Son dönemde müzik sektöründe, eser sahipliği ve telif hakları konusunda dikkat çeken bir durum ortaya çıktı. MSG ve MESAM üyeleri arasında dolaşan iddialara göre, bazı kişiler, koruma süresi dolmuş veya sahibi belli olmayan anonim eserleri, aranje yaparak “eserin sahibi” olarak kaydediyor. Ancak bu tür uygulamalar, telif hakları yasalarına aykırıdır ve hukuken geçerli değildir.
Telif hakları yasaları, bir eserin sahibi olabilmek için yaratıcı sürecin ve orijinal eserin saygı görmesi gerektiğini belirtmektedir. Bir müzikal eserin sahibi olmak, sadece onun orijinal yaratıcısına veya yasal hak sahiplerine aittir. Eserlerin aranje edilmesi veya yeniden düzenlenmesi, yalnızca yaratıcının veya yasal hak sahiplerinin izniyle mümkündür.
Ancak, son yıllarda bazı kişiler, anonim ya da koruma süresi dolmuş eserleri aranje ederek bu eserler üzerinde %100 sahiplik iddia etmektedirler. Bu tür bir davranış, sadece müzik sektöründe değil, genel olarak tüm telif hakları hukukunda ciddi bir ihlaldir ve müzik sanatçılarının emeklerini hiçe saymaktadır.
Telif hakları konusunda duyarlı olmak, sanatçının emeğine saygı göstermek ve yasal çerçevede hareket etmek büyük önem taşır. Yasal olmayan yollarla eser sahipliği iddia etmek, sadece yasal sorumlulukları değil, sektördeki güveni de zedeler.
Müzik ve diğer sanat dallarındaki eserler, her sanatçının emek vererek ortaya koyduğu yaratıcı ürünlerdir. Bu yüzden, eser sahipliğini yasal ve etik çerçevede ele almak, hem sanatçının haklarını savunmak hem de sektörün sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için kritik bir öneme sahiptir.