“Şu Anki Furya Rap Değil, Rap Olduğu Zannedilen Bir Pop”

Murat Dalkılıç, Hürriyet gazetesinden Hakan Gence’nin sorularını yanıtladı. Dalkılıç son dönemlerde rap müziğin popüler olmasıyla ilgili söylediği, “Biz o sound ülkeyi yakalasın diye üç sene beklemiş oluyoruz. Mesela şu an bir rap furyası var. O da rap değil, rap olduğu zannedilen bir pop. Bunun da çok çok önceden ülkemize gelmiş olması lazımdı. Bir de şu an camiada çok saçma bir kalabalık var. Temizlense ve sadece iyi arkadaşlar kalsa mutlu olurum” sözleriyle dikkat çekti.

İşte O Röportaj:

18 senedir sahnelerde, 12 yıldır albümleri ve hit şarkılarıyla hayatımızda. “Ben ara ara popstar oldum, yorulduğum zaman çekildim” diyor. Hande Erçel’le ilişkisinden “Daha iyi olamazdı” diye bahsediyor; hayatının en bilinçli dönemini yaşadığını anlatıyor. Polat Yağcı, Hande Yener ve Berkay’la tartışmalarını açıksözlülükle dile getiriyor. Murat Dalkılıç’la yeni albümü ‘Afeta’ için buluştuk. Özel hayatını, pop dünyasını, oyunculuğu ve müzik dışında yaptığı yeni işlerini konuştuk.

12 senedir hayatımızdasınız. Bu kadar uzun zaman popstar olarak yaşamak zor mu?
– Aslında 12 sene boyunca popstar değildim. Ara ara popstar oldum. Sonra geri çekildim.
 Neden?
– 12 yıl boyunca öyle yaşamak çok zor. O konsantrasyon ve motivasyon insanı delirtir.
 Neden delirtsin?
– E sürekli insanların gözü önünde, onların olmasını istediği gibi biri olmak bence delilik. Bazı insanlar sadece böyle şeyler yaşamak için yaratılmış olabilir ama bazı insanlar da bu gelişimimin bir parçası olsun diye düşünür. Ben de “Popstar olmak benim tekamülümün bir parçası olsun” diye düşündüm. Popstarlık beni bütünüyle sarsın ve emip götürsün istemiyorum.
Bu mesafeyi nasıl koydunuz?
– Kendime alanlar yaratmasını bildim. Yorulduğum zaman çekildim. Tekrar popstar olmak istediğim zaman da pop-star oldum. Bu konuda da kendimi tebrik ediyorum.
Yeni albümünüzün adı, ‘Afeta’. Ne demek?
– Arapça kökenli, astrolojik bir terim. Gökten gelen, yaşam veren gibi anlamları var.

Beşinci dinleyişten sonra kopamayacaksınız
 Nereden buldunuz?
– Son zamanlarda tarihöncesi çağları çok kafaya takıyordum. Biraz bilgilerimi tazelemek istedim ve o sırada ‘afeta’ sözcüğünü gördüm. Çok güzel albüm adı olur diye bu isimde bir şarkı yaptım.
Beğendiğiniz bir tek kelime üzerine koca bir şarkı yazabiliyor musunuz?
– Evet. Bir kelime bazen bir hikâye yaratıyor. Çok okuduğum için de son dönemde hiç duymadığımız kelimelere takılıyorum.
Nasıl başladı bu kelime takıntısı?
– Şimdiye kadar milyonlarca şarkı yapıldı, söz yazıldı. Ben de hiç anlatılmayan şeklini bulup insanlara başka türlü sunmak istedim.
 Bu albümde bunu başarabildiniz mi?
– Evet. Albümü dinleyince, “Vay, inanılmaz bir sound” falan demeyeceksiniz, bildiğimiz altyapılar ama anlatımlar ve dili bambaşka. Çok memnunum. Pozitif, şıkır şıkır bir havayla albüme gireceksiniz. Sonra acıklı şarkılar olsa bile o pozitif havadan hiç çıkmayacaksınız. Bir daha dinlemek isteyeceksiniz. Beşinci dinleyişten sonra da kopamayacaksınız. İçinde 10 yeni şarkı var. Bir de son single şarkım ‘Son Liman’ı ekledik. Toplam 11 şarkı.
Pire için yorgan yakarım
 Kendiniz söz yazdığınız halde neden yeni şarkılar için üç buçuk yıl beklediniz?
– Aslında bir albüm hazırlamıştım. Ama bazı sebeplerden dolayı çöpe attım. İyi ki öyle olmuş.
m Neydi o sebepler?
– Beraber çalıştığımız müzisyenlerle aramızda problemler oldu. Bir şeye kızdım.
Bir kızgınlık anında böyle her şeyi yakar mısınız?
– Evet, pire için yorgan yakarım. Hiç üzülmem ve bütün dünyayı yakarım.
Bu camiada doğru ilişki için iki
tarafın da ünlü olması lazım
Çapkın bir adam mısınız?
– Herkes beni tipimden ve söylediğim şarkılardan dolayı çapkın zannediyor ama değilim. Düzen adamıyım. O düzenin dışına çıktığımda hasta oluyorum, kendimi iyi hissetmiyorum.
Bir dönem sizi şarkılarınızdan çok ilişkilerinizle magazinde gördük. Bu tespitime katılır mısınız?
– Çok! Hatta bazen o kadar bunaldım ki… Bir baktım yaptığım işlerin hepsi göz ardı edilip geri planda kalıyor. Mevzu karıştırılmaya başladı. Sıkılıp bunaldım, üzüldüm ama yapacak bir şey yok.
 Ama ünlü sevgiliden de vazgeçmediniz…
– Öyle demeyelim. Hayat bu şekilde karşıma çıkardı, bu şekilde oldu. Ayrıca iki ünlü kişinin sevgili olması birbirlerini kolay anlamalarını sağlıyor. Bu camiada doğru ilişki için iki tarafın da ünlü olması lazım.
Nasıl bir âşıksınız?
– (Düşünüyor) İyiyim ya! Hayatım boyunca romantik olmadığımı iddia ederdim. Sonra bir döndüm baktım ki yazdığım şeyler hep romantik ve bunu kabul ettim.
 Peki Hande Erçel’le birlikteliğiniz nasıl gidiyor?
– Çok güzel. Daha iyi olamazdı.
Erçel’le annesinin hastalığı döneminde ayrıldığınız, onu yalnız bırakıp vefasızlık ettiğiniz yazılmıştı…
– O işler göründüğü gibi olmuyor. Biz de her şeyi basınla paylaşamıyoruz. O zaman da kendi kendine bir şeyler yazıyorlar. Eğer dediğin gibi bir şey olsaydı şu an birlikte olamazdık zaten.

