öyle dik dur, ben sana eğileyim’’
‘’Senin için kanıyorum yar’’
Özlediğim, eksikliğini hissettiğim bu denli dolu ve zengin cümleleri; yeniden hayatıma dahil edip, kalbime işlemeyi sağlayan bu enfes cover, zamanıma eşlik etmeye devam ediyor.
Demet Sağıroğlu/ Resmen Haksızlık
Demet Sağıroğlu, 90’lardan günümüze hepimizin anılarında özel bir yer edinmeyi başaran, ses kalitesi ve yorumculuk gücü konusunda hemfikir olduğumuz özel bir müzisyen.
Demet Sağıroğlu’nun uzun bir süre Amerika’da yaşaması ve üretim aralıklarının uzaması sebebiyle, müzikten uzaklaştığı yönünde bir algı oluştu.
Bu süreçte ara ara single’lar yayımlasa da bunlar maalesef genel dinleyicinin odağında yer alan, liste başarıları yüksek işler olamadı.
Nihayet bu tutukluk ve uzaklık son bulduğunu söyleyebiliriz.
Demet Sağıroğlu’nun kendine çok yakışan sahnelere döndüğü ve müzikal üretimlerine yeniden yoğunlaştığı parlak bir döneme şahitlik etmeye başladık.
Demet Sağıroğlu’nun Şubat 2024’te dijital platformlara servis edilen şarkısı; ‘’Resmen Haksızlık’’ı yeni bir dönemin startını vermesi, yarışa yeniden dönüşü işaret etmesi açısından değerli buluyorum.
Söz ve müziğinde pop müziğin en üretken ve popüler isimlerinden Murat Güneş’i gördüğümüz ‘’Resmen Haksızlık’’ radyoların beğenisine açık, akıcı ve akılda kalıcı bir pop şarkısı.
‘’O evde ben yoksam sana yan oda bile gurbet’’
‘’Kaç damla gözyaşıyla ödenir ki yalnızlık?’’
‘’O zamandan bugüne bi’ gece uyuyabilmiş mi?’’
Özellikle son günlerde kendimi bu sözleri mırıldanırken bulduğum zamanların sayısı hiç de az değil.
Sadete gelirsem; uzun zaman sonra Demet Sağıroğlu’nun eşsiz sesinden genele hitap eden, radyo dostu bir şarkı duymak çok iyi geldi. Umarım süre açılmaz ve bu güzel projenin devamı gelir.
Atalay Erol | Müzikonair
