Yabancı şarkılara türkçe sözler yazmak üzerine biraz aydınlatıcı biraz eleştirel bir yazı yazmanın zamanı geldi de geçiyor bile.
Sevgili müzik severler ve sevgili meslektaşlarım günümüzde yurt dışı menşeli pek çok editör firma ülkemizde toplanan üç kuruş telifi de yabancı sermayenin cebine koymak konusunda çok ustalıklı bir çalışmayı ifa ediyorlar. Hakları yurt dışında olan bir takım şarkıları müzik sektörünün ana arterlerine pompalayarak toplanan teliflerin yurtdışına kaçmasına ışık düşürüyorlar. Yani günümüzde adaptasyon denilen bu ticari manevra aslında emperyalizmin sanat alanındaki en ustalıklı oyunlarından birini oluşturuyor.
E ne var bunda canım , yıllar yılı Ajda Pekkan’ın pek çok şarkısı böyle yapılmadı mı Türkiye’nin bir sürü bir sürü sanatçısı bu yolla sevenlerine seslenmedi mi diyeceksiniz ? Kesinlikle evet. Buraya kadar zaten diyecek sözüm de yok. Sözlerim şurada başlıyor. Siz kalkıp dünyaya mal olmuş bir Beatles Yesterday şarkısını , Queen’den bir Love of my life ‘ı veya Scorpions’ın Still Loving You’sunu türkçeleştirirseniz ve bunu da çok iyi yaparsanız bizler burada bayıla bayıla dinleriz ancak öyle olmuyor. Çok daha iyisinin ülkemizde bu cografyada yasayan yetenekli müzisyenler tarafından üretilmişi varken bir takım oyunlarla 3.sınıf yabancı müziklerin adaptasyonu pompalanıyor ve burada toplanan her telif yabancı sermayenin eline geçmiş oluyor. Yani yabancı bir tohumu senin tarlanda ekip büyütüp sonra kendi ülkesinde yiyor. Bunu da burada yabancı sermaye ile alt editör vasfıyla iş birliği yapan editörler tezgahlıyorlar.
Ülkemizdeki bir takım yetenekli söz yazarları bilmeden bu oyuna alet oluyor ve aslında bir çoğu yine bilmeden çok büyük bir suça da iştirak ediyorlar ,
Nedir o suç ;
Yabancı bir şarkının adaptasyonu o şarkının orjinaline sadık kalınarak çeviri yapılmak zorundadır. Bu uyarlayış sadece çevirilen dilin esnekliği sınırlarınca ufak değişikliklere anlayış göstermektedir. Yani şarkı Hanya’dan bahsederken siz onu kendi dilinizce Konya olarak değiştirip , dönüştüremezsiniz. Bu eser sahibinin manevi haklarına tecavüze girer ve çok büyük bir suçtur. Yarın öbür gün bunların aslına sadık olup olmadığını kontrol edecek olan bir editör , ticari uyanıklıklarla yapılmış olan bu yüzlerce hatta binlerce manevi tahribatın hesabını mahkemede soracaktır ; Eflatun demişti dersiniz. Müzik alanında değil de edebiyattan bir örnekle anlatayım ; Dostoyevski’nin SUÇ VE CEZA romanını siz kalkıp bir savaş hikayesi olarak çeviremezsiniz , ama bu daha iyi satacak gibi bir fikirle bir eserin yönünü kendi ticari zekanıza akortlayamazsınız bu büyük bir vandallık ve sanatsal ihanettir. Ülkemizde yapılan adapteleri orjinaliyle karşılaştırma imkanı olanlar varsa lütfen birgün baksınlar ne demek istediğimi anlayacaklardır.
Buradan bütün adapte eserlere karşı çıktığım manasına erenler büyük bir yanılgıya saplanırlar , dediğim gibi dünya müziğinde yazılmış muhteşem melodileri Türkçe olarak dinlemek hepimizi çok sevindirir ki geçmişte yapılmış muhteşem örnekleri halen çalıyor ve söylüyoruz ancak bu durumu yurt dışındaki yabancı sermayeye para kazandırmak yolu olarak görenler oyunlarının farkında olduğumuzu bilsinler. Ülkemizde bunca iyi besteci söz yazarı varken eften püften şarkıları pompalamaya devam ederseniz zaten sallanmakta olan bu yapının altında ilk sizler kalırsınız ve Eflatun diye bir adam var o söylemişti dersiniz.
önemli not : Yenikapı ruhuna yakışır bir şekilde sanatçılarını Yenikapı’ya havadan karadan denizden götüren yapımcı abilerim bu ülke için ille de bir şey yapmak istiyorlarsa eften püften yabancı şarkılara söz yazdırmayı bıraksınlar da bu ülkede zar zor toplanan telifi yani milli serveti yabancı sermayenin cebine koymanın önüne geçsinler.
eFlatun | MüzikOnair