Herkese kendi aşkı dünyanın
en güzeli gelir, geri kalanı bacısı olur
Albümdeki ‘Müjgan’ isimli şarkıyı kız arkadaşınız Hande Erçel’e yazmışsınız. Neden şarkının adı ‘Hande’ değil de ‘Müjgan’?
– Müjgan kadın ismi değil ki (gülüyor). Kirpik, göz yaşı demek…
Şarkıyı Harbiye konserinizde söylediğinizde “Sen insansan diğerleri ne?” sözleri tepki çekti…
– Bir kadının çok güzel olduğunu diğerlerinin bir şeye benzemediğini söylemiyorum aslında. Herkese kendi aşkı dünyanın en güzeli gelir, geri kalanı bacısı olur. Aslında bu şarkıda da “Benim için sen önemlisin, senden başkası değil” diyor. Güzel, kinayeli bir espri sadece.
 Âşık olduğunuz kadına bir şarkı yazıyorsunuz. Albüme koyuyorsunuz. Sonra ilişki bitiyor. Ve hayatınız boyunca bu şarkı sizi takip ediyor. Zor olmuyor mu?
– Elmayla armutu karıştırmamak lazım. Hep gönlünle hareket edersen çukura doğru gidersin. Duygularınla iş yapsan da profesyonel bir şarkıcı olduğunu unutmamalısın. Ayrıca biten bir ilişki de bitmiş oluyor. Eğer hâlâ aklına geliyorsa orada problem var demektir.
Biten bir ilişki, sizin için her şeyiyle geçmişte mi kalır?
– Biter, hiç esamisi okunmaz.
m ‘Bir Güzellik Yapsana’, ‘Derine’ gibi şarkılarınızda hep seksi içerikli sözler söylediniz. Libidonuz bu kadar mı yüksek?
– Yok ya! Ayrıca o şarkıların sözleri bana değil Gülşen’e aitti.
Sebep Gülşen yani…
– Kendimi seksi, yakışıklı bir adam olarak konumlandırmayı hiç düşünmedim. Tatlı tatlı kenardan şarkımı söyleyeyim, suya sabuna dokunmayayım kafasındaydım. Gülşen bu konuda, “Hayır, sen yapacaksın, bir şeylerin arkasında duracaksın, o zaman olabilirsin” diyerek bana çok cesaret verdi.
 İşe yaramış görünüyor…
– Tabii yaradı. Büyük işler yapıyorsan yanında bir şeyleri öğretecek birileri olmak zorunda. Ben de o konuda çok şanslıydım. Ama onlar o zamanların duygusuydu. Şu an başka bir yöne doğru gidiyorum. Şimdi bir tarafa oynayayım kafasında değilim.
Ne kafasındasınız?
– Duygularımı, içimi iyi ifade edeyim, insanlara yeni şeyler öğretebileyim kafasında. Beni takip eden genç arkadaşlarım beni takip ederken bir neden bulsun. Onları boş boş oyalamayayım. Olgunluk evresi diyelim.

Hande’nin üstüne vazife olmayan bir tepkiydi
Polat Yağcı’yla İntizar’a karşı tutumu nedeniyle kavgalıydınız. Poll Production’la yollarınızı ayırdığınızı “Maalesef seninle aynı çatı altında olmaktan gurur duyamadım ve duyamayacağım” diyerek duyurmuştunuz. İntizar’ın yanında durduktan sonra bir anda LGBTİ gözdesi oldunuz…
– Benim için önemli olan insan. Şöyle bir şey yapayım, LGBTİ beni sevsin ya da şunu yapayım, kadınlar beni sevsin diye hareket edersem kendime ihanet etmiş olurum.
Sonra Poll Production’dan bir single çıkardınız. Şimdi de albüm. Barıştınız mı?
– Evet. Biz çocukluk arkadaşıyız. Hep kavga ediyoruz, birbirimize kimsenin söyleyemediği şeyleri istediğimiz şekilde söylüyoruz.
 Ne yaşanmıştı tam olarak?
– Bu gibi durumlarda şirketin başındaki yöneticinin herkesin fikrini alıp hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. “Ben senin sanatçınım ama benim düşüncem senin gibi değil” demek için bunu yaptım. Serzenişim buydu. Sonra Polat’la bu konuyla alakalı çok konuştuk. Orada bireysel olarak bir hatası olmadığını gördüm. Ama bugün olsa ve aynı şeyi yapsa, ben de yine aynısını yaparım.
Hande Yener yeniden birlikte çalışmanızı eleştirerek size gurur hatırlatması yaptı ama...
– Evet. Üstüne vazife olmayan bir tepkiydi. Bu benim Polat’la aramdaki bir durum. İkincisi; ben kendi albümüm için yazdığım şarkıyı çıkarıp ona hediye edecek kadar onu seven bir insanım. Orada nasıl bir ruh haline büründü bilmiyorum. Bir daha da konuşmadık.
Berkay’a çocuğu olduğunda mesaj attım
 Berkay’la dostluğunuzun da Arda Turan’ın bebeğini ziyarete gittiğiniz için bittiği söyleniyor. Küslük devam ediyor mu?
– Çocuğu olduğunda mesaj attım. O da teşekkür etti. İlişkimiz bundan ibaret.
 Olay ne tam olarak?
– Bir gün kendisi açıklayacaktır. Ben kendimi, “Şöyle böyle yaptım” diye savunmam. Her şeyi biliyorum, Allah da biliyor. O da bir gün hatıratında “Ben ona karşı böyle bir hata yaptım” diye olanları yazacaktır elbet.
 Bu camiada dost olmak zor mu?
– Kimse özelinde konuşmuyorum ama kolay kolay dost olunmuyor. Herkesle görüşürüm ama arkadaşlarım dört-beş kişi.

Neden oyunculuğu bırakayım?
Oyunculuk, yapımcılık ve yönetmenlik işlerine de girdiniz. Müzik yetmedi mi?
– Yetmediii… (gülüyor) Ben zaten sinema-televizyon mezunuyum. Kariyerimin başından beri klip çekiyorum. Senaryo da yazıyorum.
 ‘Dünya Hali’ filminde rol aldınız. Gişede başarı elde edemeyince sizin oyunculuğu bıraktığınız söylendi.
– Yok ya, neden oyunculuğu bırakayım? O filmde oynadım çünkü işin nasıl yürüdüğünü görmek istedim. İşin marazlarını anladım. Dört sinema filmi daha yapacakken kendimi çektim. Şimdi temkinli gidiyorum.
 ‘Gig Productions’ isimli bir şirketiniz var. Orada neler yapıyorsunuz?
– Yapımcılık… ‘Ustalar Âlemi’ diye bir televizyon filmi çektim. Bir yandan bütün dünyaya; Netflix’ten Hollywood filmlerine animasyon sektöründe hizmet veriyorum. Çok iyi, yetenekli gençlerle çalışıyorum.
Şu anki furya rap değil,
rap olduğu zannedilen bir pop
Pop müzik geç şekil değiştiriyor. Ben ve benim gibi öncü arkadaşlar, bir şarkı yapıyor, “Bu ne yapmış ya?” diyorlar. Üç sene geçiyor, bakıyorlar ki en iyi şarkı o. Biz o sound ülkeyi yakalasın diye üç sene beklemiş oluyoruz. Mesela şu an bir rap furyası var. O da rap değil, rap olduğu zannedilen bir pop. Bunun da çok çok önceden ülkemize gelmiş olması lazımdı. Bir de şu an camiada çok saçma bir kalabalık var. Temizlense ve sadece iyi arkadaşlar kalsa mutlu olurum.
Hayatımın en bilinçli dönemi
Heyecan yapmıyorum.
Kolay kolay sinirlenmiyorum.
Her şeye hemen atlamıyorum, olması gerekeni yapmaya çalışıyorum.
Yaptığım hataları tekrarlamıyorum.
Şimdiye kadar edindiğim tecrübelerin artık meyvelerini yiyorum. Devamı…

Kaynak: Hakan Gence, Hürriyet

Exit mobile version